YENİ ÜRETİM ÜSSÜ TÜRKİYE
Yeşim Grup CEO'su Şenol Şankaya, pandemi ile birlikte lojistik sıkıntısının arttığını, Uzak Doğu'dan mal alan ülkeleri Türkiye'ye yöneldiğini belirtti. Şankaya, "Önümüzdeki süreçte bu üretim kayışlarını çok daha büyük ölçeklerle göreceğiz. Burada kilit konu, Türkiye'deki hazır giyim ve tekstil firmalarının bu talebe hazırlıklı olmaları" dedi.
Hakan DİKMEN
1983 yılında kurulan Yeşim, sadece Bursa’da toplam 325 bin metrekarelik bir alanda 4 bini aşkın çalışanı ile hazır giyim ve ev tekstilinde dünya markalarının stratejik üretim ortağı olarak çalışmalarına devam ediyor. 2020 yılını 366 milyon dolarlık ciro ve 332 milyon dolarlık ihracat ile kapattılar. Bu yıl da yüzde 15 büyümeyi hedefliyorlar. Hazır giyim ve ev tekstili sektöründe dünya markalarının stratejik üretim ortağı olarak İnsana ve teknolojiye yatırım yapmış bir şirket Yeşim Grubu sektöründe öncü olmuş. Ülkemize de hem döviz kazandıran hem de yaptığı yeniliklerle önder olan Yeşim Grup’un CEO’su Şenol Şankaya ile büyüme serüvenlerini ve dünya ülkeleriyle yaptıkları ticareti konuştuk.
Şirketinizden kısaca bahsedebilir misiniz?
1983 yılında kurulan ve 2021 yılı itibarı ile 38. kuruluş yıldönümünü kutlayan Yeşim, hazır giyim ve ev tekstilinde dünya markalarının stratejik üretim ortağı olarak çalışmalarına devam ediyor. Kurucumuz merhum Şükrü Şankaya’nın en önemli mirası olan “Önce İnsan” felsefesi, firmamızın tüm iş süreçlerinde kendine yer bulan en önemli değerlerimizden biri. “Hazır giyim ve ev tekstili sektöründe dünya markalarının stratejik üretim ortağı olmak” vizyonu ile yol alırken, “İnsana ve teknolojiye yatırım yapmak suretiyle, düşük maliyetlerle kaliteli üretim gerçekleştirerek kendi sektöründe öncü olmak” misyonunu benimsemiş durumundayız. Günlük üretim kapasitemiz 115 ton örme, 125 ton boyama, 100 bin metre baskı ve 250 bin adet hazır giyim ile 100 bin adet ev tekstilidir. Uzun yıllardan bu yana uluslararası platformlarda tescillenmiş kalite ve sosyal uygunluk belgeleriyle de tekstil ve hazır giyimde Türkiye’nin gurur kaynağı olmaya devam ediyor. Hazır giyimde Nike, ev tekstilinde ise Matheis - Schlafgut gibi firmalara yönelik üretim gerçekleştiren Yeşim’in üretim yaptığı diğer markalar arasında Under Armour, Zara, Pull&Bear, Bershka, Tommy Hilfiger, Tommy Jeans, Lacoste, Polo Ralph Lauren, Guess, Mudo, Aldi, Horizonte ve Tchibo gibi markalar yer alıyor. Dünyada hazır giyim sektöründe aynı çatı altında iplikten mamul ürüne kadar tüm işlemleri kendi bünyesinde yapabilen sayılı entegre tesislerden biri konumundayız ve Türkiye’de yarattığımız istihdam ve kadın çalışan hacmiyle de en büyük firmalar arasındaki yerimizi koruyoruz.
Kaç ülkeye ihracat yapıyorsunuz? Hedef pazarlarınız neler?
Genel üretimimizin yaklaşık yüzde 90’ını ihraç ediyoruz. Ağırlıklı spor giyim ürünlerinden oluşan hazır giyim ürünleri ve ev tekstili ihracatının yanına, 2020 yılında başgösteren pandemiye bağlı olarak üretimine başladığımız bez maske ihracatını da ekledik. Talep eden müşterilerimize önemli bir miktarda maske ihraç ettik. Hali hazırda liderliğini Almanya’nın yaptığı başta Avrupa ülkeleri olmak üzere Amerika ve Rusya pazarına ürettiğimiz hazır giyim ve tekstil ürünlerini gönderiyoruz.
