SON DAKİKA
ÖZEL RÖPORTAJ Pazartesi 07 Aralık 2020 03:03

"YANLIŞ TARIM POLİTİKALARIYLA TOPRAĞIMIZDA KÖLE OLURUZ"

'2050'de tarım ve toprak, altından daha kıymetli olacak' diyen Köylü Tarım Makineleri Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Özer, "Tarım liyakat sahibi üreticiler elinde olmaz ve doğru politikalar uygulanmazsa ülkeye fayda sağlamayacağı gibi yabancı işletmecilerin tarım arazisi ve tarım işçileri oluruz" dedi.

"Yanlış tarım politikalarıyla toprağımızda köle oluruz"

Gökhan ÖZ

56 yıldır tarım ve tarım makinaları üreten sektörün en eski firmalarından Köylü Tarım Makineleri Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Özer, Kovid-19 salgınıyla ülkemizde tarımın önemi halkımız ve özellikle bürokratlarımız tarafından daha iyi anlaşıldı. Ancak gelişmiş ülkeler 2000’li yılların başından bu yana tarıma ve toprağa bakış açılarını değiştirdi. 2050 yılında dünya nüfusu 10 milyara yakın olacak, tarım ve tarım ürünlerine ihtiyaç, günümüze göre 3 kat artacak. ‘Nüfus artışı, gelir seviyesi artışı ve küresel ısınmaya bağlı olarak tarım ve toprak, altından daha kıymetli olacak’ anlayışıyla tarım ürünleri, makine ve mekanizasyonlarını geliştirmeliyiz” diye konuştu.

2020 yılının ilk 11 ayında tarım makinaları ihracatında hedefleriniz tutturabildiniz mi?

Genel anlamda iç piyasa hareketli olduğu için dış pazara azami ağırlık veremedik, sonuç itibariyle hedefleri %80 oranında tutturduk.

İnsansız traktör üretimi, tarım alanlarının ilaçlanmasında dron teknolojisinin kullanılması, tarım makine ve ekipman sektörünü nasıl etkileyecek?

Tarım sektörünün geleceğinde dron olması beklenen bir gelişme... İleri teknoloji kullanılabilmesi için öncelikle 50-100 yıllık tarım politikaları olmalı, tarım envanteri oluşturulmalı, üretim planlaması yapılmalı yani ülke ihtiyacı kadar bölgelere göre ürünler üretilmeli. Fazla oluşacak ürünlerin de katma değerli ihraç edilebilecek ürünler olmalı ki insansız tarım makine teknolojisinin verimi, anlamı olsun.

Tarımsal girdiler denildiğinde, gübre, mazot, ilaç, tohumu sayarız. En önemli girdinin tarım makineleri olduğunu unutuyoruz. Üretimden, hasada, bitkisel üretimden hayvancılığa, sulamadan akıllı teknolojilere kadar her alanda kullanılan tarımsal mekanizasyonun Tarımsal verim açısından önemi nedir?

Tarımsal verim için kesinlikle kaliteli mekanizma kullanılmalıdır. Mevcut kanunlar, kredilendirme ve destek sistemi traktörden çok teknolojik, yüksek kaliteli ve verim kaybını önleyecek tarım makineleri ve mekanizmalarına yönelik olması gerekmektedir.

TARMAKBİR’in onayı alınmalı

Devlet kırsal kalkınmaya 261 milyon hibe yapacağını açıkladı. Sizce bu hibe tarım sektöründe çiftçi ve üreticiyi teşvik anlamında nasıl yenilikler getirecek?

Hibeler daha planlı daha bilinçli yani kalite ve verimi yükseltecek daha teknolojik makineler ve ekipmanlara destek verilmeli. Tarla, arazi sahibine değil, direkt üreticiye ürünü satmaya geldiğinde ürünün kalitesi ve verimi göz önünde tutularak verilmeli. Hangi ekipman ve mekanizasyona hangi miktarlarda verilmesi gerekliliği ise TARMAKBİR gibi oluşumlarında fikri veya onayı ile olmalı. 

Toprak, altından kıymetli olacak

Kovid-19 salgınıyla tarım ve toprak daha da önem kazandı. İnsanların büyük kentlerden göç ettiği ve tarımsal hayata geçtiği görüldü. Sizce bu gelişme kent ve köylerde üretime nasıl yansıyacak?

Tarım insanoğlunun var olmasıyla birlikte dünyanın en önemli en stratejik, en mahrem en hassas sektörlerin başında yer alıyor. Elbette Kovid-19 salgınıyla ülkemizde tarımın önemi halkımız ve özellikle bürokratlarımız tarafından daha iyi anlaşıldı. Ancak diğer gelişmiş ülkeler bu hassasiyeti yıllar öncesinden değişmez tarım politikaları haline getirmiş ve dünyanın en önemli sektörü ve politikası olarak desteklerle, AR-GE çalışmaları ile devam ettirmişlerdir. 2000’li yılların başından bu yana Avrupa ülkelerinin tarıma ve toprağa bakışını şöyle özetleyebiliriz: 2050 yılında dünya nüfusu 10 milyara yakın olacak, tarım ve tarım ürünlerine ihtiyaç, günümüze göre 3 kat artacak. ‘Nüfus artışı, gelir seviyesi artışı ve küresel ısınmaya bağlı olarak tarım ve toprak altından daha kıymetli olacak’ anlayışıyla tarım ürünleri, makine ve mekanizasyonlarını geliştirmektedirler. Bununla birlikte tarım ürünü ithal edilmemelidir. İç piyasada fiyatı yüksek; tüketiciye ucuza ürün sunacağız bahanesi ile dışarıdan tarım ürünü ithal etmek basiretsizliktir. Kendi cebini doldurmak isteyen birkaç kişinin dışında, tüm ülkeye, gelecek nesline büyük zararları olan bir tutumdur. 

7 birim kazanç üreticinin olmalı

Fındık gibi büyük oranda sadece ülkemizde yetişen tarım ürünleri ve genel anlamda hammadde ihracatı yapılmamalı ya da yüksek gümrük vergisi ile gereken kazanç ülkemiz adına elde edilmek suretiyle ihraç edilmelidir. Son olarak eklenebilecek önemli bir detay ise; 10 birimlik kazanç var ise bunun 7’sini üretici, 2’sini tüccar 1’inide diğer paydaşlar almalıdır. Yani tarım ürününü üreten çiftçi ve sanayide üretim yapan üreticiler kazanmalı. İnsanların şehirlerden köylere göç etmeleri elbette tarımı ve üretimi bir nebze de olsa arttıracaktır ancak asıl olan doğru tarım politikaları ve liyakat sahibi tarımı teknik, teorik açıdan son derece hakim olan idareciler elinde olmasıyla ülkemizin menfaatlerine uygun hale gelir. Aksi takdirde istatistiklerde ülkemizin tarım ürünlerinden yüksek gelirler elde ettiği görülür ama ne ülke kasamıza ne de ülke insanımıza faydası olmayan yabancı işletmecilerin tarım arazisi ve tarım işçileri oluruz.



ABONE OL