Ülkede tespit edilen maden rezervleri, hem iç talebi karşılayacak hem de ihracatı artıracak düzeyde zenginlik sunuyor. Bor, linyit, feldspat, krom, mermer, altın ve bakır gibi madenlerde dünya sıralamasında ön sıralarda yer alan Türkiye, 2024 yılı itibarıyla rezerv tespit çalışmalarına hız verdi.

Türkiye, dünya bor rezervlerinin yaklaşık %73’üne sahip olmasıyla stratejik bir avantaja sahip. Eskişehir, Kütahya ve Balıkesir'deki bor yatakları, yıllık yaklaşık 2,7 milyon tonluk üretim kapasitesiyle dünya liderliğini Türkiye’ye kazandırıyor. Borun savunma sanayi, enerji, cam, seramik ve tarım gibi alanlarda kullanımının artması, bu rezervlerin değerini daha da yükseltiyor.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Türkiye, sahip olduğu bor rezervleriyle sadece ham madde değil, işlenmiş bor ürünleri ihracatında da lider olmayı hedefliyor. Yeni bor karbür tesisleri ile katma değeri yüksek üretime geçiyoruz” dedi.

2024 itibarıyla Türkiye’nin altın rezervleri 800 ton civarında hesaplanıyor. Balıkesir, Erzincan, Gümüşhane, Uşak ve Artvin bölgelerinde faaliyet gösteren altın madenleri, yılda yaklaşık 40 ton altın üretiyor. Bu miktarın, yeni yatırımlarla 2026’ya kadar 60 tona çıkarılması hedefleniyor. Türkiye'nin hedefi, hem ithalatı azaltmak hem de cari açığa olumlu katkı sağlamak.

Feldspat üretiminde dünya birincisi olan Türkiye, Aydın ve Muğla başta olmak üzere Batı Anadolu’da geniş rezerv alanlarına sahip. Feldspat, cam ve seramik sanayisinin temel hammaddesi olarak ihracatta önemli bir kalem oluşturuyor.

Mermer ve doğal taş rezervleri açısından da Türkiye zengin bir coğrafya üzerinde yer alıyor. 650 farklı renk ve desen seçeneğiyle Türkiye, dünya mermer rezervlerinin %40’ına sahip. Bu rezervler, hem iç piyasada hem de başta Çin, ABD ve Avrupa olmak üzere dünya genelinde talep görüyor.

Teknoloji ürünlerinde kullanılan nadir toprak elementleri, Türkiye’nin yeni hedefi oldu. Eskişehir Beylikova’da tespit edilen nadir toprak elementi rezervi, dünyadaki en büyük ikinci saha olarak kayıtlara geçti. Bu alanda yapılacak yatırımlar, Türkiye’yi teknoloji sektörlerinde stratejik konuma taşıyabilir.

Uzmanlar, Türkiye’nin maden rezervleriyle enerji, savunma, inşaat, kimya ve teknoloji sanayilerinde sürdürülebilir büyümeye katkı sağlayabileceğini belirtiyor. Rezervlerin etkin kullanımı için ise çevreci üretim, ileri teknoloji, işlenmiş ürün odaklı ihracat ve uluslararası standartlara uyumun kilit önemde olduğu vurgulanıyor.