Katma değerli ürün ihracatına ve yüksek teknolojili üretim süreçlerine bakış açınız nasıl? Ar-Ge ve inovasyonda ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Bursa’nın hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı katma değerli ürünlere odaklanmış durumda. Firma olarak biz de kilogram başına ihracatta Türkiye ihracatının yaklaşık 2 dolar üzerindeyiz. Firma olarak 5 yıl öncesine göre ürün bazında en az yüzde 15-20 gibi bir fiyat artışı görebiliriz ürünlerimizde, ki bu çok ciddi bir artış. Temel ürünlerde Yeşim olarak artık neredeyse hiç üretim yapmıyoruz diyebilirim. Baskı teknolojilerine çok ciddi yatırım yaptık. Parça baskı dendiği zaman sektörün önde gelen firmaları arasındayız. Performansa dayalı ürün üretimimizi oldukça geliştirdik. Bundan 5 yıl önce daha fazla pamuklu ürünler üretirken, geldiğimiz noktada Nike ya da Under Armour gibi markalara yönelik daha fazla performansa dönük dry fit dediğimiz yani spor sırasında teri dışarı atan ve likralı ürünleri üretmeye başladık. 1999 yılında Ar-Ge departmanını kuran ve araştırma geliştirme çalışmalarına büyük önem veren Yeşim; akıllı, organik, geri dönüşümlü ve inovatif kumaşlar alanında bugüne kadar birçok ilki gerçekleştirerek, birbirinden değerli çalışmaya imza attı. Yeşim, Ar-Ge alanında gerçekleştirdiği etkin ve sürdürülebilir çalışmalarının karşılığı olarak bugün gelinen noktada Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından sertifikalandırılmış bir Ar-Ge Merkezine sahip. Firma bünyesinde Ar-Ge ve yenilikçilik kültürünü yaygınlaştırmak amacıyla üretimden bağımsız araştırma ve proje odaklı çalışmalarına devam eden merkezimiz, müşterilerinin beklentileri doğrultusunda her yıl yüzlerce kumaş çalışması gerçekleştiriyor. 2020 yılı sonu itibarı ile Ar-Ge çalışmalarımızın ciromuzdan aldığı payın yüzde %1,5 oranında olduğunu söylemek mümkün. Ar-Ge ve inovasyon her zaman firma kültürümüzün bir parçası oldu. Sahip olduğumuz Ar-Ge Merkezimiz hayata geçirdiği katma değerli çalışmalar arasına geçtiğimiz yıl bez maske üretimini de ekledi ve bu alandaki yetkinliğimizle ödüle de layık görüldük. Merkezimiz hali hazırda müşterilerimiz nezdinde katma değer sağlayan projeler geliştirmeye devam ediliyor. Tekstil sektöründe kendisini global bir firma olarak konumlandıran Yeşim’in bugünlere gelmesini sağlayan faktörler arasında inovatif bir firma olması da yatıyor. Sürekli kendini yenileyen, sektördeki trendleri yakından takip eden ve bunlara uyum için gereken üretim ve yönetim esnekliğine sahip olan Yeşim, sektörün önde gelen inovatif firmaları arasında yerini almış durumda. İnovasyon bizim olmazsa olmazımız ve bu alanda da önemli yatırım planlarını devreye alıyoruz. İnovatif ürün geliştirme yatırımlarına yönelik attığımız adımlar bize katma değer olarak geri dönüyor. Teknoloji alanında yatırımlar yapmaya devam ediyoruz. Özellikle bilgi teknolojileri ve dijital platform yatırımlarına odaklanmış durumdayız. Burada dijital baskı ya da 3 boyutlu baskı teknolojileri öne çıkıyor. Müşterilerimize 3D numune sunmak adına çok ciddi adımlar attık. 3D kumaş tarama teknolojisiyle müşterilerimize numune ürün göndermeden dijital ortamda örnek üretimimizi gösterme şansımız var. Dünya markası müşterilerimizin bu yöndeki taleplerinin her geçen gün artacağına inanıyoruz.
Ciro, istihdam, büyümede son durumunuz nedir?
