TAYSAD Başkanı Yakup Birinci, otomotiv sektöründeki küresel ve yerel dinamiklerin hızla değiştiğine dikkat çekerek, Türkiye’nin dünya üretim sıralamasında kalıcı bir yer edinmesi için yıllık 2 milyon araç üretim seviyesine ulaşması gerektiğini vurguladı. Birinci, 2017'nin Türkiye ve dünya otomotiv sektörü için referans yıl olduğunu ancak beklenen üretim hedeflerinin gerçekleşmediğini belirtti. Türkiye’nin küresel pazar payının 2026’ya kadar %1,4’e gerileme riski taşıdığını ifade etti.

Birinci, TAYSAD’ın 2025 yılı için 1 milyon 485 bin adet üretim hedefiyle Türkiye'nin 10. sıraya yükselebileceğini ancak sürdürülebilir bir konum için üretimin 2 milyon adede ulaşması gerektiğini söyledi. Önceki dönem başkanı Albert Saydam ise sektördeki değişimin kaçınılmaz olduğunu ve şirketlerin sürekli değişen risklerle mücadele etmesi gerektiğini belirtti. TAYSAD, otomotiv sektörünün rekabetçiliğini artırmak için çalışmalarına devam edeceğini duyurdu.

TAYSAD Başkanı Yakup Birinci, Türkiye'nin küresel otomotiv üretiminde ilk 10’a girmeye hazır olduğunu ancak bu konumun korunması için üretimin 2 milyon adede yaklaşması gerektiğini belirtti. Önceki başkan Albert Saydam, Türkiye’nin 15-16. sıralardan 10. sıraya yükseldiğini ancak sektörde sürekli ileriye bakılması gerektiğini vurguladı.

Birinci, tedarik sanayi ihracatının 15 milyar dolara ulaştığını ve rekabetçiliğin korunması için yeni stratejiler gerektiğini ifade etti. Türkiye'nin otomotivde sürdürülebilir büyüme yakalayabilmesi için yatırımların artması gerektiğini söyledi.

Saydam, Türk otomotiv sanayisinin Çin ve Japonya'ya yaptığı ihracatın %5 olduğunu belirtti. Birinci, Çin’in iç pazarındaki yerli araç oranının %95’e ulaşmasının sektörde ciddi bir rekabet yarattığını ve Çin’in 2024’te dünyanın en büyük otomotiv ihracatçısı olacağını belirtti. Ayrıca, BYD’nin Türkiye’ye yatırım yapma kararını ve Samsun’a yapılacak yatırımları önemli bir gelişme olarak değerlendirdi. Birinci, Türkiye'nin otomotiv tedarik sanayindeki firmaların sayısının Almanya'dan daha fazla olduğunu vurguladı.

Saydam, Türk otomotiv sanayisinin rekabetçiliğini kaybettiğini ve bu durumun ciddi bir sorun oluşturduğunu vurguladı. Yabancı yatırımcılar, Türkiye'deki üretimlerini sürdürülebilir görmeyip, fabrikalarını kapatma kararı alabiliyor. Özellikle verimlilik ve Ar-Ge konularında yeterli adımlar atılmadığı takdirde bu durumun kalıcı olacağı belirtildi.

Bir başka önemli konu, iç pazarda satılan araçların %70'inin ithal olması. Bu oran, yerli üretimin zayıf olduğunu ve iç pazarın rekabetçiliğinin arttırılması gerektiğini gösteriyor. Saydam, güçlü bir iç pazarın ve yüksek bir yerlilik oranının, otomotiv sanayinin rekabetçiliğiyle doğrudan bağlantılı olduğunu belirtti.

Çinli markaların Türkiye'ye ilgisi artarken, bu yatırımların doğru şekilde yönetilmesi gerektiği belirtildi. Çinli üreticilerle iş yapmanın zorlukları, kültürel ve dil bariyerleri nedeniyle Türk tedarikçileri için büyük bir engel oluşturuyor. TAYSAD, Çinli üreticilerle işbirlikleri kurarak Türk tedarikçilerini bu platformlara dahil etmeye çalıştığını açıkladı.

Birinci, Çinli tedarikçilerle rekabetin zorlaştığını ve stratejik kararların zamanla ekonomik ve kalite odaklı dönüşebileceğini söyledi. Saydam, Ukrayna-Rusya savaşında fırsat aramak yerine Türk otomotiv tedarik sanayisinin birleşerek hareket etmesi gerektiğini ifade etti. Ayrıca, Türkiye'nin iş gücü maliyetleri ve karbon sertifikası sistemi gibi zorluklara dikkat çekti.

Birinci, Endüstri 5.0’a odaklandıklarını, insan, dayanıklılık, sürdürülebilirlik ve rekabetçiliği ön planda tutacaklarını belirtti. Saydam, sektördeki belirsizliklere işaret ederek, kuralların sürekli değişmesinin büyük riskler oluşturduğunu vurguladı.

Birinci, Türkiye’ye yapılacak yeni yatırımların tedarik sanayisine olumlu etki yapacağını ve Türkiye'den alınacak ürünler için teklif çalışmalarının yapıldığını söyledi. Saydam, Avrupa Birliği'ndeki otomotiv sanayisindeki benzer sorunlardan bahsetti ve Türkiye’deki kapasite kullanım oranlarının arttırılması gerektiğini belirtti. 3 milyon adetlik üretim hedefinin ulaşılabilir olduğunu vurguladı. Togg’un yerli üretimiyle ilgili olarak, Türk bayrağının Avrupa'daki bayilerde dalgalanması gerektiğini ifade etti.