"YAPAY ZEKA PROJELERİNE YÜKSEK DESTEK SAĞLAMAYI HEDEFLİYORUZ"
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, yapay zekanın, dijital devrimin tam merkezinde yer aldığını belirterek, "Her geçen gün artan veri işleme kapasitesi ve gelişmiş analiz kabiliyetleri sayesinde yapay zeka, akıllı üretim sistemlerinden hassas tarıma, iklim değişikliğiyle mücadeleden eğitim teknolojilerine geniş bir yelpazede, yeniliğin, verimliliğin ve rekabetin önünü açıyor." dedi.

Bakan Kacır, JW Marriott'ta, Yapay Zeka Politikaları Derneği (AIPA) tarafından, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın katılımıyla düzenlenen, "AI Tomorrow Summit 2025" etkinliğine katıldı.
Teknolojide kaydedilen ilerlemelerin, üretim modellerinden bireysel yaşam pratiklerine kadar hemen her alanda, kapsamlı bir yeniden yapılanmayı beraberinde getirdiğini anlatan Kacır, yapay zekanın, dijital devrimin tam merkezinde yer aldığını vurguladı.
Yapay zekanın, karar süreçlerini dönüştüren, strateji kurmayı mümkün kılan, öngörü kapasitesini genişleten bir zihin ortağına dönüştüğüne işaret eden Kacır, "Her geçen gün artan veri işleme kapasitesi ve gelişmiş analiz kabiliyetleri sayesinde yapay zeka, akıllı üretim sistemlerinden hassas tarıma, iklim değişikliğiyle mücadeleden eğitim teknolojilerine geniş bir yelpazede, yeniliğin, verimliliğin ve rekabetin önünü açıyor. Bunların yanında yapay zekanın yalnızca fırsatları değil, aynı zamanda yeni riskleri, etik ikilemleri ve toplumsal sınamaları da beraberinde getirdiğini göz ardı etmemek gerekiyor." diye konuştu.
Kacır, bugün yapay zeka geliştirme süreçlerinin önemli kısmının, kamusal fayda odaklı, etik sorumluluk taşıyan yapıların değil, ticari kazancı önceleyen büyük teknoloji aktörlerinin elinde şekillendiğini söyledi.
Teknoloji savaşlarının ana cephesi haline gelen bu alanda veri hakimiyeti, altyapı üstünlüğü ve küresel platformları kontrol etme kapasitesinin, ülkeler arasındaki makası açtığına dikkati çeken Kacır, yapay zeka geliştiricileri ve uygulayıcıları arasında güvenlik, mahremiyet, adalet ve eşitlik temelinde kullanımın teminat altına alınmasını sağlayacak, ortak bir norm zeminin henüz oluşturulmadığını kaydetti.
Kullanıcılar tarafından yoğun şekilde tercih edilen yapay zeka sistemlerinin, dil ve kültürel çeşitliliği yeterince gözetmeyen homojen veri kümeleriyle beslenmesinin, farklı kültürleri dışlayan ve ifade biçimlerini tek tipleştiren bir düzene kapı araladığının altını çizen Kacır, şunları kaydetti:
"Yapay zekanın, tüm bu sınamalar karşısında, insanlığın huzurunu ve ortak refahını güçlendiren, kapsayıcı bir geleceğe mi hizmet edeceği, yoksa eşitsizlikleri derinleştiren, kültürel çoğulluğu bastıran bir dijital tahakküm aracına mı dönüşeceği, insanlık olarak göstereceğimiz iradeye bağlı. Böyle bir tabloda, Milli Teknoloji Hamlesi vizyonumuz doğrultusunda, adalet ve merhamet ilkelerini merkeze alan bir anlayışla, yapay zeka devrimini insanlık yararına yönlendirmek için güçlü bir irade ortaya koyuyoruz. Ulusal Yapay Zeka Stratejimiz ile yapay zeka ekosistemini daha gelişmiş ve daha rekabetçi bir yapıya kavuşturacak hamleleri belirledik."
