ULUSLARARASI ÇİMENTO ENDÜSTRİSİ INTERCEM'DE BİR ARAYA GELDİ
Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (ÇCSİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Abdulhamit Akçay, lojistikte yaşanan sorunların güvenli ve öngörülebilir bir tedarikçi olan Türkiye için avantaj sağladığına vurgu yaparak, "Süveyş Kanalı'nın çatışma, Panama Kanalı'nın ise iklim değişikliğinden olumsuz etkilendiği bu dönemde, yakından ve güvenli tedarik sağlayabilen Türkiye'nin stratejik önemi daha iyi anlaşıldı." dedi.
Uluslararası çimento endüstrisinin önde gelen konferansı INTERCEM, Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliğinin işbirliğiyle İstanbul'da başladı.
9'uncu kez INTERCEM'e ev sahipliği yapan İstanbul'daki buluşmaya, yaklaşık 500 sektör temsilcisi katıldı.
Etkinliğin açılışında konuşan INTERCEM Üst Yöneticisi (CEO) Malcolm Shelbourne, İstanbul'da düzenledikleri ilk konferansın üstünden 30 yıl geçtiğini anımsatarak, dünyanın bu süre zarfında önemli değişimler yaşadığını söyledi.
Shelbourne, İstanbul ve Türkiye'nin dinamik bir bölgenin merkezinde durduğunu ve bu bölgede olan bitenlerin dünyanın geri kalanını büyük ölçüde etkilediğini belirterek, şöyle konuştu:
"Ancak seneler ilerledikçe, çimento sektörü birçok zorlukla karşı karşıya kalıyor, hepimizin bildiği başlıca zorluklar. 30 yıl önce nispeten basit bir sektördü, bir ürün üretiyordunuz, ürünü satıyordunuz ve bundan elde edebildiğiniz kadar kar ediyordunuz. Bugünkü düzenlemeler, çevreyle ilgili tüm sorunların çok daha fazla farkında olmanız gerektiği anlamına geliyor ve bu durum böyle devam edecek ve ilerledikçe muhtemelen artacak. Önümüzdeki iki gün boyunca yapacağımız şey, bu zorlukların mümkün olduğunca çoğunu ele almaya çalışmak ve bu arada, aranızda bireysel, şirket ve hatta ülke endüstrileri olarak ağ kurarak, karşılaştığınız zorluklar hakkında konuşacaksınız."
- "Türkiye lojistik kabiliyeti ve kapasitesiyle öne çıkıyor"
ÇCSİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Akçay da dünyadaki jeopolitik ve ekonomik gelişmelerin sektöre etkisi ile Türkiye'nin küresel çimento sektöründeki stratejik rolüne dikkati çekti.
Akçay, Avrupa'da ve Orta Doğu'da devam eden çatışmanın dünya ticaretine etkilerine değinerek, "Özellikle küresel deniz ticaretinin yüzde 15'inin gerçekleştiği Süveyş Kanalı gibi son derece kritik olan bir su yolunda oluşan güvenlik sorunları, uluslararası ticaretin akışını ciddi anlamda sekteye uğrattı. Öyle ki geçtiğimiz yıl aralık itibarıyla artan saldırılar neticesinde Süveyş Kanalı'ndaki gemi trafiği yüzde 50 azaldı. Aynı dönemde seyahat sürelerinin 10 ila 15 gün daha uzun, maliyetlerin yaklaşık bir milyon dolar daha fazla olduğu Ümit Burnu'ndaki ticari gemi geçişlerinde ise yüzde 125 artış yaşandı." diye konuştu.
Lojistikte yaşanan sorunların güvenli ve öngörülebilir bir tedarikçi olan Türkiye için avantaj sağladığına vurgu yapan Akçay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Süveyş Kanalı'nın çatışma, Panama Kanalı'nın ise iklim değişikliğinden olumsuz etkilendiği bu dönemde, yakından ve güvenli tedarik sağlayabilen Türkiye'nin stratejik önemi daha iyi anlaşıldı. Çünkü Türkiye'den ABD'nin doğu yakasına yapılan taşımacılık 17 ila 22 gün arasında değişirken, Uzak Doğu'dan yapılan taşımacılıkta bu süre 45 güne kadar çıkabiliyor. Aslında Akdeniz havzasında Türkiye ile benzer özelliklere sahip başka ülkeler de var ama gerek kapasite gerekse lojistik kabiliyet açısından ülkemiz öne çıkıyor. Transit sürelerimizin Kızıldeniz'deki gibi riskli, Ümit Burnu'ndaki gibi uzun olmaması, lojistik altyapımızın güçlü ve esnek yapısı, müşterilerimizin planlamalarını daha sağlıklı yapmalarına ve tedarik zincirlerinin kesintisiz işlemesine olanak tanıyor."
