SON DAKİKA
DÜNYA Perşembe 23 Eylül 2021 02:37

ÜRETİCİYE KIZIP FABRİKA KURDU

Almanya'da yıldız futbolcular yetiştirirken, spor malzemesi üreticilerinin alt yapı oyuncularına ilgi göstermemesi ve fahiş fiyat istemesine kızan Murat Semiz, Alman ortağı ile birlikte İstanbul'da 230 kişinin çalıştığı bir fabrika kurdu. Sporu desteklemek için Türkiye'de kulüplerle sponsorluk anlaşması da imzalayan Semiz, "Türkiye'den dünyanın her yerine spor malzemesi ihraç etmek istiyoruz. Bu yüzden ikinci fabrikamızı mutlaka lojistik kolaylığı olan bir Anadolu kentinde açacağız" dedi

Üreticiye kızıp fabrika kurdu

Hakan DİKMEN

Bazen bir şeylerin değişmesi için kendimizi ne kadar hazır hissetsek de ilk adımı atmak için bir kıvılcım ararız. Bir çok gerçeği yansıtan başarı hikayeleri de okumuşsunuzdur.  İnsanlar bazen bir ya da birden çok başarı hikayesinden aldığı ilhamla kendi yolunu çiziyor. Kendi fırsatını yaratanlar, imkansızlıkların içinden sıyrılanlar, küllerinden yeniden doğanlar… Tüm bu başarı hikayeleri motivasyon ve ilham arayanlar için harika birer kaynak teşkil ediyor. Bugün size ülkemizden uzaklarda başarıyla çalışan Murat Sönmez’in hikayesini anlatmak istiyoruz. Yıllardır sporun içinde olan iş adamı  Murat Semiz Almanya’da yeni yeni yıldız futbolcular yetiştirerek hem onlara hocalık yapıyor, hem de kariyer planlamalarında yardımcı oluyordu. Oluyordu ama, artık onu tekstil sektöründe de göreceğiz. Bu önemli kararın sebebi, spor malzemesi üreten büyük markaların, yatırımcıların alt yapı sporcularına fazla ilgi göstermemesi ve fahiş fiyatlar istemeleri ile oluşmuş.  Bence iyi de olmuş. En azından ülkemize yatırım yaparak istihdam sağlayacak. Almanya’da önemli sportif projelere imza atan Murat Semiz ve Siegmar Tittjung 2021 yılında bu yeni bir oluşum için harekete geçti. İsimlerinin baş harfleriyle bir şirket kurdular. “MS Sport” artık yoluna Türkiye’de devam edecek. Hem ülkemizde forma sponsorluğu yapacaklar hem de Spor Tekstili için İstanbul Hadımköy’de üretim tesisi yatırımı yaptılar. 

Büyükleri arasından sıyrılırız

Yeni yatırımda nasıl bir yol haritası belirlediniz?

Ben bazı zamanlarda duygularıma çok güveniyorum. Ülkemden uzakta yaşadığım Almanya’da var olabilmek varlık gösterebilmek çok önemli. Orada hem sporcu yetiştirmek hem de spor alanında endüstriyel çalışmalar yapmak için araştırmalar yaptım. Kısa sürede Avrupa, Afrika başta olmak üzere dünya pazarında iyi bir çıkış yaptık. Türkiye’de de Eskişehirsporla forma sponsoru olmak için işbirliğine başladık. Yapacağımız bütün üretim Türkiye’de olacak. Bu sayede ülkemiz için şu pandemi günlerinde belli bir istihdam sağlayacak olmaktan mutluyuz. “Kendi stilini yarat” mottosuyla tasarım ve kalite konusunda iddialıyız. Bu nedenle kreatif çalışma takımınıİstanbul’da kurduk. Onlar devamlı yeni stiller deneyerek piyasada yoklama yapıyoruz. Büyük firmaların arasından sıyrılıp yeni teknoloji ile üretim yapmak amacındayız. Biliyorsunuz sporcuların giydiği kıyafetler artık neredeyse nefes alıyor. 

Pekiyi bu yatırım sayesinde kaç kişi istihdam edilecek?

