SON DAKİKA
Sanayi Pazar 24 Kasım 2024 09:02

TÜRK ELEKTROMEKANİK SANAYİNİN YARIM ASIRLIK HAYALİ

Türk elektromekanik sanayinin gerçek potansiyelini ortaya koyması ve uluslararası arenada rekabet gücünü artırması için uluslararası akredite yüksek gerilim güç laboratuvarlarına ihtiyaç duyduğunu söyleyen EMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Güngör, bu eksikliğin firmalara hem vakit hem de parasal anlamda büyük maliyetler getirdiğini söyledi. Bu konuda dışa bağımlı olan sektörün Ar-Ge ve inovasyonda gerektiği kadar çevik olamadığını vurgulayan Güngör, "Yurtdışında yapılan deneyler için bugüne kadar yapılan harcama miktarının yaklaşık 250 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor" dedi. Bu konuda 50 yıla yakın süredir kamunun adım atmasının beklendiğini ifade eden Güngör, "EMSAD olarak talebimiz, yüksek gerilim güç laboratuvar yatırımının daha fazla zaman kaybetmeden gündeme alınması ve hayata geçirilmesidir" diye konuştu.

Türk elektromekanik sanayinin yarım asırlık hayali

2024 yılını 9,4 milyar dolarlık yurtdışı satışıyla kapatması beklenen Türk elektromekanik sanayi sektörü, Türkiye ortalamasını altıya katlayarak 9,73 dolara ulaşan kilogram başına ihracat birim değeriyle ülkemizin katma değerli ihracatı en yüksek sektörlerin başında geliyor. Sektör 5 yıl içinde ihracatını yıllık 15 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor. Elektromekanik Sanayicileri Derneği (EMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Güngör, sektörün ihracat potansiyelinin çok daha yüksek olduğunu belirterek “Sektörümüzün gerçek potansiyelini ortaya koymasının ve uluslararası pazarlarda daha güçlü rekabet edebilmesinin önündeki en büyük engel, bazı kalemlerde dışa bağımlı olması. Bu kalemlerin başında da yüksek gerilim güç laboratuvarları geliyor” dedi. 

“Rekabet gücümüz olumsuz etkileniyor”

Mustafa Güngör, elektromekanik sanayi sektöründe üretilen ya da Ar-Ge’si yapılan ürünlerin, elektrik şebekelerinde kullanılmadan önce ulusal ve uluslararası standartları karşılayıp karşılayamadığını belirlemek için yüksek gerilim güç laboratuvarlarında tip deneylerinin yapılması gerektiğini söyledi. Türkiye’de bazı tip deneylerinin yurtiçinde Türk Standartları Enstitüsü (TSE), Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), Ulusal Metroloji Enstitüsü (UME) ile imalatçıların kendi laboratuvarlarında ya da özel laboratuvarlarda yapılabilir hale geldiğini ifade eden Güngör, buna karşılık anma gerilimi 1 kilovoltun üstündeki yüksek gerilim teçhizatlar için hala yurtdışındaki yüksek gerilim güç laboratuvarlarına ihtiyaç duyulduğunu kaydetti. Bu dışa bağımlılığın sektör firmalarına hem vakit hem de parasal anlamda büyük maliyetler getirdiğini ifade eden Güngör, “Yüksek gerilim güç laboratuvarlarının eksikliği nedeniyle Ar-Ge ve inovasyonda gerektiği kadar çevik olamıyoruz. Yurtdışındaki laboratuvarlarla çalışmak ciddi zaman kayıplarına neden oluyor. Bu yüzden yeni ürünleri geliştirip pazara sunma konusunda yeterince hızlı ve rasyonel olamıyoruz” diye konuştu. 

“250 milyon dolar yurtdışına gitti”

Yurtdışında yapılan deneyler için bugüne kadar yapılan harcama miktarının yaklaşık 250 milyon dolar olarak tahmin edildiğine dikkat çeken Güngör, “Günümüzde, bu hizmetleri satın almak parası ile bile bir hayli zor hale geldi. Bu durumun önümüzdeki dönemde sektörümüzü daha da olumsuz etkilemesi kaçınılmaz görünüyor çünkü firmalarımızın küresel pazardaki rakiplerinin ülkelerinde bu laboratuvarlardan birden fazla var. Yani araştırma, geliştirme ve sertifikasyon alanında ülkemiz firmalarına göre çok daha avantajlı konumdalar” şeklinde konuştu.

