TÜRKİYE İHRACAT VE TÜKETİMLE BÜYÜDÜ
GSYH, 2021'de ihracat ve tüketimin katkısıyla yüzde 11 büyüme kaydetti. Son çeyrekte yüzde 9,1 gerçekleşen GSYH, 4. çeyrekte bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,5 arttı. Yıllık mal ve hizmet ihracatı yüzde 24,9, tüketim yüzde 15,1 yükseldi. İhracatın büyümeye katkısı 4,9, tüketimin ise 9 puan oldu.

Sedat YILMAZ
Türkiye ekonomisi pandemi sürecinde jeopolitik başta birçok risklere rağmen büyümesini sürdürüyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) ihracat ve tüketimin katkısıyla beklentiler doğrultusunda yüzde 11, son çeyrekte ise yüzde 9,1 oranında büyüdü. Yıllık mal ve hizmet ihracatı yüzde 24,9, tüketim yüzde 15,1 yükseldi. İhracatın büyümeye katkısı 4,9, tüketimin ise 9 puan oldu. GSYH verilerinde 2021’nin birinci çeyrek büyüme verisi yüzde 7,3, ikinci çeyrek büyüme verisi yüzde 21,9, üçüncü çeyrek büyüme verisi yüzde 7,5’e revize edildi.
Türkiye ekonomisinin büyüklüğü üretim yöntemine göre cari fiyatlarla 42,8 artışla 7,2 trilyon liraya yükseldi. GSYH, 2021 4’üncü çeyreğinde cari fiyatlarla yüzde 51,8 artarak 2,3 lira olarak gerçekleşti.
Kişi başı GSYH cari fiyatlarla 85 bin 672 lira, döviz bazında 9 bin 539 dolar olarak gerçekleşti. Kişi başı milli gelir 2020 yılında 60 bin 525 lira, döviz bazında 8 bin 599 lira olmuştu. Böylece 2021 yılında kişi başı milli gelir döviz bazında 940 dolar artmış oldu.
Ekonomistler, 2021’de Türkiye ekonomisinin yüzde 11,1 büyümesini, 2021 yılı 4. çeyrekte GSYH’nin yüzde 8,7 artmasını öngörmüştü. 2022 yılı ilk çeyrek ekonomik büyüme rakamları 31 Mayıs’ta açıklanacak.
G-20’nin lider ülkesi
Türkiye GSYH’si bu dönemde başta pandemi ve jeopolitik risklere rağmen arka arkaya 6 çeyrek büyüme kaydetti. Türkiye ekonomisi, 2021 büyümesiyle G20 ülkeleri arasında ilk, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ülkeleri arasında üçüncü sırada yer aldı.
Son 10 yılın en iyi büyümesini gerçekleştiren Türkiye ekonomisi, 2021’de yakaladığı yüzde 11’lik gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) ile, içinde ABD, Çin, AB ülkelerinin yer aldığı G-20’den daha iyi performans gösterdi.
Geçen yılın dördüncü çeyreğinde GSYH’deki değişim OECD ülkeleri için yüzde 4,9 olarak hesaplanırken, Avrupa Birliği'nde (AB) yüzde 4,8, Euro Bölgesi'nde yüzde 4,6 şeklinde kayıtlara geçti.
En son 2011 yılında yüzde 8,5 büyüdükten sonra sırasıyla 2012’de yüzde 2,2, 2013 yılında yüzde 4, 2014 yılında yüzde 2,9, 2015 yılında yüzde 4, 2016 yılında yüzde 2,9, 2017 yılında yüzde 7,4, 2018 yılında yüzde 2,6, 2019 yılında yüzde 0,9 ve 2020’de yüzde 1,8 büyüyen Türkiye, 2021 yılının tamamında yüzde 11 büyüyerek son 10 yılın en büyük GSYH büyümesini gerçekleştirdi.
Sektörel toparlanma
2021’de mal ve hizmet ihracatı yüzde 24,9, ithalatı yüzde 2 arttı. Mal ve hizmet ihracatı, 2021'in 4’üncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 20,7, ithalatı yüzde 2,6 artış kaydetti.
