Kübra ÇETİNDAĞ

Rapor, yeşil dönüşümün sadece çevresel değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal boyutlarını da ele alarak, bu dönüşümün gerektirdiği adımlar ve Türkiye'nin bu süreçte izlemesi gereken yol haritasını ortaya koyuyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı'nın (AYM) Türkiye üzerindeki etkileri, SKDM'nin ülke ekonomisine olan olası yansımaları ve sektörlerdeki üretim-ticaret dengelerindeki beklenen değişimler raporun başlıca konuları arasında yer alıyor.

TBB Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar, raporun önemine değinerek, "Yeşil dönüşüm, sadece bir çevresel mesele değil, aynı zamanda ekonomik büyüme ve sosyal refahın sürdürülebilirliği için de kritik bir konu. Ülkemizi geleceğe hazırlamak için tüm paydaşlarla iş birliği içinde çalışıyoruz. Özellikle SKDM'nin 2026'da yürürlüğe girmesiyle birlikte ihracatımızın önemli bir kısmını etkileyecek olan AB pazarına erişimimizde yeni bir dönem başlayacak. Bu rapor, hem bankacılık sektörü hem de diğer sektörler için bu yeni dönemde yol gösterici olacak bir kaynak olacak" dedi.

Türkiye için Neler Değişecek?

SKDM'nin yürürlüğe girmesiyle birlikte Türkiye'deki üreticiler, özellikle de AB'ye ihracat yapanlar, ürünlerindeki karbon ayak izini azaltmak için yeni yatırımlar yapmaya zorlanacaklar. Bu durum, hem üretim maliyetlerini artıracak hem de rekabet koşullarını değiştirecek. Ancak diğer yandan, yeşil dönüşüm aynı zamanda yeni iş fırsatları da yaratacak. Yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve çevre teknolojileri gibi alanlarda büyüme potansiyeli oldukça yüksek.

TBB'nin yayımladığı rapor, Türkiye'nin yeşil dönüşüm sürecinde önemli bir kilometre taşı niteliğinde. Rapor, hem kamu kurumlarına hem de özel sektöre yol gösterici olacak değerli bilgiler içeriyor. Türkiye'nin bu dönüşümü başarıyla yönetmesi, hem ülke ekonomisinin sürdürülebilirliği hem de küresel iklim değişikliğiyle mücadele için büyük önem taşıyor.

Yeşil Ekonomide KOBİ’lerin Geleceği

Avrupa Birliği'nin (AB) Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ile birlikte, karbon emisyonlarını azaltmak zorunda kalacak olan sadece büyük şirketler değil, aynı zamanda Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan KOBİ'ler de yeni bir döneme girdi. Bu yeni dönemde KOBİ'lerin en büyük sorunları arasında finansman bulma ve artan karbon vergisi yükümlülüğü yer alıyor.

Finansman Sorunu

Yeşil dönüşüm için gerekli olan yatırımlar, genellikle KOBİ'lerin mevcut kaynaklarını aşıyor. Enerji verimliliği projeleri, atık yönetimi sistemlerinin kurulması, yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş gibi adımlar, önemli bir sermaye gerektiriyor. Bankalar, yeşil projeleri finanse etmek için daha istekli olsa da, KOBİ'lerin genellikle yeterli teminatları olmaması nedeniyle krediye erişimleri sınırlı kalabiliyor. 

Karbon Vergisi Yükü

SKDM'nin yürürlüğe girmesiyle birlikte, AB'ye ihracat yapan KOBİ'ler, ürünlerindeki karbon ayak izine göre vergi ödemek zorunda kalacaklar. Bu durum, özellikle karbon yoğun sektörlerde faaliyet gösteren KOBİ'ler için ciddi bir mali yük oluşturabilir.

Yeşil dönüşüm, KOBİ'ler için hem bir zorluk hem de bir fırsat. Bu süreci başarıyla yöneten KOBİ'ler, rekabet avantajı elde edecek, yeni pazarlara ulaşacak ve sürdürülebilir bir gelecek için katkı sağlayacaklar. Ancak bu dönüşümün başarıya ulaşması için, devlet, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının ortaklaşa çalışması ve KOBİ'lere daha fazla destek vermesi gerekmektedir.