Özellikle römorkör, açık deniz destek gemisi (OSV), kimyasal tanker ve balıkçı gemisi segmentlerinde adından söz ettiren Türk tersaneleri, hem sivil hem de askeri projelerdeki başarılarıyla küresel rekabetteki konumunu her geçen gün güçlendiriyor.

Yalova, Tuzla ve Altınova bölgelerindeki tersaneler, 2024 yılı itibarıyla Norveç, Hollanda, Katar, Suudi Arabistan ve Afrika ülkelerine yapılan ihracatla sektörde rekor kırdı. Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) verilerine göre 2024 yılında sadece römorkör ihracatından elde edilen gelir 800 milyon doları aştı. Bu başarıda Türk mühendisliğinin ulaştığı kalite seviyesi ve tersanelerin müşteri odaklı esnek üretim anlayışı etkili oldu.

Türk tersanelerinin küresel pazardaki yükselişinin en önemli nedenlerinden biri, çevreci ve yenilikçi gemi üretimi konusunda gösterilen vizyon. LNG destekli hibrit tahrik sistemlerine sahip römorkörler, otomasyon kontrollü açık deniz destek gemileri ve sıfır emisyon hedefli liman servis tekneleri, Türk tersanelerinin ürün portföyünde öne çıkıyor. Bazı projelerde gemiler, yüzde 80’e kadar yerli sistemle inşa ediliyor.

GİSBİR Başkanı Murat Kıran, "Türk gemi inşa sanayii sadece üretim değil, aynı zamanda sürdürülebilir teknolojilerle gemicilik geleceğini inşa ediyor. Akıllı gemiler, otonom sistemler ve yeşil enerji çözümleri artık Türk tersanelerinde standart haline geldi" açıklamasında bulundu.

Gemi inşa sektöründe yaşanan büyüme, istihdama da doğrudan katkı sunuyor. Tersanelerde mühendis, tekniker, kaynakçı, montajcı gibi binlerce kişi görev alırken, sektörün eğitim ihtiyacını karşılamak için tersane içi eğitim merkezleri kuruluyor. Ayrıca bazı tersaneler, üniversitelerle iş birliği içinde denizcilik ve mühendislik öğrencilerine staj ve iş garantili eğitim programları sunuyor.