Ardıç, mesajında, dünya genelinde çekilen suyun ortalama yüzde 20'sinin sanayi için kullanıldığını, Türkiye için bu oranın 2030 yılında yüzde 20'ye ulaşmasının beklendiğini belirtti.

Başta yoğun su tüketen sektörler olmak üzere, endüstriyel su verimliliğini esas alan uygulamaların hayata geçirilmesinin önemine işaret eden Ardıç, su verimliliğinin artırılması ve su kaynaklarının sürdürülebilir kılınması için kararlılıkla çalıştıklarını ifade etti.

Sanayi sektörü olarak endüstriyel su verimliliğine yönelik attıkları ve atacakları adımlarla ülkenin su kıtlığının azaltmasında gerekli irade ve sorumluluğu aldıklarını ve almaya hazır olduklarını aktaran Ardıç, "Egemenliğin yolu su, gıda ve enerjinin bağımsızlığından geçiyor. Gelecek için sürdürülebilir üretim anlayışıyla çalışmalarımızı kararlılıkla yürütmeye devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

- "Suya erişim problemleri hayvanların beslenme maliyetlerini artıracak"

TÜDKİYEB Genel Başkanı Nihat Çelik de dünyadaki kara alanının yaklaşık yüzde 10'unun buzullar veya buz tabakalarıyla kaplı bulunduğunu ve buzulların dünyanın tatlı su rezervlerinin yaklaşık yüzde 70'ini barındıran doğal su depoları olduğunu kaydetti.

Çelik, iklim değişikliğini bu doğal depoları tehdit eden en büyük tehlike olarak nitelendirerek, hızla eriyen buzulların insanın içme suyu, tarım ve enerji ihtiyacı olan su güvenliğini tehlikeye attığını ifade etti.

Eriyen buzulların sadece su kaynakları için risk oluşturmadığını, deniz seviyesini yükselterek kıyı bölgelerinde sel riskini de artırdığını ve ekosistemi bozduğunu vurgulayan Çelik, "Dolayısıyla buzulları korumak amacıyla sera gazı emisyonlarını azaltmak ve eriyen suyu daha sürdürülebilir bir şekilde yönetmek son derece önem kazanmıştır." ifadelerini kullandı.

İklim değişikliklerinin su kaynaklarını olumsuz etkilemesinin küçükbaş hayvancılığa yansımaları olduğunu da belirten Çelik, su kaynaklarının kuruması nedeniyle suya erişim problemleri yaşanması halinde bu durumun hayvanların beslenme maliyetlerini artıracağını belirtti.