TÜRKİYE'DE YÜKSEK BÜYÜME HIZ KESMİYOR
Ülkelerin haftalık büyüme rakamlarını raporlayan OECD Türkiye'nin 2022 yılı ilk çeyreğinde ortalama yüzde 7,72 oranında büyüyeceğini belirtti. Ekonomist Akıllıoğlu da raporu destekleyerek cari açık ve enflasyona rağmen Türkiye'nin dünyada ilk 10 ekonomi arasına girme yarışını hızlandırdığını bildirdi.

Sedat YILMAZ
Pandeminin etkisiyle emtia fiyatlarındaki aşırı artış tüm dünyada ülkeleri büyüyen enflasyon sorunuyla karşı karşıya getirdi. Rusya - Ukrayna savaşı bu durumu daha olumsuz hale getirdi. Türkiye’de de yükselen kur ve artan fiyatlar gündemin üst sırasında yer alıyor. Ancak yakın gelecekte kendi kaynakları ve boru hatlarıyla küresel enerji merkezi olacağına kesin gözle bakılan Türkiye’nin, makro ekonomi ve iktisadi faaliyetlere göre bölgesinin en fazla büyüyen ve refah seviyesini artıran ülke olacağı tahminleri yapılıyor.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı (OECD), Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu (IMF) raporlarında Türkiye’nin 2021 yılındaki büyümesi kadar olmasa da 2022 yılında devam ettireceğini son dataların Türk ekonomisindeki büyümeyi ortaya koyduğunu belirtiyor.
Ülkelerin haftalık büyüme rakamlarını raporlayan OECD Türkiye’nin 2022 yılı ilk çeyreğinde ortalama yüzde 7,72 oranında büyüdüğünü bildiriyor. Ekonomist Akıllıoğlu da OECD raporunu destekleyici açıklamalar yapıyor. Akıllıoğlu cari açık ve enflasyona rağmen Türkiye’nin dünyada ilk 10 ekonomi arasına girme yarışını hızlandırdığını kaydediyor.
Türk ekonomisi yüzde 8 büyür
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı (OECD) raporunda Türkiye’nin salgın tehdidini üzerinden attığını, reel kesim güven endeksleri ve sanayi PMI verilerinde hafif geri çekilmelere karşılık Rusya – Ukrayna savaşına rağmen kapasite kullanım ve sanayi üretimi alanlarında canlılığını devam ettirdiğini, Türk ekonomisinin 13 Mart 2022 haftasından geriye doğru aylık yüzde 7, yılbaşına göre ilk çeyrek itibariyle yüzde 7,72 oranında bir büyüme kaydettiğini bildiriyor.
Geçen yıl büyüme rakamlarını çift haneye taşıyan salgın kaynaklı baz etkisinin artık olmadığına ve küresel enflasyon endişesi ve jeopolitik gerilimin ekonomik canlılığı soğutucu etkisinin olduğuna vurgu yapılan raporda, tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye ekonomisinin büyümeye devam ettiği, 13 Mart 2022 haftasında dahi ekonomideki büyüme hızının yüzde 8,1 olduğu belirtiliyor.
Türkiye büyümelerini haftalık bazda 2020 yılından bu yana takip eden OECD’nin 2022 yılı ilk çeyreğine dair Türk ekonomisi büyüme rakamları haftalık şöyle sıralandı:
2 Ocak haftası yüzde 10,00, 9 Ocak haftası yüzde 10,04, 16 Ocak haftası yüzde 9,59, 23 Ocak haftası yüzde 8,46, 30 Ocak haftası yüzde 7,04, 6 Şubat haftası 5,95, 13 Şubat haftası yüzde 6,54, 20 Şubat haftası yüzde 8,79, 27 Şubat haftası yüzde 5,41, 6 Mart haftası yüzde 6,88 ve 13 Mart haftası yüzde 8,10.
