Elif Erüst, 5. kuşak temsilcisi olarak aile mesleğini sürdürüyor. Üniversite eğitimini tamamladıktan sonra tarıma tam zamanlı olarak yönelen Erüst, sera ortamında çiçek, mini kabak, patlıcan gibi ürünlerin yanı sıra yenilebilir çiçek üretimiyle de ilgileniyor.

Toplam 3 bin dönüm arazide üretim yaptıklarını belirten Erüst, “Aileme destek olmak için döndüm. 20 çeşit ürünümüz var. Bunları sera ortamında yetiştiriyoruz. Yeniliklere açık bir işletme yapımız var” dedi.

Yenilikçi yaklaşımlarla üretime farklı bir boyut kazandıran Erüst, kurduğu solucan üretim tesisiyle sürdürülebilir tarıma da katkı sunduklarını belirtti. “Şirketimizden çıkan marul ve yaprak atıklarıyla solucanları besliyoruz. Bu şekilde organik gübre elde ediyor, hem atığı değerlendiriyor hem de üretimimizi destekliyoruz. Bu bizim kendi içimizde oluşturduğumuz bir döngü” ifadelerini kullandı.

En dikkat çeken çalışmalarından biri ise yenilebilir menekşe çiçekleri oldu. Normalde 7 gün olan bu çiçeklerin raf ömrünü 30 güne kadar uzatmayı başaran Erüst, menekşeleri şekil ve renk kaybı olmadan kurutarak piyasaya sunmaya başladı.

“Yenilebilir menekşeler alanında çalışıyorum. Bu menekşelerin raf ömrü normalde bir hafta ama geliştirdiğim yöntemle bunu 30 güne çıkardım. Görünüm ve lezzetini bozmadan saklanabiliyor. Şu an bu ürünleri satışa sunduk” dedi.

Tarımın gençler için sunduğu fırsatlara da değinen Elif Erüst, tarımı sürdürülebilirlik, doğa sevgisi ve girişimcilikle bütünleştirmek gerektiğini vurguladı.

“Hava şartları gibi bazı zorluklar olabilir ama bu meslekten aldığınız tat başka hiçbir yerde yok. Gençlere önerim, doğayla uyumlu çalışmaları, öğrenmeye açık olmaları ve korkmadan üretime atılmaları. Tarım sadece bugünü değil, geleceği de şekillendirir” dedi.

Erüst, tarımın ülkede gıda güvenliği ve sürdürülebilir kalkınma açısından taşıdığı öneme de işaret ederek, bu alana yapılan her yatırımın gelecek için kritik olduğunu kaydetti.

Tarımda yenilikçi ve sürdürülebilir modellerin yaygınlaşması için genç girişimcilerin desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Erüst, kadınların da tarım sektöründe daha aktif rol alması çağrısında bulundu.

Tarım ve Orman İl Müdürü Abduldakir Akkan, merkeze bağlı Kuyulu köyü kırsalındaki hasat sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada, kentin önemli bir tarım şehri olduğunu söyledi.

Bu yılın ilk hasadını gerçekleştirdiklerini ifade eden Akkan, şöyle konuştu:

"İlimiz genelinde bu yıl itibarıyla 300 bin dekarlık alanda arpa ekimi gerçekleştirilmiştir. Geçen yıla kıyasla arpa ekim alanlarında bir azalma söz konusu. İlk kez bu yıl, arpa ekimi yapılan alanlar, buğday ekimi yapılan alanların gerisine düşmüş durumda. Oysa önceki yıllarda arpa ekim oranı daha fazlaydı. Bu yıl itibarıyla Adıyaman'da buğday ekim alanı ise 621 bin dekar seviyesindedir."

Kuraklık dolayısıyla ürünlerde rekolte düşüşlerini yaşadıklarını anlatan Akkan, şöyle devam etti:

"Rekolte açısından baktığımızda, geçen yıl arpa verimi ortalama 450 kilogram civarındaydı. Bu yıl ise ortalama 200 kilogram civarında bir verim bekliyoruz. Ancak yine de bu oran, geçmiş yılların altında kalıyor. Verim düşüşünün başlıca nedenleri arasında 12 Nisan’da yaşanan don olayı, sonrasında meydana gelen dolu yağışı ve en önemlisi de iklimsel değişiklikler yer alıyor. Ne yazık ki Adıyaman bu yıl beklenen yağışı alamadı."

Yumaklı, sosyal medya hesabından, "IPARD III Programı 3. Başvuru Çağrı İlanı"na ilişkin paylaşım yaptı.

Değerlendirmelerin tamamlandığını belirten Yumaklı, "Süt, kırmızı et, kanatlı eti ve yumurta üretimi yapan işletmelerden değerlendirme süreci tamamlanan ve uygun bulunan 329 proje, toplamda 3,6 milyar lira hibe desteği almaya hak kazandı." ifadesini kullandı.

Yumaklı, 329 girişimcinin hayallerine bir adım daha yaklaştığına, projeler tamamlandığında 6 milyar lira tutarındaki yatırımı ülke ekonomisine kazandırmış olacaklarına işaret ederek, şunları kaydetti:

"Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) aracılığıyla sağladığımız bu desteklerle üretimi artırıyor, istihdam sağlıyor, kırsal kalkınmayı destekliyor, AB standartlarında modern yatırımlar hayata geçiriyoruz. Hayvansal üretimimizin gücünü artıracak bu desteklerin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum."

Yumaklı, Uluslararası Tohum Federasyonu (ISF) organizasyonunda, İstanbul Kongre Merkezinde düzenlenen Dünya Tohumculuk Kongresinde yaptığı konuşmada, dünyada son çeyrek yüzyılda yaşanan gelişmeler dikkate alındığında, tarımsal üretimin stratejik öneminin her geçen gün arttığını söyledi.

Tarımsal üretimin stratejik konumunun artmasındaki en önemli nedenlerin başında, sanayi sektörünü, üretimi, ticareti ve küresel tedarik zincirini etkileyen "yeni normal"in geldiğini ifade eden Yumaklı, Kovid-19 salgınıyla başlayan bu sürecin, iklim değişikliği, ekonomik krizler, afetler, bölgesel çatışmalar, savaşlar, siber tehditlerle küresel riskleri önemli derecede artırdığını belirtti.

Yumaklı, bu durumun, dünyanın birçok ülkesinde gıda güvenliği noktasında sorunların yaşanmasına sebep olduğuna dikkati çekerek, bu gelişmelerin küresel anlamda ülkeleri tarımsal üretim konusunda daha milliyetçi davranmaya ittiğini bildirdi.

Tarım alanında ülkelerin üzerinde çalıştığı politikalara bakıldığında 4 konunun ön plana çıktığını ifade eden Yumaklı, "Yeni normalin etkilerine karşı sürdürülebilir üretim, teknoloji ve dijitalleşmenin sektöre entegrasyonu, tarımsal AR-GE faaliyetlerinde verim ve kaliteye odaklanma, aile işletmelerinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması. Bu 4 konu, ihtiyacı karşılamak için gıda arz güvenliğinin sağlanacağı yol haritasını gösteriyor." değerlendirmesinde bulundu.

Yumaklı, Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından yayımlanan rapora göre, 2050 yılına kadar bugünden daha fazla gıdaya ihtiyaç duyulacağının altını çizerek, bütün bu süreçlerin merkezinde, tohumculuk sektörünün yer aldığını belirtti.

- 103 ülkeye tohum ihracatı

Devlet olarak tohumculuk sektörünü desteklediklerini, politikalarında tohumculuğa özel önem gösterdiklerini ifade eden Yumaklı, şöyle devam etti:

"Son 23 yılda, Türkiye'de tohumculuk konusunda faaliyet gösteren firma sayısı 1117'ye çıktı, bu firmaların yüzde 94'ü yerlidir. Sertifikalı tohumluk üretimimizi 9 kat artışla 1 milyon 300 bin tona yükselttik. Sertifikalı fide ve fidan üretimimizi 46 kat artışla, 186 milyon adede yükselttik. Ata Tohumu Projesiyle, 49 yerel çeşidi araştırma enstitülerimiz adına tescil edip, koruma altına aldık. Kuraklığa dayanıklı 79, soğuğa dayanıklı 3 tohumluk çeşidi geliştirdik ve çiftçilerimizin hizmetine sunduk. 2 tohum gen bankamızda, yaklaşık 122 bin tohum materyalini muhafaza ediyoruz. 18 gen bankasında, 107 türe ait, 10 binden fazla canlı örneği koruyoruz. Bütün bunlar bize hem kendi ülkemizin ihtiyaçlarını hem de tedarik ihtiyacı olan ülkelerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere 103 ülkeye tohum ihracatı yapılması sonucunu getirdi. Bugün itibarıyla bu rakamın 340 milyon dolar seviyesine geldiğini belirtmek istiyorum."

Türkiye'nin tarımsal hasıla bakımından ilk 8 ülkeden biri, tarımsal ürün ihracatına konu 8 üründe dünyada ilk 3 ülkeden biri olduğuna vurgu yapan Yumaklı, bu başarıda tohumculuk sektörünün önemli payı olduğunu bildirdi.

Yumaklı, 4. Tarım Orman Şura'sında tohumculuğun ele alınan en önemli konulardan biri olduğuna işaret ederek, "Tohumculuk konusunda 1 çalışma grubunda değil, 8 farklı çalışma grubunda da tohum konusu her yönüyle ele alındı." dedi.

