Advertisement
SON DAKİKA
FİNANS Salı 06 Ağustos 2019 10:48

TCMB EN BÜYÜK AKTÖR

Murat Uysal başkanlığındaki Merkez Bankası (TCMB) yeni yönetiminin net para politikası, piyasalara çeki düzen verdi. Dövizde oynaklık azalırken düşüş eğilimine geçen faizlerde istikrar sağlandı. Piyasalardaki normalleşme, TCMB'nin araç bağımsızlığını sonuna kadar kullanmasına bağlanıyor.

TCMB  en büyük aktör
Murat Uysal başkanlığındaki Merkez Bankası (TCMB) yeni yönetiminin net para politikası, piyasalara ç

Sedat YILMAZ

Murat Çetinkaya’nın yerine Merkez Bankası Başkanlığı’na getirilen Murat Uysal, fiyat istikrarında bağımsızlık yetkisini sunana kadar kullanırken piyasaların düzenlenmesinde elindeki tüm araçları sahaya sürdü. Dövizde oynaklık azalırken düşüş eğilimine geçen faizlerde istikrar sağlandı. Merkez Bankası’nın düzenleyici özelliği para ve sermaye piyasalarında yoğun şekilde hissediliyor. Piyasalardaki normalleşme, TCMB’nin araç bağımsızlığını sonuna kadar kullanmasına bağlanıyor. 

Yurt dışı risklerine rağmen yurt içinde gözlenen dengelenmedeki istikrarın özellikle TCMB Başkanlığı’nda yapılan değişiklikle beraber geldiği belirtiliyor. Merkez Bankası’nın proaktif bir döneme girdiği ve özellikle faiz, enflasyon ve dövizde elindeki tüm araçları kullanma konusunda bağımsızlığını sonuna kadar kullanma yetkisinde olduğu, bu durumun da piyasalara düzenleyici bir etki ettiği kaydediliyor.

Son olarak Murat Uysal’ın Merkez Bankası’ndaki yabancı para cinsinden zorunlu karşılıklardaki faizleri 100 baz puan artırdığı, dolar cinsinden munzam faizlerini indirdiği ve bu hamleyle birlikte piyasadan yaklaşık 2 milyar doların üzerinde para çekeceği ve söz konusu hamlenin dövizin seyri açısından önemli bir gösterge niteliği taşıdığı ifade ediliyor.

Merkez’in rezervlerini artırıyor

Yurt dışından sürekli Merkez Bankası’nın rezervleriyle ilgili spekülasyon yaparak TL varlıkları üzerinde oyun oynamaya çalışan kesimleri frenlemeye çalışan TCMB’nin söz konusu munzam karşılık faizlerindeki operasyonlarla bankadaki rezervleri artırma yoluna gittiği dile getiriliyor. Söz konusu hamlenin TCMB Başkanı Murat Uysal’ın basın toplantısında ifade ettiği rezerv biriktirme politikası kapsamında gerçekleştirildiği ve söz konusu karar alınırken piyasaların pozitif kalmasında da TCMB’nin gücünün belirgin olarak ortaya çıktığı vurgulanıyor.

Merkez Bankası’nın son hamlesine dikkat çekilirken proaktif politikanın giderek netleştiği belirtiliyor. TCMB açıklamasında, “Finansal istikrarın desteklenmesi amacıyla yabancı para mevduat/katılım fonlarına uygulanan zorunlu karşılık oranlarının tüm vade dilimlerinde 100 baz puan artırılmasına, aynı zamanda Bankamız nezdinde ABD doları cinsinden tutulan zorunlu karşılıklara, rezerv opsiyonlarına ve serbest hesaplara uygulanan faiz oranının 100 baz puan indirilerek yüzde 1 olarak belirlenmesine karar verilmiştir. Söz konusu değişiklikler ile piyasadan yaklaşık 2,1 milyar ABD doları tutarında likidite çekilmesi beklenmektedir” ifadelerin yeni politikanın sinyalleri olarak gösteriliyor.

Proaktif yepyeni bir politika

TCMB’nin yeni yönetiminin sorunların üzerine cesaretle gittiği ve çözüm üreten politikalarla piyasada dengeler sağlamaya çalıştığı belirtiliyor. Özellikle Yılın 3. Enflasyon Raporu açıklanırken yılsonu enflasyon rakamını yüzde 13,9 olarak açıklayan ve regülasyonda anahtar kabul edilen “reel getiri”de yüzde 3 oranını geçmemek üzere politika geliştiren TCMB’nin 25 Temmuz’daki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında 425 baz puanlık faiz indirimin yeni bir proaktif politikanın başlangıcı olduğu kaydediliyor. Aynı politikanın bundan sonra Eylül, Ekim ve Aralık toplantılarında enflasyonun gidişatına göre en az 400 puanlık daha faiz indirimiyle devam edeceği belirtilirken oluşturulacak politikanın temkinli bir çerçevede ve şoklara karşı dayanıklı bir ekonomi oluşturuluncaya kadar devam edeceği tahmin ediliyor.

Yeni politikada temel amacın; sürdürülebilir fiyat istikrarının yanında enflasyonun baz etkisinden kurtarılarak reel düşüşe geçirilmesi, döviz kurundaki oynaklığın yönetilebilir seviyeye çekilmesi olduğu ifade ediliyor.

Ticaret savaşlarına karşı tedbir

TCMB’nin küresel daralma, merkez bankalarının faiz kararları ve ABD/Çin savaşlarına dair gelişmeleri yakından takip ettiği dile getiriliyor. Söz konusu durumun Merkez Bankası’nın elini kuvvetlendirdiği, gelişmiş ülkelerden gelecek yeni parasal gevşeme ve faiz indirimlerinin yanında uluslararası emtia ve petrol fiyatlarındaki dalgalanmalara karşı Merkez Bankası’nın sürekli politika geliştirdiği ifade ediliyor.

Merkez Bankası’nın net politika oluşturmasında siyasi erkin ve hükümetin son derece destekçi konumda olduğu, özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın faiz ve enflasyonun ineceğine dair TCMB’yi destekleyici politikalarının TCMB’ye güç verdiği kaydediliyor.

Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal’ın 3. Enflasyon Raporu’nu açıklarken faiz indirimi döngüsünü kabul etmesinin piyasalarda “En büyük aktör ve patron benim. Düzenlemeyi ben yaparım” algısı meydana getirdiği belirtiliyor. Başkan Uysal’ın faiz indirme kararını, küresel ekonomi, rekabet gücü, cari denge, büyüme, enflasyon, hükümetin icraatı, piyasaların seyri, konjonktürel ve jeopolitik riskleri bir arada düşünerek aldıklarını belirtmesinin de piyasalarda birçok belirsizliği ortadan kaldırdığı belirtilirken kademeli toparlanmadan bahsetmesinin de para politikasında temkinli duruşun her zaman devam edeceği mesajını verdiği ifade ediliyor.