TÜRKİYE'NİN İLK YERLİ SMA İLAÇ VE ETKEN MADDESİNİ ÜRETECEK
İlaç sektörünün öncü kuruluşlarından Polifarma, hizmete açtığı Türkiye'nin en kapsamlı Ar-Ge merkezinde, SMA hastalığı başta olmak üzere, farklı nadir ve genetik hastalıkların tedavisine yönelik ilaç ve etkin maddenin üretimine odaklanacak. Polifarma, bu yatırımı ile aynı zamanda Türkiye'nin ilaç sektöründe küresel rekabet gücünü artıracak, ilaçta dışa bağımlılığını azaltacak çalışmalar gerçekleştirecek.

Türkiye’nin ‘En Büyük 500 Sanayi’ kuruluşundan biri olan ve yaklaşık 40 yıldır toplum sağlığına ve sağlık sektörüne katkı sağlayan Polifarma, yenilikçi çözümler ve ‘yerli üretim’ vizyonuyla Türkiye’nin en kapsamlı Ar-Ge merkezini hizmete açtı. Tekirdağ Ergene’de 11 bin 233 metrekare alan üzerinde inşa edilen ve T.C. Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu tarafından hizmete açılan Ar-Ge merkezi, SMA başta olmak üzere farklı nadir hastalıkların tedavisine yönelik ilaç ve etkin madde üretimine odaklanacak.
Polifarma Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Süleyman Kumrulu ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Vildan Kumrulu’nun ev sahipliğinde gerçekleşen açılış törenine; T.C. Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, Tekirdağ Valisi Recep Soytürk ve çok sayıda davetli katıldı.
“İnsan odaklı bir ekosistemin kalbi”
Açılış töreninde konuşan T. C. Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, sağlık alanında yerli üretim ve inovasyonun öncelikli hedeflerinden biri olduğunu vurgulayarak, “Bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz Polifarma Ar-Ge Merkezi gibi yatırımlar, işte bu büyük hedefin taşıyıcı sütunlarıdır. Bu merkez, sadece bir bina ya da teknik bir tesis değil; bu topraklara, bu millete ve bu ülkenin potansiyeline gönülden inanan bir vizyonun vücut bulmuş hâlidir. Bu anlamlı yatırım; uzun soluklu bir inancın, bilim ve teknolojiye duyulan güvenin ve ülkemizin sağlıktaki bağımsızlığına verilen stratejik bir desteğin somut ifadesidir” dedi.
Polifarma’nın sadece ilaç üretmediğini, aynı zamanda geleceğin bilim insanlarına alan açtığını, bilgiye dayalı üretim kültürünü yaygınlaştırdığını ve Türkiye'nin sağlıkta küresel rekabetçiliğine yatırım yaptığını dile getiren Bakan Memişoğlu, “Bu merkez, genç araştırmacılarımızın yetişeceği, yenilikçi moleküllerin geliştirileceği, nadir hastalıklar için yerli çözümlerin üretileceği, çok yönlü bir Ar-Ge üssüdür. Sadece üretim değil; öğrenme, geliştirme, birlikte inşa etme anlayışıyla hareket eden, insan odaklı bir ekosistemin kalbidir” diye konuştu.
“İlaç üretimini bir egemenlik meselesi olarak görüyoruz”
Polifarma Ar-Ge Merkezi’nde yürütülecek en önemli çalışmalardan birinin Türkiye’nin ilk yerli SMA ilacına ve etken maddesine yönelik geliştirme faaliyetleri olduğuna dikkat çeken Memişoğlu, şunları söyledi:
“Bu adım, ‘Üreten Sağlık’ vizyonumuzun sadece ekonomik değil; aynı zamanda insani ve vicdani boyutunu da açıkça ortaya koymaktadır. Çünkü biz, sağlık hizmetini bir hak, tedaviyi bir sorumluluk, ilaç üretimini ise bir egemenlik meselesi olarak görüyoruz. Her bir vatandaşımızın hayatına dokunan çözümleri artık dışarıdan beklemiyoruz. Kendi bilim insanlarımızla, kendi teknolojik kapasitemizle geliştiriyoruz. Bu vizyoner yaklaşımı ortaya koyan Polifarma ailesini yürekten tebrik ediyorum.”
“İlaç sanayimizle övünüyoruz”
Tekirdağ Valisi Recep Soytürk, kentte faaliyet gösteren 3 bin 390 tescilli sanayi firmasının 23'ünün ilaç sanayisine yönelik olduğunu söyledi. Bu firmalardan biri olan Polifarma’nın yıllık yaklaşık 250 milyon dolarlık ihracata sahip olduğunu vurgulayarak “Biz ilaç sanayimizle övünüyoruz. Sanayicilerimize çok büyük saygı duyuyoruz. Elimizden geldiğince önlerini açmaya çalışıyoruz. Çünkü istihdam sağlayarak, ihracat yaparak döviz girdisi sağlıyorlar” dedi. Polifarma’nın bugüne kadar ithal edilen ürünleri yerli olarak ürettiğini vurgulayan Vali Soytürk, “Bu ürünleri hem Türkiye’de kullanacağız, hem ihraç edeceğiz. Yani cari açığı kapatacağız. O yüzden bunun çok kıymetli olduğunu düşünüyoruz" şeklinde konuştu.
