Dolar $
34.08
%0.02 0
Euro €
37.74
%-0.25 -0.09
Sterlin £
44.8
%-0.27 -0.12
Çeyrek Altın
4481.27
%-0.71 -31.78
SON DAKİKA
GÜNCEL Cuma 30 Ağustos 2024 12:43

TÜRKİYE-AB ARASINDA YAKINLAŞMA DÖNEMİ Mİ?

İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tarık Oğuzlu, Türkiye'nin 5 yıl aranın ardından davet edildiği AB Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı'nın çıktılarını AA Analiz için kaleme aldı.

Türkiye-AB arasında yakınlaşma dönemi mi?

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye'yi temsilen 5 yıl aradan sonra Belçika'nın başkenti Brüksel'de düzenlenen Avrupa Birliği (AB) Gayriresmi Dışişleri Bakanları toplantısına katıldı. 1974’ten beri AB üyesi ülkelerin Dışişleri Bakanlarının gayriresmi olarak her 6 ayda bir bir araya geldiği bu toplantılarda AB ülkelerinin karşılaştığı jeopolitik sorunlara ortak çözümler aranıyor. Bu toplantılara Gymnich toplantıları denmesinin nedeni ilk toplantının Almanya'da Gymnich'te yapılmasıdır.

Toplantılar gayriresmi formatta ve az katılımlı yapılıyor, böylece davetli bakanlar arasında samimi bir ortam yaratılması hedefleniyor. Toplantı normalde AB dönem başkanı üyenin ev sahipliğinde yapılsa dahi Macaristan'ın Rusya politikasının eleştirilmesi sonrası AB üyeleri ve AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrel'in kararıyla toplantı Brüksel’e alındı.

Türkiye'ye iletilen davetin Borrel tarafından yapılması da AB'nin Türkiye'ye yönelik bakış açısının olumlu yönde değişmeye başladığına işaret ediyor. Bu davetin Türkiye'nin AB üyelik görüşmelerine ciddi bir katkısı olacağını söylemek zor olsa dahi 5 yıllık bir aranın ardından Türkiye'ye yapılan bu üst düzey davet, taraflar arasında sürdürülebilir bir stratejik diyaloğun tesis edilmesine ve uzun vadede Türkiye’nin AB üyelik sürecine katkı sunabilir.

-Masada hangi konular var?

Toplantılarda AB'nin Rusya karşısında Ukrayna'ya verdiği desteğin devam etmesi ve Gazze’de acil ateşkes ilan edilmesi noktasındaki çabaların desteklenmesi kararlaştırıldı. AB'nin Filistin Yönetimi’ne yaptığı mali yardımların öneminin altı çizildi. Ukrayna Dışişleri Bakanının da toplantıya katılması AB’nin Rusya-Ukrayna Savaşı'nda durduğu yeri görmek açısından kayda değerdi.

Son yıllarda AB-Türkiye ilişkileri, Ukrayna ve Gazze'de devam eden savaşlar başta olmak üzere Doğu Akdeniz ve Orta Doğu'da ortaya çıkan kriz ve istikrarsızlıklardan da olumsuz etkileniyor. İki taraf arasında kurulacak yakın stratejik işbirliği bu sorunların halledilmesine yardımcı olabilir. Tarafların bahsi geçen konularda her zaman aynı tarafta durduklarını iddia etmek mümkün olmasa da iki taraf arasında kurulmaya çalışılan stratejik işbirliği önemlidir ve dönemsel siyasi tartışmaların bu olumlu seyreden havaya zarar vermesi önlenmelidir.

AB'nin Ukrayna'ya sunduğu askeri, siyasi ve ekonomik destek karşısında Türkiye, Ukrayna-Rusya gerginliğinde oldukça dengeli bir politika izliyor ve tarafları olası bir diplomatik barış noktasında bir araya getirmeye çalışıyor.

Diğer yandan, Gazze'deki katliam bağlamında AB'nin bir kurum olarak net bir tavır almaktan imtina ettiğini, ancak bazı AB ülkesi ülkelerin Netanyahu Hükümeti’nin gayrı-insani, gayri-vicdani, gayri-ahlaki ve gayri-hukuki zulmünü daha gür sesle kınadıkları görülüyor.

Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Netanyahu Hükümeti’ne sunduğu askeri ve ekonomik yardımları eleştiren, İsrail ve İsrailli yetkililerin Uluslararası Adalet Divanı (UAD) ve Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) nezdinde yargılanmasına olumlu bakan, iki devletli çözüm noktasında bağımsız Filistin devletini tanıyan ve yine İsrail'in Filistin topraklarındaki yayılmacı girişimlerini eleştiren azımsanmayacak sayıda Avrupalı devlet var.

-Türkiye-AB ilişkilerinde stratejik diyaloğun önemi

Türkiye-AB ilişkilerinde 2016’dan bu yana hiçbir fasılın müzakerelere açılmadığını ve AB'nin Türkiye'nin üyeliğine yönelik son dönemde olumsuz bir tavır içinde olduğunu biliyoruz. Çok merkezli ve çok aktörlü yeni dünya düzeninde Ankara merkezli ve stratejik otonomi temelinde bir dış politika takip etmeye çalışan Türkiye, AB’yle olan ilişkilerinin kalitesini kesinlikle önemsiyor. İleri düzeyde bir demokrasi ve kalıcı ekonomik istikrar adına Türkiye’nin AB üyelik süreci devam etmelidir. Türkiye-AB ilişkilerinin iyileşmesi aynı zamanda AB'nin de çıkarınadır.

Bu minvalde Bakan Fidan’ın öncelikleri arasında Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve Türk vatandaşlarına yönelik vize kolaylığının sağlanması yer alıyor. Bunun yanında Orta Doğu'dan kaynaklı göç hareketlerinin yönetilmesi Türkiye’yle AB arasındaki stratejik diyaloğun ayrılmaz bir unsurudur. Taraflar bu soruna sıfır-toplamlı bir oyun olarak bakamaz.

Dışişleri Bakanı Fidan, toplantılar sırasında Avrupalı meslektaşlarıyla ikili görüşmeler gerçekleştirdi. Türkiye’nin AB üyeliğine desteğinin altını çizen Yunan Dışişleri Bakanı Yorgos Yerapetritis, Türkiye’yle kurulacak dostane ilişkilerin hem Ege hem de Kıbrıs’taki sorunların çözülmesine olumlu katkı yapacağını biliyor olmalı.

Giderek karmaşıklaşan ve jeopolitik gerginliklerin tırmandığı bir dönemde AB'nin kendi güvenliğine yönelik tehditlerle başarılı bir şekilde mücadele edebilmesi için Türkiye gibi güçlü bir ortakla çok daha yakın temas içinde olması gerekir. Umarız bu toplantı Türkiye-AB ilişkilerinde daha güzel günlerin habercisi olur.

[Prof. Dr. Tarık Oğuzlu, İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesidir.]

*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.