TAM AÇILMAYLA FİYATLAR TAVAN
Pandeminin etkisiyle küresel bazda yükselen gıda ve enerji fiyatlarındaki dalgalanmanın yanı sıra Haziran ayından bu yana ekonomide gözlenen tüm sektörlerdeki açılma, tezgâhta gıda, sosyal hayatta hizmet, gayrimenkulde kira ve konut fiyatları, artma eğitimindeki enflasyonu daha fazla tetikledi.

Sedat YILMAZ
Ekonomide büyüme anahtarı pozitif seyrederken, diğer anahtar enflasyon ise Ağustos’ta beklentilerin üzerinde gelerek negatif bir çizgi çizdi ve gelecek aylar için yeni bir politika değişikliğine gitmenin tabanını oluşturdu. Enflasyonda beklenmeyen 0,30 puanlık artışın küçük olmasına karşılık önemli mesajlar verdiği, özellikle tek haneli enflasyona ulaşmada yolların giderek stabilizeden çıktığı gözleniyor.
Pandeminin etkisiyle küresel bazda yükselen gıda ve enerji fiyatlarındaki dalgalanmanın yanı sıra Haziran ayından bu yana ekonomide gözlenen tüm sektörlerdeki açılma, tezgâhta gıda, sosyal hayatta hizmet, gayrimenkulde kira ve konut fiyatları, artma eğitimindeki enflasyonu daha fazla tetikledi.
Ağustos enflasyonu, yüzde 18,95 olan Temmuz enflasyonuna göre 0,30 puan artarak 19,25 olarak gerçekleşti ve Nisan 2019’dan bu yana en yüksek enflasyon rakamı gerçekleşti. Tüketici fiyatları (TÜFE) aylık bazda yüzde 1,12, üretici fiyatları yüzde 2,77 artışla fiyatları yukarı çekmede çekim alanını güçlendirdi. ÜFE yıllık bazda 45,52’ye dayandı. Çekirdek verilerin bir önceki aya göre gerilemesi gıda ve enerjinin enflasyon üzerinde ne kadar baskı unsuru olduğunu bir kez daha gösterdi.
Diğer taraftan Ağustos ayı manşet enflasyonun aylık yüzde 1,12, yıllık yüzde 19,25 ile beklentilerin üzerinde yılın zirvesine çıkmasına, yüzde 29 ile son 28 ayın en yükseğini gören gıda fiyatları artışı sebep olarak görülse de yüksek gelen talep karşısında üretimin zayıf kalması, aylık bazda tüm tüketim alanlarında fiyatları yukarı çekti.
Özellikle gıdanın yanında hizmetlere ait grupların tamamında fiyat artışlarının yoğunlaştığı gözlendi. Aylık bazda yüzde 3,18 enflasyon yaşayan gıda ile birlikte lokanta ve oteller yüzde 2,27, ev eşyası yüzde 1,38, çeşitli mal ve hizmetler yüzde 1,21, eğlence ve kültür grubundaki fiyatlar yüzde 1,13 artış ile enflasyonun Ağustos’ta düşeceği yolundaki beklentileri boşa çıkardı.
Gıda ve ulaştırma şaşırttı
Enflasyona aylık en yüksek katkının; olumsuz hava şartları, kuraklık, bazı ülkelerin ihracat kısıtları ve uluslararası gıda emtia fiyatlarındaki artışlar sebebiyle gıda ve alkolsüz içecekler grubundan, birikimli maliyetler ve normalleşme adımlarıyla konut, lokanta ve oteller grubundan geldiğini hatırlatan ekonomistler, diğer taraftan pandemesi sebebiyle talep tarafındaki zayıflık sebebiyle giyim ve ayakkabı grubunda, otomobil fiyatlarındaki ÖTV ayarlaması nedeniyle ulaştırma grubunda fiyatların gerilediğine dikkat çektiler. Ekonomistler piyasanın beklentilerin üzerinde yüksek artış sağlayan gıda fiyatlarıyla ulaştırma fiyatlarının beklentileri bozduğunu dile getirdiler.
