TİCARET HACMİ 50 MİLYAR DOLAR OLACAK
Avrupa Türk Markalar Birliği Başkan Yardımcısı Zeynep Turudi, "Birleşik Krallık ile Türkiye arasında yapılan Serbest Ticaret Anlaşması'nın önemli bir gelişme olduğunu düşünüyorum Türkiye ve İngiltere arasında 25 milyar dolarlık bir ticaret hacmi var. Önümüzdeki yıllarda 50 milyar dolara ulaşabilir" dedi.
Neşe BERBER
Londra’da yaşıyorsunuz ve aynı zamanda Avrupa Türk Markalar Birliği Başkan Yardımcısı’sınız. Türk markasını, kendi markanızı Dünya’ya tanıtıyorsunuz. Kısaca önce sizi bir tanıyabilir miyiz?
Ailem 50 yıl önce buraya taşınmış ve ben burada büyüdüm. Bilgisayar Mühendisliği okurken Japonya’dan İngiltere’ye bir teknoloji getirmeyi planlamıştım, sonra Türkiye ile bir bağım olması gerektiğini fark ettim, aklıma ilk gelen şey lokum oldu. Çünkü ailem Türkiye’den her gelişinde lokum getirirdi. İngiliz pazarında lokum pek yoktu. Bu eksikliğin sebebini araştırmamla 18 yıl önce serüvenim başladı.
Bu Türk markasıyla Dünya’nın birçok yerine ihracat yapmaya başladınız. Markalar birliği adı altında Avrupa’da Türk markaları ile nasıl bir birlik beraberliğiniz var?
İngiltere’deki insanlar Avrupa’ya göre daha yeniliğe açıklar. Etrafımdaki iş insanları genelde İngiliz, onların kurumlarında da bulunuyorum (şapka giyiyorum). Buradaki yabancıların isteği ve girişimciliği, doğru kurumlarla iletişimi olduğu sürece iş yapabilir, tabii ki zorlukları da var. İngiltere gıda sektöründe en sıkı ülkelerden biri. Yapılamayacak bir şey olduğunu düşünmüyorum.
Türk markası ihraç etmenin zorlukları var
Dünya’ya bir Türk markasını ihraç etmenin zorlukları nelerdir? Nasıl bir süreç oluyor?
Brexit’ten dolayı Avrupa Birliği’nden çıktık. İngiltere Avrupa ile bir ticari anlaşma yaptı. Türkiye ile de Serbest Ticaret Anlaşması yapıldı. Türk markasını İngiltere’ye getirip buradan Avrupa’ya sattığımızda %27 vergi ödemek zorunda kalıyor müşterilerim. Burada devletin gıda kurumu (defa?) ile bizlerin veya müşterilerin, Türkiye’nin Avrupa ve İngiltere ile anlaşması olmasına rağmen, %8-%27 arasında vergi ödeme zorunluluğu hakkında birçok konuştuk tartıştık. Bunun çok yakında çözüleceğini düşünmüyorum. Buradaki anlaşma şuydu: İngiliz menşeili ürünler Avrupa’ya girdiğinde serbest ticaret oluyor, farklı menşeili ürünlerin vergileri oluyor. Bunu çözmek adına bir süreç içerisindeyiz.
Kaç ülkeye ihracatınız var?
15 ülkeye. Avustralya, Amerika, Avrupa, Asya… Tabii her ürünümüz her ülkede aynı sezonda satılmıyor.
Türkiye ile iletişiminiz nasıl?
Bizim bütün üretimimiz Türkiye’de. Leblebi sektörüne de girdik, fabrikasını Konya’da kurduk. Türkiye’ye gelip gidiyorduk fakat şu an sıkışıp kaldık.
Konya’da yaptığınız yatırım Türkiye açısından güzel bir gelişme. Avrupa’da Türkiye’ye yatırım yapmak isteyen oluyor mu? Bu anlamda bir aracılık yapıyor musunuz?
Tabii ki. Türkiye’nin çok farklı sektörlerinden yatırım yapan arkadaşlarımız var, özellikle yan sanayide. Türkiye ile İngiltere arasında 2000 tane ortak şirket var. Bu çok büyük bir rakam. Belki kendilerini fabrika kuramıyor ama gıda, tekstil gibi birçok ürünü alıyorlar. Türkiye’yi bilen biriyle de ortaklık yapılıyor. Teknoloji yönüyle de Türkiye çok başarılı. Türkiye’deki kurumları da biz yönlendirebiliyoruz zaten amacımız da bu.
Pandemi işlerinizi nasıl etkiledi? Avrupa’da da diğer sektörler nasıl etkilendi?
Gıda sektörü pozitif etkilendi diyebilirim. İnsanlar daha fazla ev alışverişi yapmaya başladı ama tekstil ve sanayi sektöründe sarsıntılar oldu. Devletin verdiği küçük destekler firmaların kapanmasını engelleyemedi. Diğer ülkelerden bakıldığında İngiliz devleti daha destekleyici görünse de göründüğü gibi değil. Biz marka olarak pandemi süreci başlar başlamaz online sisteme yatırım yaptık, başka online sitelerde de var olmaya çalıştık. Bunu öngördük. Yelpazemizi değiştirerek sağlıklı atıştırmalıklar yaptık. İnsanların sağlıklı ürünlere eğilim gösterdiğini datalarda da gördük.
Fuarlar online yapılıyor
2021 yılı itibariyle önümüzdeki yılı nasıl görüyorsunuz? Sektörlerde nasıl değişimler olabilir?