Net ihracattaki büyüme Euro Bölgesi’ndeki toparlanmanın etkisiyle dikkat çekti ve güçlü eğilim yurtiçi sektörlere müspet yansıdı. GSYH’ye sektörel bakıldığında yıllık bazda hizmetler sektörü yüzde 21,1 büyümede ilk sırada yer aldı. Hizmetlerin son çeyrekteki büyümesi yüzde 16,7 oldu. Sanayi 2021’in tamamında yüzde 16,6 büyüdü, sektörün son çeyrekteki büyümesi de yüzde 10,7 şeklinde ölçüldü.
Diğer hizmetler yüzde 20,3, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 20,2, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 17,3, sanayi yüzde 16,6, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 7 ve gayrimenkul faaliyetleri yüzde 3,5 arttı. Söz konusu dönemde, finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 9, tarım sektörü yüzde 2,2 ve inşaat sektörü ise yüzde 0,9 azaldı.
GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, söz konusu çeyrekte bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,5, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 9,1 arttı.
Tüketim yüzde 15,1 arttı
Hane halkı nihai tüketim harcamaları 2021’de bir önceki yıla göre yüzde 15,1 yükseldi ve GSYH içindeki payı yüzde 55,1 oldu. Hane halkı nihai tüketim harcamaları, geçen yılın 4’üncü çeyreğine göre yüzde 21,4 yükseldi. Devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 1,9, gayrisafi sabit sermaye oluşumu da yüzde 0,8 azaldı.
İş gücü ödemeleri 2021’de bir önceki yıla göre yüzde 31,4, net işletme artığı/karma gelir yüzde 53,2 yükseldi. İş gücü ödemeleri geçen yılın 4’üncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 37,7, net işletme artığı/karma gelir yüzde 62,9 artış kaydetti.
İş gücü ödemelerinin cari fiyatlarla gayrisafi katma değer içindeki payı 2020’nin aynı çeyreğinde yüzde 33,1 iken bu oran geçen yılın 4'üncü çeyreğinde yüzde 30,2 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde 49,3'ten yüzde 52,6'ya çıktı.
Büyümenin yüzde 44,2’si ihracat
Ticaret Bakanı Mehmet Muş, “Türkiye ekonomisi 2021'de yüzde 11 büyüyerek son 10 yılın en güçlü büyümesini gerçekleştirdi. Net mal ve hizmet ihracatının büyümeye katkısı 4,9 puan oldu. 2021 yılı büyümemizin yüzde 44,2'si net ihracat katkısıyla gerçekleşti” değerlendirmesini yaptı.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Türkiye’nin yüzde 11’lik büyüme performansıyla 2021 yılında verisi açıklanan G-20, OECD ve AB ülkeleri arasında en yüksek büyüme sağlayan ülke olduğunu bildirdi. Nebati, “Çift haneli büyüme yakaladığımız bu dönemi düşük bir cari açık ile kapatırken işsizlik oranını da önemli ölçüde azalttık” dedi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, “Türkiye ekonomisi 2021 yılında yüzde 11 büyüdü. Net ihracatın büyümeye katkısı 4,9 puan oldu. 2021 yılı büyümemizin yüzde 44,2’si ihracat katkısıyla gerçekleşti. Türkiye’nin üretim, istihdam ve kalkınmasının itici gücü olmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Ekonomide kapasite yüksek
İş dünyası büyümedeki performansı Türkiye ekonomisinin güçlülüğüne ve sanayide kapasite oranlarının yüksekliğine bağlarken, mevcut artışların devam edeceğini bildirdi.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, “Ülkemizin çift haneli büyümesini görmek, iş dünyamız açısından sevindirici ve güven veren bir tablo ortaya koyuyor. İş dünyamızın salgın döneminde yaşananlara rağmen sıkıntıları fırsata çevirmeyi başardığını görüyoruz. Böylesine sancılı bir süreçte, Türkiye’nin büyüme patikasındaki güçlü tırmanışını değerli buluyoruz” dedi.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, gücünü ihracattan alan yüzde 11’lik büyüme oranının Türkiye Modeli'ni pekiştiren bir rakam olduğunu belirterek, “Salgının başından bu yana üst üste 6 çeyrektir büyüyen ekonomimiz, bu trendin geçici olmadığını gösteriyor. Bu hükümetimiz, iş dünyamız ve halkımızın ortak başarısı” ifadesini kullandı.
İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, “Türkiye ekonomisi 2021 yılında yüzde 11 ile son 10 yılın en yüksek büyüme performansını gösterdi. Aynı yılda sanayi sektörümüz yüzde 16,6 ile ekonominin genelinden pozitif ayrıştı ve GSYH içindeki payını da yüzde 22,8’den yüzde 26’ya yükseltme başarısını gösterdi. Bu süreçte iç pazardan çok pandemi sonrasında küresel pazarlarda yaşanan toparlanma sürecinin ve ihracatçı sanayimizin de buna bağlı olarak ivme kazanmasının etkisi oldu. Bu noktada asıl önemli olan konu ekonomimiz açısından büyümenin sürdürülebilirliği” dedi. Bahçıvan, gelecekte öncelikle enflasyonu düşürerek, büyümeyi kalıcı ve sürdürülebilir kılarak toplumsal refaha yansıtabilmeliyiz” diye konuştu.
Aynı performans bu yıl da sürer
Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, “Küresel ekonominin pandemiyle mücadele ettiği süreçte, hükümetin destekleri ve reel sektörün dinamizmiyle sağlanan çift haneli büyüme büyük başarı” dedi. Baran, büyümeyi sürdürmek için enflasyonu kontrol altına almanın önemli olduğunu vurguladı.
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, büyümenin en önemli katalizörünün yine sanayi sektörü olduğunu belirterek, “Sanayi sektörünün büyümeye katkısının devam edebilmesi için firmaların kâr etmesi, bunun için de her türlü desteğin verilmesi gerekir” dedi.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Mahmut Asmalı, “Yüzde 11’lik GSYH büyüme oranı, millî ekonomimize olan haklı itimadımızın tescili niteliğinde. 2021 yılında iç talep, net dış talep ve yatırımların her birinin büyümeye katkısının pozitif yönde olması, bu dönemde Türkiye ekonomisinin topyekûn bir büyüme kaydettiğini gösteriyor. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde ve ekonomi yönetimimizin idaresinde uygulamaya konulan Yeni Ekonomik Model sayesinde Türkiye ekonomisi, 2022 yılında da küresel ekonomi içerisindeki iddiasını artıracak ve bu dönemde de tahminlerin üzerinde büyüyecek” dedi.
Net ihracattaki büyüme olumlu
Ekonomistler de GSYH’deki büyümenin ihracat ve iç tüketim ağırlıklı olduğunu, bu yıl büyüme rakamlarının baz etkisiyle daha düşük gerçekleşebileceğini öngördüklerini söyledi.
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova ise, “Türkiye ekonomisi son 6 çeyrektir arka arkaya büyüdü. Yüzde 11'lik bir büyüme azımsanacak ve küçümsenecek bir rakam değil. Bu yıl aynı oranda bir büyüme görmeyeceğiz ama ben bunu daralma olarak değil normalleşme şeklinde nitelendiriyorum” diye konuştu.
Ekonomist Prof. Dr. Seyfettin Gürsel Bloomberght’ye yaptığı açıklamada, 2021 yılı büyümesinin yarısının baz etkiden kaynaklandığını ancak diğer yarısının çok önemli olduğunu, özellikle net ihracattaki büyümenin ciddi katkı verdiğini bildirdi. 2022’de de aynı tablonun takip edip etmeyeceğine odaklandıklarını belirten Gürsel, bu yıl ilk çeyreğin yüksek geleceğini, diğer çeyreklerde baz etkisinin görüleceğini ancak yüksek enflasyona dikkat edilmesi gerektiğini kaydetti.
