STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz, NETA 300’ün 24 saatten fazla suda kalabileceğini, önden planlanan 300 metre derinliklerde görev yapabileceğini ve uzun menzillerde operatif olabileceğini belirtti. Sistem, gelişmiş sonar, sensör ve kamera teknolojileriyle su altındaki mayın tespiti, kritik tesis güvenliği, arama-kurtarma ve keşif-istihbarat görevlerini yerine getirebilecek.

STM, deniz platformlarında kazandığı yetkinliği NETA 300 ile otonom sistemlere taşırken, Türk Deniz Kuvvetleri için üretilen ADA sınıfı korvetler ve İ Sınıfı Fırkateyn’lerdeki yüksek yerlilik oranıyla milli mühendislik gücünü ortaya koyuyor. Güleryüz, ihracatta yüzde 65 oranıyla şirketin gelirlerinin önemli bir bölümünün yurtdışına dayandığını, Pakistan, Ukrayna, Malezya ve Portekiz gibi ülkelere sağlanan denizaltı ve korvet ihracatlarının bu yetkinliği pekiştirdiğini vurguladı.

STM’nin geliştirdiği KARGU, ALPAGU, TOGAN ve BOYGA gibi otonom hava araçları, sürü konsepti ile entegre çalışarak geleceğin savaş ortamlarında stratejik avantaj sağlayacak şekilde tasarlanıyor. Güleryüz, sürü teknolojisinin insansız kara, hava ve deniz platformlarında kritik görevler üstleneceğini ve bu alana ciddi yatırımların devam edeceğini belirtti.

Siber güvenliğin günümüzde artık vazgeçilmez olduğuna dikkat çeken Güleryüz, platformların uzaktan kumanda edilebilmesi nedeniyle altyapı ve istihbarat güvenliğinin kritik önemde olduğunu ifade etti. STM’nin geliştirdiği çözümler arasında NATO’da aktif olarak kullanılan AirC2IS ve INTEL-FS yazılımları da bulunuyor. Bu projeler, hem NATO hem de farklı ülkelerin ihtiyaçları için hızlı şekilde uyarlanabilecek altyapılar sunuyor.

TEKNOFEST İstanbul’da gençlerle bir araya gelen Güleryüz, gençlerin dron eğitimleri ve teknolojiye ilgisinin gelecekte Türkiye’nin savunma sanayisindeki liderliğini daha da pekiştireceğini söyledi. STM’nin hedefi, milli ve yerli sistemlerle hem savunmada hem de ihracatta fark yaratmak ve Türkiye’yi insansız sistemler ve otonom teknolojilerde global bir oyuncu konumuna taşımak.