Mesela fuarlar, tanıtımlar online yapılmaya başlandı ve uzun süre devam edeceğini düşünüyorum. Ben fuarlara inanan birisiyim, kişinin ürünü görüp tanıması çok önemli. İlişkiler tabii ki zarar görüyor. Online reklamlar, görseller güçlendirilebilir ürünü tanıtabilmek adına. Elimizden geldiği kadar anlatmaya çalışacağız. Herhangi bir sektörde de aynı değişimlerin yaşanacağını düşünüyorum. Online sisteme güvenmeye başladık, dijital çağa jet hızıyla girdik.
Serbest Ticaret Anlaşması ile Türkiye ve İngiltere arasındaki ticaret hacmi 2 katına çıkarak 50 milyar dolara ulaşmasını bekliyoruz.
Birleşik Krallık ile Türkiye arasında yapılan Serbest Ticaret Anlaşması’nın (STA) iki ülkeye de son derece katkı sağlayacak son derece önemli bir gelişme olduğunu düşünüyorum. İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılması (Breixt) hemen hemen bütün bölgede bir tedirginliğe neden oluyordu. Türkiye’nin de AB’nin Gümrük Birliği anlaşmasında yer alması ve İngiltere’nin Birlik’ten ayrılma isteği nasıl bir durum sonuç yaratacağı konusunda kaygılar yaratıyordu. Şimdi bu kaygıların ortadan kalkmasının yanında İngiltere ve Türkiye arasındaki STA ile birlikte gelişmeler çok netleşti. Türkiye ve İngiltere arasında hali hazırda 25 milyar dolarlık bir ticaret hacmi var. STA ile iki ülke arasında iki ülke arasındaki ticaret hacminin önümüzdeki yıllarda 50 milyar dolara ulaşması çok gerçekçi bir beklenti olacak. Şuan 2 bin civarında Türk ve İngiliz şirketlerinin ortaklıkları var. Bu anlaşma önümüzdeki günlerde iki ülke şirketlerini birbirlerine daha da yakınlaştıracak ve ciddi ticaret alt yapısı oluşturacağını düşünüyorum. Bu anlaşma ile Türkiye, İngiltere için önemi daha da artan bir ülke konumuna gelmiştir. Farklı ticari alanlarda gerçekleştirilen ticaret daha da şekillenecek ve artacak. Bu da Türk ekonomisine önümüzde yıllarda çok ciddi katkı sağlayacak.
Türkiye’den Londra’da iş yapmak isteyenlere ne tavsiye edersiniz?
Eğer burada bir ofis, mağaza ya da depo kuracaksa Türkiye devletinin vermiş olduğu teşvikler var. Buradaki danışmanlarla birlikte şirket kurabilirler. Her işte olduğu gibi muhasebeciniz çok önemli, size danışmanlık verebilir. Bir pazarlamacı olarak ülkeye gelip çok iyi bir araştırma yapmalarını tavsiye ediyorum. Hangi şehirde, hangi sokakta mağazasını neden ve nasıl açacaksa bunların hepsini pazar gözüyle araştırmalı. Eğer bir ürün getirecekse burada bir süre yaşamadan, pazarı görmeden yatırım yapmalarını tavsiye etmiyorum. Gelip arasını kaybeden çok fazla iş insanı var, sebebi pazarlarını araştırmadan gelmeleri. Ürünün paketinde yer alacak bilgilere kadar bilgi sahibi olunması gerekir.
Bir kadın girişimci olarak kadınlara önerileriniz ne olur?
Daha özel bir varlık olduğumuzu düşünüyorum. Hiçbir şeyin size engel olmasına izin vermeyim diyorum. Siz istedikten, çalıştıktan, azimle, inandıktan sonra yolunuza devam edin derim.
Markanızın büyüklüğü? Hedefleriniz ve hayalleriniz?
Markamı bir dünya markasına taşımak ve gerçek Türk lokumunu 7’den 70’e herkese tattırmak istiyorum. Yeni ürün olarak kavrulmuş leblebi – tatlı ve tuzlu olarak da ürün yelpazemize ekledim. Atıştırmalık pazarında ciddi potansiyele sahip bir ürün olduğunu düşünüyorum. Farklı bir şekilde leblebiye de dünya pazarına sunma çalışması içindeyim.
Zeynep Turudi hakkında
Truede markasının yaratıcısı ve Truede şirketinin kurucusu. Aynı zamanda Avrupa Markalar Birliği Başkan yardımcısı da olan Zeynep Turudi, Türk lokumunu İngiltere pazarı olmak üzere dünyaya ihraç ediyor. Türk lokumu sonrası 2021 yılında Konya’da kurduğu fabrika ile leblebiyi dünyaya tanımak misyonuyla yeni bir atılıma girdi. Hedefini Türk lokumundan sonra leblebi gibi sağlıklı bir atıştırmayı farklı inovatiflerle dünya pazarına sunmak olarak açıklayan Zeynep Turudi, İngiltere ve Türkiye arasındaki ticaret ilişkileri üzerinde de hem bir iş insanı hem de iki ülkede aktif ticari faaliyetleri olduğu için dergi, gazete ve televizyonlarda bu konularda da kendisine başvurulan isim olarak dikkat çekiyor…
Zeynep Turudi, Truede markasını 2003’te kurarak Türk lokumunu dünyaya tanıtan Zeynep Turudi, 2011 yılında Londra'da bulunan Business Network Organization'ın "Yılın En Başarılı Girişimcisi" de seçildi.