TÜRKİYE'NİN YEŞİL SERMAYESİ YANDI
Orman yangınları doğanın yanı sıra ekonomiyi de derinden etkiledi. 24 bin hektarlık ormanlık alanın kül olması, ekolojik felaketin yanı sıra tarım, turizm, ormancılık ve karbon ticareti gibi birçok sektörü de doğrudan etkileyen büyük bir ekonomik kayıp anlamına geliyor. Ekonomistler, ormanların aynı zamanda yeşil sermaye olduğuna vurgu yapıyor

Mustafa DENİZ
Son bir ayda Türkiye'nin farklı bölgelerinde çıkan orman yangınları sadece doğayı değil, aynı zamanda ekonomiyi de derinden etkiledi. Temmuz ayı boyunca özellikle Antalya, Muğla, Mersin, Manisa ve Çanakkale'de yaşanan yangınlar sonucu yaklaşık 24 bin hektarlık ormanlık alan kül oldu. Bu durum, yalnızca ekolojik bir felaket değil; tarım, turizm, ormancılık ve karbon ticareti gibi birçok sektörü de doğrudan etkileyen büyük bir ekonomik kayıp anlamına geliyor.
Ormancılık ve tarımda milyonlarca liralık kayıp
Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre, son bir ayda yanan ormanlık alanların yüzde 12’si zeytinlik, narenciye bahçesi ve çam fıstığı üretim alanlarını kapsıyor. Bu alanlardan elde edilen yıllık tarımsal gelir yaklaşık 680 milyon TL seviyesindeydi. Üstelik bu sadece doğrudan gelir kaybı. Toprak kalitesinin bozulması ve yeniden ağaçlandırma maliyetleri dahil edildiğinde ekonomik zarar birkaç yıl boyunca sürecek.
Turizmde sezon ortasında şok etki
Yangınların çoğunun Ege ve Akdeniz kıyılarında çıkması, yaz turizmini olumsuz etkiledi. Özellikle Marmaris, Fethiye ve Kemer’de yaşanan yangınlar sonrası iptal edilen rezervasyonların sayısı yüzde 18'e ulaştı. Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED), sadece Temmuz 2025'te turizm gelirlerinde yaklaşık 210 milyon dolar kayıp yaşandığını açıkladı. Yangınlardan kaynaklı hava kirliliği, ulaşım kısıtlamaları ve tahliye kararları bölge turizmini büyük ölçüde sekteye uğrattı.
Karbon kredisi kaybı
Türkiye’nin 2030 karbon hedeflerine ulaşmak için orman stokları büyük önem taşıyor. Her hektarlık orman yılda yaklaşık 6 ton karbon yutarken, yanan 24 bin hektarlık alanla birlikte yaklaşık 144 bin ton karbon emme kapasitesi yok oldu. Bu durum, karbon kredisi piyasalarında Türkiye’nin potansiyel gelirinden yaklaşık 4 milyon dolar kaybetmesine yol açtı. Ayrıca, iklim taahhütleri açısından ülkenin uluslararası pozisyonunu da zora sokabilir.
Devlet bütçesi ve yerel yönetimler baskı altında
Yangınlara müdahale, tahliye ve yeniden yapılandırma çalışmaları için yalnızca Temmuz 2025’te devletin afet bütçesinden yaklaşık 3.2 milyar TL harcandığı tahmin ediliyor. Bu kalemler içerisinde yangın söndürme uçaklarının yakıt ve bakım maliyetleri, personel giderleri, tahliye edilen köylere yapılan nakdi yardımlar ve geçici barınma çözümleri yer alıyor. Yerel yönetimlerin altyapı kayıpları ve yol onarımları için ek bütçe talep ettiği bildirildi.
Sigorta ve reasürans sektörüne etkiler
Yangınlar sonrası tarım sigortaları kapsamında ödenecek tazminat miktarının 1.1 milyar TL'yi aşabileceği tahmin ediliyor. Bu durum hem Tarım Sigortaları Havuzu'nu (TARSİM) hem de özel sigorta şirketlerini zorlayabilir. Ayrıca tekrar eden afet riskleri nedeniyle bölgedeki poliçe primlerinin artması bekleniyor. Bu da çiftçiler ve üreticiler için sigorta erişimini daha maliyetli hale getirecek.
Sadece ağaç değil, gelecek yanıyor
Son bir ayda yaşanan orman yangınları, Türkiye'nin sadece ekolojik varlıklarını değil, ekonomik istikrarını da tehdit ediyor. Tarımdan turizme, karbon ticaretinden kamu maliyesine kadar birçok sektörde hissedilen bu zararın uzun vadede etkileri çok daha derinleşebilir. Doğal afetlerle mücadelede sadece yangına müdahale değil, risk öncesi koruyucu planlamaların da ekonomik açıdan hayati olduğu bir kez daha görüldü.
Ekonomistler, ormanların sadece bir doğa unsuru değil, aynı zamanda “yeşil sermaye” olduğunu hatırlatarak, bu sermayenin kaybının kalkınma hedeflerine doğrudan zarar verdiğini vurguluyor.