YENİ NESİL LİDERLİĞİN GİZLİ SİLAHI EQ YÖNETİMİ
Kurumsal sürdürülebilirlikten çalışan memnuniyetine, yeni nesil liderlerin başarısında duygusal zekâ (EQ) artık en az teknik bilgi ve deneyim kadar kritik bir unsur. Türkiye Yetkinlik Akademisi Kurucusu Rana Kaplan ile EQ'nun liderlikteki stratejik rolünü konuştuk

Geleneksel liderlik anlayışı artık yerini, insan odaklı, duyguları okuyabilen ve ekip dinamiklerini dönüştürebilen liderlik modellerine bırakıyor. Türkiye Yetkinlik Akademisi Kurucusu Rana Kaplan, bu dönüşümde duygusal zekânın (EQ) kritik rol oynadığını belirtiyor. Kaplan’a göre EQ; kurumsal dayanıklılığın, çalışan bağlılığının ve sürdürülebilir başarının en önemli kaldıraçlarından biri. Analiz Gazetesi için gerçekleştirdiğimiz bu röportajda Kaplan, yeni nesil liderlikte EQ’nun itici güç ve güvenlik ağı olarak nasıl bir fark yarattığını tüm yönleriyle anlatıyor.
EQ’nun gelişimi sadece bireysel düzeyde değil, kurumsal sürdürülebilirlik açısından da önemli bir faktör olarak değerlendiriliyor. Bu bağlantıyı biraz daha açar mısınız?
20 yıl gibi bir zamandır iş dünyasının insan kaynakları ve liderlik alanlarının gündeminde olan EQ gelişimi konusu günümüzde akut bir seviyeye ulaşmış durumda. Ancak hala “duygu yönetimi” tanımının ötesine yeterli verimlilikte geçebilmiş değil.
Oysa bugün, bu kavramı, tüm katmanlarıyla, olabildiğince derinlikle ele almak, dönüşüm çağında başlı başına rekabet avantajı.
Geleneksel bakış açısıyla başarı, teknik bilgi, deneyim ve rasyonel analiz kabiliyetiyle tanımlanırken, günümüzün dinamik ve karmaşık çalışma ortamında bu bakış açısı köklü bir dönüşüm geçirmekte. Duygusal zekâ (EQ), şirketlerin hem insan sermayesini yönetme hem de sürdürülebilir başarıyı inşa etme biçimlerinde merkezi bir rol oynamakta.
Yeni nesil liderlerin en belirgin farkı, duygusal zekâlarının yüksek olması. Artık sadece ne kadar bildikleri değil, “nasıl hissettikleri, duygularını organize edebilme becerileri, ekiplerinin nasıl hissettiğini ne kadar anlayabildikleri ve bu hisleri onların performansında nasıl kaynağa ve itici güce dönüştürebildikleri organizasyonun başarısını direkt etkiliyor.
İşten ayrılma süresi azaldı
Türkiye Yetkinlik Akademisi olarak yürüttüğünüz kurumsal EQ gelişim projelerinde en çarpıcı sonuçlar hangi alanlarda ortaya çıktı? Bu veriler ne söylüyor?
Türkiye Yetkinlik Akademisi olarak, kurumsal EQ gelişim projelerinde çeşitli ölçme değerlendirme envanterleri kullanıyor ve kurumsal başarı dinamiklerine yansımalarını yine konuya özel tasarlanan envanterlerle değerlendiriyoruz. Son 5 yılın en dikkat çekici iyileşme artışları, günümüz kurumsal hayatın sorunlu alanlarında gerçekleşiyor. Toplam 4660 beyaz yakalı çalışan için 5 farklı sektör çıktılarını baz alarak oluşan TYA Kurumsal Dayanıklılık 2024 raporumuzdaki bu alanla direkt ilgili olan iki önemli veri:
İşten ayrılma oranlarında 2 yıl öncesine göre %18 azalma, Çalışan deneyimi anketlerinde toplam memnuniyet oranında 1 yıl öncesine göre %8, 2 yıl öncesine göre % 19 artış.
Rehber lider kültürü
Yeni nesil liderlerin duygusal zekâsı yüksek oldukça, ekip dinamikleri ve kurum kültürü nasıl etkileniyor? EQ burada bir itici güç mü yoksa bir güvenlik ağı mı?
Yeni nesil liderlikte başarı artık sadece stratejik vizyondan değil, insanları bir arada tutabilmekten de geçiyor. Kurum içi çatışmalarda hakem değil, rehber olan; performans düşüklüğünü eleştirmek yerine kök nedenini anlamaya çalışan liderler, güven kültürünü inşa ediyor. Bu sebeple, gelişmiş EQ, liderin yetkinliği ile oluşan kurumsal bir kaldıraç. Yalnızca bireysel bir avantaj değil, kurum kültürünü, ekip performansını ve stratejik karar alma süreçlerini doğrudan etkileyen bir faktör. Kurumsal sürdürülebilirlik açısından stratejik bir unsur.