Sadece Bursa’da 4 bin 500’ü bulan çalışanımızla yol alıyoruz. Grubun tüm firmaları düşünüldüğünde ise toplam çalışan sayımız 15 binleri bulmakta. Bursa tesisindeki kadın çalışan oranımız yüzde 55’ler seviyesinde ve genç iş gücünü de fazlasıyla önemsiyoruz. 2020 yılını 366 milyon dolarlık ciro ve 332 milyon dolarlık ihracat değeriyle kapattık. Pandemi gölgesinde geçen 2020 yılında yüzde 5 düzeyinde ve sektör ortalamasının altında bir küçülme yaşadıysak da 2021 yılı büyüme hedefimizi yüzde 15 seviyesinde tuttuk.
Pandemi sizi nasıl etkiledi? Nasıl bir strateji geliştirdiniz büyüme konusunda?
Ülkemizde ilk kez Mart ayında görülen küresel salgın felaketi sonrası çalışanlarımızın sağlığını korumak adına gerekli tüm tedbirleri alarak gerekli sağlık önlemlerini en üst seviyeye çıkardık. Bu süreçte bir kriz ekibi oluşturarak gerekli tüm aksiyonları bu ekibin koordineli çalışması sonucu alma şansı bulduk. 2020 yılı mart ayından itibaren müşterilerimizin hızla düşmeye başlayan satışlarına paralel olarak sipariş iptalleri gündeme geldi. Bu süreçte ciddi bir yavaşlama ve üretim kaybı söz konusu oldu. Nisan ayında kısa süreliğine ara verdiğimiz üretimimize sonrasında yeni bir dinamizmle devam ettik ve Ar-Ge merkezimizin yaptığı çalışmalar sonrasında anti viral ve anti bakteriyel bez maske projesi başlatarak sıkı ve esnek yapıda iki ürün geliştirdik. YSMGUARD markalı maskelerimizin pazarlama çalışmalarını da tamamlayarak ticarileşmesini sağladık. Haziran ayından itibaren hız kazanan üretim süreçlerimizde geldiğimiz noktada oldukça ivmelendiğimizi söyleyebiliriz. 2020 yılındaki kayıplarımızı telafi ederek üstünde değerlere ulaşacağımızı ve 2021’i sektör ortalamasının üzerinde rakamlarla kapatacağımızı söyleyebiliriz. Kapanma sürecinde kısmı olarak evden çalışma yöntemiyle en azından bulaş riskini en aza indirmiş olduk. Öte yandan birçok alışkanlığımıza da son vererek tüm iş süreçlerimizi yeni normale göre kurguladık. Sürecin ev tekstili boyutuna bakıldığında ise ilk zamanlar kısmi bir yavaşlama yaşanmış olsa da, 2020 yılını 2019’a kıyasla daha iyi bir ciro değeri ile kapattığımızı söyleyebilirim. Her ne kadar departman mağazalarında kapanmalar gündeme gelmiş olsa da, cadde üstü mağazaların iş hacimlerinde belirli bir artış yaşandı. Buna bağlı olarak da siparişler devam etti. Satın alma koşullarında hijyen konusu geçmiş dönemlere göre çok daha fazla öne çıktı. Bu açıdan bakıldığında gerek ev tekstili sektörü genelinde, gerek Yeşim özelinde içinde bulunduğumuz mevcut pandemi sürecinde belirgin bir daralma hissetmedik.
Yurt dışında kurulu şirketlerinizin faaliyetleri ve ciroları ne kadar? 2021 ciro ve büyüme hedefleri kaçtır?
