TÜRKİYE DENGELENME VE DÖNÜŞÜM ARAYIŞINDA
2025 boyunca Türkiye ekonomisi, tüm küresel belirsizliklere rağmen büyüme eğilimini sürdürdü.

Yıl genelinde büyüme yüzde 3’ler bandında seyrederken, istihdam piyasasında görece olumlu bir tablo oluştu. İşsizlik oranı yılın ilk yarısında tek hanede kalıcı hale geldi
Türkiye ekonomisi 2025 yılında yüksek enflasyonla mücadele, büyümenin korunması ve yapısal dönüşüm hedefleri arasında denge aradığı bir yılı geride bıraktı. Küresel finansal sıkılaşmanın etkileri, jeopolitik gelişmeler ve iklim kaynaklı riskler ekonominin ana belirleyicileri olurken; savunma sanayisi, dijital altyapı ve ulaştırma yatırımları büyümenin taşıyıcı kolonları arasında yer aldı.
Yılın genel görünümü
2025 boyunca Türkiye ekonomisi, tüm küresel belirsizliklere rağmen büyüme eğilimini sürdürdü. Yıl genelinde büyüme yüzde 3’ler bandında seyrederken, istihdam piyasasında görece olumlu bir tablo oluştu. İşsizlik oranı yılın ilk yarısında tek hanede kalıcı hale geldi. Enflasyonda ise yıl boyunca kademeli bir gerileme izlendi; ancak fiyat istikrarı ekonomi politikalarının en kırılgan başlığı olmaya devam etti.
İlk çeyrek: Veriler iyimser, beklentiler temkinli
Yıla girilirken açıklanan 2024 büyüme verileri, ekonomide sert bir yavaşlamaya işaret etmedi. Para politikasındaki sıkı duruş korunurken, mali disiplin vurgusu ön plana çıktı. Bu dönemde 5G teknolojisine yönelik test sürecinin TBMM’de başlatılması ve Türksat 6A’nın ilk test yayınını gerçekleştirmesi, Türkiye’nin dijital altyapı ve uzay hedefleri açısından stratejik adımlar olarak değerlendirildi.
Suriye’de iç savaşın sona ermesiyle birlikte sınır ticareti ve lojistik hatların yeniden canlanması, özellikle Güneydoğu Anadolu için yeni ekonomik beklentiler yarattı.
İkinci çeyrek: Tarımda iklim riski, teknolojide ivme
Nisan-haziran döneminin en dikkat çekici gelişmesi, geniş bir coğrafyada etkili olan zirai don oldu. Tarım üretiminde kayıplara yol açan bu gelişme, iklim değişikliğinin ekonomi üzerindeki doğrudan etkilerini bir kez daha gündeme taşıdı. Gıda arzı ve fiyat istikrarı, ekonomi yönetiminin öncelikli başlıkları arasında yer aldı.
Aynı dönemde Türksat 6A’nın aktif hizmete alınması ve Türksat 7A için hazırlıkların başlatılması, savunma ve haberleşme sanayisinde yerli kapasitenin güçlendiğini gösterdi. Ekonomi bu çeyrekte yüzde 2,5 civarında büyüme kaydetti.
Üçüncü çeyrek: Orta vadeli yol haritası
Temmuz-eylül döneminde açıklanan 2026–2028 Orta Vadeli Program, ekonomi politikalarının ana çerçevesini ortaya koydu. Programda enflasyonla mücadele, bütçe disiplininin korunması ve ihracat odaklı büyüme hedefleri öne çıktı. OVP, piyasalara “kontrollü normalleşme” mesajı verdi.
Bu dönemde Türkiye ile Suriye arasında 13 yıl aradan sonra kara yolu taşımacılığının yeniden başlaması ve İstanbul-Halep uçuşlarının devreye alınması, bölgesel ticaret açısından önemli bir gelişme olarak kayda geçti. Ekonomi, üçüncü çeyrekte beklentilerin üzerinde büyüyerek ivme kazandı.
Son çeyrek: Yatırım sinyalleri ve bütçe
Yılın son bölümünde 5G yetkilendirme ihalesi, teknoloji ve telekomünikasyon sektöründe uzun vadeli yatırım beklentilerini güçlendirdi. İhalede oluşan yüksek teklifler, dijital altyapının ekonomi politikalarında öncelikli alanlardan biri haline geldiğini gösterdi.
Savunma sanayisinde imzalanan milyarlarca dolarlık sözleşmeler ve Bayraktar KIZILELMA’nın başarılı testleri, Türkiye’nin yüksek katma değerli üretim hedefleri açısından sembolik önem taşıdı. 2026 Merkezi Yönetim Bütçesi TBMM’de kabul edilirken, ihracatta 390 milyar dolarlık hedef kamuoyuna yansıdı.
2026’ya giderken
2025 yılı, Türkiye ekonomisi açısından sert kırılmaların yaşanmadığı ancak kırılganlıkların sürdüğü, aynı zamanda teknoloji ve savunma alanlarında stratejik kazanımların öne çıktığı bir yıl oldu. Enflasyondaki düşüş eğilimi umut verirken, 2026’ya girilirken temel beklenti; fiyat istikrarının kalıcı hale gelmesi, yatırım ortamının güçlenmesi ve büyümenin daha dengeli bir zemine oturması yönünde şekillendi.