TL'DE KÖTÜ PERFORMANS
Türkiye'nin Suriye harekatının ardından ABD ve AB'den yaptırım sinyallerinin gelmesiyle birlikte görülen değer kaybı yüzünden Türk Lirası Ekim ayının en kötü performans gösteren para birimi olarak kayıtlara geçti. Reuters'ın analiz haberine göre, gelişmekte olan piyasaların çoğunun para birimi ise değer kazandı.
Reuters’ın ekonomistlerin görüşlerini alarak yayınladığı analiz habere göre Türk Lirası dalgalanmaya yabancı değil ancak TL’nin ABD Doları karşısında bu ay içinde yüzde 5 oranında değer kaybetmesi Gelişmekte Olan Piyasaların Para Birimi Endeksi’ndeki yüzde 1,3’lük artış göz önüne alındığında daha da dikkat çekiyor.
Gelişmekte olan piyasalardaki genel yükseliş ABD ve Çin arasında kısmi bir ticaret anlaşmasına yönelik sinyallere bağlanıyor ancak Türkiye’yi yakından takip eden uzmanlar Suriye operasyonu sebebiyle Türkiye’nin hedef olması muhtemel uluslararası yaptırım tehdidinden dolayı endişeli.
Daha önce Suriye’nin kuzeyinde başlattığı operasyonda çok ileri gitmesi halinde Türkiye’nin ekonomisini yok etme tehdidinde bulunan ABD Başkanı Donald Trump Pazar günü Twitter’dan paylaştığı mesajında “Türkiye’ye büyük yaptırımlar geliyor” diye yazdı.
Avrupa Birliği de Pazartesi günü Türkiye’ye silah ihracatına kısıtlama getirme kararı aldı ancak Suriye’den mülteci akınının durdurulmasına yardımcı olan Türkiye’ye yönelik resmi bir ambargo uygulamadı.
Allianz Global Investors’ın gelişmekte olan ekonomiler uzmanı Richard House, “Şu anda Türkiye konusunda olumlu bir şeyleri tetikleyecek bir gelişme görmekte zorlanıyorum” değerlendirmesinde bulundu. Yatırım bankaları da Türk Lirası’na karşı pozisyon almış durumda.
“Siyasi belirsizliklere en çok açık olan para birimleri Türk Lirası ve Rus Rublesi”
JPMorgan Rus rublesi ile birlikte Türk Lirası’nı siyasi belirsizliklere en açık para birimi olarak niteledi. Goldman Sachs jeopolitik ve iç ekonomi politikası konusunda uyarıda bulundu, Rabobank de geçtiğimiz hafta Türk Lirası’nın yeni bir kriz eşiğinde olabileceği konusunu sorguladı.
Reuters haber ajansına konuşan Rabobank uzmanı Piotr Matys, “Kongre’nin Türkiye’ye ekonomik yaptırım uygulaması halinde Türk Lirası’nda görülen bu nispeten küçük hareketin henüz bir başlangıç olması ihtimali güç kazanır” değerlendirmesinde bulundu.
Türk Lirası’nda daha önce meydana gelen değer kayıpları Türkiye ekonomisini resesyona sürüklemiş, geçtiğimiz yıl faiz oranları da buna tepki olarak yükselmişti.
Türkiye ekonomisi yavaş yavaş toparlanmaya başladı ancak hala kırılgan bir durumda ve Türk Lirası’nda gözlemlenen son hareketlenme de para biriminin hala risklere açık olmaya devam ettiğinin net bir göstergesi.
Türk Lirası bu yıl başlarında, Türkiye’nin para politikasına sık sık müdahale eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Merkez Bankası başkanını görevden almasının ardından Washington’un da Rusya’dan S-400 savunma sistemini alması sebebiyle yaptırım tehdidinde bulunmasıyla birlikte değer kaybetmişti.
Türkiye Merkez Bankası’nın para birimini dengeleme çabaları sebebiyle Türk Lirası biraz daha iyi performans göstermeye başlamış, küresel piyasalarda en yüksek faiz oranlarından birini veren tahviller de TL’nin performansını desteklemişti.
Son aylarda dolar cinsinden tahvil ödemelerinin de nispeten durmasının Türk Lirası’nın performasında etkili olduğu belirtiliyor. Ancak Allianz’ın tahminlerine göre bu durumun da yıl sonu gelmeden 17 milyar dolarlık geri ödemenin zamanının gelmesiyle son bulması bekleniyor.
Türk Lirası’nın olası yaptırımların ağırlığı altında kalması halinde bu geri ödemelerin maliyetinin daha da artabileceği endişesi hakim.
S&P Global analisti Frank Gill’e göre asıl soru işareti, Türkiye’deki bankaların borçlarının vadesini uzatarak vadesi gelen dolar ve euro cinsinden borçlarını yeniden finanse etme yoluna gitmesi ihtimali.
S&P’nin tahminlerine göre, Türkiye’nin hükümet borcu gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 30’una tekabül etse de, özel sektörde yeniden finanse edilmesi ya da önümüzdeki 12 ay içinde geri ödenmesi gereken borç miktarı gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 20’sine denk geliyor.
Frank Gill, “Piyasaların yaptırımlara odaklanmasının sebebi bu yaptırımların bankaların borçları yüzünden borçlarını finanse etme kapasitesine zarar verecek olması. Bu durum Türk Lirası’nı da vuracak, bu da varlık kalitesini ve ekonomiyi zincir şeklinde etkileyecek” değerlendirmesinde bulundu.