Ekonomist Haluk Bürümcekçi, “TL’de ani değer kaybının gözlenmediği durumda bile enflasyonun önümüzdeki iki aylık dönemde yüksek seyrini koruyacağını, düşüşün ancak son iki ayda görülebileceğini düşünüyoruz. Enflasyonun yılı en iyi ihtimalle yüzde 17-18 aralığında bitirmesi beklenebilir” yorumunu yaptı. Ahlatçı Yatırım Menkul Değerler Araştırma Müdürü Barış Ürkün de, “Delta varyantı ve bu kapsamda bazı ülkelerde devam eden kısıtlamalar enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturuyor" dedi.
Yıllık mal ve hizmet enflasyonu makasının genişlemeye devam ettiğini belirten Yatırım Finansman ekonomistleri de mal enflasyonunda aylık bazda yüzde 1,1 artış gerçekleştiğini, aynı grup altında enerji, gıda ve alkolsüz içeceklerin sırayla yüzde 0,6 ve yüzde 3,2 arttığını, enerji – gıdı dışı diğer mal tarafından yüzde 0,4 düşüş gözlendiğini belirttiler.
Gıda grubunda işlenmemiş gıdanın tarihsel ortalamanın yüzde 1 düşüş olmasına karşılık aylak bazda yüzde 4,3 arttığını, özellikle taze meyve – sebzenin tarihsel ortalamasının yüzde 3,1 düşüş olmasına karşılık Ağustos’ta yüzde 10,1, işlenmiş gıdanın da aylık bazda yüzde 2,2 arttığına dikkat çektiler.
Ekonomistler, “Son rakamlara göre yıllık bazda mal grubu enflasyonunun Ocak 2019’dan bu yana yüzde 21,6’ya, hizmet grubu enflasyonunun da Aralık 2019’dan bu yana yüzde 13,9 ile en yüksek seviyesine çıktığını hatırlattılar.
TÜFE – ÜFE makası açılıyor
Tüketici fiyatlarıyla (TÜFE) üretici fiyatları arasındaki (ÜFE) makasın açılması da manşet enflasyon üzerinde baskı yapıyor. Ağustosta yüzde 2,77 artışla yüzde 45,52’ye çıkan ÜFE, yüzde 19,25’lik TÜFE’yi ikiye katladı. Aylık ÜFE yüzde 2,77 artışla Eylül 2018 yılından bu yana en yüksek seviye olarak gerçekleşti ve ÜFE – TÜFE makası 2006 yılından bu yana 26,3 puan ile tarihi zirvesini yenilemiş oldu.
Yatırım Finansman ekonomistleri, “Bu görüntü ilerleyen aylarda maliyet bazlı etkilerin TÜFE üzerinde artırıcı etki yapabileceğini gösteriyor. Tüm ana sanayi grupları bazda artarken; en yüksek artış yüzde 9,8 ile enerji grubunda görüldü. İmalat sektörü altındaki 23 alt sektörün 20’sinde aylık artış gerçekleşti. En yüksek katkılar ana metaller, gıda ürünleri ile diğer metalik olmayan mineral ürünlerden gelirken; kok-rafine petrol ürünleri, diğer mamul eşyalar ve temel eczacılık ürünleri negatif katkı verdi” dediler.
İhtiyati tedbirlere rağmen iç talepteki soğumanın henüz oluşmaması gelecek aylar için enflasyonun yerinde durmayacağına işaret ediyor. Ekonomistler, genel anlamda enflasyonu yukarı iten dövizin, gerilemesine karşılık Ağustos’ta etkisini göstermemesi ile doğalgaza yapılan zammın bir noktada yapışkanlığı güçlendireceğine dair bir işaret sayıyor.
