Dünya genelinde ticareti yapılan 90 mineralin 70'ine ev sahipliği yapan Türkiye, mineral çeşitliliği açısından dünyada ilk 10 ülke arasında yer alıyor.

Özellikle bor, lityum ve nadir toprak elementleri gibi kritik minerallerde Türkiye, önemli bir avantaja sahip. Türkiye, dünya bor rezervlerinin yüzde 73’ünü elinde bulunduruyor. Bu alanda Eti Maden tarafından yapılan üretim ve ihracat faaliyetleri, ülke ekonomisine ciddi katkı sağlıyor. Bor ürünleri savunma sanayisinden nükleer enerjiye kadar geniş bir kullanım alanına sahip.

Lityum ise, elektrikli araçlardan enerji depolama sistemlerine kadar kritik sektörlerin geleceğinde anahtar rol oynuyor. Türkiye, Eskişehir Kırka'da kurulan tesisle yıllık 10 ton kapasiteli lityum karbonat üretimine başladı. Böylece, Türkiye hem iç talebi karşılamayı hem de lityum alanında ihracatçı ülke olmayı hedefliyor.

Bunun yanı sıra, nadir toprak elementleri (NTE) alanında da önemli adımlar atılıyor. Beylikova'da kurulan pilot tesisle Türkiye yılda 1.200 ton oksit üretmeyi planlıyor. Bu hamleler, Türkiye'nin yüksek teknoloji ürünlerinde dışa bağımlılığını azaltmasına yardımcı olacak.

Devreye alınan yeni maden politikaları; yatırım ortamını iyileştirme, çevre ve iş güvenliği standartlarını artırma ve madenlerde katma değer yaratacak projeleri teşvik etme odaklı ilerliyor. Ayrıca, MTA Uluslararası Madencilik A.Ş. (MTAIC) ile Türkiye, yurt dışında da kritik maden aramaları yaparak kaynak güvenliğini çeşitlendirmeyi amaçlıyor.

Türkiye, kritik madenlerde sadece rezerv zengini bir ülke olmanın ötesine geçerek, üretim, işleme ve ihracat zincirinde daha güçlü bir aktör olmaya doğru ilerliyor. Bu süreç, ülkenin ekonomik büyümesine ve stratejik bağımsızlığına doğrudan katkı sağlayacak.