Şura'da yalnızca üretimin artırılmasının ele alınmadığını, tohumculukla ilgili 5 hedef belirlendiğini anlatan Yumaklı, şunları kaydetti:

"Tohum sağlığı analiz ortam ve yöntemlerinin geliştirilmesi, sertifikalı tohumluk üretiminin ve kullanımının artırılması, sertifikasız tohumluk satışının önlenmesi, tohumculuk işletmelerinin aynı zamanda sanayi işletmesi sayılması, yerlilik ve millilik oranları yüksek tohum üretimi. Tohumculukla ilgili 27'si kısa vadeli olmak üzere toplam 48 strateji de belirlendi. Şura kararları, tarımın geleceğini şekillendirecek stratejik bir yolculuğun başlangıcıdır. Bütün dünyada olduğu gibi aslında tohum başlığının ne kadar önemli olduğunu, toplumların da kamuoyunun da çok daha net bir şekilde bilgilendirilmesinin önemli olduğunun altını çiziyorum."

- "Tüm dünya takip ediyor"

Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) Başkanı Yıldıray Gençer de, Türkiye'de tohumculuğun başarı hikayesi yazmaya devam ettiğini belirterek, "100'den fazla ülkeye tohum ihraç eden güçlü bir sektörüz. Tüm dünya da bunu takip ediyor. Kongrenin de başarılı bir şekilde geçmesini temenni ediyorum." dedi.

Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Ömer Güler de, ülkenin tarımsal üretimin yanında coğrafi konumunun da önemli olduğunu belirterek, "Umuyorum ki, kongrede alınan kararlar ülkedeki bütün sektörlerin önünü aydınlatacaktır." ifadesini kullandı.

Birlikten yapılan açıklamaya göre, Marmarabirlik'in yeni yönetim kurulu üyeleriyle ilk yönetim kurulu toplantısı gerçekleştirildi.

Toplantıda, 2024-2025 ürün alım kampanyasına ait yüzde 5 oranındaki fiyat farkları ve kalan tüm alacakları kapsayan 190 milyon liralık ödemenin 30 Mayıs'ta gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Ali Yıldız, yeni yönetim kurulu olarak, üretici ortakların ve birliğin menfaatlerine odaklandıklarını bildirdi.

Merkezinde üretici ortakların ve ürünlerin bulunduğu inovatif projeler üzerinde çalıştıklarını belirten Yıldız, şunları kaydetti:

"Çok yakın zamanda Marmarabirlik'in kısa, orta, uzun vadeli hedef ve aksiyon planlarının bulunduğu yol haritasını kamuoyu ile paylaşacağız. Katma değeri yüksek ürünleri üretmeye yönelik AR-GE çalışmaları ve ihracat hamlelerimizle yeni atılımlar planlıyoruz. Marmarabirlik olarak tüm ekibimiz ve yeni yönetim mantalitemiz ile yukarı yönlü ivmeyi artırmış bulunuyoruz."

Karar,, 1 Ocak'tan geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi.

Haşhaş kapsülü ve tohumu alım-satımında uygulanacak yöntem ve kurallar, artık Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından belirlenecek.

Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile “Haşhaş Kapsülü ve Tohumu Alımı ve Satımı Hakkında Karar”da değişiklik yapıldı.

Yeni düzenlemeye göre, haşhaş tohumunun alımı ve satımıyla ilgili fiyat ve miktar, TMO tarafından Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak belirlenecek. Alım ve satım dönemlerinde izlenecek yöntem ve esaslar da TMO tarafından tespit edilecek.

Kararla birlikte, daha önce “Görev zararı ve hesaplama yöntemi” olarak yer alan başlık, “Görevlendirme bedeli ve hesaplama yöntemi” şeklinde değiştirildi.

TMO tarafından haşhaş kapsülü ve kapsülden elde edilen morfin ve türevlerinin ihracatı ile haşhaş tohumunun üretim, dağıtım ve satışından doğabilecek zararlar görevlendirme bedeli sayılacak. Bu zararlar Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından karşılanacak.

Söz konusu karar, 1 Ocak'tan geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi.

Işık, çocukluk yıllarından beri Adana'da tarımın içinde olduğunu dile getirerek, sektörde çalışmaya devam etmek istediği için ziraat mühendisi olduğunu söyledi.

Çukurova'da üretim yaptıklarına işaret eden Işık, "13 farklı tarla ve bahçe ürünleri yetiştiriyoruz. Tarla ürünlerimizden patates, soğan, ayçiçeği gibi ürünler var. Bahçe bitkilerindeyse nar, narenciye ve zeytin üretimimiz bulunuyor." dedi.

- "Toprağa saygılıyız"

Işık, tarım sektöründe çalışmak istemesinin en büyük nedeninin köyde büyümesi olduğuna dikkati çekerek, "Tamamen toprakla iç içe doğup büyüdüm. Üretim yapmak çok güzel. Çukurova'nın bereketli topraklarında biz ne ekersek toprak bize karşılığını veriyor. Toprağa saygılı bir şekilde üretim yapıyoruz." diye konuştu.

Kırsal alanda birçok yatırım seçeneği olduğunu belirten Işık, şunları kaydetti:

"Kırsal kalkınma hibeleri mevcut. Bunları almak hem gönülden hem de maddi olarak bizi teşvik ediyor. Benim gözbebeğim olan zeytinde hibelerden yararlanarak zeytinyağı tesisi kurduk. Zeytinlerimizi katma değerli hale getirdik. Kendi markamızla satışını yapıyoruz. Saha sorumlusu olarak çalışıyorum. Köyümüzde 15 kişilik istihdam sağladık."

- "En büyük hayalim tarımsal üretimimizi daha da kıymetlendirmek"

Işık, tarıma dair çok büyük hayalleri olduğunu dile getirerek, "Ülkemizde tarımsal üretimimizi daha kıymetli hale getirmek benim en büyük hayalim. Ben de kendi çiftliğimde zeytine katma değer katıyorum. Bu ürünümü hem yurt içinde hem yurt dışı pazarlarına satışını gerçekleştirmek ve ürettiğim bütün ürünleri tarladan tüketiciye aracısız olarak ulaştırmak istiyorum." ifadelerini kullandı.

Tarımın gelecekte daha da değerli hale geleceğine işaret eden Işık, gençlerin bu sektöre adım atmalarının ülkenin bereketli topraklarının daha iyi işlenmesi için büyük avantaj olacağını sözlerine ekledi.

Tarım ve Orman İl Müdürü Abduldakir Akkan, merkeze bağlı Kuyulu köyü kırsalındaki hasat sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada, kentin önemli bir tarım şehri olduğunu söyledi.

Bu yılın ilk hasadını gerçekleştirdiklerini ifade eden Akkan, şöyle konuştu:

"İlimiz genelinde bu yıl itibarıyla 300 bin dekarlık alanda arpa ekimi gerçekleştirilmiştir. Geçen yıla kıyasla arpa ekim alanlarında bir azalma söz konusu. İlk kez bu yıl, arpa ekimi yapılan alanlar, buğday ekimi yapılan alanların gerisine düşmüş durumda. Oysa önceki yıllarda arpa ekim oranı daha fazlaydı. Bu yıl itibarıyla Adıyaman'da buğday ekim alanı ise 621 bin dekar seviyesindedir."

Kuraklık dolayısıyla ürünlerde rekolte düşüşlerini yaşadıklarını anlatan Akkan, şöyle devam etti:

"Rekolte açısından baktığımızda, geçen yıl arpa verimi ortalama 450 kilogram civarındaydı. Bu yıl ise ortalama 200 kilogram civarında bir verim bekliyoruz. Ancak yine de bu oran, geçmiş yılların altında kalıyor. Verim düşüşünün başlıca nedenleri arasında 12 Nisan’da yaşanan don olayı, sonrasında meydana gelen dolu yağışı ve en önemlisi de iklimsel değişiklikler yer alıyor. Ne yazık ki Adıyaman bu yıl beklenen yağışı alamadı."

Yumaklı, sosyal medya hesabından, "IPARD III Programı 3. Başvuru Çağrı İlanı"na ilişkin paylaşım yaptı.

Değerlendirmelerin tamamlandığını belirten Yumaklı, "Süt, kırmızı et, kanatlı eti ve yumurta üretimi yapan işletmelerden değerlendirme süreci tamamlanan ve uygun bulunan 329 proje, toplamda 3,6 milyar lira hibe desteği almaya hak kazandı." ifadesini kullandı.

Yumaklı, 329 girişimcinin hayallerine bir adım daha yaklaştığına, projeler tamamlandığında 6 milyar lira tutarındaki yatırımı ülke ekonomisine kazandırmış olacaklarına işaret ederek, şunları kaydetti:

"Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) aracılığıyla sağladığımız bu desteklerle üretimi artırıyor, istihdam sağlıyor, kırsal kalkınmayı destekliyor, AB standartlarında modern yatırımlar hayata geçiriyoruz. Hayvansal üretimimizin gücünü artıracak bu desteklerin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum."

Yumaklı, Uluslararası Tohum Federasyonu (ISF) organizasyonunda, İstanbul Kongre Merkezinde düzenlenen Dünya Tohumculuk Kongresinde yaptığı konuşmada, dünyada son çeyrek yüzyılda yaşanan gelişmeler dikkate alındığında, tarımsal üretimin stratejik öneminin her geçen gün arttığını söyledi.

Tarımsal üretimin stratejik konumunun artmasındaki en önemli nedenlerin başında, sanayi sektörünü, üretimi, ticareti ve küresel tedarik zincirini etkileyen "yeni normal"in geldiğini ifade eden Yumaklı, Kovid-19 salgınıyla başlayan bu sürecin, iklim değişikliği, ekonomik krizler, afetler, bölgesel çatışmalar, savaşlar, siber tehditlerle küresel riskleri önemli derecede artırdığını belirtti.

