SON DAKİKA
GÜNDEM Çarşamba 20 Mayıs 2020 11:27

"TÜRKİYE TEDARİK ZİNCİRİNİ KIRABİLİR"

Elmor AŞ Genel Müdürü Enver Öz, Kovid-19 salgını ile mücadele edildiği bugünlerde temizlik ve hijyen kavramlarına odaklandıklarını söyledi. Öz, salgının küresel olduğunu ve Çin ile ticaret yapan tüm sektörleri etkilediğini ifade ederek, "Çin ile ticareti bulunmayan sektörler olumlu olarak etkilenecektir. Çin'e alternatif olarak üretime geçebilecek sektörler krizi fırsata dönüştürecekler" dedi.

"Türkiye tedarik zincirini kırabilir"
Elmor AŞ Genel Müdürü Enver Öz, Kovid-19 salgını ile mücadele edildiği bugünlerde temizlik ve hijyen

Röportaj: Mustafa DENİZ

Öz, “Jeopolitik anlamda çok önemli bir noktada bulunan ülkemiz de sağduyulu kararlar neticesinde ekonomik krizden büyük yaralar almadan kurtulabilir ve hatta bu avantajını kullanarak bazı sektörlerde tedarik zincirini kırabilir” diye konuştu. İşte Öz’ün gazetemize yaptığı çarpıcı açıklamaları:

Hijyen ve temizlik noktasına çok dikkat ettiğimiz bu dönemde markanızın hijyen teknolojisi ile ilgili yenilikleri nelerdir? 

Elginkan Topluluğu’na bağlı bir kuruluş olan ELMOR’un ürün grupları, E.C.A. markalı su armatürleri, banyo aksesuarları ve teknik ürünler ile SEREL markalı seramik sağlık gereçleri, gömme rezervuarlar, akrilik küvetler ve aksesuarlardan oluşuyor. Elmor olarak 1955 yılından bu yana yapı sektörünün lider markası olarak faaliyetlerimizi yürütürken üretimimize hız kesmeden devam ediyoruz. E.C.A. su armatürleri ve E.C.A. teknik armatürler, bulundukları sektörde pazar lideri konumunu uzun yıllardır koruyor. Tasarımlarıyla göz dolduran, 20 yıl garantili ürünleri ve kullanım kolaylığı için teknolojiden yararlanan, armatür ve seramik sağlık gereçleri sektörünün öncüsü olarak bilinen E.C.A. SEREL, hijyenik ve sağlıklı ürünler kategorisinde de öncülüğü üstleniyor. 

Koronavirus salgınıyla mücadele ettiğimiz bugünlerde temizlik ve hijyen kavramlarına daha da hassasiyetle yaklaşıyoruz. Sağlık ve hijyen konularında farkındalık yaratan ürünlerimizle pazardaki talebi farklı yönde etkiliyoruz. SEREL ile 2015 yılında vitrifiye sektöründe gümüş iyon teknolojisi kullanarak tüm vitrifiye ürünlerini fiyat farkı gözetmeksizin sırladık ve hijyenik yüzeyli seramik sağlık gereçleri dönemini başlattık. Güvenle kullanım ayrıcalığı sunan aynı nano teknolojik hijyen standardını E.C.A. armatürlerinde ise Icon, Purity, Myra, Mina ve Novita armatür serilerinde standart olarak mevcut. Bu teknolojiyi müşterilerimizin talebi doğrultusunda E.C.A.’nın diğer serilerinde de uygulayabiliyoruz. SEREL markamızla 2015 yılında başlattığımız Hygiene Plus teknolojisini geliştiren mühendis ve tasarımcılarımız, Türk insanının temizlik anlayışından esinlenerek bu teknolojiye odaklandı. Sektörde bu ihtiyaca cevap verdi ve farklı oyuncular tarafından da benzer çalışmalar başlatıldı. SEREL’in geliştirdiği Hygiene Plus, gümüş iyonlar sayesinde vitrifiye yüzeyinde kir barındırmamaya yönelik bir teknolojidir.  SEREL’in tüm ürünleri kir tutmayan özel yüzey kaplamalarına sahiptir.  Hygiene Plus olarak isimlendirdiğimiz bu hijyenik yüzey uygulamasını 2016 itibariyle armatür yüzeylerimizde de uyguladık. Krom malzemeli armatür ürünlerinde nano teknoloji kullanılarak sağladığımız hijyenik kaplamalı armatürleri ilk üreten firma olmanın gururunu ayrıca yaşıyoruz. Banyolarımızda hijyen esasıyla geliştirilen diğer SEREL ürünleri ise, Pure Wash olarak tanımladığımız, klozet iç yüzeyinin kolay temizlenmesini sağlayan ve pazarda kanalsız klozet olarak bilinen vitriye ürünlerimiz ve sektöre yine markamızın kazandırdığı Easy Wash kendi kendini temizleyen lavabolarımız. Öte yandan, yüzey temasını sıfırlayan  fotoselli armatürler de içinde bulunduğumuz kritik dönemde tercih edilebilecek önemli ürünlerimizden biri. Bütün bu örneklerde görüldüğü gibi, kuruluşumuzdan bu güne ürün ve hizmetlerimizde kalitemizi artırmak üzere etkin şekilde kullandığımız teknolojiyi gelecekte de kullanmaya devam edeceğiz.