Büyümeyi önceden gösteriyor
Reel kesim güven endeksi ve imalat sanayi PMI’da hafif derecede zayıflamalara karşılık imalat sanayi kapasite kullanım ve sanayi üretiminde canlılığın sürdüğü anlatılan raporda, ihracatta önemli artışın kaydedildiği dile getiriliyor. Cari açık ve yüksek enflasyona karşı para ve maliye politikalarının ödemeler dengesi ve fiyat artışlarının verdiği olumsuzluğu giderici gerekli adımları atacağına vurgu yapılan raporda 46 ülke için hesaplanan büyüme raporunda Türkiye rakamlarının dikkat çektiği ifade ediliyor.
Raporu değerlendiren Sabah yazarı ekonomist Nurullah Gür, “Ekonomik gidişatı daha yakın takip edebilmek için bir taraftan da bu tip verileri tamamlayıcı mahiyette olan gerçek zamanlı ve yüksek frekanslı veriler türetilmeye başlandı. OECD yenilikçi bir gösterge geliştirdi. Bu veri bir önceki yılın aynı dönemiyle kıyaslanarak haftalık bazda ekonomik büyümeye dair fikir verici bir fotoğraf ortaya koyuyor. Adı OECD Weekly Tracker of Economic Activity olan bu araştırmada 46 ülke bulunuyor ve ülkeler arasında Türkiye de var” diyor.
Dünyanın 11’inci ekonomik gücü
Diğer yandan negatif data ve senaryoların öne çıktığı dünya konjonktüründe artışta olan cari açık ve yüksek enflasyona karşılık Türkiye’nin üretim, ihracat, iç talep ve alım gücünün yükseldiğini belirten ekonomist Zeki Akıllıoğlu, Türkiye’nin dünyada ilk 10 ekonomiden biri olma hedefinin, ürün ve hizmetlerin ülkeler arası fiyat farklarını gidererek gerçekçi milli gelir hesabı yapılmasını sağlayan Satınalma Gücü Paritesi (SGP) ile mümkün olduğunu söylüyor.
Ekonomist Zeki Akıllıoğlu, “Dünya Bankası ve IMF raporları ortada. Türkiye 2020 SGP GSYH dünya sıralamasında 2,3 trilyon dolarla 13’üncü. Türkiye’nin 2021 itibariyle 2,7 trilyon dolar SGP GSYH ile dünyada 11’inci sıraya yükselmesi bekleniyor” diyor.
Türkiye’nin SGP GSYH dünya sıralamasında 2000’li yılların başında 550 milyar dolar ile dünyada 19’uncu büyük ekonomi olduğunu hatırlatan ekonomist Akıllıoğlu, “Türkiye 2017’de 2,1 trilyon dolar SGP GSYH ile 13. sıraya yükselmiş ve 2020’ye kadar 13’üncülükteki yerini korumuştur. Türkiye son 20 yıllık süreçte İran, Suudi Arabistan, Avusturalya, Kanada, İspanya, ve Güney Kore’yi dünya sıralamasında geride bırakmıştır. 2020 SGP GSYH’si 2,3 trilyon dolar olan Türkiye’nin, 2021 itibariyle 2,7 trilyon dolar SGP GSYH ile Meksika ve İtalya’yı da geride bırakarak dünyada 11. sıraya yükselmesi bekleniyor” ifadelerini kullanıyor.
Satınalma Gücü Paritesi hesabında ‘SGP kuru’ (PPP exchange rate veya PPP conversion rate) kullanıldığını belirten ekonomist Zeki Akıllıoğlu, “SGP kuru, Türkiye’nin de dahil olduğu OECD üyesi ülkelerin para birimleri için Avrupa İstatistik Ofisi (EUROSTAT), OECD, IMF ve Dünya Bankası işbirliğiyle hesaplanır. OECD dışındaki ülkeler için de yine bölgesel istatistik ofisleri, IMF ve Dünya Bankası işbirliğinde ortaya konur” bilgisini veriyor.