Biz Adidas şirketinin eski CEO’su ile anlaştık. Hem onun bilgi birikimi hem de İhracaat konularındaki bilgisi bize güç kattı. Onun önderliğinde ilk aşamada 230 kişi bizimle çalışmaya başladı. Bir kaç ay sonra da yaklaşık 120 kişi daha eklenecek bu gruba. İlk yıl pazarlama ve lojistiği de katarsak yaklaşık üçyüz elli dört yüz kişi bizimle çalışacak. 

Sporda rol model olacağız

İhracat hedefleriniz konusunda neler söylersiniz?

Almanya’da önemli sportif projelere ortağım Siegmar Tittjung ile birlikte imza attık. Bu alanda hedefimiz, dünyanın her coğrafyasında var olabilmek, marka değerimizi artırabilmek.  2021 yılında yeni bir oluşum için harekete geçtik. MS Sport ilk olarak firmanın Alman ortağı Siegmar Tittjung kurucusu ve yöneticisi olduğu bir dijital ajans olan Kraftjungs’a entegre edildi.  Gaggenau, Baden-Württemberg'da bulunan Kraftjungs ajansı Alman ve uluslararası  şirketlere marka geliştirme ve yönetimi ile dijitalleşme ve iletişim alanlarında hizmetler veriyor. Böylece ajansın bir kolu da MS Sport olarak spor alanında antrenman ve maç kıyafetleri tasarlamaya başladık.  Hedefimiz, kâr odaklı küresel marka olmak yerine daha bağımsız ve bireysel yaratıcılığa yönelik felsefesi olan ve dünyanın her köşesine İhracaat yapan bir firma olmak.  Türk tekstil dünyası biliyorsunuz dünyada aranan yeniliklere sahip en yeni icatları yapan bir ülke. Yaptığımız toplantılarda yosun, domates ve zeytin çekirdeği, mango ile bambudan yapılan tekstil ürünlerini görünce gurur duydum. Biz şirket olarak iş hayatında olduğu gibi sporda da rol model olmanın önemiyle hareket ediyoruz. Buradan hareketle, gelecek nesillere eğlence, bağlılık, sıcaklık ve irade ile çok şey başarabilecek durumdayız.  Bu süreçte kitlelere en iyi kaliteyi sunmak, MS Sports'un ana kaygısıdır. Şirket, diğer markaların ve tedarikçilerin de kullandığı pik üretim kapasitelerine kullanabilecek yetkinliktedir; Şirketin Türk kurucusu olarak ben  Murat Semiz ve ortağımla, başka kişilerle kimyamız ve bakış açılarımız uyuşmuyorsa bir anlaşma yapmamayı tercih ederiz. Kaliteye verdiğimiz  önem herkesçe bilinmektedir. Biz Türkiye’den başta Afrika ülkeleri olmak üzere, dünyadaki bir çok ülkeye İhracaat yapacağız. İlk yıllık ciromuzun 1.5 milyon dolar olacağını ve daha sonra katlanarak artacağını hedefliyoruz. İkinci fabrikamızı mutlaka lojistik kolaylığı olan bir Anadolu kentinde açacağız. Araştırmalarımız devam ediyor. Müjdeyi pek yakında sizinle paylaşacağız. Eskişehirspor’a forma sponsoru olduk. Anadolu'daki bir çok takıma da uzak değiliz. 

Gönlümden geçeni yapıyorum

Bu yatırım her halde çok kolay olmadı değil mi?

Tabii ki aslında ben çok şanslı bir insanım. Hayallerim var. 38 yaşındayım ama kendime çok güveniyorum. Başarıyı seviyorum. Sporcu, yarışmacı, disiplinli bir kimliğim olduğu için başarılı oluyorum. Aslında size kendimle ilgili ufak bir detaydan söz etmek isterim. Bazen ben gönlümden geçene inanıp plansız da bir işe girebiliyorum. Tabii bana her zaman destek olan iş ortağım Siegmar Tittjunk’a da teşekkür etmek istiyorum. Onun sayesinde birçok işte benim duygularım ve onun desteği birbirini tamamladı. Gelelim ülkemizdeki yatırım konusuna. Bu ha deyince hemen verilmiş bir karar gibi görülse de, bir çok araştırma, iş toplantıları ve akademik kadro ile hayata geçti. Biliyorsunuz artık spor malzemelerinin kumaşları çok önemli. Doğrudan başarıya etki edebiliyor. Seçtiğimiz kadro kendi alanında çok tecrübeli kreatif ve işbirliğine açık bir kadro. 