Yapı malzeme sektörü koronavirüsten nasıl etkilendi ve sektörün geleceği hakkında beklentileriniz nedir?

Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve dünyada yaklaşık 297 bin kişinin ölümüne neden olan koronavirüs sadece üretimi değil, tüm dünyada hizmet sektörlerini de olumsuz olarak etkiledi.  Çin dünyanın en büyük 2. büyük ekonomisi. Dünyanın en önemli tedarikçisi olan Çin’in üretiminin yavaşlaması, diğer ülkelerin üretimlerinin de yavaşlamasına yol açtı. Dünya mal ticaretindeki durağanlık bugünün küresel ekonomik konjonktürüdür ve Türkiye’den bağımsız olarak düşünülemez. Bu doğrultuda sağlıklı öngörülerle gelecek birkaç yılın analizi yapılmalı ve riskler belirlenerek önlemler alınmalı. Öte yandan bu süreçten Çin ile ticareti bulunmayan sektörler olumlu olarak etkilenecektir. Çin’e alternatif olarak üretime geçebilecek sektörler krizi fırsata dönüştürecekler. Avantaj nasıl sağlanabilir? İşte kritik soru bu. Jeopolitik anlamda çok önemli bir noktada bulunan ülkemiz de sağduyulu kararlar neticesinde ekonomik krizden büyük yaralar almadan kurtulabilir ve hatta bu avantajını kullanarak bazı sektörlerde tedarik zincirini kırabilir. 

Pandemi öncesi 2020 yılının finansal istikrar ve genişletici para politikaları etkisi ile büyüme yılı olacağı öngörüsü hâkimdi. İlk çeyrek bu yönde devam etti. Brexit’in kalkması ve iki büyük devletin ticaret anlaşmasını yapması ile dünya ekonomisinde olumlu gelişmeler yaşanacağı kesindi. Özellikle genişletici para politikalarının devam etmesi finansal açıdan daha istikrarlı bir dönem yaratacaktı. İstihdamdaki yeri oldukça yüksek olan inşaat sektörünün büyümesi ile diğer sektörler de hareketlenecekti. Fakat şu süreçte bu öngörülerimizi biraz erteledik. Tüm bunlar yine yaşanacak ama belirli bir ötelemeyle. Şu aşamada kısa vadedeki etkilerini gözlemleme ve analiz etme noktasındayız. Dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgını ile nisan ayında ticaret durma noktasına geldi. Haziran ayında Kovid-19 salgınının kontrol altına alınması ile 2020’nin ikinci yarısında ekonominin büyüme ile devam edeceğini düşünüyoruz.

Unicera Fuarı gibi fuarlara katılım gösteren bir marka olarak bundan sonraki süreçte nasıl bir strateji izleyeceksiniz? Fuar süreçlerinin dijital ortamına taşınması yapı sektörü fuarlarını ve büyük firmaları nasıl etkiler?

UNICERA, yapı sektörünün Türkiye’de tek, dünyadaki ise en büyük iki fuarından biri. Türk yapı sektörünün başarılarını görünür kılmak açısından da çok önemli bir platform. Uluslararası katılımcıların UNICERA Fuarı’na ilgisinin her yıl giderek arttığını görüyoruz. Bu yıl da Unicera Seramik, Banyo ve Mutfak Fuarı’nda en iyi ürünlerimizle yerimizi aldık. Ancak 184 ülkede görülen salgın sebebiyle tanıtımlar, lansmanlar ve fuarlar dijital ortama taşınıyor.

Teknolojik gelişmelerle dünyada yaygınlaşmaya başlayan e-fuarlar, uygun maliyeti ve daha fazla uluslararası müşteriye ulaşma imkânı sağlıyor. Dünyanın neresinde olursa olsun daha fazla katılımcıya ulaşım ve zaman sıkıntısı olmaksızın bilgisayar başından ürünlerle markaları tanıma fırsatı sunuyor. Fiziki fuarlarda yapılan nakliye, yolculuk, konaklama, yemek, hostes, stant, promosyon ve ikram gibi masrafları sıfıra iniyor ancak dijital ortamda ürüne dokunma imkânı olmadığı için ülkemizde bu dijital sürecin kalıcı olmayacağını düşünüyorum.

Pazardaki talepleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Değişen dünya ve teknolojinin hızla gelişimi sonucunda hayat tarzımız da hızla değişti. Son dönemlerde hayatın her alanında olduğu gibi armatür ve vitrifiye sektöründe de önemli bir motto var “Hayatı Kolaylaştırmak‘‘. Aslında bu motto yeni nesil tüketici talebinin özetidir. Tüketicilerimizin hayatını kolaylaştırmak amacıyla AR-GE ve ÜR-GE çalışmalarımızı şekillendiriyoruz.

Pandemi sonrası marka olarak alınan önlemler nelerdir?

Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını, pek çok şirketin evden çalışma modelini hayata geçirmesine neden oldu. Biz de Elginkan Holding olarak “önce müşterilerimizin, iş ortaklarımızın, ekibimiz ve ailelerinin sağlığı” diyerek 23 Mart 2020 tarihinden itibaren evden çalışma sistemine geçmiştik. Pandemi süreci dijital altyapılara yapılan yatırımların önemini tüm dünyaya gösterdi. Elmor olarak evden çalışma sistemine geçtiğimiz andan itibaren sürece çok hızlı adapte olduk ve iş süreçlerimizin akışında hiçbir problem yaşamadık. 

Hem ülkemizdeki hem de dünyadaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Çalışanlarımız için kademeli bir işe dönüş planı üzerinde çalıştık. Kapalı ortamda alınacak tüm tedbir ve önlemleri değerlendirip, bu doğrultuda ofise dönüşü gerçekleştireceğiz. İlk etapta kademeli olarak ofis geçiş sürecine başlayacağız. Birinci aşamada ofis çalışanlarımız başlayacak. İşe dönüş planı kapsamında ikinci aşama ise Haziran ayında olacak  ve daha fazla çalışanımızın fiziki çalışma ortamlarına dönmesini sağlayacağız. 

Elmor olarak 1955 yılından bu yana yapı sektörünün lider markası olarak faaliyet gösteriyoruz. Hükümetin açıkladığı normalleşme planı doğrultusunda üretim ve hizmet süreçlerimizi de ayrıca planlıyoruz. Ofis ortamına geçiş planını yaparken Sağlık Bakanlığının fabrika, market, atölye, plaza gibi kapalı iş yerleri ve ofis çalışma alanlarında koronavirüse karşı alınması gereken önlemler kapsamında hazırladığı çalışmayı dikkate aldık. Buna göre çalışanlar arasında en az bir metre mesafe olmasını sağlayıp personelimizin maske takmasını zorunlu hale getireceğiz. Toplu olarak bir araya gelinen yerlerde de kurallar uygulayacağız. Yemek saatlerini gruplara bölüp, yemekhanede sosyal mesafe kuralını ön planda tutacağız. Çay ve kahve molasında da benzer kurallara dikkat edilmesini sağlayacağız.

Sürdürülebilirlik kapsamında yapılan çalışmalar, kaynakların korunması yönünde ürün gamı nasıl etkilendi?

Kuruluş olarak tüm üretim süreçlerinde ekolojik dengenin korunması hassasiyetiyle hareket ettik. Geçmişte olduğu gibi şimdi de sürdürülebilir teknolojilerimiz ile gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmayı hedefliyoruz.  Çevre ve gelecek bilinciyle, üretim sürecinden itibaren, yenilenemeyen doğal kaynak tüketimini en aza indirerek enerji ve hammadde tasarrufunu teşvik eden ürünler tasarlıyoruz. Geliştirilen ürünlerde su tasarrufu standart bir uygulama olarak benimseniyor, geliştirilen teknolojiler ve tasarımlar bu doğrultuda şekillendiriliyor. SEREL markalı tüm vitrifiye ürünlerimiz ise “Hygiene Plus” teknolojisiyle üretimden tüketime sağlıklı ve doğaya saygılı seramik sağlık gereçlerini fiyat farkı gözetilmeksizin tüketicinin beğenisine sunuyoruz. SEREL, Hygiene Plus teknolojisi ile maksimum temizlik ve maksimum tasarrufu bir arada sunuyor; su ve deterjan kullanımı da en aza indirgeniyor. Böylelikle hem tasarruf sağlanıyor hem de kimyasal kullanımı azaldığından ekolojik denge korunuyor.  E.C.A. ve SEREL, geliştirdiği “ECOLOGIC” ürünler ile yenilenemeyen doğal kaynakları korumayı hedefleyen bir yaklaşımla doğa dostu teknolojileri tüketiciyi buluşturuyor. Üç kişilik bir aile standart bataryalar kullanıyorsa yılda 97 bin litreden fazla su harcıyor. Aynı aile E.C.A. ve SEREL’in ECOLOGIC ürünler serisinde yer alan E.C.A. batarya ile bu tüketimi yüzde 50’den fazla azaltıyor. E.C.A. bataryaların sağladığı yıllık 54 bin litre su, bir bulaşık makinesinin 4.500 kez çalıştırılmasına denk geliyor.

SEREL Seramik Sağlık Gereçleri, UL laboratuvarlarında 168 saatlik yani 7 günlük test uygulaması sonucunda GREENGUARD Gold seviyesinde sertifikalandırılmıştır. E.C.A. armatürleri de aynı şekilde karbon emisyonu bakımından bu sertifikaya değer görülmüştür. E.C.A. ve SEREL ürünleri LEEDv4, BREEAM,DGNB gibi uluslararası yeşil bina sertifikasyon sistemlerinde ve yönetmeliklerde belirlenen tüm emisyon kriterlerini sağlamaktadır. Üstelik tüm E.C.A. ürünleri EPD kriterlerine uygundur. E.C.A. markalı armatürler Water Label belgelendirmesine sahiptir.