Yeşim Grup olarak Türkiye’deki üretim tesislerimizin dışında Mısır ve Moldova olmak üzere 2 ülkede yurt dışı yatırım programımız bulunuyor. Bunlardan biri global bir oyuncu olma misyonumuza uygun olarak 2008 yılında Mısır’ın İskenderiye şehrinde faaliyete geçti. Bölgedeki bu ilk üretim tesisimizin ardından bir diğer yatırımımızı 2009 yılında Kahire’de devreye aldık. Mısır operasyonlarının sonuncusu da 2019 yılı itibari ile İsmailiye kentinde hayata geçti. Gelinen noktada Yeşim Grubu olarak Mısır’da 3 fabrikamızla üretim ve ihracat faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Son yatırımımızla birlikte ciddi bir büyüme eğrisi yakaladık ve son 3 yıldır Mısır’ın en büyük tekstil-hazır giyim ihracatçısı olma unvanını elde ettik. Mısır’daki tesislerimizden başta Nike ve Under Armour markaları olmak üzere Amerika pazarına ürünlerimizi gönderiyoruz. Mısır’daki fabrikalarımızın 2020 yılı cirosu 96 milyon dolar olarak gerçekleşmişti. Moldova’nın Gagauziya bölgesindeki en büyük yabancı yatırımcı konumunda olan ve bölge ekonomisine yön veren bir diğer yatırımımızla da 2000’li yılların başından bu yana Avrupa pazarına yönelik üretim gerçekleştiriyoruz. İlk yurt dışı yatırımımızı ağırlıklı olark Türk’lerin yaşadığı bu bölgede gerçekleştirmiştik. Gelinen noktada 2000 kişilik istihdam hacmimizle bölgedeki çalışmalarımıza devam ediyoruz. Moldova’daki fabrikalarımızda yaptığımız üretimden elde ettiğimiz ciro 2020 yılında 39 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bölgedeki tesislerimizin 2020 yılsonu cirosunda bir önceki yıla göre yüzde yüzde 8’lik artış yaşadık.
2020’de pandemi yurt dışı şirketlerinizi nasıl etkiledi? 2021 nasıl gidiyor?
Tüm dünyayı etkileyen pandemi koşullarına bağlı olarak Mısır’daki tesislerimizde de küçük çaplı bir etkilenme söz konusu oldu ve buna bağlı br miktar ciro kaybı yaşadık. Mısır’daki tesislerimiz Amerika pazarına yönelik üretim gerçekleştiriyor ve Amerika’daki toparlanma da geçtiğimiz yıl Avrupa’ya göre nispeten daha yavaş seyretti. Ancak sonrasında önemli bir toparlanma sürecine girdiler. Moldova tesisimiz ise ilgili süreçten çok da etkilenmedi ve Avrupa pazarına yönelik üretim yaptığı için de hızla yoluna devam etti. Her lokasyonda planlarımızı revize ederek, önümüzdeki yeni sürece göre aksiyon almaya çalıştık. İlk etapta kayıplarımızı azaltma ve sonrasında da yılsonuna kadar olabildiğince olası açıkları kapatma yoluna gittik. Bu noktada yılın son aylarındaki performansımız son derece belirleyici oldu ve toparlanmaya ciddi katkı yaptı. Bu yılki performansımızla da geçtiğimiz yılın üzerine çıkacağımıza inanıyorum.
Yurt dışından önemli markaların üretimlerini Türkiye’ye kaydırdığı ile ilgili bilgiler geliyor. Siz de bunu doğruluyor musunuz? Türkiye’nin ne gibi avantajları var?
İçinde bulunduğumuz pandemi süreci özellikle hizmet sektörünü olumsuz etkiledi. Bursa’nın iki dinamik sektörü otomotiv ve tekstilde işler nispeten daha iyi gitti diyebiliriz. Pandemi sürecinde hazır giyim ve konfeksiyonda bizi şaşırtan güzel gelişmeler oldu. Özellikle Çin’den Uzak Doğu’dan batıya doğru ciddi bir dönüş oldu. Pandemi lojistikte ciddi sıkıntılar doğurdu. Bazı firmalar kumaşı Uzak Doğu’dan alıp Vietnam, Kamboçya gibi ülkelerde diktiriyordu. Bunun çok yanlış bir model olduğunu gördüler ve bize döndüler. Çünkü Türkiye’nin hazır giyim ve tekstil alt yapısı çok güçlü. Ayrıca biz entegre yapıya sahibiz. Bu da bize yıllardır çok güçlü bir alt yapı kazandırmıştı. Pandemide bu gücümüzü müşteriler gördü. Geçen yıl Nisan ve Mayıs aylarında kapanma yaşanında cirolar çok düştü. Haziran ayında açılınca da çok ciddi talep oldu. Uzak Doğu ülkeleri de bu talebe cevap veremediği için biz devreye girdik. Özellikle Zara gibi modada hızlı rol alan firmalar ciddi miktarda mal aldılar. Diğer markalar da aynı şekilde Türkiye’den hızlı şekilde mal teslim aldı. Bunun faydalarını o gün gördük, görmeye de devam ediyoruz. Türkiye’nin entegre yapısı gelecekte bu sektörün daha da parlak olduğunu gösteriyor. Önümüzdeki süreçte bu üretim kayışlarını çok daha büyük ölçeklerle gözlemleme şansımız olacağını düşünüyorum. Burada kritik konu, Türkiye’deki hazır giyim ve tekstil firmalarının bu talebe hazırlıklı olmaları. Hazırlıklı olmak için de gerekli yatırım programlarını tamamlamış olmak şart. Sektör temsilcileri olarak gerekli kapasite ve modernleşme yatırımlarını devreye alırsak, önümüzdeki dönemde başta Amerika ve Avrupa olmak üzere ilgili tüm pazarlardan gelebilecek sipariş taleplerine hızla yanıt verme şansı bulabiliriz. Sektörümüz açısından 2021 yılı oldukça hareketli tamamlanacak gibi görünüyor. Türkiye bundan sonra söz konusu bu hacimli taleplere hazırlanmalı ve tüm planlamalarını buna göre revize etmeli.