- "Yapay zeka, mevcut işgücünün yarıdan fazlasını oluşturan işleri değiştirecek"
Kacır, TÜBİTAK'ın yapay zeka ekosistem çağrıları ile yapay zeka çözümlerine ihtiyaç duyan şirketlerin, bu alanda teknoloji geliştiren KOBİ'lerin ve araştırma merkezlerinin projelerinin desteklendiğini aktardı. Bu yıl 4'üncüsü açılan çağrıya ilişkin bilgi veren Kacır, çağrı ile akıllı üretim sistemleri, akıllı tarım, gıda ve hayvancılık, finans teknolojileri, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik, akıllı eğitim teknoloji başlıklarında yapay zeka çözümlerine ihtiyaç duyan şirketlerin, ülkenin araştırma ve inovasyon altyapısının birikiminden etkin faydalanmasını sağlayacaklarını dile getirdi.
Yapay zekanın, mevcut işgücünün yarıdan fazlasını oluşturan işleri büyük oranda değiştireceğinin farkında olunması gerektiğine işaret eden Kacır, bu anlayışla Teknofest, Deneyap Teknoloji Atölyeleri ve Sektör Kampüste gibi programlarla gençleri yapay zeka çağının gerektirdiği yetkinliklerle buluşturduklarını belirtti.
Kacır, yapay zeka teknolojilerinin yüksek işlem gücüyle etkili biçimde üretilebilmesi, uygulanabilmesi ve verimli sonuçlar doğurabilmesi için gereken altyapıyı da inşa ettiklerine değinerek, 35 bin dizüstü bilgisayara denk gelen bilgi işlem kapasitesi ile dünyanın en güçlü 500 süper bilgisayarı arasında yer alan ARF'in geçen yıl devreye alındığı hatırlattı.
Savunma sanayisinden ilaç geliştirmeye, üretim teknolojilerinden hastalıkların erken teşhisine, pek çok stratejik alanda yürütülen yüksek yoğunluklu simülasyonların hızlı, güvenli ve verileri Türkiye'de kalacak şekilde gerçekleştirilmesine imkan sağlandığını bildiren Kacır, bu kapasiteyi daha da ileri taşımak için, özellikle veri analitiği ve yapay zeka uygulamaları için yüksek performanslı grafik işlemcilerle donatılmış ARF-ACC altyapısının da hizmete sunulduğunu aktardı.
- "Türkiye'nin yapay zeka yolculuğunu şekillendiriyoruz"
Yaklaşık 380 bin dizüstü bilgisayara eşdeğer işlem gücüne sahip MareNostrum 5'i, Avrupa Yüksek Başarımlı Hesaplama Konsorsiyumuna (EuroHPC) ortak olarak araştırmacıların kullanımına sunduklarını hatırlatan Kacır, şöyle devam etti:
"Çok kısa bir sürede, süper bilgisayar altyapımızı yeni nesil grafik işlemci birimleriyle güçlendirerek işlem kapasitemizi üç katına çıkarmayı, böylece yapay zeka alanındaki ileri seviye projelere yüksek destek sağlamayı hedefliyoruz. Güçlü altyapı yatırımlarıyla, desteklerimizle ve nitelikli insan kaynağımızla, Türkiye'nin yapay zeka yolculuğunu bütüncül ve stratejik bir vizyonla şekillendiriyoruz. Bu yaklaşımın önemli bir çıktısı olarak gördüğümüz, ülkemizin ilk temel yapay zeka büyük dil modelinde önemli mesafe kat ettik. Proje kapsamında TÜBİTAK BİLGEM Yapay Zeka Enstitümüz, dijital içerikler, kamuya açık veri setleri ve kurumsal kaynaklardan 1 trilyon tokenlık veri derledi."
Kacır, bu modelleri yalnızca metinle sınırlı bırakmadan, görüntü ve ses gibi çoklu veri türlerini birlikte işleyebilen, çok modlu yapay zeka sistemlerine dönüştürmek üzere çalışmalara devam ettiklerini anlattı.
Bu sayede yalnızca yerli ve özgün teknoloji üretme kapasitesini değil, aynı zamanda dilin ve kültürün zenginliğine de dijital geleceğe taşıdıkların vurgulayan Kacır, sözlerini şöyle tamamladı:
"Yerli ve özgün yeni yapay zeka modellerinin doğmasını sağlayacak girişimleri, somut adımlarla desteklemeye devam edeceğiz. Türkiye'nin yapay zeka alanında söz sahibi ülkelerden olması adına, stratejik hamlelerimizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu alanda bilimsel yayın sayısında dünyada 16. sıradayız ve bu alanda hızla ilk 10 ülke arasına girmeyi sağlayacağız. Güçlü teknoloji geliştirme altyapımız ve nitelikli insan kaynağımızla, yapay zekanın etik değerler doğrultusunda ilerlemesini savunmaya devam edeceğiz."
