Haber Merkezi |Lojistik Perşembe 13 Haziran 2024 08:54
TÜRKİYE'NİN 'LOJİSTİK KÖY'LERE İHTİYACI VAR
Alfa Invest'in bu yılın ilk çeyreğini mercek altına alan lojistik raporuna göre İstanbul ve
çevresindeki toplam depo arzı 9.7 milyon metrekare. Söz konusu bölgedeki boşluk oranı yüzde 5
olarak hesaplanırken, 400 bin metrekarelik depo yatırımları henüz inşaat halindeyken kiralandı.
Üretimde tedarik zincirinin en kritik halkası olarak nitelendirilen lojistik sektörü yeni depo
yatırımları bekliyor. A sınıfı ofis ve perakende danışmanlığı alanlarında veri analizi yapan, sanayi
lojistiği ve proje yönetimi konularında da danışmanlık hizmeti veren Alfa Invest’in 2024’ün ilk
çeyreğini baz alan ‘Lojistik Sektörüne Genel Bakış’ raporu yayınlandı. Çalışmaya göre İstanbul ve
çevresinde halihazırda 9.7 milyon metrekare depo bulunuyor. Söz konusu bölgedeki boşluk
oranı ise yüzde 5 seviyesinde. 400 bin metrekarelik yeni depo yatırımları henüz
tamamlanmadan kiralanırken, ilk çeyrekte 120 bin metrekarelik işlem hacmi gerçekleştirildi.
2022’in ilk çeyreğinde ortalama 6 dolar / metrekare olan birincil kira rakamı bu yılın ilk
çeyreğinde 9 dolar/ metrekare olarak hesaplandı.
En fazla talep gören bölgeler
Rapora göre depo kiralamalarında en fazla talep gören bölgeler İstanbul Avrupa yakasında
Hadımköy, Anadolu yakasında ise Tuzla. En yüksek depo kiraları ise 10-15 dolar/m2 ile Basın
Ekspres yolu ve Dudullu’da, A sınıfı lojistik depolarının yer aldığı Tuzla ve Hadımköy’de ise kiralar
9-12 USD/m2 seviyeierinde.
Alfa Invest Direktörü Umut Arıkan’a göre yeni depo yatırımlarının önündeki en kritik engel arsa
fiyatlarının yüksek olması: “ Arsa fiyatlarının pahalı olması ve mevcut arsaların bazılarının
problemli olması yeni depo yatırımlarının gelmesinde engel teşkil ediyor. Diğer yandan
yatırımcılar sıfır arsa alıp üzere lojistik tesisi geliştirdiklerinde yatırımın yapılabilir seviyede
olması için kira bedelinin rayiç beledinin çok üstünde olması gerekiyor. Şu anda piyasada çok
önceden arsa sahipliği olan yatırımcıların depo geliştirme eğilimde olduğunu görüyoruz. Kısıtlı
arz nedeniyle kira kontratlarının son dönemde döviz cinsine kaydığından da söz edebiliriz. Bu da
lojistik depolarının önümüzdeki dönemde ‘Built to Suit’ olarak nitelendirdiğimiz kiracanın
isteğine göre, ‘Terzi İşi’ depoların geleceğine işaret ediyor. Üretimde tedarik zincirinin en önemli
halkası olan sektörün ‘Lojistik Köy’lere ihtiyacı var. Bunun gerçekleşebilmesinde makro
göstergelerin de payı belirleyici olacak. Yatırımcı açısından da değerlendirildiğinde ise finansal
kaynaklara ulaşma zorluğu ve yüksek maliyetler nedeniyle mevcut depo yatırımı ve geliştirmesi
yapan firmaların kendi özkaynaklarını kullarak depo projesi gelişrmek zorunda kalmaktadırlar.
Kendi öz sermayeleri ile proje geliştiren yatırımcı sayısındaki kısıtlılık mevcut stoğun yetersiz
olmasına ragmen yeni depo projelerinin gelmesinin önündeki diğer engel olarak karşımıza
çıkıyor.”