EQ itici güç mü, güvenlik ağı mı? Bu yanıtı anlaşılması gereken şahane bir soru. Tüm sistemlerin Yapay Zeka dönüşüm sürecine girmekte olduğu bu dönemde, Kurumsal EQ Gelişiminin de neden en önemli yatırım olduğunu da açıklayan bir mesele. İtici güç, eylemle eşleşen bir kavram. Burada “zaman yönetimi, verimlilik ve iyi iş sonuçları” var. Yani insan gücü ve insan etkisi tarafında artık gerekliliği ön sırada olmayacak yetkinlikler. EQ gelişimi psikolojik, sosyal ve organizasyonel güvenlik ağı olarak büyük önem arz edecek. Bu önem, bugün, gelişmiş kurumsal EQ’da, belirsizlik yönetimine güçlü katkı sağlamış durumda. Son 18 aya ait bu konudaki kurumsal çalışmalarımızın ölçme değerlendirme verileri, belirsizlik yönetimi için EQ gelişimiyle yükselen şu yetkinlikleri üst sırada bulgulamamızı sağladı:
En yüksek yetkinlik 4,92 puanla “güven” kavramını yıldızlamakta.
EQ’nun liderlik kavramındaki rolü son yıllarda nasıl bir dönüşüm geçirdi? Geleneksel liderlik anlayışıyla arasındaki temel farkları nasıl tanımlarsınız?
EQ yönetiminin modern iş dünyasında nasıl uygulanması gerektiğine dair güçlü bir literatür de oluşmuş durumda.
Liderlik gelişiminde, öz farkındalık, öz yönetim, derin duyma, bütünsellik ve kavramsal dengelilik için koçluk destekli EQ yatırımları liste başına çıkıyor.
İnsan kaynakları süreçlerine EQ bazlı yetkinlik setlerinin entegrasyonu, çalışan bağlılığı, psikolojik güven, değer odaklı liderlik ilkelerinde ön plana çıkıyor.
Kültürel zekâ ve etik sezgi
Yetkinlik | 120'lik Skaladaki Katsayı | EQ Boyutlarındaki Karşılığı |
Tutarlılık ve Güvenilirlilik | 4.92 | Kişisel Farkındalık |
Karmaşıklıkta karar alma | 4.90 | |
Sağlıklı öz eleştiri | 3.93 | |
Stres torelansı | 4.92 | Kişisel Denetim |
Sürdürülebilir motivasyon | 4.92 | |
Etik duruş | 3.93 | |
Tutku ve Kararlılık | 3.93 | İçsel Motivasyon |
Vizyon geliştirme | 3.93 | |
Bağımsız düşünme | 3.93 | |
İletişimde derinleşme | 4.92 | Sosyal Farkındalık |
Durumsal farkındalık | 4.92 | |
Denge kurucu tarz | 3.93 |
Psikoloji, sosyoloji gibi sosyal bilimlerden gelen liderlerin C-seviyede artan görünürlüğü sizce liderliğin geleceği açısından neyi işaret ediyor?
Tüm bu gelişmeler, lider profilinde de belirgin bir değişimi beraberinde getiriyor. Artık sadece mühendislik ya da finans değil; psikoloji, sosyoloji ve kültürel çalışmalardan gelen liderler de C-seviye rollerde daha görünür hale gelmeye başladı. World Economic Forum’un 2025 raporu, kültürel zekâ ve etik sezgiyi, geleceğin en kritik liderlik becerileri arasında tanımlıyor. PwC'nin Avrupa CEO araştırmasına göre ise sosyal bilimlerden mezun olan CEO’ların oranı son beş yılda iki katına çıktığını gösteriyor.
Bilgiye erişim hızı olumsuz etkiliyor
Bilgiye erişimin hızlandığı bir çağda insanlar muhakeme ve içgörü becerilerini kaybediyor mu? EQ bu zihinsel aşınmayı telafi eden bir araç olabilir mi?
Tüm bunlarla birlikte, aynı zamanda bunların dışında belirtmek isterim ki, bilgiye erişim hızı artan insan, aynı hızda, muhakeme edebilme ve içgörü oluşturabilme yetkinliklerini yitirmekte. AI sistemleri, bilgiyi işleme yani bir bakıma muhakeme edebilme konusunda hızla ilerlerken insan için durumun tam tersi olmasını, yaşamın geleceği için kaygı verici olarak değerlendirebiliriz. Tam da bu noktada, EQ gelişimi, önemli bir zihin sağlığı göstergesi olan “muhakeme ve içgörüş” güçlenmesinde çok yüksek önemde ve başroldedir.