Kazanç yine alt yapıya gidiyor

Spor kulüplerine forma sponsoru oluyorsunuz. Bu işleyişi de anlatır mısınız?

Aslında ben basit bir denklem  kurdum. Başta alt yapı takımları olmak üzere, anlaşma yaptığımız kulüplere forma ve top gibi konularda sponsor oluyorum. Kulüplere ücretsiz verdiğimiz formaların dükkanlarda satış karşılığında kazandığımız parayı yine alt yapıya yatırıyorum. Ben de zaten futbol kulüplerinin alt yapı sporcu kaşiflerinden, antrenörlerinden biriyim. Almanya’daki bu yetişen çocukların kariyer planlaması da bizim ofis vasıtasıyla yapılıyor. İsviçre, Almanya, Afrika ve ülkemizde bu işi profesyonelce yapıyoruz. Marketing profesyonelleriyle çalışıyoruz. Yaptığımız fizibilite tuttu. Diğer markalara verdiğimiz parayı artık ülkemizde kendi stilimiz ve kalitemizle yaptığımız formalara harcıyoruz. Futbol kulüplerinin en önemli gelir kaynaklarından birisi olan forma sponsorluğu son yıllarda giderek küreselleşmeye başladı. Kulüplerin toplam gelirleri içinde yüzde kırka kadar çıkan oranlara yükselen forma sponsorluğu kulüpler için vazgeçilmez kaynağa dönüşmüş durumda... Biz de bu endüstri içinde var olmaktan mutluyuz. 

Futbol endüstriyel bir iş koluna dönüştü  

Bu sektörde ne kadar bir para dönüyor?

Ben Almanya’da yaşadığım için size oradan örnek vereyim. Ligde oynayan 18 kulüp, forma sponsorluk gelirlerini bu sezon 119,8 milyon eurodan 127,8 milyon euroya çıkarttılar. Bununla birlikte gelirleri de geçen sezona göre yüzde 6,7 bir artış sağlanmış oldu. Formasından en büyük geliri elde eden kulüp ise her zaman olduğu gibi Bayern Münih. Son şampiyon sponsorundan yıllık 27 milyon euro elde ederken ikinci sırada 15 milyon euro ile Schalke yer alıyor, WV’nin takımı olan Wolfsburg’a şirket yıllık 12 milyon euro aktarmakta. Sporda endüstrileşme süreciyle birlikte ortalama seyirci profilinin yerini yıllık gelirinin bir bölümünü taraftar tüketici olarak kulübüne harcayan, gelir düzeyi yüksek, üst-orta gelir grubuna mensup seyirci profiline bıraktı. Bu kapsamda futbol kulüpleri, piyasaya sürdüğü ürünlere karşı güven duyarak harcama yapıyor. Her yıl da forma kaliteleri ve dizayn değişiyor. Aslında siz bu piyasada devamlı gözünüz açık ve çalışan olmak zorundasınız. Olmayan bir talebi oldurmak bizim işimiz.  Sahip üst-orta gelir grubuna mensup taraftar-tüketici profilinden daha fazla gelir elde etmek için markalaşma yolunu seçtik. Yeni futbol ekonomisinde, marka, futbol kulübünün tarihi geçmişi ve başarılarından oluşan imajının logolu ürünler bazında paraya çevrilebildiği maddi değeri ifade etmekte biliyorsunuz. Marka, kulüp tarafından piyasaya sürülen ürünün üzerindeki logo maddi bir metayı temsil ederken, markalaşmak kulübün taraftarlar nezdindeki itibar ve güvenilirliğini temsil eden soyut bir değerdir. Ama bu değeri yaşamak da bizi çok mutlu ediyor. Kazandığımız parayı yine spora alt yapıya ve amatör sporlara yatırıyoruz. Dünyanın en popüler spor dalı olan futbolu günümüzde sadece bir spor olarak tanımlamak yeterli olmayacaktır. Milyonlarca dolarlık yayın gelirleri, sponsorluk ve reklam anlaşmaları, maç günü gelirleri, futbolcu sözleşmeleri ve etkileşimde bulunduğu yan sektörler ile futbol endüstriyel bir iş koluna dönüşmüş durumda.