- "Türkiye, yapay zeka liginde 40'lı sıralardan ilk 20'ye girebilir"
AIPA Başkanı Zafer Küçükşabanoğlu, AI Tomorrow Summit'in, alanında Türkiye'nin en kapsamlı zirvesi olduğunu söyledi. Ülkelerin, yapay zeka alanında attığı adımlar hakkında bilgi veren Küçükşabanoğlu, böyle bir atmosferde, Türkiye'nin de yapay zekada büyük bir atılım yapması gerektiğini vurguladı.
Küçükşabanoğlu, Türkiye'nin yapay zekadaki en büyük kozunun genç nüfusu olduğunu dikkati çekerek, "Gençlerimizi anlar, onlara zemin hazırlar ve yapay zekaya olan ilgilerini bilgiye dönüştürebilirsek, Türkiye yapay zeka liginde 40'lı sıralardan ilk 20'ye girebilir. Bunu hep birlikte başaracağız. Nasıl enerjinin, tarımın, sağlığın ve daha birçok konunun politikaları varsa artık tüm alanların yapay zekayla ilgili politikaları acilen belirlenmeli ve istikrarlı şekilde uygulanmalıdır." ifadelerini kullandı.
Yapay zekayla ilgili politikaların başında da eğitimin gelmesi gerektiğinin altını çizen Küçükşabanoğlu, "Bizler, Türkiye'de yapay zeka üniversitesinin açılmasını istiyoruz. Hatta isminin de 'Ordinaryüs Profesör Cahit Arf' olmasını öneriyoruz. Bu adımların atılması, Türkiye için bir lüks değil, ihtiyaçtır. Türkiye gibi 100 yılı devirmiş iddialı bir ülke için dünyadaki 2. yapay zeka üniversitesini açmak çok yakışacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Muhabir:Ayşe Böcüoğlu Bodur, Mertkan Oruç
Redaktor:Mehtap Yılmaz Özdemir
Yayınlayan:Ergin Garip
Detaylar
22.05.2025 12:16Türkiye - Ankara
4Bülten: Genel Yerel InternetKategori:Ekonomi Bilim, Teknoloji Etiketler :AI Tomorrow Summit 2025, AIPA Başkanı Zafer Küçükşabanoğlu, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Yapay Zeka Politikaları Derneği
Y-38040398
https://haber.aa.com.tr/yayin/38040398
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "AI Tomorrow Summit 2025" programında konuştu:
- "Küresel yapay zeka yarışında insan odaklı Türkiye modeliyle fark yaratan, oyun kuran öncü bir ülke olmayı hedefliyoruz"
- "AI sadece belli çevrelerin, belli grupların tekelinde olan bir teknoloji olmamalı. Toplumun bütün kesimlerine bu teknolojinin erişmesi ve bütün kesimlerinin müdahil olduğu bir süreçle ilerlemesi son derece kıymetli"
- "Eğitim programlarımız, müfredatımız sadece bugünün ihtiyaçlarına odaklanmamalı artık. Bugünün ihtiyaçlarını elbette karşılamalıyız. Ama bundan daha önemlisi geleceğin nereye doğru evrildiğini görüp, geleceğin çalışma hayatının ihtiyaçlarını şimdiden tespit edip ona göre müfredatımızı, eğitim programlarımızı güncellemek, yenilemek durumundayız"
- "Kişiye özel gündem takibi hazırlayan bir yapay zeka modeli üzerinde çalışıyor İletişim Başkanlığımız. Tamamlandığında gündemi İletişim Başkanlığımızın yapay zeka personeli Bilge Uz ile takip edeceğiz"
ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Küresel yapay zeka yarışında insan odaklı Türkiye modeliyle fark yaratan, oyun kuran öncü bir ülke olmayı hedefliyoruz." dedi.
Yılmaz, bir otelde, Yapay Zeka Politikaları Derneğince düzenlenen "AI Tomorrow Summit 2025" programına katıldı.
