TARIM SEKTÖRÜ ÜLKE İÇİN BEKA MESELESİ
Bakanlıkta görev değişimiyle yeni bir yol haritası çizilen tarımda sektör temsilcileri üretim sorunlarının çözülmesini istedi. ASKON Antalya Başkanı Cahit Urfan, tarımın bugün ve geleceğin sektörü olduğunu belirterek son 20 yılda çiftçi sayısının yarı yarıya azaldığını ve iş gücünün sürekli düştüğünü söyledi.
Sedat YILMAZ
Yeni Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi’nin “Tarım yeniden kurgulanacak” açıklamasının ardından sektör temsilcileri görüşlerini aktararak yeni yol haritasına katkı vermek için biraraya geldi.
Yeni Bakan tarımı yeniden kurgularken toprakların verimlilik ve bölgede su bulunma durumuna göre üretimli ilgili kotalar getirecek. İhtiyaç doğrultusunda stratejik ürünleri üretecek yeni bir tarım sektörü oluşturacak. Bakan Vahit Kirişçi’nin çalışmaları “Sen üret yeter. Sen üret gerisini unut” merkezinde yoğunluk kazanıyor.
Ülke ihtiyaçlarına göre tarımı yeniden tasarlayacağını belirten Bakan Kirişci, “Ben bunu genellikle 3 şeyle sınırlıyorum; Bitkisel üretim tarafı un, yağ, şeker... Bunlar stratejik, vazgeçilmez ürünler. Anadolu insanımızın olmazsa olmazı. Un dediğimiz şey... Burada hububatı kastediyoruz, en başta buğday, arpa ve çavdar diye devam eder. Bunların bir kısmı hayvansal üretimde de girdi olan bir grup. Dolayısıyla hububat kısmını kesinlikle bizim üretmemiz lazım, orada kendimize yeterli olmamız lazım. İkinci grup, yağlı tohumlar, yani soyada dünyaya ödediğimiz meblağı biliyoruz, ayçiçeğinde arz açığımız var. Bu yağlı tohumlar konusu da vazgeçilmez. Üçüncü olarak şeker, bu da bizim tarım kültürümüzün bir vazgeçilmezi” diyor.
Üretmekten başka çare yok
Son günlerde yaşanan küresel ekonomik gelişmeler, hammadde girdi fiyatlarındaki dalgalanmalar ile ithalat ve ihracata getirilen düzenlemeler gözlerin tarım ve gıda sektörüne yönelmesine neden oldu. Bakan Kirişci’nin verdiği hedefler Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Antalya Şubesi’nin organize ettiği panelde tarım politikaları tartışılırken katılımcılar tarımla ilgili görüşlerini ve sorunlara yönelik çözüm önerilerini paylaştılar.
Panelde söz alan ASKON Antalya Başkanı Cahir Urfan, tarımda her yıl artan işgücü kaybından söz etti. “Türkiye’nin üretmekten başka çaresi yok” diyen Urfan, dünyadaki olumsuz şartları gündeme taşıdı.
Türkiye’nin tarımda kendi kendine yeten bir ülke olarak öne çıktığını, bunu pandemi sürecinde gösterdiğini dile getiren Cahit Urfan, “1980 yılından bu yana tarımda bir atalet söz konusu. Üretim yapılıyor, yeterlilik sağlanıyor ancak bu kafi değil. Dünyada ekonomik ve jeopolitik krizler sebebiyle fiyatları artan gıda emtiası geleceğin nasıl şekilleneceğini gösteriyor. Küresel konjonktür düşünüldüğünde üretimin daha artırılması ve bilinçli ve planlı bir üretim gerekiyor. Tarım sektörü bir ülke için beka meselesi. Bunu sağlamanın yolu, tarımı ayağa kaldırmak. Kırsaldan şehirlere göç önlenemiyor. Son 20 yılda yarısının kaybedildiği çiftçinin üretime yeniden döndürülmesi şart” dedi.
Eğitimli personeli çoğaltmalıyız
Öncel Grup Yönetim Kurulu Başkanı Şevki Öncel, tarımın yaşadığı sorunların başında eğitimli personel yetersizliğinin geldiğini hatırlattı. Analiz’e de açıklamalar yapan Şevki Öncel, “Firma olarak devlet destekleri ve kendi öz sermayemiz ile 250 milyon lira üzerinde tarımsal yatırım yaptık. Ancak 5 yılda tarım bölümünde insan kaynaklı hatalardan dolayı uğradığımız zarar 30 milyon lirayı geçti. Bu eğitimli ara personelin yetersizliğinden kaynaklanıyor” dedi. Küresel tarım ülkeleriyle rekabet edebilmek için devlet uygulamalarında kapsamın daha genişletilmesi gerektiğini vurgulayan Öncel, “Eğitim, Ar-Ge ve inovasyon sektör için olmazsa olmaz. Uzun vadeli de olsa soruna mutlaka el atılmalı” dedi.
