TARLADA 50 KURUŞ MARKETTE 10 LİRA
Yaş sebze – meyve ve temel gıda tedarik zincirindeki belirsizlik fiyatları olumsuz etkiliyor. Kışta olduğu gibi yaz aylarına girilirken dahi gıda fiyatlarındaki yüksek seyir, malını ucuz satan üretici ile raf veya tezgâhtan ürünü pahalı alan tüketiciyi mağdur ediyor. Bütün kesimler yeni Hal Yasası'nı bekliyor.

Sedat YILMAZ
Sebze – meyve ve temel gıda maddelerindeki yüksek fiyatlar bir yandan enflasyonu tetikleyip fiyat ve finansal istikrarı bozarken diğer yandan gıda fiyatlarını artıran tedarik zincirindeki belirsizlikler üretici ve tüketiciyi mağdur ediyor, aynı zamanda ürün zâiyatı ve israfı büyük boyutlara taşıyor.
Yüksek enflasyonun baş nedenlerinden biri olarak görülen gıda fiyatlarına çözüm aranırken tarla – market arasındaki katlamalı fiyat farkı dikkatlerden kaçmıyor. Zaman zaman 15-20 kata kadar çıkabilen üretici-tüketici bandındaki fiyat aralığı, tedarik zincirindeki regülasyon eksikliğini ve serbest piyasa mantığıyla hareket etmeye çalışan kesimlerin çok kazanma hırsını ortaya koyuyor.
Hallere göre daha sınırlı ürün alımına rağmen ödeme ve ulaştırma gibi yüksek imkânları sebebiyle tarladan ucuza mal tedarik edebilen ve ürün pazarında fiyat belirleyici olan marketler ile küçük ve orta ölçekli üreticinin hâmisi olarak bilinen hallerin mücadelesi fiyat belirsizliğini körüklüyor.
Haller kendi iç sorunları sebebiyle üretici üzerinde marketler kadar etkinlik kuramadığından ürünü market fiyatlarına yakın bir seviyede elden çıkarmak zorunda kalıyor. Tedarik aşaması ve sonrasında yüzde 40’a yakın zaiyat da fiyatları yükseltiyor. Market veya aracılara çok ucuz mal vermek istemeyen üreticinin malı, halcinin de imkânsızlık sebebiyle alamadığı ürünler tarlada çürüyor. Böylece ekonomi yılda gıda israfıyla 500 milyar liralık kayba uğruyor.
Yasadan genel beklentiler
Bir üreticiden gelen çarpıcı açıklama, fiyat belirsizliğindeki durumu ortaya koyuyor. Üretici, “Malı elinizden çıkardığınızda, o malı sattığınız fiyatın üzerinde yüzde 50 koysanız dahi geri alamıyorsunuz. Aracılar ve perakendecilerin yüksek kâr marjları önlenemediği sürece sebze ve meyvede ucuzluk olmaz. Yeni hal yasasını bekliyoruz. Yalnız yasa çıkarılırken bu zincirde mağdur olan üretici ve tüketicilerin sesine mutlaka kulak verilmeli, iş ‘oldu bitti’ye getirilmemeli” diyor.
Bir başka üretici ise girift hale gelen sebze – meyve ve gıda tedarikinde hem üretici hem de tüketicinin kooperatif veya benzeri oluşumlar kurarak mağduriyetlerini önleyebileceğini savunuyor.
Yaş sebze – meyve ve temel gıda ürünlerinde; pazardaki tedarikin borsa gibi kuruluşlarla fiyat düzenleme dahil tek merkezden gerçekleştirilmesi, toplumun genel ihtiyaç ürünlerinde serbest pazar mantığıyla hareket edilmesine engel olunması, fiyat belirlemenin borsalar aracılığıyla yapılması, tarla-tezgâh arasında ürün fiyat takibi, üretici – tüketici arasındaki tedarik zincirindeki aracıların ve toptancıların azaltılması, üründe aracı ve toptancıların baskısının kaldırılması, haller üzerindeki girdilerin ve fiyat baskılarının en aza indirilmesi, hallerin tarladan ürün alımını üreticinin lehine olarak kolaylaştırılması, ürün tezgâha gelinceye kadar sağlamlığı ve yol haritasının korunmasıyla ilgili tedbirlerin alınması, üretici ve tüketiciyi koruyacak ve pazarı regüle edecek yeni hal yasasının bir an önce çıkarılmasının soruna yönelik başta gelen çözümler olarak sıralanıyor.
Üretim ve tüketim düzene girecek
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hayata geçirilen Dijital Tarım Pazarı’nın (DİTAP) tedarik zincirindeki birçok sorunu çözeceğine dair oluşan güven ilgiyle izleniyor. Tarla ve hallerde kalan taze meyve ve sebzeleri piyasaya kazandıracak sistemin pazara verilecek ürün fazlası sayesinde fiyatları düşüreceği ve israfı önleyeceği tahmin ediliyor. Yine üretici pazar bulma sıkıntısı çekmeyecek, haller ve pazarlar istediği kalitede ürün sağlayabilecek.