Burada konuşan Yılmaz, yapay zekanın klasik veri analizinden evrilerek artık kendi başına yeni fikirler, içerikler ve çözümler ortaya koyabilen üretken bir yapıya dönüştüğünü söyledi.
Yapay zeka alanında yaşanan hızlı gelişmelerin en önemli iki bileşenin bu alanda çalışacak nitelikli insan kaynağı ile dijital ekonomiye yön verecek yatırımlar olduğunu dile getiren Yılmaz, teknolojinin gücünün geleceğe taşınmasının, bu iki dinamiğin güçlü ve uyumlu bir şekilde ilerlemesiyle mümkün olacağını ifade etti.
Yılmaz, yapay zekanın toplumsal eşitsizlikleri artırmak yerine, sosyal adalet ve kapsayıcılık ilkeleri doğrultusunda şekillenmesi gerektiğini vurgulayarak, "AI sadece belli çevrelerin, belli grupların tekelinde olan bir teknoloji olmamalı. Toplumun bütün kesimlerine bu teknolojinin erişmesi ve bütün kesimlerinin müdahil olduğu bir süreçle ilerlemesi son derece kıymetli." diye konuştu.
Etik, hukuki ve sosyal boyutları olan bu teknolojiyle ilgili düzenlemelerin kaçınılmaz olduğunu anlatan Yılmaz, "Ama bu düzenlemeleri abartırsanız bu sefer de yeniliği, dinamizmi, gelişimi engelleyici bir noktaya gelebilirsiniz. İşte bu ikisi arasında dengeyi çok iyi kurmamız lazım. Bu noktada doğrusu benim tercihim, önerim çerçeve düzenlemelerle gitmek, gelişmeleri test ederek hareket etmek, ne aşırı düzenleme yapmak ne de bu alanı başıboş bırakmak. Bu orta yolu hep birlikte şekillendirmeliyiz diye düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Yılmaz, özellikle büyük ölçekli veri merkezlerinin yüksek enerji kullanımına işaret ederek, yapay zekanın daha az enerji tüketmesi gerektiğini, büyük karbon ayak izine neden olabilecek yapay zeka gelişiminin, iklim değişikliği tartışmaları bağlamında da değerlendirilmesine ihtiyaç olduğunu ifade etti.
- "Yapay zeka tabanlı dijitalleşmeye büyük önem veriyoruz"
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının teşvik mekanizmalarıyla, dijital ekonomiye yönelen yatırımcılara destek verdiğini dile getiren Yılmaz, insan kaynağının yetkinliklerini değişen piyasa ihtiyaçlarına göre şekillendiren çalışmalar yürüttüklerini kaydetti.
Yılmaz, çalışma hayatında köklü bir dönüşüm yaşandığını, bu dönüşümün daha da derinleşeceğini anlatarak, şöyle devam etti:
"Bu kapsamda yapay zeka regülasyon danışmanı, dijital sağlık analisti gibi yeni meslekler oluşacak ama tüm meslekleri bu süreçler etkileyecek. Biz de mesleki gelişim ve staj programlarıyla çocuklarımızı buna hazırlamalıyız. Eğitim programlarımız, müfredatımız sadece bugünün ihtiyaçlarına odaklanmamalı artık. Bugünün ihtiyaçlarını elbette karşılamalıyız. Ama bundan daha önemlisi geleceğin nereye doğru evrildiğini görüp, geleceğin çalışma hayatının ihtiyaçlarını şimdiden tespit edip ona göre müfredatımızı, eğitim programlarımızı güncellemek, yenilemek durumundayız. Aynı anda hem bugünün hem geleceğin ihtiyaçlarını dikkate almak durumundayız.
İnsan kaynağının yetişmesi açısından yapay zeka alanı, Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK işbirliğiyle sürdürülen bir alan. Bunların yanı sıra kamu olarak Dijital Türkiye vizyonu doğrultusunda, yapay zeka tabanlı dijitalleşmeye büyük önem veriyoruz. Kamu hizmetlerinin etkinliğini arttırmak, vatandaş odaklı dijital çözümler geliştirmek ve verimliliği arttırmak için adımlar atıyoruz. Bu sadece otomasyon meselesi değil, aynı zamanda daha akıllı, daha etkin ve vatandaş odaklı bir kamu yönetimi inşa etme vizyonumuzun da temelini oluşturuyor. Başkanlığını yürüttüğüm Ulusal Yapay Zeka Stratejisi Yönlendirme Kurulu ile ülkemizde yapay zeka alanındaki eş güdüm yönetişim ve stratejik yönlendirme süreçlerini kurumsallaştırmış durumdayız."
