SON DAKİKA
Ticaret ve alışveriş Cumartesi 26 Temmuz 2025 02:17

TÜRK MARKALARI YURT DIŞINDA YENİ PAZARLAR ARIYOR

Küresel ekonomi, değişen dinamiklerle yeniden şekilleniyor. ABD'de korumacı politikaların yeniden gündeme gelmesi, tedarik zincirlerinde yaşanan dönüşüm, dijitalleşmenin hızlanması ve bölgesel rekabetin artması, Türk markaları açısından yurt dışı açılımını stratejik bir öncelik haline getiriyor.

Türk markaları yurt dışında yeni pazarlar arıyor

Bu süreçte yalnızca hangi pazarlara girileceği değil, bu pazarlara nasıl bir stratejiyle girileceği de belirleyici hale geliyor.

Uluslararası araştırmalar yürüten AGS Global’in Kurucusu ve CEO’su Ahmet Güler, doğru pazarı belirlemenin artık tek başına yeterli olmadığını vurguluyor. Güler’e göre asıl önemli olan, markaların hedef pazarlarda nasıl bir değer önerisiyle var olacaklarını netleştirmeleri ve bu süreci veri temelli yaklaşımlarla yönetmeleri.

Rekabetin Yeni Dinamikleri: Ürün Değil, İçgörü Belirleyici

Güler, küresel konjonktürle ilgili değerlendirmesinde, gelişmiş pazarlardaki doygunluk seviyesinin arttığını, bu nedenle farklılaşmanın yalnızca rafine stratejilerle mümkün olabildiğini belirtiyor. Avrupa gibi olgun pazarlarda hâlâ fırsatlar bulunduğunu ifade eden Güler, Afrika, Orta Asya ve Güneydoğu Asya’da artan gelir düzeyi, genç nüfus ve dijitalleşme gibi faktörlerin Türk markaları için güçlü potansiyel sunduğuna dikkat çekiyor.

AGS Global’in bölgesel analizlerine göre, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi Körfez ülkelerinde yaşanan ekonomik dönüşüm; moda, kozmetik, ev eşyaları ve dekorasyon gibi alanlarda yeni fırsat alanları oluşturuyor. Endonezya ve Vietnam gibi Güneydoğu Asya ülkelerinde genç nüfus ve dijitalleşme eğilimleri, özellikle ev tekstili ve teknoloji bağlantılı ürünlerde talebi artırıyor.

Afrika kıtasında Kenya, Tanzanya ve Etiyopya gibi ülkelerde ise yapı malzemeleri ve dayanıklı tüketim ürünlerinde dikkat çekici bir büyüme potansiyeli bulunuyor. Almanya ve Hollanda’da ise Türk diasporasının etkisiyle niş markalaşma süreçleri gelişiyor. Azerbaycan, Kazakistan ve Özbekistan gibi kültürel yakınlık taşıyan pazarlarda ise Türk markalarının daha hızlı uyum sağladığı gözlemleniyor.

Güler, Balkanlar ve Gürcistan gibi ekonomik olarak gelişen ve iş yapma kolaylığı artan ülkelerin de değerlendirilmesi gerektiğini ifade ediyor. Latin Amerika’nın ise hâlâ birçok Türk markası için yeterince keşfedilmemiş bir bölge olduğunu belirten Güler, Brezilya, Şili ve Arjantin gibi ülkelerde dolaylı tanıtım kanallarının (örneğin Türk dizileri ve THY) bölgeye ilgiyi artırdığını söylüyor.

ABD Pazarı: Ürün Kalitesine Algı ve Hikâye Eklendiğinde Fırsatlar Artıyor

Türk markalarının dikkatini çeken bir diğer büyük pazar ise Amerika Birleşik Devletleri. Özellikle ev tekstili, mutfak eşyaları, dekorasyon ve yaşam tarzı ürünlerinde Türkiye’nin üretim kalitesi ve fiyat-performans dengesi bu pazarda öne çıkıyor.

E-ticaret altyapısının gelişmiş olması, Türk markalarına doğrudan tüketiciye ulaşma imkânı da tanıyor. Güler, ABD pazarında başarı için özgün marka hikâyesi, sürdürülebilirlik ilkeleri ve tasarım odaklı yaklaşımın önem kazandığını vurguluyor. “Yalnızca ürün değil, yaşam tarzı sunabilen markalar bu pazarda ayrışabiliyor” diyor.

TURQUALITY Programı: Stratejik Doğrultuda Kullanıldığında Etkisi Artıyor

Türk markalarının küresel açılımında en önemli araçlardan biri olarak görülen TURQUALITY programı, yalnızca bir teşvik sistemi değil, stratejik bir kaldıraç olarak değerlendiriliyor. Güler, bu desteğin etkili olabilmesi için içgörü ve stratejiyle bütünleşmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

AGS Global’in geliştirdiği “Veriye Dayalı Yurt Dışı Büyüme Modeli”, markaların pazara giriş öncesinden itibaren; konumlandırma, hedef kitle seçimi, rekabet analizi ve yerel içgörü üretimi gibi adımları sistematik olarak ele alıyor.

ABONE OL