Yumaklı, bu durumun, dünyanın birçok ülkesinde gıda güvenliği noktasında sorunların yaşanmasına sebep olduğuna dikkati çekerek, bu gelişmelerin küresel anlamda ülkeleri tarımsal üretim konusunda daha milliyetçi davranmaya ittiğini bildirdi.

Tarım alanında ülkelerin üzerinde çalıştığı politikalara bakıldığında 4 konunun ön plana çıktığını ifade eden Yumaklı, "Yeni normalin etkilerine karşı sürdürülebilir üretim, teknoloji ve dijitalleşmenin sektöre entegrasyonu, tarımsal AR-GE faaliyetlerinde verim ve kaliteye odaklanma, aile işletmelerinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması. Bu 4 konu, ihtiyacı karşılamak için gıda arz güvenliğinin sağlanacağı yol haritasını gösteriyor." değerlendirmesinde bulundu.

Yumaklı, Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından yayımlanan rapora göre, 2050 yılına kadar bugünden daha fazla gıdaya ihtiyaç duyulacağının altını çizerek, bütün bu süreçlerin merkezinde, tohumculuk sektörünün yer aldığını belirtti.

- 103 ülkeye tohum ihracatı

Devlet olarak tohumculuk sektörünü desteklediklerini, politikalarında tohumculuğa özel önem gösterdiklerini ifade eden Yumaklı, şöyle devam etti:

"Son 23 yılda, Türkiye'de tohumculuk konusunda faaliyet gösteren firma sayısı 1117'ye çıktı, bu firmaların yüzde 94'ü yerlidir. Sertifikalı tohumluk üretimimizi 9 kat artışla 1 milyon 300 bin tona yükselttik. Sertifikalı fide ve fidan üretimimizi 46 kat artışla, 186 milyon adede yükselttik. Ata Tohumu Projesiyle, 49 yerel çeşidi araştırma enstitülerimiz adına tescil edip, koruma altına aldık. Kuraklığa dayanıklı 79, soğuğa dayanıklı 3 tohumluk çeşidi geliştirdik ve çiftçilerimizin hizmetine sunduk. 2 tohum gen bankamızda, yaklaşık 122 bin tohum materyalini muhafaza ediyoruz. 18 gen bankasında, 107 türe ait, 10 binden fazla canlı örneği koruyoruz. Bütün bunlar bize hem kendi ülkemizin ihtiyaçlarını hem de tedarik ihtiyacı olan ülkelerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere 103 ülkeye tohum ihracatı yapılması sonucunu getirdi. Bugün itibarıyla bu rakamın 340 milyon dolar seviyesine geldiğini belirtmek istiyorum."

Türkiye'nin tarımsal hasıla bakımından ilk 8 ülkeden biri, tarımsal ürün ihracatına konu 8 üründe dünyada ilk 3 ülkeden biri olduğuna vurgu yapan Yumaklı, bu başarıda tohumculuk sektörünün önemli payı olduğunu bildirdi.

Yumaklı, 4. Tarım Orman Şura'sında tohumculuğun ele alınan en önemli konulardan biri olduğuna işaret ederek, "Tohumculuk konusunda 1 çalışma grubunda değil, 8 farklı çalışma grubunda da tohum konusu her yönüyle ele alındı." dedi.

Şura'da yalnızca üretimin artırılmasının ele alınmadığını, tohumculukla ilgili 5 hedef belirlendiğini anlatan Yumaklı, şunları kaydetti:

"Tohum sağlığı analiz ortam ve yöntemlerinin geliştirilmesi, sertifikalı tohumluk üretiminin ve kullanımının artırılması, sertifikasız tohumluk satışının önlenmesi, tohumculuk işletmelerinin aynı zamanda sanayi işletmesi sayılması, yerlilik ve millilik oranları yüksek tohum üretimi. Tohumculukla ilgili 27'si kısa vadeli olmak üzere toplam 48 strateji de belirlendi. Şura kararları, tarımın geleceğini şekillendirecek stratejik bir yolculuğun başlangıcıdır. Bütün dünyada olduğu gibi aslında tohum başlığının ne kadar önemli olduğunu, toplumların da kamuoyunun da çok daha net bir şekilde bilgilendirilmesinin önemli olduğunun altını çiziyorum."

- "Tüm dünya takip ediyor"

Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) Başkanı Yıldıray Gençer de, Türkiye'de tohumculuğun başarı hikayesi yazmaya devam ettiğini belirterek, "100'den fazla ülkeye tohum ihraç eden güçlü bir sektörüz. Tüm dünya da bunu takip ediyor. Kongrenin de başarılı bir şekilde geçmesini temenni ediyorum." dedi.

Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Ömer Güler de, ülkenin tarımsal üretimin yanında coğrafi konumunun da önemli olduğunu belirterek, "Umuyorum ki, kongrede alınan kararlar ülkedeki bütün sektörlerin önünü aydınlatacaktır." ifadesini kullandı.

Birlikten yapılan açıklamaya göre, Marmarabirlik'in yeni yönetim kurulu üyeleriyle ilk yönetim kurulu toplantısı gerçekleştirildi.

Toplantıda, 2024-2025 ürün alım kampanyasına ait yüzde 5 oranındaki fiyat farkları ve kalan tüm alacakları kapsayan 190 milyon liralık ödemenin 30 Mayıs'ta gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Ali Yıldız, yeni yönetim kurulu olarak, üretici ortakların ve birliğin menfaatlerine odaklandıklarını bildirdi.

Merkezinde üretici ortakların ve ürünlerin bulunduğu inovatif projeler üzerinde çalıştıklarını belirten Yıldız, şunları kaydetti:

"Çok yakın zamanda Marmarabirlik'in kısa, orta, uzun vadeli hedef ve aksiyon planlarının bulunduğu yol haritasını kamuoyu ile paylaşacağız. Katma değeri yüksek ürünleri üretmeye yönelik AR-GE çalışmaları ve ihracat hamlelerimizle yeni atılımlar planlıyoruz. Marmarabirlik olarak tüm ekibimiz ve yeni yönetim mantalitemiz ile yukarı yönlü ivmeyi artırmış bulunuyoruz."

Karar,, 1 Ocak'tan geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi.

Haşhaş kapsülü ve tohumu alım-satımında uygulanacak yöntem ve kurallar, artık Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından belirlenecek.

Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile “Haşhaş Kapsülü ve Tohumu Alımı ve Satımı Hakkında Karar”da değişiklik yapıldı.

Yeni düzenlemeye göre, haşhaş tohumunun alımı ve satımıyla ilgili fiyat ve miktar, TMO tarafından Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak belirlenecek. Alım ve satım dönemlerinde izlenecek yöntem ve esaslar da TMO tarafından tespit edilecek.

Kararla birlikte, daha önce “Görev zararı ve hesaplama yöntemi” olarak yer alan başlık, “Görevlendirme bedeli ve hesaplama yöntemi” şeklinde değiştirildi.

TMO tarafından haşhaş kapsülü ve kapsülden elde edilen morfin ve türevlerinin ihracatı ile haşhaş tohumunun üretim, dağıtım ve satışından doğabilecek zararlar görevlendirme bedeli sayılacak. Bu zararlar Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından karşılanacak.

Söz konusu karar, 1 Ocak'tan geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi.

Işık, çocukluk yıllarından beri Adana'da tarımın içinde olduğunu dile getirerek, sektörde çalışmaya devam etmek istediği için ziraat mühendisi olduğunu söyledi.

Çukurova'da üretim yaptıklarına işaret eden Işık, "13 farklı tarla ve bahçe ürünleri yetiştiriyoruz. Tarla ürünlerimizden patates, soğan, ayçiçeği gibi ürünler var. Bahçe bitkilerindeyse nar, narenciye ve zeytin üretimimiz bulunuyor." dedi.

- "Toprağa saygılıyız"

Işık, tarım sektöründe çalışmak istemesinin en büyük nedeninin köyde büyümesi olduğuna dikkati çekerek, "Tamamen toprakla iç içe doğup büyüdüm. Üretim yapmak çok güzel. Çukurova'nın bereketli topraklarında biz ne ekersek toprak bize karşılığını veriyor. Toprağa saygılı bir şekilde üretim yapıyoruz." diye konuştu.

Kırsal alanda birçok yatırım seçeneği olduğunu belirten Işık, şunları kaydetti:

"Kırsal kalkınma hibeleri mevcut. Bunları almak hem gönülden hem de maddi olarak bizi teşvik ediyor. Benim gözbebeğim olan zeytinde hibelerden yararlanarak zeytinyağı tesisi kurduk. Zeytinlerimizi katma değerli hale getirdik. Kendi markamızla satışını yapıyoruz. Saha sorumlusu olarak çalışıyorum. Köyümüzde 15 kişilik istihdam sağladık."

- "En büyük hayalim tarımsal üretimimizi daha da kıymetlendirmek"

Işık, tarıma dair çok büyük hayalleri olduğunu dile getirerek, "Ülkemizde tarımsal üretimimizi daha kıymetli hale getirmek benim en büyük hayalim. Ben de kendi çiftliğimde zeytine katma değer katıyorum. Bu ürünümü hem yurt içinde hem yurt dışı pazarlarına satışını gerçekleştirmek ve ürettiğim bütün ürünleri tarladan tüketiciye aracısız olarak ulaştırmak istiyorum." ifadelerini kullandı.

Tarımın gelecekte daha da değerli hale geleceğine işaret eden Işık, gençlerin bu sektöre adım atmalarının ülkenin bereketli topraklarının daha iyi işlenmesi için büyük avantaj olacağını sözlerine ekledi.

Tarım ve Orman İl Müdürü Abduldakir Akkan, merkeze bağlı Kuyulu köyü kırsalındaki hasat sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada, kentin önemli bir tarım şehri olduğunu söyledi.