Sistemle tedarik zincirinin tamamının kontrol altına alınacağı, fiyat dalgalanmalarını önleyecek soğuk zincirin oluşturularak zâiyatın azaltılacağı, DİTAP’ın üretim planlamasına ve üretimde öngörülebilirliğin artırılmasına destek vereceği, aracılık maliyetlerini düşüreceği ve sözleşmeli tarım mekanizmalarını geliştireceği sanılıyor.
Piyasa temsilcileri üretim konusunda da sıkıntılar olduğunu, girdi maliyetlerinin yanında tarla sahiplerinin işletmek üzere yerlerini icara yüksek fiyatlardan verdiklerini bu durumun da ürün fiyatlarını yukarı çektiğini dile getiriyor. Temsilciler piyasadaki komisyoncu veya aracılar yerine üretici kooperatiflerinin oluşturulması ve tüketicilerin de sivil toplum örgütleri kurmasının sorunu çözmede kolaylık sağlayacağını ifade ediyorlar.
Türkiye Halciler Federasyonu da gelişmelere yakın. Başkan Yüksel Tavşan, sistemi sebze-meyvede online satış sistemi olarak tarif ediyor. Sistemin kolay olmasının yanında fiyatları artırıcı özelliğinin olmaması gerektiğine vurgu yapan Yüksel Tavşan, mutlaka ürün borsasının kurulması gereğine vurgu yapıyor.
Zincirler piyasayı ele geçirdi
Yüksel Tavşan, aracılık maliyetlerinin artmasını istemediklerini ve tedarikte üretici, hal ve perakendeci zincirinin olması gerektiğini belirterek, şu anda piyasada yaşanan sistemin kabul edilemez olduğunu, hallerin devre dışı kaldığını ve büyük marketlerin piyasayı ele geçirdiğini söylüyor. Hal, pazar, manav ve yerel marketlerin yaşatılması gereğinin altını çizen Yüksel Tavşan, büyük marketlerin istediği zaman ürün aldığını, istediği zaman almadığını ve üretici ile tüketiciyi mağdur ettiğini ileri sürüyor.
Yüksel Tavşan, Ekonomi Reform Paketi ile gelen mesajları olumlu karşıladıklarını ve belirtilen sistemlerin hayata geçirilmesini beklediklerini, böylece fiyat dalgalanmalarının ortadan kalkacağını, üretici ve tüketicinin önünü göreceğini, üretim ile tüketimin düzene gireceğini kaydediyor.
Enflasyonun düşürülmesiyle ilgili özellikle halkı ilgilendiren temel gıda maddeleri konusunda görüş belirten sektör temsilcileri de yeni düzenlemenin acilen hayata geçirilmesini, daha önceden yeni düzenleme getirilen hal yasasının bugüne cevap veremediğini, zincir marketlerin doğrudan tarladan alıp yüksek fiyattan ürün satmaya devam ettiği sürece piyasanın kontrolünün zor olacağını dile getiriyorlar.
Fiyat artışlarının sebebi belli
Mevcut şartlarda fiyatların halde belirlenmesi gerekirken büyük marketlerin fiyat belirlemesinin ekonomik gerçeklerle de bağdaşmadığının altını çizen temsilciler, sebze-meyve ve temel gıda ürünlerindeki yüksekliğinin asıl sebebinin zincir marketler olduğunu, pazar, manav ve diğer ürün satan yerlerin fiyatlarını marketlere göre belirlediğine dikkat çekiyorlar.
Türkiye’de şu anda 200’e yakın hal olduğu halde, büyük marketler sebebiyle çoğunun devre dışı kaldığına işaret eden temsilciler, bir an önce piyasada güven ortamının oluşturulması gereği üzerine vurgu yapıyorlar.
Tedarik zincirinde bulunan üretici ve kuruluşlar yeni hal yasasını yakından takip ediyor. Bunlardan biri İstanbul Yaş Meyve – Sebze ve Bostan Komisyoncuları Derneği Başkanı Nevzat Dayan. Üretici ve tüketici arasındaki ürün sevkiyatında aracı da denilen komisyoncuların düşük oranlarla üreticiden mal aldığını ve fiyat artışlarında herhangi bir etkilerinin olmadığını iddia eden Dayan, sebze-meyvede fiyat artışlarını yurt dışı girdilerine enerji ve ithalata bağlıyor, yerli üretimin hükümet eliyle desteklenmesi gerektiğini ifade ediyor. Dayan, malın fiyat kazandığı yerin hal olduğunu, küçük üreticiyi koruyan hallerin daha işlevsel hale getirilmesi gerektiğini söylüyor.
