UNUTMA, ELEST'TE SÖZ VERDİN
Yazar: Didem Moralıoğlu Dionysos Yayın Group

“Bu bir kitap değil. Bu, ruha yapılan bir çağrıdır.”
Didem Moralıoğlu’nun ruhsal yankısı olan yeni kitabı:
Unutma, Elest’te Söz Verdin
“İnsan unutur, ruh hatırlar…
Ve bazen, bir kitap hatırlamana eşlik eder.”
Ruhsal gelişim alanında yaptığı sıra dışı çalışmalarıyla dikkat çeken eğitmen ve yazar Didem
Moralıoğlu, yeni kitabıyla okurlarını bu kez çok daha derin bir yolculuğa davet ediyor.
İddialı ismiyle dikkat çeken “Unutma, Elest’te Söz Verdin”, yalnızca bir kitap değil; kalbin en sessiz
yerinde unutulmuş bir sözün yankısı gibi...
İlk bakışta kişisel gelişim kitabı gibi görünse de, sayfalar ilerledikçe okuyucuyu beklenmedik bir
yere götürüyor: Doğmadan önce verilen ilahi bir söze, Elest’e…
Tasavvufi bilgelik ve psikolojik iç görünün ustalıkla harmanlandığı eserde, Didem Moralıoğlu,
kendini bilmenin çok daha derin bir katmanını açığa çıkarıyor ve diyor ki;
“Birçok insan hayatı boyunca bir şeylerin eksik olduğunu hisseder ama adını koyamaz.
Ben bu kitapla o eksikliği değil, o hissin kaynağını anlatmak istedim.
Çünkü o eksiklik, Elest Meclisi’nde verdiğimiz sözün unutulmuş yankısıdır.”
Rüyadan Elest’e: Bir Sözün İzinde
Kitabın ortaya çıkış hikâyesi de en az içeriği kadar özel.
Moralıoğlu, bir gece rüyasında bembeyaz bir tahtada yazılı tek bir kelime görüyor:
“Keşfetmek.”
O rüyadaki kelime bir arayışı başlatıyor Moralıoğlu için.
Ama zamanla bu arayışın bir yol değil, bir dönüş olduğunu fark ediyor.
Ve o dönüş onu tek bir kelimeye götürüyor:
Elest.
Ve anlıyor ki:
“Keşfetmek, sadece bilgi arayışı değil; hatırlamanın da eylemi.
Elest ise, o hatırlayışın kökeni.”
Bu iki kelime, görünürde farklı olsa da aynı yolun iki durağı gibi diyor Moralıoğlu,
“Keşfetmek, içsel kapıyı aralamaktır. Elest, o kapının ardında çoktan söylenmiş bir sözün yankısı”
Böylece kitap, sadece yazılmak için değil —
dünyaya gelişimizden önceye uzanan bir hatıra alanını görünür kılmak için doğmuştur.Kalbin Pusulasına Dokunan Satırlar
Unutma, Elest’te Söz Verdin, sadece zihinsel bilgi değil, kalbe seslenen bir içerik sunuyor.
Simurg, Kafdağı, Elest Meclisi gibi semboller; yönsüzlük, kimlik krizi ve içsel boşluk gibi çağın
ruhsal meseleleriyle birleştirilerek sade ve derin bir dille işleniyor.
Her bölüm bir pusula gibi çalışıyor — okuyucuyu dıştan içe, sözden hatırlamaya yönlendiriyor.
Ruhsal Miras ve Kalpten Kalbe Akan İthaf
Bugüne kadar kaleme aldığı eserlerde içsel arayışa rehberlik eden Didem Moralıoğlu, bu kez
arayışın değil, kadim bir sözün — Elest’te verilen sözün — izini sürüyor.
Kitabın ithaf bölümü ise birçok okurun kalbine dokunacak kadar özel:
Yazar, kitabı ruhsal hatıralarını taşıdığı— atalarına — ithaf ediyor.
Kalpten duyan herkes için yazılmış olan bu kitap,
bu yönüyle, sadece kişisel değil, kolektif bir hatırlayış alanı da yaratıyor.
“Bazı şeyler ne kelimelerle anlatılır, ne akılla anlaşılır.
Ama kalp bilir. Çünkü o mühür hâlâ oradadır.
Ve bu kitap, o mührü hatırlatmak için yazıldı.”