“Dünyanın dört bir yanına sağlık taşıyoruz”
Polifarma Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Süleyman Kumrulu da törende yaptığı konuşmada; şirketin kuruluşundan bugüne kadar geçirdiği süreci, sektördeki konumu ve yatırımları hakkında bilgi verdi.
Kumrulu, ilaç sektöründe yaklaşık 40 yıl önce yüzde 100 yerli sermayeli bir kuruluş olarak başladıkları yolculuğa; bugün Tekirdağ-Ergene’de 62 bin metrekare alan üzerine kurulu modern üretim tesisleri, güçlü Ar-Ge alt yapısı ve yenilikçi çözümleri ile global pazarlardaki varlıklarını güçlendirerek devam ettiklerini vurguladı. 16 farklı üretim hattında; yıllık yaklaşık 500 milyon adet ilaç ve serum üretim kapasitesine sahip olduklarını belirten Kumrulu, “Türkiye’nin En Büyük Sanayi Kuruluşlarının yer aldığı İSO 500 listesinde her yıl yükselerek üst sıralara yerleşiyoruz. Türkiye ve EU-GMP dâhil 13 farklı ülkeden alınmış GMP sertifikalarımız, yurt içi ve dışı yaklaşık 600 ruhsatımız ile, uluslararası alanda 50’den fazla ülkeye ihracatımızla dünyanın dört bir yanına sağlık taşıyoruz. Pandemi döneminde önce ülkemiz hastanelerinde, akabinde yurt dışında hastane ürünlerinde tedarik sıkıntısının önüne geçtik. Kurulduğu 2017 yılından beri POL Ar-Ge’de gerçekleştirdiğimiz; parenteral beslenme, anestezi & reanimasyon, onkoloji, nöroloji, nefroloji gibi temel alanlarda ithal ikame ürünlerin araştırma ve geliştirme çalışmaları neticesinde özellikle ‘Hastane Ürünlerinde’ yerelleşmeyi hayata geçirdik. Bu sayede milletimizin kaliteli ve güvenli ilaca erişmesini sağladık, insanların hayatlarına dokunduk” diye konuştu.
“İlaç üretiminin yerelleşmesine katkıda bulunacağız”
Polifarma’nın 2023 yılında ilaçta etkin madde üretimine de başladığını hatırlatan Ufuk Kumrulu, “Yeni Ar-Ge Hammadde ve İlaç Üretim Merkezimiz ile ilaç üretiminin yerelleşmesinde artık yepyeni bir sayfa açıyoruz. İlaca erişimi kolaylaştırıp dışa bağımlılığı azaltacak çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz. Bu nedenle Ar-Ge merkezimizi yalnızca bir yatırım değil, aynı zamanda Türkiye’nin geleceğine duyduğumuz güvenin ve bilime olan inancımızın güçlü bir göstergesi olarak değerlendiriyoruz” dedi.
Türkiye ilaç sanayisinin büyümesi ve dışa bağımlılığını azaltmak için hammadde üretimine de ihtiyaç olduğunu vurgulayan Kumrulu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın HAMLE projesi tarafından desteklenen, SMA hastalığının tedavisine yönelik ilaç ve bu ilacın etkin madde sentezini de yeni Ar-Ge merkezimizde gerçekleştireceğiz. Bizleri çok üzen bu hastalığa yönelik ilacın etkin maddesi olan Nusinersen’i üretmeye başladık; burada büyük bir ihracat potansiyeli var. Bitmiş ürünü ruhsatlandırmadan önce tüm dünyaya hammadde olarak satmayı hedefliyoruz. Aynı zamanda farklı nadir ve genetik hastalıklara yönelik etkin madde ve ilaç üretimini de yapacağız. Ülkemiz ekonomisi için ilaç etkin maddesi ve bitmiş ürün üretebilen, Türkiye’nin en kapsamlı Ar-Ge Merkezi olan bu tesisimizde, değer yaratacak projelerimiz ile ihracat potansiyelini artırarak ‘global sağlık’ üssü olma yolunda emin adımlarla ilerlemeyi hedefliyoruz.”