Diğer ekonomistler ise iç talep ve sanayi tarafında olumlu işler olduğunu, son iki çeyrektir sabit sermaye yatırımlarında azalış söz konusu olmasına karşılık tüketime ve özellikle ihracata dayalı büyümenin süreceği görüşünde birleşiyorlar. Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, “Açıklanan rakamlar sürpriz değil ve oldukça güçlü. Bu yıl Türkiye yine büyüme kaydedecektir ama 2021'e kıyasla belli bir yavaşlama da beklemek gerekli” dedi.
2021 yılında milli gelirin 803 milyar dolara dayandığını ve 2017 yılından bu yana en yüksek değere ulaştığına vurgu yapan ekonomist Haluk Bürümcekçi de, stokların büyümeyi 7 puan aşağı çekmesine karşılık net dış talebin büyümeye 4 puandan fazla destek vermesinin önemli olduğuna dikkat çekti.
Bu yıl riskler daha fazla
Yatırım Finansman ekonomistleri ise ortak notlarında ekonomide büyümenin bu yıl potansiyelin altında kalabileceğini, ihracat ve tüketimin büyümede ana belirleyiciler olmasına karşılık stok değişimindeki düşüşün manşet büyümeyi sınırladığını, iş gücü ödemelerinin gayrisafi katma değer içindeki payını azaltırken net işletme artığı / karma gelirin artma eğiliminde olmasının dikkat çekici olduğunu belirttiler.
Ortak notta, “Hem bu durum hem de enflasyondaki yüksek seviyeler alım gücü üzerinde aşındırıcı etkiye neden olabilir. Dolayısıyla, 2022’de iç talepten gelecek katkının yavaşlayabileceğini düşünüyoruz. Ayrıca, 1Ç22 dönemi sonrasında öne çekilen talep kaynaklı etkiler de yavaşlayabilir. Rusya-Ukrayna Savaşı’nın muhtemel olumsuz etkilerinin yanı sıra küresel enflasyon endişeleri ve sıkı para politikası beklentileri de dış talebi bir miktar baskılayabilir. Baz etkisi de 2022 büyümesinde aşağı yönlü etkili olacak” denildi.
Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan da, Türkiye ekonomisinin arka arkaya altı çeyrek büyüdüğüne işaret ederek, “Faiz indirimlerinin oluşturduğu büyüme perspektifi, yılın son döneminde ekonomi politikalarında merkeze alınırken, ilerleyen dönemde kredi genişlemesinden gelen devlet sübvansiyonunun ağırlığı artacaktır. Söz konusu büyüme perspektifinin en önemli yan etkisi olarak ise, enflasyon talep görünümü üzerindeki baskıyı artırabilir” dedi.
Ukrayna savaşı ve enflasyon
2021 yüzde 11’lik GSYH’nin G-20 ülkeleri arasında en yüksek seviye olduğuna vurgu yapan Erkan, “Ancak, Ukrayna'daki savaşın dünya ticaretine olumsuz etkilerinin olma olasılığının yüksek olması, 2022 yılında dış talepten beklenen katkının önemli ölçüde sınırlandırılmasına yol açabilir. Bu etkileri hem ithalat tarafında enerji maliyetleri kaynaklı etkenlerden, hem de ana ihracat pazarlarımızdaki ekonomik zorluklardan dolayı yaşayabiliriz” bilgisini verdi.
Genel itibariyle Türk mallarının yurtdışı piyasalardaki ucuzluğuna değinen Erkan, “İthalat tarafında ise yılın son dönemine doğru enerji fiyatları kaynaklı artış yaşasak da, yılın genelinde net ihracatın verdiği katkı olumluydu. İç tüketim ise, halen gelir aşındırıcı enflasyon etkisine rağmen büyümeye katkı veriyor. OVP’de belirtilen yüzde 5 patikasında hedeflere karşın, birçok uluslararası kurum 2022 büyüme tahminlerini düşürmüştür. Biz de 2022 yılında belirttiğimiz faktörlerden dolayı yüzde 4 patikasına gerileyecek bir büyüme öngörüyoruz” ifadelerini kullandı.