Yeşim Grup’un Ağrı yatırımıyla ilgili detaylı bilgi verebilir misiniz?
Yeşim Grup müşterilerinin taleplerine uygun olarak kapasite artışı yapma ve planlı gelişimi kapsamında 2019 yılında Ağrı’da yatırım kararı almış ve bölgede devlet teşviki ile bir üretim tesisi hayata geçirmişti. Ağrı Valiliğince Tekstilkent Bölgesinde tahsis edilen 36 bin metrekarelik fabrika alanı üzerinde hayata geçirilen yeni tesis, yaklaşık 20 milyon Euroluk bir yatırım bedeliyle şekillendi. Halihazırda Ağrı tesisinde 1.000’den fazla çalışan sayısına ulaşılmış durumda. Tesiste 2022 yılı başına kadar 1700-1800 kişilik istihdam seviyesine çıkılması planlanıyor. Yeşim ilk etapta Ağrı tesisinde 5 bin kişilik istihdam sayısına ulaşmayı hedefliyor. İlgili hedef yakalandıktan sonra ikinci bir 5 bin kişilik istihdamı da devreye almayı planlayan Yeşim, bölgenin gelişim hikayesinin bir parçası olabilmeyi hedefliyor. Halihazırda dünyanın tanınmış markalaına yönelik hazır giyim üretimini sürdüren Ağrı tesisi, ünlü Tommy Hilfiger markası için de üretim yapmaya başladı. Yeşim, bölgedeki diğer üretici partnerlere verdiği destekle kapasitesini büyütüyor. Yeşim Grup önümüzdeki dönemde Ağrı tesisi için ilave bir 30 milyon Dolarlık yatırım daha öngörüyor. Şu an fabrikanın baştan sona otomasyon sistemleriyle donatılma süreci ise devam ediyor. Ağrı’da hayata geçirilen söz konusu üretim tesisi ile sadece şehrin değil, bölgenin çehresinin değişimine de katkı yapılması amaçlanıyor. Ağrı tesisinde çalışan sayısı 10 bin kişiye ulaşıp tam anlamıyla realize olduğunda mevcut kapasiteye yaklaşık yüzde 25-30 kadar ilave bir ciro sağlanmış olacak. Söz konusu üretimini destekler nitelikte bölgedeki partnerlerle iş birliği geliştirme opsiyonunu da devrede tutuyoruz. Bu açıdan bakıldığında sadece Ağrı ile değil, Bitlis, Muş ve Van gibi bölgenin diğer illerindeki tedarikçileri ve üretici partnerleri düşününce çok daha büyük bir ekosistemle birlikte yol alıyoruz. Ağrı’nın mevcut potansiyelinin farkındayız ve hayata geçirdiğimiz yatırımlarla Doğu Anadolu Bölgesi’nde büyüdükçe, batıya olan göçün önlenmesine de katkı koymuş olacağız. Göçün önlenmesi de bölge vatandaşlarının kendi memleketlerinde kalarak refah içinde yaşamasını sağlayacak.
Sürdürülebilirlik yaklaşımınız hakkında da bilgi verebilir misiniz?