Diğer taraftan enflasyonda gösterge olarak nitelendirilen çekirdek verilerin Temmuz’a göre Ağustos’ta gerilemesi ise gıda ve enerjiye bağlanıyor. Ağustos ayında çekirdek göstergelerin karışık bir görünüm sergilediği, çekirdek göstergelerden işlenmemiş gıda, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç B Endeksi’nin yüzde 18,5’te yatay kalırken enerji, gıda ve alkolsüz içecekler, alkollü içkiler ile tütün ürünleri hariç C Endeksi’nin yüzde 17,2’den yüzde 16,8’e gerilediği, mevsimsellik ürünler hariç A Endeksi’nin yüzde 19.4’den yüzde 19,2’ye çekildiğini ve yönetilen – yönlendirilen fiyatlar hariç F Endeksi’nin yüzde 20,2’den yüzde 20,6’ya yükseldiği hatırlatıldı.
Yıl sonu enflasyona revize
Yatırım Finansman ekonomistleri söz konusu gelişmeler çerçevesinde 8 aylık TÜFE’nin yüzde 11,7 seviyesine ulaştığını, böylece yılsonu enflasyonunu yüzde 15,9’dan yüzde 16,8’e revize ettiklerini dile getiriyorlar.
Ekonomistler, “Tahminimiz üzerindeki risklerin hâlen ağırlıkla yukarı yönlü olduğunu not edelim. Baz senaryomuz, yıllık TÜFE’nin yılın son iki ayında baz etkileri sayesinde gerilemeye başlamadan önce Eylül ve Ekim aylarında da yüzde 19’a yakın seviyelerde kalabileceği yönünde. Enflasyon görünümü üzerinde hâlen önemli yukarı yönlü riskler bulunmakta. Eylül ayı rakamlarında otomobil ÖTV düzenlemesi kaynaklı aşağı yönlü etkiler görülmeye devam edebilecek olsa da sanayi ve elektrik üretimine yönelik yapılan doğalgaz zammı TÜFE verileri üzerinde dolaylı yoldan artırıcı etkiye yol açacak. Ancak yine de 23 Eylül’deki TCMB toplantısında bankanın faizi bu şekliyle yüzde 19’da bırakacağını tahmin ediyoruz” diyorlar.
Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan da TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun son ekonomistler toplantısında çekirdek enflasyon olgusunu fazla öne çıkardığını ve referans noktasında denge değişiklikleri yapma eğiliminde olduğunu söylüyor.
Bu anlamda TCMB’den Eylül toplantısında herhangi bir faiz artışı beklemediklerini dile getiren Enver Erkan, Eylül ayının güncel negatif reel faiz pozisyonu ve FED finansal piyasa etkisi riski itibariyle faiz indirimi yapabilecek bir dönem olmadığını düşündüklerini dile getiriyor.
Erkan yorumunun devamında, “Faizde düşüş patikasının muhtemelen baz etkisiyle Ekim ayından sonra biraz öne çıkacağını ele alırsak, manşet enflasyonun aşağı geldiği bir dönemde faiz indirimi olmasını daha olası görürüz. Merkez Bankası, bu kapsamda yılsonunda yüzde 16,3 olarak revize ettiğimiz enflasyon beklentimiz çerçevesinde Ekim ayından itibaren sene sonuna kadar toplamda 150 baz puan indirim yapabilir” ifadelerini kullanıyor.
Merkez Bankası’nın faiz indirim alanı hâlâ var
Bu yılın ikinci çeyrek büyümesinin (GSYH) yüzde 21,7 ve enflasyonda düşüş beklerken 0,30 puan artmasının takip edildiği piyasada, rekor seviyede gelen Temmuz ayı ihracat rakamları sonrası açıklama yapan Ticaret Bakanı Mehmet Muş’un gelecek yıldan itibaren cari fazla veren bir ülke konumuna ulaşmayı hedeflediklerini belirtmesi ile iç ve dış etkilerle 8,26 liraya kadar düşen dolar/TL kuru dikkat çeken gelişmelerde öne çıktı.