SGP kuru net sonuçları verir
SGP kuru hesabında kullanılan ürün ve hizmet sayısının son senelerde binlerle ifade edilmesiyle birlikte, bu hesabın yanılma oranının sıfır denecek kadar düşük seviyelere indirildiğinin altını çizen ekonomist Zeki Akıllıoğlu, “SGP kuru, ürün ve hizmetlerin ‘eşanlı’ ve ‘güncel’ fiyatları karşılaştırılarak hesaplandığından, enflasyon düzeltmesine ihtiyaç bırakmaksızın net sonuçları verir. SGP kuru, ABD dolarına karşı hesaplanır. Tüm para birimlerinin SGP kuru ABD dolarına karşı hesaplandığı için, para birimlerinin bir diğerine karşı SGP kuru da belirlenmiş olur. SGP kuru, ABD’de 1 dolara satın alınan ürün veya hizmetin, karşılaştırılan ülkede kaça satın alındığını gösterir. Böylelikle, ürün ve hizmetlerin ülkeler arası fiyat farkları SGP kurunda eşitlenerek, adil ve gerçekçi milli gelir hesabının önü açılmış olur” ifadelerini kullanıyor.
Türkiye’nin 2021 SGP kurunun 2,6 lira olduğunu, yani ABD’de 1 dolara satın alınan ürün veya hizmetin aynısı veya eşdeğeri Türkiye’de 2,6 liraya satın alınabildiğine vurgu yapan ekonomist Akıllıoğlu, “Bir başka ifadeyle; 2,6 liranın Türkiye’deki alım gücü, 1 doların ABD’deki alım gücüne eşittir. SGP kuru ile yapılan milli gelir hesaplarının, cari kurla yapılan milli gelir hesaplarına kıyasla daha gerçekçi sonuçlar verdiği, özellikle de SGP kurunun son senelerde binlerce ürün ve hizmet karşılaştırılarak sıfıra yakın yanılma payıyla hesaplanmasıyla birlikte; OECD, Dünya Bankası, IMF gibi kurumlarca da kabul ediliyor" diyor.
Nominal ölçüm yöntemi yanıltıcı
Geleneksel hesap yöntemi olan ve cari kurla hesaplanan ‘nominal’ yöntemle, Türkiye’nin son senelerde dünya sıralamasında gerilediğini hatırlatan ekonomist Akıllıoğlu, “Bu yöntemi manipülatif ve yanıltıcı. Dünya Bankası 2020 nominal GSYH raporuna göre Türkiye 720 milyar dolarla 20. sırada yer almıştır. Türkiye’nin 2021 GSYH’si 7,2 trilyon lira ve ortalama cari dolar kuru 8,89 Lira olarak kesinleştiğinden, 2021 sonu itibariyle 809 milyar dolar Nominal GSYH ile dünyada 21. sırayı alması beklenmektedir. Ancak, milli gelir hesabının temeli, cari kurun hangi fiyatta değer bulduğu değil, milli gelir hesabına konu binlerce ürün ve hizmetin hangi fiyatta değer bulduğudur. Onu da bize cari kur değil, SGP kuru söylemektedir. Cari kurla yapılan milli gelir hesaplarının, özellikle de cari kurda aşırı dalgalanmalar olduğunda, eksik ve yanıltıcı sonuçlar vermesi kaçınılmaz olur” şeklinde konuşuyor.
Türkiye’de SGP kurunun 2,6 lira ile cari kurun 8,89 lira arasında cari kur lehine yüzde 242 gibi çok yüksek bir farkın oluştuğunu, SGP kuru ile cari kur arasında dünya genelinde de cari kur lehine fark olmakla birlikte, bu farkın 2021 dünya ortalaması yüzde 56 olduğunun altını çizen ekonomist Zeki Akıllıoğlu, “Cari kur lehine bu farkın son beş yıllık dünya ortalaması da yüzde 60’ı geçmemektedir. Ülkemiz için yüzde 242 ile dünya ortalamasının bir hayli üzerinde gerçekleşen bu büyük fark, esasen ve öncelikle, cari kurun aşırı değerli olduğunu göstermektedir. SGP kurunun cari kurun çok altında olması yönüyle bakıldığında ise, yani 1 dolar 8,89 lira iken, 1 dolara eşit alım gücüne 2,6 lira ile sahip olunması, üretimdeki ve iç talepteki canlılığın yansımasıdır” diyor.