YABANCI PORTFÖYLER 2026'DA TÜRKİYE'YE YÖNELEBİLİR
Türkiye, 2026'ya yaklaşırken uluslararası fonların yeniden gündemine giriyor. Küresel merkez bankalarının parasal sıkılaştırma sürecini geride bırakmaya hazırlanması, gelişmekte olan ülke varlıklarına ilgiyi artırırken, analistler Türkiye'nin portföy yatırımları açısından önümüzdeki dönemde öne çıkabileceğini belirtiyor.

Mustafa DENİZ
ABD Merkez Bankası (Fed) 2025’in son çeyreğinde faiz indirimi döngüsüne başladı. Piyasa fiyatlamalarına göre 2026’da toplam 100-125 baz puanlık bir gevşeme öngörülüyor. Avrupa Merkez Bankası’nın da (ECB) benzer yönde adım atması, küresel fonların gelişmekte olan ülkelere yönelmesini hızlandırabilir.
IMF verilerine göre 2024’te gelişmekte olan ülkelere portföy girişleri 280 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu tutarın 2026’da 350 milyar doların üzerine çıkması bekleniyor. Uzmanlar, Türkiye’nin bu akıştan en az 20-25 milyar dolar civarında pay alabileceğini hesaplıyor.
Borsada değerleme avantajı
Borsa İstanbul, son iki yılda güçlü yükseliş göstermesine karşın hâlâ yabancı yatırımcılar için cazip görülüyor. MSCI Türkiye endeksi, benzer gelişmekte olan ülke endekslerine kıyasla yaklaşık yüzde 35 iskontolu işlem görüyor. Bu durum, uzun vadeli fonlar için ciddi bir getiri potansiyeli sunuyor.
2024 sonunda yabancı yatırımcıların Borsa İstanbul’daki payı %36 seviyesindeydi. Ekonomi yönetiminin beklentileri doğrultusunda bu oran 2026’da %45’in üzerine çıkabilir.
Tahvil piyasasına dönüş sinyalleri
Merkez Bankası’nın 2024-2025 döneminde sıkı para politikasıyla enflasyonu kontrol altına alması, 2026’da faizlerde kademeli bir düşüş beklentisini beraberinde getiriyor. Enflasyonun yüzde 15’in altına inmesi halinde, uzun vadeli Türk tahvillerine olan ilginin yeniden canlanabileceği öngörülüyor.
Hazine’nin 2026 yılında iç borçlanma gereksiniminin 1,3 trilyon TL seviyesinde olacağı tahmin ediliyor. Yabancı portföylerin bu borçlanmada yeniden pay alması hem kamu maliyesi açısından hem de piyasalarda istikrar açısından kritik rol oynayabilir.
Riskler masada
Öte yandan jeopolitik gerginlikler, küresel enerji fiyatlarının seyri ve içeride enflasyonla mücadelede sağlanacak kalıcılık, yabancı yatırımcıların kararlarını belirleyecek başlıca risk unsurları olmaya devam ediyor. Uzmanlara göre Türkiye, bu riskleri yönetebilirse, 2026 portföy yatırımları açısından “fırsat yılı” olabilir.