Yüzde 19’luk politika faizini aşan Ağustos enflasyonu sonrası piyasa gözünü TCMB’ye çevirdi. Bankanın bu ay yapacağı toplantıda, “enflasyon üzeri politika faizi” sistemini nasıl uygulayacağı merak ediliyor. Ancak yabancı yatırımcılar TCMB’nin bu sistemi Eylül toplantısında hayata geçirmeyeceğini, çünkü yükselen enflasyonun geçici olduğuna inandığını ve faizi sabit bırakıp, bekle-gör modunda ilerleyeceğini söylüyorlar.
Ekonomistler TCMB Başkanı Kavcıoğlu’nun çekirdek veriler üzerine bir politika oluşturabileceğini dile getirirken bankanın bu yıl için faiz indirim alanı kalmadığını, ancak enflasyon düşecek beklentisiyle faiz artırım düşüncesinin de olmadığını belirtiyorlar.
Farklı ekonomistler de yılsonu enflasyonun yüzde 17’lere düşeceğini Merkez’in de faizleri enflasyonun durumuna göre 100 veya 150 baz puan bir indirimle yılı tamamlayabileceğini yorumluyorlar. Bazı ekonomistler de enflasyonun mevduat faizlerini aşmasıyla 236 milyar dolarla zirve yapan bankalardaki döviz mevduatının daha yükselebileceğini belirtiyorlar.
Büyüme, enflasyon ve PMI verileriyle haftayı kapatan iç piyasalar 6 – 10 Eylül haftasında istihdam verileri, reel efektif döviz kuru ve Hazine nakit dengesini takip edecek. Piyasa yurtdışında ise ABD’de ÜFE, toptan stoklar, FED Bej Kitap, Euro Bölgesi’nde ECB’nin faiz kararı, Almanya’da TÜFE, sanayi üretimi, fabrika siparişleri ve dış ticaret dengesi, Japonya’da büyüme, dış ticaret dengesi, Çin’de ise enflasyon ve dış ticaret dengesi verileri izlenecek.
Söz konusu gelişmeler çerçevesinde yurtiçinde piyasalarda bu hafta borsa ve altın kazandırdı, döviz kaybettirdi. Borsa İstanbul’da işlem gören hisse senetleri haftalık bazda ortalama yüzde 0,72, altının gram satış fiyatı yüzde 0,37 değer kazandı, dolar/TL yüzde 0,86, euro/TL yüzde 0,12 değer kaybetti.
Buna göre 1000 TL’lik yatırım haftalık bazda Borsada 1007,2 lira, dolarda 991,4 lira, euroda 988,8 lira ve altında 1003,7 lira oldu.
Yatırım araçlarında mevcut durum ve beklentiler şöyle oluştu:
BIST 100… Borsa İstanbul (BIST) 100 Endeksi en düşük 1.463,01, en yüksek 1.484,95 puanı gördükten sonra haftayı önceki hafta kapanışına göre yüzde 0,72 artarak 1.468,67 puandan tamamladı. Borsa Ağustos’ta sergilediği performansıyla yılbaşından bu yana verdiği kayıpları karşıladı. Piyasada iştah devam ediyor. Borsaya dolar/TL kurundaki çekilme de destek veriyor. 1480’i direnç yapan borsada 1470 bölgesinde kuvvetlenme artarsa yeni hafta için hedef 1500 olabilir. Borsanın desteğini 1460’da tutması da güçleneceğini gösterdiği şeklinde algılanıyor.
