Bu hedef doğrultusunda, fosil yakıtların kullanımının en aza indirilmesi ve daha çevre dostu taşıma yöntemlerinin yaygınlaştırılması planlanıyor. Türkiye, AB’nin bu yeşil dönüşümüne uyum sağlamak adına önemli adımlar atıyor. Lojistik sektörü, Yeşil Mutabakat’a uyum sağlamak için "Yeşil Lojistik Belgesi" ile dönüşüme hazırlanıyor.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından düzenlenen ‘Yeşil Lojistik Belgesi Semineri’nde, AB’nin yeşil dönüşüm planının taşımacılık sektörüne etkileri ve Türkiye’nin bu sürece uyum sağlamak için attığı adımlar masaya yatırıldı. Seminerin açılış konuşmasını yapan İTO Yönetim Kurulu Üyesi Salih Sami Atılgan, küresel ısınmanın ve çevresel risklerin iş yapma biçimlerini değiştirdiğine dikkat çekti. Atılgan, "AB’nin yeşil dönüşüm planı, ticaret hayatımızı doğrudan etkileyen bir süreç. Yenilenebilir enerji, düşük karbonlu üretim ve çevre dostu lojistik süreçler artık her sektörün ajandasında önemli bir yer tutuyor" dedi.

AB’nin 2040 yılına kadar taşımacılık sektöründe emisyonları %90 oranında azaltmayı hedeflediği Yeşil Mutabakat planı, lojistik sektörünü doğrudan etkiliyor. Türkiye de bu plana uyum sağlamak için Yeşil Lojistik Belgesi’ni devreye sokarak, sektörde çevresel sürdürülebilirliği destekliyor. Bu belgenin alınabilmesi için işletmelerin çeşitli çevre dostu faaliyetlerde bulunması gerekiyor. Örneğin, yenilenebilir enerji kullanımı, yeşil paketleme yöntemleri ve sıfır atık yönetimi gibi faaliyetler belgenin alınmasında önemli kriterler arasında yer alıyor.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, taşımacılık sektörünün AB ile uyumlu hale gelmesi için karayolu, demiryolu ve denizyolu taşımacılığını entegre eden kombine taşımacılık modelini destekliyor. Bu model, emisyonların azaltılmasını ve taşımacılığın daha sürdürülebilir bir şekilde yapılmasını amaçlıyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı yetkilisi Sinan Oğuz, "Kombine taşımacılıkla, karayolu taşımacılığı oranını en aza indirerek, emisyon hedeflerine ulaşmayı amaçlıyoruz" şeklinde konuştu.