Bu yılın ilk hasadını gerçekleştirdiklerini ifade eden Akkan, şöyle konuştu:

"İlimiz genelinde bu yıl itibarıyla 300 bin dekarlık alanda arpa ekimi gerçekleştirilmiştir. Geçen yıla kıyasla arpa ekim alanlarında bir azalma söz konusu. İlk kez bu yıl, arpa ekimi yapılan alanlar, buğday ekimi yapılan alanların gerisine düşmüş durumda. Oysa önceki yıllarda arpa ekim oranı daha fazlaydı. Bu yıl itibarıyla Adıyaman'da buğday ekim alanı ise 621 bin dekar seviyesindedir."

Kuraklık dolayısıyla ürünlerde rekolte düşüşlerini yaşadıklarını anlatan Akkan, şöyle devam etti:

"Rekolte açısından baktığımızda, geçen yıl arpa verimi ortalama 450 kilogram civarındaydı. Bu yıl ise ortalama 200 kilogram civarında bir verim bekliyoruz. Ancak yine de bu oran, geçmiş yılların altında kalıyor. Verim düşüşünün başlıca nedenleri arasında 12 Nisan’da yaşanan don olayı, sonrasında meydana gelen dolu yağışı ve en önemlisi de iklimsel değişiklikler yer alıyor. Ne yazık ki Adıyaman bu yıl beklenen yağışı alamadı."

Yumaklı, sosyal medya hesabından, "IPARD III Programı 3. Başvuru Çağrı İlanı"na ilişkin paylaşım yaptı.

Değerlendirmelerin tamamlandığını belirten Yumaklı, "Süt, kırmızı et, kanatlı eti ve yumurta üretimi yapan işletmelerden değerlendirme süreci tamamlanan ve uygun bulunan 329 proje, toplamda 3,6 milyar lira hibe desteği almaya hak kazandı." ifadesini kullandı.

Yumaklı, 329 girişimcinin hayallerine bir adım daha yaklaştığına, projeler tamamlandığında 6 milyar lira tutarındaki yatırımı ülke ekonomisine kazandırmış olacaklarına işaret ederek, şunları kaydetti:

"Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) aracılığıyla sağladığımız bu desteklerle üretimi artırıyor, istihdam sağlıyor, kırsal kalkınmayı destekliyor, AB standartlarında modern yatırımlar hayata geçiriyoruz. Hayvansal üretimimizin gücünü artıracak bu desteklerin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum."

Yumaklı, Uluslararası Tohum Federasyonu (ISF) organizasyonunda, İstanbul Kongre Merkezinde düzenlenen Dünya Tohumculuk Kongresinde yaptığı konuşmada, dünyada son çeyrek yüzyılda yaşanan gelişmeler dikkate alındığında, tarımsal üretimin stratejik öneminin her geçen gün arttığını söyledi.

Tarımsal üretimin stratejik konumunun artmasındaki en önemli nedenlerin başında, sanayi sektörünü, üretimi, ticareti ve küresel tedarik zincirini etkileyen "yeni normal"in geldiğini ifade eden Yumaklı, Kovid-19 salgınıyla başlayan bu sürecin, iklim değişikliği, ekonomik krizler, afetler, bölgesel çatışmalar, savaşlar, siber tehditlerle küresel riskleri önemli derecede artırdığını belirtti.

Yumaklı, bu durumun, dünyanın birçok ülkesinde gıda güvenliği noktasında sorunların yaşanmasına sebep olduğuna dikkati çekerek, bu gelişmelerin küresel anlamda ülkeleri tarımsal üretim konusunda daha milliyetçi davranmaya ittiğini bildirdi.

Tarım alanında ülkelerin üzerinde çalıştığı politikalara bakıldığında 4 konunun ön plana çıktığını ifade eden Yumaklı, "Yeni normalin etkilerine karşı sürdürülebilir üretim, teknoloji ve dijitalleşmenin sektöre entegrasyonu, tarımsal AR-GE faaliyetlerinde verim ve kaliteye odaklanma, aile işletmelerinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması. Bu 4 konu, ihtiyacı karşılamak için gıda arz güvenliğinin sağlanacağı yol haritasını gösteriyor." değerlendirmesinde bulundu.

Yumaklı, Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından yayımlanan rapora göre, 2050 yılına kadar bugünden daha fazla gıdaya ihtiyaç duyulacağının altını çizerek, bütün bu süreçlerin merkezinde, tohumculuk sektörünün yer aldığını belirtti.

- 103 ülkeye tohum ihracatı

Devlet olarak tohumculuk sektörünü desteklediklerini, politikalarında tohumculuğa özel önem gösterdiklerini ifade eden Yumaklı, şöyle devam etti:

"Son 23 yılda, Türkiye'de tohumculuk konusunda faaliyet gösteren firma sayısı 1117'ye çıktı, bu firmaların yüzde 94'ü yerlidir. Sertifikalı tohumluk üretimimizi 9 kat artışla 1 milyon 300 bin tona yükselttik. Sertifikalı fide ve fidan üretimimizi 46 kat artışla, 186 milyon adede yükselttik. Ata Tohumu Projesiyle, 49 yerel çeşidi araştırma enstitülerimiz adına tescil edip, koruma altına aldık. Kuraklığa dayanıklı 79, soğuğa dayanıklı 3 tohumluk çeşidi geliştirdik ve çiftçilerimizin hizmetine sunduk. 2 tohum gen bankamızda, yaklaşık 122 bin tohum materyalini muhafaza ediyoruz. 18 gen bankasında, 107 türe ait, 10 binden fazla canlı örneği koruyoruz. Bütün bunlar bize hem kendi ülkemizin ihtiyaçlarını hem de tedarik ihtiyacı olan ülkelerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere 103 ülkeye tohum ihracatı yapılması sonucunu getirdi. Bugün itibarıyla bu rakamın 340 milyon dolar seviyesine geldiğini belirtmek istiyorum."

Türkiye'nin tarımsal hasıla bakımından ilk 8 ülkeden biri, tarımsal ürün ihracatına konu 8 üründe dünyada ilk 3 ülkeden biri olduğuna vurgu yapan Yumaklı, bu başarıda tohumculuk sektörünün önemli payı olduğunu bildirdi.

Yumaklı, 4. Tarım Orman Şura'sında tohumculuğun ele alınan en önemli konulardan biri olduğuna işaret ederek, "Tohumculuk konusunda 1 çalışma grubunda değil, 8 farklı çalışma grubunda da tohum konusu her yönüyle ele alındı." dedi.

Şura'da yalnızca üretimin artırılmasının ele alınmadığını, tohumculukla ilgili 5 hedef belirlendiğini anlatan Yumaklı, şunları kaydetti:

"Tohum sağlığı analiz ortam ve yöntemlerinin geliştirilmesi, sertifikalı tohumluk üretiminin ve kullanımının artırılması, sertifikasız tohumluk satışının önlenmesi, tohumculuk işletmelerinin aynı zamanda sanayi işletmesi sayılması, yerlilik ve millilik oranları yüksek tohum üretimi. Tohumculukla ilgili 27'si kısa vadeli olmak üzere toplam 48 strateji de belirlendi. Şura kararları, tarımın geleceğini şekillendirecek stratejik bir yolculuğun başlangıcıdır. Bütün dünyada olduğu gibi aslında tohum başlığının ne kadar önemli olduğunu, toplumların da kamuoyunun da çok daha net bir şekilde bilgilendirilmesinin önemli olduğunun altını çiziyorum."

- "Tüm dünya takip ediyor"

Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) Başkanı Yıldıray Gençer de, Türkiye'de tohumculuğun başarı hikayesi yazmaya devam ettiğini belirterek, "100'den fazla ülkeye tohum ihraç eden güçlü bir sektörüz. Tüm dünya da bunu takip ediyor. Kongrenin de başarılı bir şekilde geçmesini temenni ediyorum." dedi.

Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Ömer Güler de, ülkenin tarımsal üretimin yanında coğrafi konumunun da önemli olduğunu belirterek, "Umuyorum ki, kongrede alınan kararlar ülkedeki bütün sektörlerin önünü aydınlatacaktır." ifadesini kullandı.

Birlikten yapılan açıklamaya göre, Marmarabirlik'in yeni yönetim kurulu üyeleriyle ilk yönetim kurulu toplantısı gerçekleştirildi.

Toplantıda, 2024-2025 ürün alım kampanyasına ait yüzde 5 oranındaki fiyat farkları ve kalan tüm alacakları kapsayan 190 milyon liralık ödemenin 30 Mayıs'ta gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Ali Yıldız, yeni yönetim kurulu olarak, üretici ortakların ve birliğin menfaatlerine odaklandıklarını bildirdi.

Merkezinde üretici ortakların ve ürünlerin bulunduğu inovatif projeler üzerinde çalıştıklarını belirten Yıldız, şunları kaydetti:

"Çok yakın zamanda Marmarabirlik'in kısa, orta, uzun vadeli hedef ve aksiyon planlarının bulunduğu yol haritasını kamuoyu ile paylaşacağız. Katma değeri yüksek ürünleri üretmeye yönelik AR-GE çalışmaları ve ihracat hamlelerimizle yeni atılımlar planlıyoruz. Marmarabirlik olarak tüm ekibimiz ve yeni yönetim mantalitemiz ile yukarı yönlü ivmeyi artırmış bulunuyoruz."

Karar,, 1 Ocak'tan geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi.

Haşhaş kapsülü ve tohumu alım-satımında uygulanacak yöntem ve kurallar, artık Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından belirlenecek.

Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile “Haşhaş Kapsülü ve Tohumu Alımı ve Satımı Hakkında Karar”da değişiklik yapıldı.