Antalya Toptancı Hali Yaş Sebze ve Meyve Komisyoncuları Dernek Başkanı Hasan Ali Yılmaz, market, manav, semt pazarlarındaki fahiş fiyatların sorumlusunun korsan komisyoncu olduğunu belirtiyor. Sektör temsilcileri de Türkiye’de salgın tedbirleri dahilinde yaşanan 17 günlük kapanma sebebiyle yüksek miktarda sebze ve meyvenin elde kaldığını, ürünlerin eritilmesi konusunda desteğe ihtiyaçları olduğunu dile getiriyorlar. Bazı sektör temsilcileri de yasada getirilecek değişikliklerin fiyatları düşürmeyeceğini, aksine artırabileceğini ileri sürüyor. Sektör temsilcileri büyük şehir merkezlerinin içinde kalan hal arsalarının taşınması veya satılması konusunda çıkarılacak yasada hallerin menfaatini koruyacak şekilde düzenleme yapılması gerektiğini kaydediyor.
Ne üretici ne tüketici mutlu
TBMM Tarım Köy İşleri Komisyonu Başkanı Yunus Kılıç da Hal Yasası’nın olmasına karşılık burada bazı alt yapı sorunlarının olduğunu ve bu hususları çare olacak şekilde çözmek için çalıştıklarını belirtiyor. Hal yasası tasarı metninin çözüm olacak şekilde etraflıca çalışılmasının gereğine işaret eden Kılıç, “Hızlı hareket edilmesi gereken bir alan ama hata da yapılmaması lazım. Alt yapı ve fiziki değişiklikleri göz önüne alarak hareket etmek zorundayız. TBMM’ye gelecek yeni tasarının her kesimin onay vereceği bir kanuna dönüşmesi gerekiyor. Bugün neticede ne üreteci ne de tüketici mutlu” diyor.
Tarladan ürün alan market zincirlerin tekele doğru gittiğinin görüldüğünü ve üreticinin markete mahkum hale geldiğinin altını çizen Yunus Kılıç, market zincirlerin de yeni tasarıda hal sistemine dahil edileceğini söylüyor.
Yunus Kılıç’ın ifadesiyle; market zincirleri tarladan ürün alamayacak. Alıcılar satıcılarla direkt temas kuramayacak. Satılamayan ürünü üretici birliği alacak. Hallerin en az yüzde 30’u üretici birliğine ayrılacak. Hale girmeyen mal satılmayacak. Aynı üründe birden fazla komisyoncu olmayacak. Soğutma sistemi olan araçlar teşvik edilecek.
Konuyu değerlendiren Türkiye Perakendeciler Federasyonu Başkanı Mustafa Altunbilek de söz konusu uygulamaların fiyatları aşağı çekeceğini dile getiriyor.
Tasarı yılsonuna kadar TBMM’de
Söz konusu durum gıda sektöründe yeni bir yapılanmayı ve ihtiyaçlara göre yeniden kurgulanmış bir regülasyonu gerektiriyor. Bu yıl sonuna kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) gelmesi öngörülen yeni hal yasa tasarının sorunu büyük ölçüde çözeceği üzerinde duruluyor.
Hal yasası olarak bilinen “5957 sayılı Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun”da yapılacak düzenlemeyle sebze ve meyve ticareti sektöründe köklü dönüşümler yapılacağı tahminleri yapılıyor. Söz konusu yeni kanun kapsamında fırsatçılığın önüne geçilmesi ve hallerin alt yapısının yenilenmesi ve modernizasyonu planlanıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen Mart ayında İstanbul’da “Ekonomi Reform Paketi” başlıklı çalışmayı tanıtırken yaptığı konuşmada, “Gıda bankacılığı sistemini cazip hale getirerek yaygınlaştırıyoruz. Hal yasası ile ilgili çalışmaları da hızla tamamlıyoruz. Gıda Komitesinin politika önerilerini şekillendirebilmesini ve piyasanın etkin çalışabilmesini temin için veri akışını sağlayacak bir erken uyarı sistemi kuruyoruz. Gıda tarafında kayıp ve israfın azaltılması için de harekete geçiyoruz. Tarlada ve hallerde kalan taze meyve ve sebzeleri piyasaya kazandıracak mekanizmalar geliştiriyoruz” sözleri TBMM’ye gelecek tasarının özü şeklinde düşünülüyor.
Yine aynı yasa tasarısıyla genel hatlarıyla sebze-meyve ve temel gıda ürünlerinde yüksek fiyat sorunun çözülmesi için; tarımda envanter ölçekli ve düşük girdi maliyetli üretim, ürünün tarlada kalmamasını sağlayacak uygun tedbirler, pazarda fiyat belirleme dahil üretici ve tüketicinin korunmasına dair kayıt dışılığa müsaade edilmeyecek yeni bir düzenleme ve sıkı kontrol, tedarikte ve stoklamada ürün zâiyatını önleyecek depolama ve ambalajlamayı teşvik edecek yeni uygulamaların hayata geçirileceği tahminleri yapılıyor.