TORBA YASA İSTİKRARI SAĞLAR
STD Yönetim Kurulu Başkanı Fahri Altıngöz, "Hazırlanan Torba Yasa ile Karayolları Trafik Kanununda yapılmak istenen düzenleme, belirsizlikleri ortadan kaldırarak, istikrarı yeniden sağlar ve primlerin yükselmesini önler" dedi.
Sigorta Tatbikatçıları Derneği (STD) Yönetim Kurulu Başkanı Fahri Altıngöz, "Hazırlanan Torba Yasa ile Karayolları Trafik Kanununda yapılmak istenen düzenleme, belirsizlikleri ortadan kaldırmak, zarar görenin tazminatının dava açılmadan bir an önce karşılanmasına yönelik bir düzenleme olmaktadır." ifadelerini kullandı. Altıngöz, yaptığı yazılı açıklamayla, son günlerde kamuoyunda tartışılan trafik sigortası düzenlemesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
TBMM gündemine gelmesi beklenen yasal düzenlemenin yeni bir konu olmadığının altını çizen Altıngöz, şu bilgileri verdi: "Geçtiğimiz aylarda Anayasa Mahkemesi, kendisine yapılan bir itiraza ilişkin yaptığı inceleme sonunda, Karayolları Trafik Kanunun bazı maddelerini, idarenin düzenleyici işlem yapma yetkisinin aşılması ve kanunla düzenlenmesi gereken meselelerin idarece düzenlendiğinden bahisle iptal etmiştir. Bu iptal özü itibariyle usulden bir iptal olup trafik (zorunlu mali sorumluluk) sigortası genel şartları iptal edilmemiş, bazı maddelerin kanunla düzenlenmesi gerekirken idarece düzenlendiğinden bahisle iptal edilmiştir. Şimdi yapılan bu uyarının yerine getirilmesi ve ilgili düzenlemenin yapılmasıdır. Zorunlu Trafik Sigortası, kaza halinde kusurlu sigortalının ödemek zorunda olduğu zararın sigorta teminatı ile sınırlı olarak sigorta şirketi tarafından ödenmesini güvence altına alıyor. Sigorta şirketlerinin trafik kazalarından doğan tazminat sorumluluğuna ilişkin olarak Anayasa Mahkemesince alınan iptal kararı sonrasında ödenecek tazminatların hesaplanmasına ilişkin çerçevenin bu kanun kapsamında düzenlenmesi, Anayasa Mahkemesi tarafından belirtilen aykırılık sorununu ortadan kaldıracaktır."
Her iki tarafta da belirsizlik yaşanmakta
Altıngöz, bununla birlikte Danıştay tarafından genel şartların bazı maddelerine yürütmeyi durdurma kararları verilmesi nedeniyle, gerek zarar görenler gerek işletenler, gerekse de sigorta şirketleri açısından belirsizlik yaşanmakta olduğunu, bilhassa bedensel zarar tazminatlarına ilişkin hesaplama yöntemleri konusunda devam etmekte olan birçok davanın bulunduğunu, yargılama sürecinin devamı açısından da bir belirsizlik ve hukuki güvensizlik ortamı yaşandığını aktardı.
Fahri Altıngöz, açıklamasında şunlara dikkati çekti: "Trafik kazasına bağlı, görece sorun yaşanmayan maddi hasarlar dışında ölüm veya yaralama sonucu uğranılan zararın önemli kısmı destekten yoksun kalma ve zorunlu bakıcı giderlerinden oluşmaktadır. Bu zararları ödeme görevi sosyal bir amaç güdülerek Zorunlu Trafik Sigortasına verilmiştir. Yani sigorta şirketi poliçe ile zararın önemli bir kısmından sorumlu olup manevi tazminat gibi zarar görenin diğer zararlarını sürücü ve araç sahibinden talep etme hakkını ise ortadan kaldırmamaktadır.
Zararın hesaplanma şeklinde hali hazırda kanunda bir düzenleme bulunmadığından konu Yargıtay içtihatları ile çözümlenmeye çalışılmış bu da bir çok yeni belirsizliğe yol açmıştır. Bu belirsizliği aracılar, hasar takipçileri fırsat bilerek tüm dosyaları yargıya taşımaya çalışıyor. Bu da maliyetleri daha da artırarak, vatandaşın tazminatını bir an önce almasını geciktiriyor, maliyetleri artırarak vatandaşın daha çok zarara uğramasına neden oluyor. Hazırlanan Torba Yasa ile Karayolları Trafik Kanununda yapılmak istenen düzenleme ile belirsizlikleri ortadan kaldırmak, zarar görenin tazminatının dava açılmadan bir an önce karşılanmasına yönelik bir düzenleme olmaktadır. Zarar görenin olası diğer zararlarının Türk Borçlar Kanunu kapsamında sürücü ve araç sahibinden talep etme hakkını ortadan kaldırmamaktadır.”