Yeni düzenlemeye göre, haşhaş tohumunun alımı ve satımıyla ilgili fiyat ve miktar, TMO tarafından Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak belirlenecek. Alım ve satım dönemlerinde izlenecek yöntem ve esaslar da TMO tarafından tespit edilecek.

Kararla birlikte, daha önce “Görev zararı ve hesaplama yöntemi” olarak yer alan başlık, “Görevlendirme bedeli ve hesaplama yöntemi” şeklinde değiştirildi.

TMO tarafından haşhaş kapsülü ve kapsülden elde edilen morfin ve türevlerinin ihracatı ile haşhaş tohumunun üretim, dağıtım ve satışından doğabilecek zararlar görevlendirme bedeli sayılacak. Bu zararlar Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından karşılanacak.

Söz konusu karar, 1 Ocak'tan geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi.

Işık, çocukluk yıllarından beri Adana'da tarımın içinde olduğunu dile getirerek, sektörde çalışmaya devam etmek istediği için ziraat mühendisi olduğunu söyledi.

Çukurova'da üretim yaptıklarına işaret eden Işık, "13 farklı tarla ve bahçe ürünleri yetiştiriyoruz. Tarla ürünlerimizden patates, soğan, ayçiçeği gibi ürünler var. Bahçe bitkilerindeyse nar, narenciye ve zeytin üretimimiz bulunuyor." dedi.

- "Toprağa saygılıyız"

Işık, tarım sektöründe çalışmak istemesinin en büyük nedeninin köyde büyümesi olduğuna dikkati çekerek, "Tamamen toprakla iç içe doğup büyüdüm. Üretim yapmak çok güzel. Çukurova'nın bereketli topraklarında biz ne ekersek toprak bize karşılığını veriyor. Toprağa saygılı bir şekilde üretim yapıyoruz." diye konuştu.

Kırsal alanda birçok yatırım seçeneği olduğunu belirten Işık, şunları kaydetti:

"Kırsal kalkınma hibeleri mevcut. Bunları almak hem gönülden hem de maddi olarak bizi teşvik ediyor. Benim gözbebeğim olan zeytinde hibelerden yararlanarak zeytinyağı tesisi kurduk. Zeytinlerimizi katma değerli hale getirdik. Kendi markamızla satışını yapıyoruz. Saha sorumlusu olarak çalışıyorum. Köyümüzde 15 kişilik istihdam sağladık."

- "En büyük hayalim tarımsal üretimimizi daha da kıymetlendirmek"

Işık, tarıma dair çok büyük hayalleri olduğunu dile getirerek, "Ülkemizde tarımsal üretimimizi daha kıymetli hale getirmek benim en büyük hayalim. Ben de kendi çiftliğimde zeytine katma değer katıyorum. Bu ürünümü hem yurt içinde hem yurt dışı pazarlarına satışını gerçekleştirmek ve ürettiğim bütün ürünleri tarladan tüketiciye aracısız olarak ulaştırmak istiyorum." ifadelerini kullandı.

Tarımın gelecekte daha da değerli hale geleceğine işaret eden Işık, gençlerin bu sektöre adım atmalarının ülkenin bereketli topraklarının daha iyi işlenmesi için büyük avantaj olacağını sözlerine ekledi.

Tarım ve Orman İl Müdürü Abduldakir Akkan, merkeze bağlı Kuyulu köyü kırsalındaki hasat sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada, kentin önemli bir tarım şehri olduğunu söyledi.

Bu yılın ilk hasadını gerçekleştirdiklerini ifade eden Akkan, şöyle konuştu:

"İlimiz genelinde bu yıl itibarıyla 300 bin dekarlık alanda arpa ekimi gerçekleştirilmiştir. Geçen yıla kıyasla arpa ekim alanlarında bir azalma söz konusu. İlk kez bu yıl, arpa ekimi yapılan alanlar, buğday ekimi yapılan alanların gerisine düşmüş durumda. Oysa önceki yıllarda arpa ekim oranı daha fazlaydı. Bu yıl itibarıyla Adıyaman'da buğday ekim alanı ise 621 bin dekar seviyesindedir."

Kuraklık dolayısıyla ürünlerde rekolte düşüşlerini yaşadıklarını anlatan Akkan, şöyle devam etti:

"Rekolte açısından baktığımızda, geçen yıl arpa verimi ortalama 450 kilogram civarındaydı. Bu yıl ise ortalama 200 kilogram civarında bir verim bekliyoruz. Ancak yine de bu oran, geçmiş yılların altında kalıyor. Verim düşüşünün başlıca nedenleri arasında 12 Nisan’da yaşanan don olayı, sonrasında meydana gelen dolu yağışı ve en önemlisi de iklimsel değişiklikler yer alıyor. Ne yazık ki Adıyaman bu yıl beklenen yağışı alamadı."

Yumaklı, sosyal medya hesabından, "IPARD III Programı 3. Başvuru Çağrı İlanı"na ilişkin paylaşım yaptı.

Değerlendirmelerin tamamlandığını belirten Yumaklı, "Süt, kırmızı et, kanatlı eti ve yumurta üretimi yapan işletmelerden değerlendirme süreci tamamlanan ve uygun bulunan 329 proje, toplamda 3,6 milyar lira hibe desteği almaya hak kazandı." ifadesini kullandı.

Yumaklı, 329 girişimcinin hayallerine bir adım daha yaklaştığına, projeler tamamlandığında 6 milyar lira tutarındaki yatırımı ülke ekonomisine kazandırmış olacaklarına işaret ederek, şunları kaydetti:

"Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) aracılığıyla sağladığımız bu desteklerle üretimi artırıyor, istihdam sağlıyor, kırsal kalkınmayı destekliyor, AB standartlarında modern yatırımlar hayata geçiriyoruz. Hayvansal üretimimizin gücünü artıracak bu desteklerin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum."

Yumaklı, Uluslararası Tohum Federasyonu (ISF) organizasyonunda, İstanbul Kongre Merkezinde düzenlenen Dünya Tohumculuk Kongresinde yaptığı konuşmada, dünyada son çeyrek yüzyılda yaşanan gelişmeler dikkate alındığında, tarımsal üretimin stratejik öneminin her geçen gün arttığını söyledi.

Tarımsal üretimin stratejik konumunun artmasındaki en önemli nedenlerin başında, sanayi sektörünü, üretimi, ticareti ve küresel tedarik zincirini etkileyen "yeni normal"in geldiğini ifade eden Yumaklı, Kovid-19 salgınıyla başlayan bu sürecin, iklim değişikliği, ekonomik krizler, afetler, bölgesel çatışmalar, savaşlar, siber tehditlerle küresel riskleri önemli derecede artırdığını belirtti.

Yumaklı, bu durumun, dünyanın birçok ülkesinde gıda güvenliği noktasında sorunların yaşanmasına sebep olduğuna dikkati çekerek, bu gelişmelerin küresel anlamda ülkeleri tarımsal üretim konusunda daha milliyetçi davranmaya ittiğini bildirdi.

Tarım alanında ülkelerin üzerinde çalıştığı politikalara bakıldığında 4 konunun ön plana çıktığını ifade eden Yumaklı, "Yeni normalin etkilerine karşı sürdürülebilir üretim, teknoloji ve dijitalleşmenin sektöre entegrasyonu, tarımsal AR-GE faaliyetlerinde verim ve kaliteye odaklanma, aile işletmelerinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması. Bu 4 konu, ihtiyacı karşılamak için gıda arz güvenliğinin sağlanacağı yol haritasını gösteriyor." değerlendirmesinde bulundu.

Yumaklı, Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından yayımlanan rapora göre, 2050 yılına kadar bugünden daha fazla gıdaya ihtiyaç duyulacağının altını çizerek, bütün bu süreçlerin merkezinde, tohumculuk sektörünün yer aldığını belirtti.

- 103 ülkeye tohum ihracatı

Devlet olarak tohumculuk sektörünü desteklediklerini, politikalarında tohumculuğa özel önem gösterdiklerini ifade eden Yumaklı, şöyle devam etti:

"Son 23 yılda, Türkiye'de tohumculuk konusunda faaliyet gösteren firma sayısı 1117'ye çıktı, bu firmaların yüzde 94'ü yerlidir. Sertifikalı tohumluk üretimimizi 9 kat artışla 1 milyon 300 bin tona yükselttik. Sertifikalı fide ve fidan üretimimizi 46 kat artışla, 186 milyon adede yükselttik. Ata Tohumu Projesiyle, 49 yerel çeşidi araştırma enstitülerimiz adına tescil edip, koruma altına aldık. Kuraklığa dayanıklı 79, soğuğa dayanıklı 3 tohumluk çeşidi geliştirdik ve çiftçilerimizin hizmetine sunduk. 2 tohum gen bankamızda, yaklaşık 122 bin tohum materyalini muhafaza ediyoruz. 18 gen bankasında, 107 türe ait, 10 binden fazla canlı örneği koruyoruz. Bütün bunlar bize hem kendi ülkemizin ihtiyaçlarını hem de tedarik ihtiyacı olan ülkelerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere 103 ülkeye tohum ihracatı yapılması sonucunu getirdi. Bugün itibarıyla bu rakamın 340 milyon dolar seviyesine geldiğini belirtmek istiyorum."

Türkiye'nin tarımsal hasıla bakımından ilk 8 ülkeden biri, tarımsal ürün ihracatına konu 8 üründe dünyada ilk 3 ülkeden biri olduğuna vurgu yapan Yumaklı, bu başarıda tohumculuk sektörünün önemli payı olduğunu bildirdi.

Yumaklı, 4. Tarım Orman Şura'sında tohumculuğun ele alınan en önemli konulardan biri olduğuna işaret ederek, "Tohumculuk konusunda 1 çalışma grubunda değil, 8 farklı çalışma grubunda da tohum konusu her yönüyle ele alındı." dedi.