Ulusal Yapay Zeka Strateji Belgesi ve eylem planını oluşturduklarını hatırlatan Yılmaz, bu kapsamda Türkçe büyük dil modellerinin geliştirilmesini, uluslararası işbirliklerinin güçlendirilmesini, yerli yapay zeka uygulamalarının yaygınlaştırılmasını ve Türkiye’yi küresel düzeyde rekabetçi kılacak işlemci altyapısının kurulmasını hedeflediklerini ifade etti.
Yılmaz, yapay zekanın savunma sanayisinde kullanılmasına yönelik bilişsel elektronik harp alanında önemli projeler yürütüldüğünü bildirerek, sağlık alanındaki yapay zeka destekli mamografi değerlendirme sisteminin erken teşhiste doğruluk ve hız sağladığını, böylece kanserle mücadeleyi desteklediğini söyledi.
Çevre, şehircilik ve afet yönetimi alanında, Coğrafi Bilgi Sistemleri altyapısı ile yapay zekayı entegre ederek afetlere hızlı müdahale ve hasar tespitinde yerli, milli çözümleri geliştirdiklerini anlatan Yılmaz, akıllı şehir projelerinde ise yapay zeka destekli veri odaklı yönetimin, enerji verimliliği ve sürdürülebilir kaynak kullanımının hedeflendiğini belirtti.
- "Geleceği akıl, emek ve vicdanla birlikte tasarlıyor ve şekillendiriyoruz"
Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının da bu konularda bir çalışması bulunduğunu aktararak, "Kişiye özel gündem takibi hazırlayan bir yapay zeka modeli üzerinde çalışıyor İletişim Başkanlığımız. Tamamlandığında gündemi İletişim Başkanlığımızın yapay zeka personeli Bilge Uz ile takip edeceğiz. Bilge Uz şeklinde isimlendirmişler. Bana da ilk örneğini gösterdiler. Sizin ilgi alanlarınıza göre medyayı, sosyal medyayı takip edip önünüze o gün gündemi size özel bir şekilde hazırlayan bir hizmet." şeklinde konuştu.
Tüm bunları yaparken etik ve düzenleme boyutunu atlamadıklarını, etik ve güvenlik risklerinin yönetimi için Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği'nin yapay zeka düzenlemelerine uyum çalışmalarını da titizlikle takip edip katkıda bulunduklarını, bu alanda uluslararası anlamda düzenlemeler yapılması, standartlar geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Yılmaz, şöyle konuştu:
"Teknolojiye yaklaşımımız insanı merkeze alan, toplumu güçlendiren ve geleceği birlikte inşa eden bir vizyonun ifadesidir. Geleceği akıl, emek ve vicdanla birlikte tasarlıyor ve şekillendiriyoruz. Yapay zeka olabilir ama her zaman ifade ediyorum, doğal zekayı da unutmamamız lazım. Bir taraftan da kalbimizin ve vicdanımızın yapay olmadığını da bilmemiz lazım. Kalbimizle, vicdanımızla zekamızı bir arada değerlendirmemiz lazım. Bunları atlamamamız lazım. Zira zirvenin geleceği şekillendir çağrısı tüm paydaşlara hitap ediyor. Altyapımız her bir paydaşın kendi alanında yapay zeka temelli işbirlikleri geliştirmesine imkan tanımaktadır. Sizler farklı sektör ve disiplinlerde yapay zekanın gücünü kullanarak geleceği şekillendirirken, biz de kamu olarak kurumlarımızla yanınızda olmaya, sizlere uygun bir çalışma atmosferi oluşturmaya devam edeceğiz. Küresel yapay zeka yarışında insan odaklı Türkiye modeliyle fark yaratan, oyun kuran öncü bir ülke olmayı hedefliyoruz."
Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, alandaki stantları ziyaret etti.