- "Piyasalarda rahatlama 2026'yı bulacak"
Akçay, küresel ekonomideki gelişmelere de değinerek, Çin ekonomisinde devam eden yavaşlamanın ve gayrimenkul sektöründeki krizin küresel talep dinamiklerini olumsuz yönde etkilediğini dile getirdi.
Akçay, "Önemli bir ithalatçı olan Çin'in büyüme beklentilerinin sürekli olarak düşmesi, sadece bulunduğu bölgeye değil, küresel ekonomiye de etki ediyor. Diğer taraftan ABD'de Fed'in faiz politikalarına dair belirsizlikler ve yaklaşan seçimlerin yarattığı siyasi atmosfer, ekonomik öngörüleri zorlaştırıyor. Avrupa'da ise faiz indirimine gidilmesi ekonomik aktivitenin canlanması adına olumlu bir adım olsa da küresel ölçekteki belirsizlikler nedeniyle etkileri ilk etapta sınırlı kalabilir. Piyasalarda yaşanan karamsarlığın 2025 itibarıyla yavaş yavaş sona ereceğini, 2026 itibarıyla ise rahatlamaya evrileceğini öngörüyorum. Tabii bu tablo, jeopolitik sorunların daha da derinleşmemesi kaydıyla oluşacak." şeklinde konuştu.
Türk çimento sektörünün Akdeniz bölgesinden yapılan çimento ihracatının yarısından fazlasını, dünya genelindeki çimento ihracatının ise yüzde 13'ünü tek başına gerçekleştirdiğini anlatan Akçay, sektörünün küresel ekonomik gelişmelerden etkilendiğini aktardı.
Akçay, "Çin'deki yavaşlamadan dolayı o bölgedeki tedarikçilerin hedef pazarlarımıza kaymaya başlaması, savaş veya politik gerilimlerden dolayı bazı pazarlarımıza yönelik ihracatın tamamen durması veya azalması performansımızı olumsuz etkiledi." diyerek, şunları kaydetti:
"Her ne kadar geçtiğimiz yıllara göre enerji fiyatları daha makul seviyelere gelmiş olsa da enerjideki dışa bağımlılığımız nedeniyle de birtakım zorluklar yaşamaktayız. En büyük sorunumuz ise Türk lirasının çok güçlü olması, yani kur seviyesinin doğru belirlenememesi. Rekabet ettiğimiz ülkelerin agresif fiyat politikaları karşısında zorluk yaşıyoruz. Küresel gelişmelerden kaynaklı olarak ihracatta yaşanan durgunluğun etkisini ve üretim fazlasını da göz önünde bulundurduğumuzda bu yılı yaklaşık 1,2 milyar dolarlık ihracatla kapatacağımızı öngörüyoruz. Gerekli düzenlemeler yapılmadığı takdirde önümüzdeki yıl için de ancak benzer bir rakama ulaşabiliriz. Miktar bazında ise önümüzdeki yıl yüzde 10'luk bir artış yaşanabilir."
İç piyasa hakkında da bilgi veren Akçay, özellikle deprem bölgesindeki yeniden yapılanma ve riskli bölgelerdeki kentsel dönüşüm süreci dolayısıyla güçlü bir talep olduğunu ancak artan faizler ve sıkı para politikası nedeniyle imalatta düşüş, talepte ise bir miktar soğuma beklediklerini söyledi.
Akçay, açılış konuşmasının ardından "Türk Çimento Sektörüne Genel Bakış" başlıklı bir sunum yaptı.
Yarın sona erecek etkinlikte, deniz taşımacılığı, ithalat ve ihracat pazarları, alternatif yakıtlar ve çevre dostu uygulamalar, dijital dönüşüm, sürdürülebilir çimento üretimi, enerji verimliliği ve karbon ayak izini azaltma ile iklim değişikliğiyle mücadelede çimento endüstrisinin rolü konuları ele alınacak.