Şura'da yalnızca üretimin artırılmasının ele alınmadığını, tohumculukla ilgili 5 hedef belirlendiğini anlatan Yumaklı, şunları kaydetti:

"Tohum sağlığı analiz ortam ve yöntemlerinin geliştirilmesi, sertifikalı tohumluk üretiminin ve kullanımının artırılması, sertifikasız tohumluk satışının önlenmesi, tohumculuk işletmelerinin aynı zamanda sanayi işletmesi sayılması, yerlilik ve millilik oranları yüksek tohum üretimi. Tohumculukla ilgili 27'si kısa vadeli olmak üzere toplam 48 strateji de belirlendi. Şura kararları, tarımın geleceğini şekillendirecek stratejik bir yolculuğun başlangıcıdır. Bütün dünyada olduğu gibi aslında tohum başlığının ne kadar önemli olduğunu, toplumların da kamuoyunun da çok daha net bir şekilde bilgilendirilmesinin önemli olduğunun altını çiziyorum."

- "Tüm dünya takip ediyor"

Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) Başkanı Yıldıray Gençer de, Türkiye'de tohumculuğun başarı hikayesi yazmaya devam ettiğini belirterek, "100'den fazla ülkeye tohum ihraç eden güçlü bir sektörüz. Tüm dünya da bunu takip ediyor. Kongrenin de başarılı bir şekilde geçmesini temenni ediyorum." dedi.

Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Ömer Güler de, ülkenin tarımsal üretimin yanında coğrafi konumunun da önemli olduğunu belirterek, "Umuyorum ki, kongrede alınan kararlar ülkedeki bütün sektörlerin önünü aydınlatacaktır." ifadesini kullandı.

Birlikten yapılan açıklamaya göre, Marmarabirlik'in yeni yönetim kurulu üyeleriyle ilk yönetim kurulu toplantısı gerçekleştirildi.

Toplantıda, 2024-2025 ürün alım kampanyasına ait yüzde 5 oranındaki fiyat farkları ve kalan tüm alacakları kapsayan 190 milyon liralık ödemenin 30 Mayıs'ta gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Ali Yıldız, yeni yönetim kurulu olarak, üretici ortakların ve birliğin menfaatlerine odaklandıklarını bildirdi.

Merkezinde üretici ortakların ve ürünlerin bulunduğu inovatif projeler üzerinde çalıştıklarını belirten Yıldız, şunları kaydetti:

"Çok yakın zamanda Marmarabirlik'in kısa, orta, uzun vadeli hedef ve aksiyon planlarının bulunduğu yol haritasını kamuoyu ile paylaşacağız. Katma değeri yüksek ürünleri üretmeye yönelik AR-GE çalışmaları ve ihracat hamlelerimizle yeni atılımlar planlıyoruz. Marmarabirlik olarak tüm ekibimiz ve yeni yönetim mantalitemiz ile yukarı yönlü ivmeyi artırmış bulunuyoruz."

Karar,, 1 Ocak'tan geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi.

Haşhaş kapsülü ve tohumu alım-satımında uygulanacak yöntem ve kurallar, artık Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından belirlenecek.

Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile “Haşhaş Kapsülü ve Tohumu Alımı ve Satımı Hakkında Karar”da değişiklik yapıldı.

Yeni düzenlemeye göre, haşhaş tohumunun alımı ve satımıyla ilgili fiyat ve miktar, TMO tarafından Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak belirlenecek. Alım ve satım dönemlerinde izlenecek yöntem ve esaslar da TMO tarafından tespit edilecek.

Kararla birlikte, daha önce “Görev zararı ve hesaplama yöntemi” olarak yer alan başlık, “Görevlendirme bedeli ve hesaplama yöntemi” şeklinde değiştirildi.

TMO tarafından haşhaş kapsülü ve kapsülden elde edilen morfin ve türevlerinin ihracatı ile haşhaş tohumunun üretim, dağıtım ve satışından doğabilecek zararlar görevlendirme bedeli sayılacak. Bu zararlar Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından karşılanacak.

Söz konusu karar, 1 Ocak'tan geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi.

Işık, çocukluk yıllarından beri Adana'da tarımın içinde olduğunu dile getirerek, sektörde çalışmaya devam etmek istediği için ziraat mühendisi olduğunu söyledi.

Çukurova'da üretim yaptıklarına işaret eden Işık, "13 farklı tarla ve bahçe ürünleri yetiştiriyoruz. Tarla ürünlerimizden patates, soğan, ayçiçeği gibi ürünler var. Bahçe bitkilerindeyse nar, narenciye ve zeytin üretimimiz bulunuyor." dedi.

- "Toprağa saygılıyız"

Işık, tarım sektöründe çalışmak istemesinin en büyük nedeninin köyde büyümesi olduğuna dikkati çekerek, "Tamamen toprakla iç içe doğup büyüdüm. Üretim yapmak çok güzel. Çukurova'nın bereketli topraklarında biz ne ekersek toprak bize karşılığını veriyor. Toprağa saygılı bir şekilde üretim yapıyoruz." diye konuştu.

Kırsal alanda birçok yatırım seçeneği olduğunu belirten Işık, şunları kaydetti:

"Kırsal kalkınma hibeleri mevcut. Bunları almak hem gönülden hem de maddi olarak bizi teşvik ediyor. Benim gözbebeğim olan zeytinde hibelerden yararlanarak zeytinyağı tesisi kurduk. Zeytinlerimizi katma değerli hale getirdik. Kendi markamızla satışını yapıyoruz. Saha sorumlusu olarak çalışıyorum. Köyümüzde 15 kişilik istihdam sağladık."

- "En büyük hayalim tarımsal üretimimizi daha da kıymetlendirmek"

Işık, tarıma dair çok büyük hayalleri olduğunu dile getirerek, "Ülkemizde tarımsal üretimimizi daha kıymetli hale getirmek benim en büyük hayalim. Ben de kendi çiftliğimde zeytine katma değer katıyorum. Bu ürünümü hem yurt içinde hem yurt dışı pazarlarına satışını gerçekleştirmek ve ürettiğim bütün ürünleri tarladan tüketiciye aracısız olarak ulaştırmak istiyorum." ifadelerini kullandı.

Tarımın gelecekte daha da değerli hale geleceğine işaret eden Işık, gençlerin bu sektöre adım atmalarının ülkenin bereketli topraklarının daha iyi işlenmesi için büyük avantaj olacağını sözlerine ekledi.

Tarım ve Orman İl Müdürü Abduldakir Akkan, merkeze bağlı Kuyulu köyü kırsalındaki hasat sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada, kentin önemli bir tarım şehri olduğunu söyledi.

Bu yılın ilk hasadını gerçekleştirdiklerini ifade eden Akkan, şöyle konuştu:

"İlimiz genelinde bu yıl itibarıyla 300 bin dekarlık alanda arpa ekimi gerçekleştirilmiştir. Geçen yıla kıyasla arpa ekim alanlarında bir azalma söz konusu. İlk kez bu yıl, arpa ekimi yapılan alanlar, buğday ekimi yapılan alanların gerisine düşmüş durumda. Oysa önceki yıllarda arpa ekim oranı daha fazlaydı. Bu yıl itibarıyla Adıyaman'da buğday ekim alanı ise 621 bin dekar seviyesindedir."

Kuraklık dolayısıyla ürünlerde rekolte düşüşlerini yaşadıklarını anlatan Akkan, şöyle devam etti:

"Rekolte açısından baktığımızda, geçen yıl arpa verimi ortalama 450 kilogram civarındaydı. Bu yıl ise ortalama 200 kilogram civarında bir verim bekliyoruz. Ancak yine de bu oran, geçmiş yılların altında kalıyor. Verim düşüşünün başlıca nedenleri arasında 12 Nisan’da yaşanan don olayı, sonrasında meydana gelen dolu yağışı ve en önemlisi de iklimsel değişiklikler yer alıyor. Ne yazık ki Adıyaman bu yıl beklenen yağışı alamadı."

Yumaklı, sosyal medya hesabından, "IPARD III Programı 3. Başvuru Çağrı İlanı"na ilişkin paylaşım yaptı.

Değerlendirmelerin tamamlandığını belirten Yumaklı, "Süt, kırmızı et, kanatlı eti ve yumurta üretimi yapan işletmelerden değerlendirme süreci tamamlanan ve uygun bulunan 329 proje, toplamda 3,6 milyar lira hibe desteği almaya hak kazandı." ifadesini kullandı.

Yumaklı, 329 girişimcinin hayallerine bir adım daha yaklaştığına, projeler tamamlandığında 6 milyar lira tutarındaki yatırımı ülke ekonomisine kazandırmış olacaklarına işaret ederek, şunları kaydetti:

"Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) aracılığıyla sağladığımız bu desteklerle üretimi artırıyor, istihdam sağlıyor, kırsal kalkınmayı destekliyor, AB standartlarında modern yatırımlar hayata geçiriyoruz. Hayvansal üretimimizin gücünü artıracak bu desteklerin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum."

Yumaklı, Uluslararası Tohum Federasyonu (ISF) organizasyonunda, İstanbul Kongre Merkezinde düzenlenen Dünya Tohumculuk Kongresinde yaptığı konuşmada, dünyada son çeyrek yüzyılda yaşanan gelişmeler dikkate alındığında, tarımsal üretimin stratejik öneminin her geçen gün arttığını söyledi.