DOLAR/TL… FED Başkanı Jerome Powell’in güvercin açıklamaları ve kötü gelen istihdam verileriyle ülke para birimleri karşısında değer kaybeden dolar, TL karşısında da yüksek değer yitirmeyi sürdürdü. Haftalık bazda TL’ye karşı yüzde 0,86 değer kaybeden dolar 8,2940 liradan kapandı. Hafta sonu işlemlerinde doların kendisi 8,32 liranın üzerine attığı gözleniyor. 8,26 lirayı destek yapan dolar/TL kuru, bu bölgeyi aşağı kıramazsa ilk hedefi 8,37 ve 8,45 dirençleri olur. Destek kırıldığı takdirde kur 8,17 ve 8,06’ları görebilir.
EURO/TL… Doların değer kaybı, euroyu TL karşısında aşağı çekiyor. Ancak değer kaybı dolar kadar olmuyor. Euro haftayı 9,8590 lira ile yüzde 0,12 oranında kayıpla kapattı. 9,91 direnç seviyesinde direnen kur, 9,74 lirayı da destek yaptı. Desteğin aşağı yönlü kırılması euroyu 9,37 liralara kadar taşıyabilir. 9,91 direnci yukarı yönlü kırılırsa yeniden 10 liralar gündeme gelebilir.
ALTIN… Pandeminin risklerini takip eden ons altın, ABD tarım dışı verisinin beklentilerin altında gelmesiyle uluslararası piyasada 1833 dolara kadar yükseldi. Altında yukarı yöneliş ABD ekonomisinin gidişiyle hareket ediyor. Ons altında halen 1827 dolardan işlemler yapılıyor. Ons altında güçlü direnç 1835 dolara çıkarken destek ise 1820 dolar civarında şekilleniyor. Desteğin altın önce 1802 ve daha aşağıda 1784 olarak sıralanıyor. Dirençler ise 1845 dolara kadar çıkabiliyor. Kapalıçarşı’da işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı bu hafta yüzde 0,37 kazançla 487,00 liraya, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 0,37 artışla 3.229,00 liraya çıktı. Geçen hafta sonu 786,00 lira olan çeyrek altının satış fiyatı ise 789,00 liraya yükseldi. Dolardaki zayıflığa rağmen ons altındaki 1800 doların üzerindeki fiyatlamalar gram altın fiyatlarını dalgalandırıyor. Gram altın 490 – 480 arası dalgalanıyor. 480 liranın aşağı kırılması 470’leri, 490 liranın yukarı yönlü kırılması yeniden gram altını 497’lere taşıyabilir.
PETROL… Uluslararası piyasada halen 72,5 dolardan işlem gören brent petrol zayıflayan dolardan dolayı güçleniyor. Ancak kötü gelen ABD tarım dışı istihdam verisi 73,14 dolara kadar çıkan fiyatları yeniden aşağı çekti. Dolar düşerken emtia fiyatları da artıyor. Brent petrolde destek 71, destek ise 73 dolar seviyesinde seyrediyor. Batı Teksas (WTI) petrolü de 70 dolar seviyesinde. Bu bölgeyi destek yapan WTI çıkış için doların hareketini gözlüyor. WTI’da direnç 71 dolar olarak görülüyor.
KRİPTO PARA… Pazarda Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS), Avustralya, Malezya, Singapur ve Güney Afrika merkez bankaları arasında merkezi dijital para (CBDC) kullanımını test edeceklerini duyurması, Bitcoin’i yeniden 50 bin doları görmesine sebep oldu. Halen 49,945 dolar seviyelerinde seyreden Bitcoin haftalık bazda yüzde 1,49 kazandırdı. Ethereum da 4 ayın zirvesine çıktı. Haftalık bazda yüzde 20,39 kazandıran Ethereum 3951 dolardan işlem görüyor. Kripto para pazarında haftanın en fazla kazandıranı yüzde 69,8 ile Solana oldu. Solana 149 dolardan işlem görüyor. Polkadot da yüzde 26,6 haftanın en fazla kazandıran parası konumunda. Polkadot 33,8 dolardan satılıyor.