“Sağlık sektöründe kalıcı değer yaratmanın yolu Ar-Ge’den geçiyor”
Polifarma Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Vildan Kumrulu da konuşmasında; sürdürülebilir büyümenin ve Ar-Ge faaliyetlerinin önemine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Biz, Türkiye’nin hem tüm sektörler hem kendi sektöründe Ar-Ge’ye En Çok Yatırım Yapan Şirketlerinden biriyiz. Çünkü biliyoruz ki; sürdürülebilir büyüme Ar-Ge’ye ve yenilikçi teknolojilere yatırımdan geçiyor. Aynı zamanda sağlık sektöründe kalıcı değer yaratabilmek için sürekli öğrenmek, araştırmak, yeni gelişen teknolojileri ve çağımızın ihtiyaçlarını takip etmek gerekiyor. Bu nedenle Polifarma olarak araştırma ve geliştirme faaliyetlerine büyük önem veriyoruz. Ar-Ge yatırımlarımızın etkilerinin sadece sağlık alanı ile sınırlı kalmayıp toplumsal ve ekonomik refaha kadar geniş bir etki yarattığını biliyor ve bu vizyonla çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”
Kumrulu, yeni tesislerinin hem hammadde sentezini hem bitmiş ürün üretimini aynı çatı altında yapabilmesi ve nadir hastalıklara yönelik çözümler geliştirmesi ile Türkiye’nin en kapsamlı Ar-Ge merkezlerinden biri olacağını vurgulayarak, “Aynı zamanda Türkiye'de İlaç Etkin Maddesi (API) sentezi yetkinliğine ve onayına sahip yalnızca 6 ilaç firması merkezinden biri olma özelliğini de taşıyor. Ar-Ge merkezimiz; yalnızca bir araştırma geliştirme merkezi değil, aynı zamanda ülkemizin geleceğini tasarlayacak, çocuklarımızın umutlarını gerçekleştirecek bir bilim yuvası olacak. Başarılarımızı yalnızca finansal tablolarla değil, ilk günden beri bilime yönelik yatırımlarımızla da taçlandırıyoruz. Polifarma Ar-Ge Merkezi’nde geliştirilecek her proje; toplum sağlığına katkı sunacak, Türkiye’nin ilaçta dışa bağımlılığını azaltacak ve ülkemizi global ilaç pazarında daha güçlü bir konuma taşıyacak” diye konuştu.
SMA ve genetik hastalıklara şifa olacak
Vildan Kumrulu, yeni Ar-Ge merkezleri ile ‘Antisens oligonukleotid’ üretim platformuna yatırım yapan ilk ve tek Türk firması olduklarının altını çizerek bu teknoloji sayesinde mRNA teknolojisi kullanıp kısa RNA zincirleri oluşturarak genetik hastalıkların tedavisine daha kolay odaklanabileceklerini ifade etti.
Yeni Ar-Ge merkezinde, SMA hastalığının tedavisine yönelik etken madde ve ilaç üretileceğini de belirten Vildan Kumrulu, şöyle devam etti:
“Polifarma olarak en temel misyonumuz; sağlıklı bir toplum için sürdürülebilir ve yenilikçi çözümlerle yaşam kalitesini artırmak. ‘Önce Hayat’ mottosuyla yaklaşık 40 yıl önce çıktığımız bu yolcukta; insan sağlığını ve tedaviye erişimi, merkeze alıyoruz. Güçlü Ar-Ge kasımız ile geliştirdiğimiz yenilikçi çözümler sayesinde hayata bağladığımız her canlı bizler için oldukça kıymetli. Bu nedenle ülkemizin sağlık alanında kanayan yarası, kalıtsal yolla ortaya çıkan nadir bir kas hastalığı olan ve yüzlerce aileyi mağdur eden SMA hastalığına kayıtsız kalmayarak gerekli altyapı çalışmalarına başladık. Özellikle SMA gibi nadir ve yüksek maliyetli hastalıkların tedavisinde kullanılacak ilaçlarda kendi etkin maddemizi sentezleyip üretmek, yalnızca bilimsel değil; aynı zamanda sosyal sorumluluğumuzun da bir yansımasıdır. Bir annenin televizyonda ağlaması ve çaresizliğinden etkilenerek başlattığımız bu projede son aşamaya geldik. Her annenin en büyük dileği, evladını sağlıklı görmek ve geleceğe umutla bakabilmektir. Artık anneler ağlamasın, gözyaşları umuda dönsün istiyoruz. Kritik öneme sahip bu ilacı, en kısa sürede hastaların erişimine sunmak için çalışmalarımıza yoğun bir şekilde devam ediyoruz. SMA hastalığı başta olmak üzere farklı nadir ve genetik hastalıkların tedavisine yönelik geliştireceğimiz yenilikçi çözümler ile yüzlerce ailenin hayatına dokunacak olmaktan dolayı büyük bir mutluluk ve heyecan içerisindeyiz. Çünkü biz biliyoruz ki, bir çocuğun, bir hastanın hayatına dokunmak; yalnızca ilaç üretmek değil, aynı zamanda şifa vermektir. Gelecek dönemde de yenilikçi çözümlerimiz ile dünyanın dört bir yanına şifa dağıtmaya devam edeceğiz.”