Tarımsal üretimin stratejik konumunun artmasındaki en önemli nedenlerin başında, sanayi sektörünü, üretimi, ticareti ve küresel tedarik zincirini etkileyen "yeni normal"in geldiğini ifade eden Yumaklı, Kovid-19 salgınıyla başlayan bu sürecin, iklim değişikliği, ekonomik krizler, afetler, bölgesel çatışmalar, savaşlar, siber tehditlerle küresel riskleri önemli derecede artırdığını belirtti.

Yumaklı, bu durumun, dünyanın birçok ülkesinde gıda güvenliği noktasında sorunların yaşanmasına sebep olduğuna dikkati çekerek, bu gelişmelerin küresel anlamda ülkeleri tarımsal üretim konusunda daha milliyetçi davranmaya ittiğini bildirdi.

Tarım alanında ülkelerin üzerinde çalıştığı politikalara bakıldığında 4 konunun ön plana çıktığını ifade eden Yumaklı, "Yeni normalin etkilerine karşı sürdürülebilir üretim, teknoloji ve dijitalleşmenin sektöre entegrasyonu, tarımsal AR-GE faaliyetlerinde verim ve kaliteye odaklanma, aile işletmelerinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması. Bu 4 konu, ihtiyacı karşılamak için gıda arz güvenliğinin sağlanacağı yol haritasını gösteriyor." değerlendirmesinde bulundu.

Yumaklı, Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından yayımlanan rapora göre, 2050 yılına kadar bugünden daha fazla gıdaya ihtiyaç duyulacağının altını çizerek, bütün bu süreçlerin merkezinde, tohumculuk sektörünün yer aldığını belirtti.

- 103 ülkeye tohum ihracatı

Devlet olarak tohumculuk sektörünü desteklediklerini, politikalarında tohumculuğa özel önem gösterdiklerini ifade eden Yumaklı, şöyle devam etti:

"Son 23 yılda, Türkiye'de tohumculuk konusunda faaliyet gösteren firma sayısı 1117'ye çıktı, bu firmaların yüzde 94'ü yerlidir. Sertifikalı tohumluk üretimimizi 9 kat artışla 1 milyon 300 bin tona yükselttik. Sertifikalı fide ve fidan üretimimizi 46 kat artışla, 186 milyon adede yükselttik. Ata Tohumu Projesiyle, 49 yerel çeşidi araştırma enstitülerimiz adına tescil edip, koruma altına aldık. Kuraklığa dayanıklı 79, soğuğa dayanıklı 3 tohumluk çeşidi geliştirdik ve çiftçilerimizin hizmetine sunduk. 2 tohum gen bankamızda, yaklaşık 122 bin tohum materyalini muhafaza ediyoruz. 18 gen bankasında, 107 türe ait, 10 binden fazla canlı örneği koruyoruz. Bütün bunlar bize hem kendi ülkemizin ihtiyaçlarını hem de tedarik ihtiyacı olan ülkelerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere 103 ülkeye tohum ihracatı yapılması sonucunu getirdi. Bugün itibarıyla bu rakamın 340 milyon dolar seviyesine geldiğini belirtmek istiyorum."

Türkiye'nin tarımsal hasıla bakımından ilk 8 ülkeden biri, tarımsal ürün ihracatına konu 8 üründe dünyada ilk 3 ülkeden biri olduğuna vurgu yapan Yumaklı, bu başarıda tohumculuk sektörünün önemli payı olduğunu bildirdi.

Yumaklı, 4. Tarım Orman Şura'sında tohumculuğun ele alınan en önemli konulardan biri olduğuna işaret ederek, "Tohumculuk konusunda 1 çalışma grubunda değil, 8 farklı çalışma grubunda da tohum konusu her yönüyle ele alındı." dedi.

Şura'da yalnızca üretimin artırılmasının ele alınmadığını, tohumculukla ilgili 5 hedef belirlendiğini anlatan Yumaklı, şunları kaydetti:

"Tohum sağlığı analiz ortam ve yöntemlerinin geliştirilmesi, sertifikalı tohumluk üretiminin ve kullanımının artırılması, sertifikasız tohumluk satışının önlenmesi, tohumculuk işletmelerinin aynı zamanda sanayi işletmesi sayılması, yerlilik ve millilik oranları yüksek tohum üretimi. Tohumculukla ilgili 27'si kısa vadeli olmak üzere toplam 48 strateji de belirlendi. Şura kararları, tarımın geleceğini şekillendirecek stratejik bir yolculuğun başlangıcıdır. Bütün dünyada olduğu gibi aslında tohum başlığının ne kadar önemli olduğunu, toplumların da kamuoyunun da çok daha net bir şekilde bilgilendirilmesinin önemli olduğunun altını çiziyorum."

- "Tüm dünya takip ediyor"

Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) Başkanı Yıldıray Gençer de, Türkiye'de tohumculuğun başarı hikayesi yazmaya devam ettiğini belirterek, "100'den fazla ülkeye tohum ihraç eden güçlü bir sektörüz. Tüm dünya da bunu takip ediyor. Kongrenin de başarılı bir şekilde geçmesini temenni ediyorum." dedi.

Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Ömer Güler de, ülkenin tarımsal üretimin yanında coğrafi konumunun da önemli olduğunu belirterek, "Umuyorum ki, kongrede alınan kararlar ülkedeki bütün sektörlerin önünü aydınlatacaktır." ifadesini kullandı.

Birlikten yapılan açıklamaya göre, Marmarabirlik'in yeni yönetim kurulu üyeleriyle ilk yönetim kurulu toplantısı gerçekleştirildi.

Toplantıda, 2024-2025 ürün alım kampanyasına ait yüzde 5 oranındaki fiyat farkları ve kalan tüm alacakları kapsayan 190 milyon liralık ödemenin 30 Mayıs'ta gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Ali Yıldız, yeni yönetim kurulu olarak, üretici ortakların ve birliğin menfaatlerine odaklandıklarını bildirdi.

Merkezinde üretici ortakların ve ürünlerin bulunduğu inovatif projeler üzerinde çalıştıklarını belirten Yıldız, şunları kaydetti:

"Çok yakın zamanda Marmarabirlik'in kısa, orta, uzun vadeli hedef ve aksiyon planlarının bulunduğu yol haritasını kamuoyu ile paylaşacağız. Katma değeri yüksek ürünleri üretmeye yönelik AR-GE çalışmaları ve ihracat hamlelerimizle yeni atılımlar planlıyoruz. Marmarabirlik olarak tüm ekibimiz ve yeni yönetim mantalitemiz ile yukarı yönlü ivmeyi artırmış bulunuyoruz."

Karar,, 1 Ocak'tan geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi.

Haşhaş kapsülü ve tohumu alım-satımında uygulanacak yöntem ve kurallar, artık Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından belirlenecek.

Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile “Haşhaş Kapsülü ve Tohumu Alımı ve Satımı Hakkında Karar”da değişiklik yapıldı.

Yeni düzenlemeye göre, haşhaş tohumunun alımı ve satımıyla ilgili fiyat ve miktar, TMO tarafından Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak belirlenecek. Alım ve satım dönemlerinde izlenecek yöntem ve esaslar da TMO tarafından tespit edilecek.

Kararla birlikte, daha önce “Görev zararı ve hesaplama yöntemi” olarak yer alan başlık, “Görevlendirme bedeli ve hesaplama yöntemi” şeklinde değiştirildi.

TMO tarafından haşhaş kapsülü ve kapsülden elde edilen morfin ve türevlerinin ihracatı ile haşhaş tohumunun üretim, dağıtım ve satışından doğabilecek zararlar görevlendirme bedeli sayılacak. Bu zararlar Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından karşılanacak.

Söz konusu karar, 1 Ocak'tan geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi.

Işık, çocukluk yıllarından beri Adana'da tarımın içinde olduğunu dile getirerek, sektörde çalışmaya devam etmek istediği için ziraat mühendisi olduğunu söyledi.

Çukurova'da üretim yaptıklarına işaret eden Işık, "13 farklı tarla ve bahçe ürünleri yetiştiriyoruz. Tarla ürünlerimizden patates, soğan, ayçiçeği gibi ürünler var. Bahçe bitkilerindeyse nar, narenciye ve zeytin üretimimiz bulunuyor." dedi.

- "Toprağa saygılıyız"

Işık, tarım sektöründe çalışmak istemesinin en büyük nedeninin köyde büyümesi olduğuna dikkati çekerek, "Tamamen toprakla iç içe doğup büyüdüm. Üretim yapmak çok güzel. Çukurova'nın bereketli topraklarında biz ne ekersek toprak bize karşılığını veriyor. Toprağa saygılı bir şekilde üretim yapıyoruz." diye konuştu.

Kırsal alanda birçok yatırım seçeneği olduğunu belirten Işık, şunları kaydetti:

"Kırsal kalkınma hibeleri mevcut. Bunları almak hem gönülden hem de maddi olarak bizi teşvik ediyor. Benim gözbebeğim olan zeytinde hibelerden yararlanarak zeytinyağı tesisi kurduk. Zeytinlerimizi katma değerli hale getirdik. Kendi markamızla satışını yapıyoruz. Saha sorumlusu olarak çalışıyorum. Köyümüzde 15 kişilik istihdam sağladık."

- "En büyük hayalim tarımsal üretimimizi daha da kıymetlendirmek"

Işık, tarıma dair çok büyük hayalleri olduğunu dile getirerek, "Ülkemizde tarımsal üretimimizi daha kıymetli hale getirmek benim en büyük hayalim. Ben de kendi çiftliğimde zeytine katma değer katıyorum. Bu ürünümü hem yurt içinde hem yurt dışı pazarlarına satışını gerçekleştirmek ve ürettiğim bütün ürünleri tarladan tüketiciye aracısız olarak ulaştırmak istiyorum." ifadelerini kullandı.