Ticarete 1988 yılında Öncel Klima olarak başladıklarını ve daha sonra tarımda yatırım yapmaya karar verdiklerini belirten Şevki Öncel, “Sektöre girmeden uzun araştırmalar yaptık. sektörüne yatırım yapmaya karar verdim” Sektöre girmeden önce uzun araştırmalar yaptığını belirten Öncel; “Yenilenebilir enerji kaynağı kullanarak havadan-suya ısı pompalarıyla toplamda 170 dekar serayı 2 ay boyunca +12 derecenin altına düşürmeyecek şekilde ısıttık. Bunun için sadece 12 bin lira değerinde elektrik enerjisi harcadık. Çevreye karbondioksit ve benzeri zararlı gaz salınımı yapmadık. Bu şekilde çevreye duyarlı ve sağlıklı gıda üretiminin ilk aşamasını tamamladık” diye konuştu.
İthalatı ihracata çevirdik
Türkiye’nin tropik meyve ürünleri ithalatçısı olduğunu bildiklerini ve buna göre yatırım yaptıklarının altını çizen Şevki Öncel, “Hangi tropik meyvelerin ülkemizde yetiştirilebilir, hangileri halkımızın ağız tadına uygun olur diye tropik meyve serası kurduk. Seramızda 25 çeşit tropik meyve bulunuyor. Araştırmalarımız sonucu ülkemize en uygun bitkileri yetiştirerek burada da dövizlerimizin içerde kalmasını sağladık” dedi.
Tarıma 180 milyon liralık yatırım yapmalarına rağmen, destek ve kredilerin yeterli olmadığını belirten Şevki Öncel, “Artan girdi maliyetlerinin üretimi zorlamakta ve maliyetler neredeyse 4 kat arttı. Enerji maliyetler çok yüksek. Özellikle gübre konusunda acil bir destek programı yapılmalı. Girdi maliyetleri yanında bu şartlar altında yatırım yapmak istediğimizde ise krediye ve bürokratik engelleri aşmakta zorlanıyoruz” bilgisini verdi.
Özellikle tarıma yatırım yapmak isteyenlerin iş süreçlerinin kolaylaştırılmasını isteyen Şevki Öncel, “Çünkü tarım ve gıda olmadan hayat olmaz. Biz meyve üzerinden ihtiyaçları gidermeye çalışıyoruz. Firma olarak üreticiden tüketiciye zincir halkasını en aza indirerek insanlarımıza daha kaliteli ve uygun fiyatla ulaşmaya gayret ediyoruz” şeklinde konuştu.
Planlama olmazsa olmaz
Panelde konuşan Aroma Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mahmut Atom Duruk tarımın sürdürülebilir olmasının planlamadan geçtiğini söyledi. Duruk, “Toprağın metrekare kullanımı, iklim ve ölçek gibi her faktörün birlikte planlanması gerekiyor. Ölçümlerde çok önemli su ve iklim ölçümü doğru yapılmalı” dedi.
Uzun zamandır üzerinde çalışılan ancak çözülemeyen konu başlıklarını sıralayan Duruk, “Toprak kullanımının toplulaştırılması ayrıca genç nüfusun üretime kazandırılması yapılması gerekenlerin başında geliyor. Genç nüfus tarım ve hayvancılığı kabullenmiyor. Eğitimin yaygınlaştırılması ve bunun için zirai meslek lisesi sayısını arttırmamız lazım. Kulaktan dolma bilgilerle tarım olmaz” diye konuştu.
ASKON Akdeniz Bölge Başkanı Orhan Güngörür de paneldeki konuşmasında tarımın stratejik önemine vurgu yaptı. Güngörür, “Bu nedenle ASKON olarak tarımı her zaman gündemimizde tutuyoruz ve desteklemeye devam edeceğiz. İlerleyen günlerde büyük bir Tarım Zirvesi yapacağız bu konuda çalışmalarımız devam ediyor. Ülkenin başarısı tarımın başarısından geçiyor bunun bilinci ile tarıma yönelik projelerimiz devam edecek” ifadelerini kullandı.
Eski modeller bırakılmalı
Tarımda dünün yöntemleriyle bugünün sorunlarının çözülemeyeceğini ve geleceğin şartlarına uygun planlamaya yaparak ilerlemek gerektiğini belirten Antalya Tarım İl Müdürü Gökhan Karaca, “Bakanlık olarak uyguladığımız yol haritalarında buna dikkat ediliyor. Özellikle üzerinde durulması gereken konulardan biri de kırsalda ölçeği büyütmek. Bakanlığın Büyük Ova projesi gibi projeleri var. Buna göre tarımsal üretim potansiyeli yüksek ancak çeşitli nedenlerle toprak kaybı ve arazi bozulmalarının geliştiği ovalar koruma alanı olarak belirlendi” dedi.
Türkiye'de son yılların verilerine bakıldığında bitkisel üretimde önemli artışların olduğuna dikkat çeken Antalya Tarım İl Müdürü Gökhan Karaca, Türkiye’de bugün yılda 120 milyon ton bitkisel üretim gerçekleştirildiğini ve bunun 30 milyon tonunu Antalya’nın tek başına karşıladığını kaydetti.
Gökhan Karaca, “Özellikle bazı baklagil ve hububat çeşitlerinde düşüş olduğunu söyleyebilirim ancak genele bakıldığında üretim artıyor. Üretimi arttırmak için atılabilecek en önemli adımların başında Tarım arazilerinin etkin kullanımı ve tarımda Ar-Ge ve inovasyonun arttırılması geliyor” ifadelerini kullandı.