“Maliyetli ama stratejik bir yatırım”

Yüksek gerilim güç laboratuvarlarının elektromekanik sanayi sektörü tarafından yaklaşık 50 yıldır sürekli dile getirilen bir ihtiyaç olduğunu anlatan Güngör, “Yüksek gerilim güç laboratuvarı kurmak, maliyeti yüksek ve özel sektör tarafından gerçekleştirilmesi mümkün olmayan bir yatırım. Bu yüzden kamu eliyle yapılması gereken bu yatırımda kârlılığın arka planda düşünülmesi gerektiği kanaatindeyiz. Çünkü elektriğin yeni yüzyılında böyle bir yatırım, bilimsel alanda büyük atılımların önü açacaktır” görüşünü diye getirdi. 

Türk elektromekanik sanayinin gelişimi, büyümesi ve dünyada söz sahibi olabilmesi için bu yatırım stratejik bir yatırım olarak ele alınması ve bir an önce hayata geçmesi gerektiğini vurgulayan Güngör, şunları söyledi:

“Kritik testlere öncelik verilmeli”

“Bizim görüşümüz böyle bir laboratuvarın yatırım maliyetinin ilk başta tüm gerilim seviyelerini içine alacak şekilde büyütülmemesi, öncelikle 1-36 kilovolt arası teçhizatlara yönelik olması daha gerçekçi olduğu yönündedir. Türkiye’de yapılamayan kritik testlere öncelik verilerek başlanacak ve yıllara yayılacak bir yatırım, maliyet olarak kolaylıkla Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi (TEDAŞ) veya Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) bütçesinden karşılanabilir. Bizim önerimiz tüm ihtiyaçların bir anda giderilmesine değil de öncelik sırasına göre giderilmesine dönük bir planlama yapılması ve buna bağlı olarak öncelikli sektörlerin belirlenmesi yönündedir. Halen ülkemizde kamunun ve özel sektörün sahip olduğu laboratuvar envanteri çıkarılarak bir planlama yapılması faydalı olacaktır. Ayrıca bugüne kadar kendi dinamikleriyle gelişmeye çalışan sektörün desteklenmesi için bu yatırım hayata geçirilinceye kadar firmaların Ar-Ge ve ürün geliştirme kapsamında yurt dışında yaptıracakları deneylerin yüzde 100 desteklenmesi, sektöre yeni bir dinamizm getirecektir.”

“Artık vakit kaybetmeyelim”

Türkiye’de bir yüksek gerilim laboratuvarının kurulması konusunun ilk kez Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) tarafından 1987 yılında gündeme getirildiğini söyleyen Güngör, TÜBİTAK ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) tarafından hazırlanan fizibilite çalışmasıyla 15-20 milyon dolar civarında bir yatırımla alçak ve orta gerilim teçhizatlarının tip deneylerinin yapılabileceği bir laboratuvarın kurulabileceği sonucuna varıldığını anlattı. Ancak bu yatırım gerçekleşmediğini söyleyen Güngör, şöyle devam etti:

“9. Kalkınma Planı’ndan 12. Kalkınma Planı’na kadar tüm planlara giren bağımsız, akredite, Uluslararası Yüksek Güç ve Yüksek Gerilim Deney Laboratuvar yatırımı için yıllar içinde TSE, TEDAŞ ve TEİAŞ’a görevler verilmiş ancak halen somut bir sonuca ulaşılmış değil. Üzülerek görüyoruz ki bu konudan 12. Kalkınma Planı’nda, 2025-2027 Orta Vadeli Program’da, 2025 yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yayınlanan 2024-2028 yılı Strateji Plan’da en ufak bir söz edilmemiş, atıfta bulunulmadı. Bununla birlikte henüz ilk aşamada gerekli olup olmadığı tartışmalı olan yeni laboratuvarların eklenmesiyle yatırım bütçesinin çok büyümesi de yatırım hevesini kaçırmış gibi görünüyor. Sonuç olarak bu konuda yıllarca vakit kaybedildi. EMSAD olarak talebimiz, yüksek gerilim güç laboratuvar yatırımının daha fazla zaman kaybetmeden gündeme alınması ve hayata geçirilmesidir.”