Tarımın gelecekte daha da değerli hale geleceğine işaret eden Işık, gençlerin bu sektöre adım atmalarının ülkenin bereketli topraklarının daha iyi işlenmesi için büyük avantaj olacağını sözlerine ekledi.

Tarım ve Orman İl Müdürü Abduldakir Akkan, merkeze bağlı Kuyulu köyü kırsalındaki hasat sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada, kentin önemli bir tarım şehri olduğunu söyledi.

Bu yılın ilk hasadını gerçekleştirdiklerini ifade eden Akkan, şöyle konuştu:

"İlimiz genelinde bu yıl itibarıyla 300 bin dekarlık alanda arpa ekimi gerçekleştirilmiştir. Geçen yıla kıyasla arpa ekim alanlarında bir azalma söz konusu. İlk kez bu yıl, arpa ekimi yapılan alanlar, buğday ekimi yapılan alanların gerisine düşmüş durumda. Oysa önceki yıllarda arpa ekim oranı daha fazlaydı. Bu yıl itibarıyla Adıyaman'da buğday ekim alanı ise 621 bin dekar seviyesindedir."

Kuraklık dolayısıyla ürünlerde rekolte düşüşlerini yaşadıklarını anlatan Akkan, şöyle devam etti:

"Rekolte açısından baktığımızda, geçen yıl arpa verimi ortalama 450 kilogram civarındaydı. Bu yıl ise ortalama 200 kilogram civarında bir verim bekliyoruz. Ancak yine de bu oran, geçmiş yılların altında kalıyor. Verim düşüşünün başlıca nedenleri arasında 12 Nisan’da yaşanan don olayı, sonrasında meydana gelen dolu yağışı ve en önemlisi de iklimsel değişiklikler yer alıyor. Ne yazık ki Adıyaman bu yıl beklenen yağışı alamadı."

Yumaklı, sosyal medya hesabından, "IPARD III Programı 3. Başvuru Çağrı İlanı"na ilişkin paylaşım yaptı.

Değerlendirmelerin tamamlandığını belirten Yumaklı, "Süt, kırmızı et, kanatlı eti ve yumurta üretimi yapan işletmelerden değerlendirme süreci tamamlanan ve uygun bulunan 329 proje, toplamda 3,6 milyar lira hibe desteği almaya hak kazandı." ifadesini kullandı.

Yumaklı, 329 girişimcinin hayallerine bir adım daha yaklaştığına, projeler tamamlandığında 6 milyar lira tutarındaki yatırımı ülke ekonomisine kazandırmış olacaklarına işaret ederek, şunları kaydetti:

"Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) aracılığıyla sağladığımız bu desteklerle üretimi artırıyor, istihdam sağlıyor, kırsal kalkınmayı destekliyor, AB standartlarında modern yatırımlar hayata geçiriyoruz. Hayvansal üretimimizin gücünü artıracak bu desteklerin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum."

Yumaklı, Uluslararası Tohum Federasyonu (ISF) organizasyonunda, İstanbul Kongre Merkezinde düzenlenen Dünya Tohumculuk Kongresinde yaptığı konuşmada, dünyada son çeyrek yüzyılda yaşanan gelişmeler dikkate alındığında, tarımsal üretimin stratejik öneminin her geçen gün arttığını söyledi.

Tarımsal üretimin stratejik konumunun artmasındaki en önemli nedenlerin başında, sanayi sektörünü, üretimi, ticareti ve küresel tedarik zincirini etkileyen "yeni normal"in geldiğini ifade eden Yumaklı, Kovid-19 salgınıyla başlayan bu sürecin, iklim değişikliği, ekonomik krizler, afetler, bölgesel çatışmalar, savaşlar, siber tehditlerle küresel riskleri önemli derecede artırdığını belirtti.

Yumaklı, bu durumun, dünyanın birçok ülkesinde gıda güvenliği noktasında sorunların yaşanmasına sebep olduğuna dikkati çekerek, bu gelişmelerin küresel anlamda ülkeleri tarımsal üretim konusunda daha milliyetçi davranmaya ittiğini bildirdi.

Tarım alanında ülkelerin üzerinde çalıştığı politikalara bakıldığında 4 konunun ön plana çıktığını ifade eden Yumaklı, "Yeni normalin etkilerine karşı sürdürülebilir üretim, teknoloji ve dijitalleşmenin sektöre entegrasyonu, tarımsal AR-GE faaliyetlerinde verim ve kaliteye odaklanma, aile işletmelerinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması. Bu 4 konu, ihtiyacı karşılamak için gıda arz güvenliğinin sağlanacağı yol haritasını gösteriyor." değerlendirmesinde bulundu.

Yumaklı, Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından yayımlanan rapora göre, 2050 yılına kadar bugünden daha fazla gıdaya ihtiyaç duyulacağının altını çizerek, bütün bu süreçlerin merkezinde, tohumculuk sektörünün yer aldığını belirtti.

- 103 ülkeye tohum ihracatı

Devlet olarak tohumculuk sektörünü desteklediklerini, politikalarında tohumculuğa özel önem gösterdiklerini ifade eden Yumaklı, şöyle devam etti:

"Son 23 yılda, Türkiye'de tohumculuk konusunda faaliyet gösteren firma sayısı 1117'ye çıktı, bu firmaların yüzde 94'ü yerlidir. Sertifikalı tohumluk üretimimizi 9 kat artışla 1 milyon 300 bin tona yükselttik. Sertifikalı fide ve fidan üretimimizi 46 kat artışla, 186 milyon adede yükselttik. Ata Tohumu Projesiyle, 49 yerel çeşidi araştırma enstitülerimiz adına tescil edip, koruma altına aldık. Kuraklığa dayanıklı 79, soğuğa dayanıklı 3 tohumluk çeşidi geliştirdik ve çiftçilerimizin hizmetine sunduk. 2 tohum gen bankamızda, yaklaşık 122 bin tohum materyalini muhafaza ediyoruz. 18 gen bankasında, 107 türe ait, 10 binden fazla canlı örneği koruyoruz. Bütün bunlar bize hem kendi ülkemizin ihtiyaçlarını hem de tedarik ihtiyacı olan ülkelerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere 103 ülkeye tohum ihracatı yapılması sonucunu getirdi. Bugün itibarıyla bu rakamın 340 milyon dolar seviyesine geldiğini belirtmek istiyorum."

Türkiye'nin tarımsal hasıla bakımından ilk 8 ülkeden biri, tarımsal ürün ihracatına konu 8 üründe dünyada ilk 3 ülkeden biri olduğuna vurgu yapan Yumaklı, bu başarıda tohumculuk sektörünün önemli payı olduğunu bildirdi.

Yumaklı, 4. Tarım Orman Şura'sında tohumculuğun ele alınan en önemli konulardan biri olduğuna işaret ederek, "Tohumculuk konusunda 1 çalışma grubunda değil, 8 farklı çalışma grubunda da tohum konusu her yönüyle ele alındı." dedi.

Şura'da yalnızca üretimin artırılmasının ele alınmadığını, tohumculukla ilgili 5 hedef belirlendiğini anlatan Yumaklı, şunları kaydetti:

"Tohum sağlığı analiz ortam ve yöntemlerinin geliştirilmesi, sertifikalı tohumluk üretiminin ve kullanımının artırılması, sertifikasız tohumluk satışının önlenmesi, tohumculuk işletmelerinin aynı zamanda sanayi işletmesi sayılması, yerlilik ve millilik oranları yüksek tohum üretimi. Tohumculukla ilgili 27'si kısa vadeli olmak üzere toplam 48 strateji de belirlendi. Şura kararları, tarımın geleceğini şekillendirecek stratejik bir yolculuğun başlangıcıdır. Bütün dünyada olduğu gibi aslında tohum başlığının ne kadar önemli olduğunu, toplumların da kamuoyunun da çok daha net bir şekilde bilgilendirilmesinin önemli olduğunun altını çiziyorum."

- "Tüm dünya takip ediyor"

Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) Başkanı Yıldıray Gençer de, Türkiye'de tohumculuğun başarı hikayesi yazmaya devam ettiğini belirterek, "100'den fazla ülkeye tohum ihraç eden güçlü bir sektörüz. Tüm dünya da bunu takip ediyor. Kongrenin de başarılı bir şekilde geçmesini temenni ediyorum." dedi.

Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Ömer Güler de, ülkenin tarımsal üretimin yanında coğrafi konumunun da önemli olduğunu belirterek, "Umuyorum ki, kongrede alınan kararlar ülkedeki bütün sektörlerin önünü aydınlatacaktır." ifadesini kullandı.

Birlikten yapılan açıklamaya göre, Marmarabirlik'in yeni yönetim kurulu üyeleriyle ilk yönetim kurulu toplantısı gerçekleştirildi.

Toplantıda, 2024-2025 ürün alım kampanyasına ait yüzde 5 oranındaki fiyat farkları ve kalan tüm alacakları kapsayan 190 milyon liralık ödemenin 30 Mayıs'ta gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Ali Yıldız, yeni yönetim kurulu olarak, üretici ortakların ve birliğin menfaatlerine odaklandıklarını bildirdi.

Merkezinde üretici ortakların ve ürünlerin bulunduğu inovatif projeler üzerinde çalıştıklarını belirten Yıldız, şunları kaydetti:

"Çok yakın zamanda Marmarabirlik'in kısa, orta, uzun vadeli hedef ve aksiyon planlarının bulunduğu yol haritasını kamuoyu ile paylaşacağız. Katma değeri yüksek ürünleri üretmeye yönelik AR-GE çalışmaları ve ihracat hamlelerimizle yeni atılımlar planlıyoruz. Marmarabirlik olarak tüm ekibimiz ve yeni yönetim mantalitemiz ile yukarı yönlü ivmeyi artırmış bulunuyoruz."