Dünya endüstri ligine entegre küresel bir oyuncu kimliği ile yol alan Yeşim, söz konusu kimliğine uygun olarak attığı her adımda sürdürülebilirlik, sosyal uygunluk ve sosyal sorumluluk gibi kavramları önceliklendiriyor. Sürdürülebilirlik kavramı Yeşim’de “Önce İnsan” prensibiyle inşa edildi ve tüm iş süreçlerine bu bakış açısıyla entegre edildi. Oluşturulan bu yapı grubun üretim yaptığı dünya markaları tarafından yıllardır denetlenen ve devamlılığı sağlanan şeffaf bir sistematiğe oturtulmuş durumda. Yeşim Türkiye’de hazır giyim sektöründe SA 8000:2014 Sürdürülebilirlik Belgesini 2005 yılında ve OEKO-TEX SteP Belgesini 2015 yılında alan ilk firma oldu ve söz konusu belgelerin devamlılığı noktasında sürekli denetleniyor. Yeşim ayrıca Türkiye’de Global Compact’ı (GC) 2006 yılında imzalayan ilk hazır giyim ve tekstil firması olma özelliği de taşıyor. 2021 yılı itibarı ile 12. sürdürülebilirlik raporuna imza atan Yeşim, 2014 yılından bu yana üst üste 3 dönem GC Yönetim Kurulunda yer alarak sürdürülebilirlik çalışmalarına da liderlik ediyor. Yeşim’in bir başka özel yönü de 2015 yılında Türkiye’de sektöründe WEPs’i imzalayan ilk firma olmasıdır. Öte yandan İş Dünyası Kadına Şiddete Karşı platformunun kurucuları arasında bulunuyor ve TÜSİAD Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubunda da yer alıyor. GC içinde Kadının Güçlenmesi Çalışma Grubu’nun kurulmasına da öncülük eden Yeşim, 2016-2019 yılları arasında grubun eş başkanlığını da yürüttü. Yeşim ayrıca Kadının Güçlenmesi Bursa Platformu’nun kurulmasına da öncülük etti. Yeşim’i özel kılan konuların başında 1988 yılından bu yana hizmet veren kreşi gelmekte. Yeşim kreşi, toplumsal cinsiyet eşitliğine yaptığı katkı ile Türkiye’de ve dünyada çeşitli platformlarda en iyi örnek olarak gösterildi ve bir çok ödüle layık görüldü. Yeşim’in sürdürülebilirlik adımları adına söylenebilecek son konu da, 2000 yılından bu yana kendi arıtma tesisine sahip olmasıdır. Tesis online olarak 24 saat denetlenmekte. Öte yandan başta enerji ve su tasarrufuna yönelik özel projeleri de Yeşim’in sürdürülebilir üretimini destekliyor ve daha temiz bir çevreyi önceliklendiriyor. Son yıllarda karbon ayak izini küçültmek adına attığı ve atacağı adımlarla da bu alandaki yetkinliğini de perçinleme iddiasında.
Yeşim Grubun Sosyal Sorumluluk projelerine bakışı nasıl?
Bir taraftan üretirken bir taraftan da sosyal uygunluk koşullarını sağlayarak gönüllülük esası ve “Önce İnsan” felsefesi doğrultusunda sosyal sorumluluk projeleri hayata geçiren Yeşim, bu alanda yürüttüğü çalışmaları çalışanlar, kadın, çevre, eğitim ve spor başlıkları altında önceliklendiriyor. Projelerde gözetilen en önemli kıstas ise toplumsal bir ihtiyaca çözüm sunması gerçeği. Yeşim’de yapılan sosyal sorumluluk çalışmaları Kurumsal İletişim Direktörü Dilek Cesur liderliğinde hayata geçirilirken, bazı projelerde Yeşim Gönüllüleri de sürecin içinde yer almakta. Bu süreçte Kurumsal İletişim Departmanı kurumdan çalışana ya da çalışandan kuruma gelen projelerin oluşum aşamasında katalizör görevi görüyor. Ayrıca arada sinerji yaratarak kurumun bu konudaki genel duruşuna paralel çalışmalara imza atılmasına öncülük ediyor. Yeşim’de kurum kültürünün bir parçası olan gönüllülük, yönetim kurulundan en alt seviyede çalışana kadar sahiplenilen bir değere dönüşmüş durumda. Yeşim çatısı altında hayata geçirilen birbirinden değerli sosyal sorumluluk projeleriyle insana ve hayata dokunmak hedefleniyor. Bu yolda desteğini hiçbir zaman esirgemeyen ve sergilediği güç birliği ile her türlü engeli aşmayı bilen Yeşim gönüllüleri, birçok çalışmanın içinde yer almakta. Kelebeğin Dünyası olarak başlayan ve sonrasında Bizim Eşit Dünyamız’a evrilen proje başta olmak üzere ‘İyilik Yap Fark Yarat’ projesi, Vodafone İstanbul Maratonu’nda koşan Yeşim Koşu Takımı, Kızılay “Kan Ver Can Ver” kan bağışı kampanyası, İşitme Engellilere yönelik yapılan ‘Aramızdaki Engelleri Kaldırıyoruz’ çalışması, kanser tedavisi gören çocuklarımıza yönelik gerçekleştirilen Dilek Ağacı ve ‘Önce İnsan - Gönülden yapılan işleri nesillerdir destekliyoruz’ projeleri ile farkını ortaya koyan Yeşim, sosyal sorumluluk çalışmalarının sürdürülebilir olmasını son derece önemsemekte.
Bugüne kadar yaptıklarınızla ben de bu ülke vatandaşı olarak gurur duyuyorum Bundan sonrası için ne ersiniz ?
Global firma kimliğine uygun olarak yurt dışı operasyonlarını büyüme stratejisine paralel geliştirmeye devam eden Yeşim, Jade Tekstil ile 2016 yılından bu yana Mısır’dan gerçekleştirdiği ihracatını 4 kat, istihdamı da 2.5 kat arttırarak son üç yıldır üst üste Mısır’ın en büyük hazır giyim ihracatçısı olma başarısını gösterdi. Jade Tekstil bir Türk şirketinin yurt dışında tek çatı altında sağladığı en büyük istihdamlardan biri haline gelmiş durumda. Yeşim son bir gelişme olarak halihazırda Bursa tesislerinin bir parçası olan ve Yeşim denince ilk akla gelen unsurlardan biri olan kreş hizmetini Mısır’daki İsmailia tesislerinde de devreye aldı. Mevcut kreş biriminde 300 çocuğa hizmet verilmesi planlanıyor. Kreş birimi, Mısır sanayisinde bir ilk olma özelliği taşıyor. 33 yıldır kadın çalışanlarına sağladığı ücretsiz kreş hizmeti ile kadın istihdamını güçlendirmeyi önceliklendiren Yeşim, ‘Kadın dostu firma’ vizyonunun bir parçası olan bu hizmeti böylece Mısır’a da taşımış oldu. Kreş biriminin açılışı Mısır Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mohamed Mahmoud Saafan ve bakanlık yetkililerin katılımıyla gerçekleşti. 260 bin dolarlık bir yatırımla şekillenen kreş biriminde nihai hedef, 6 sınıfa sahip olmak. Kreşe 90 günlükten 6 yaşına kadar olan tüm çocuklar kabul ediliyor. Anneler doğumdan sonraki süreçte işe döndüklerinde mesai saatleri içinde çocuklarını emzirebilmekteler. Jade Tekstil mevcut kreş birimiyle, İsmailia Serbest Bölgesi’nin kreşi olan ilk firması oldu. Jade bu sayede Mısır genelinde de kreşe sahip ilk hazır giyim tesisi haline geldi. Mısır Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mohamed Mahmoud Saafan ve bakanlık yetkililerinin ziyareti sırasında yine tesis bünyesinde faaliyete geçirilen “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadınların Ekonomik Güçlendirilmesi” biriminin açılışı da gerçekleştirildi. Söz konusu birim aracılığı ile İsmailia’da toplumsal cinsiyet eşitliği kültürünün yaygınlaştırılması hedefleniyor. Böylece tesis bünyesinde hiçbir ayrımcılığa ya da istismara müsamaha gösterilmemesini amaçlayan bir yapı oluşturulmuş oldu. Söz konusu birim, Mısır’da bu konuda oluşturulan ilk birim olma özelliği ile de diğer firmalara liderlik edecek. Birime kadın çalışanlar istedikleri zaman başvurup destek alabilecek. Yeşim Kreşi son olarak, geçtiğimiz aylarda Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Ankara Ofisi tarafından kurumlar arası iş birlikleri ile kadın istihdamını desteklemek amacıyla erken çocukluk bakımı ve eğitimi (EÇBE) uygulamalarına ilişkin yayınlanan raporda da örnek uygulama olarak gösterildi. Verdiğiniz bilgiler için teşekkür eder, bundan sonra da başarılarınızın devamını dileriz.