SURİYE PAKETİ HAZIRLANIYOR
Türkiye, Suriye'nin yeniden ayağa kaldırılması için ekonomik paket hazırlıyor. Ticaret Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı öncülüğünde hazırlanan ekonomik pakette elektrik yatırımından altyapı çalışmalarına kadar çok sayıda destek yer alıyor. En az 3 bankanın da Suriye'de şube açma hazırlığında olduğu belirtilirken, yeni Suriye parasının da Türkiye'de basılacağı ifade edildi
Türkiye, Suriye’nin yeniden inşası için düğmeye bastı. Elektrik yatırımlarından altyapı projelerine kadar çok sayıda ayrıntıyı içeren paket, Ticaret Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı eşgüdümünde hazırlanıyor. Hazırlanan ekonomik paket üzerinde detaylar görüşülürken, yeni Suriye parası ile ilgili olarak da Banknot Matbaası’nın tasarım çalışmalarına başladığı belirtiliyor. Yerel halkın üzerinde Esed’in bulunduğu paraları kullanmak istememesi nedeniyle yeni yönetimin Türkiye’den böyle bir talepte bulunduğu, Banknot Matbaası’nın da yeni tasarım üzerinde çalıştığı ifade ediliyor. Suriye’nin yeni paraları Türkiye’de basılacak.
3 banka şube açacak
Çalışmalar kapmasında en az 3 Türk bankasının Suriye’de şube açacağı belirtiliyor. Bu şu belerin kamu bankalarınca açılacağı ifade edilirken, bir özel bankanın da şube açmak için girişimlerde bulunduğu öne sürülüyor.
Öte yandan Avustralya merkezli Deakin Üniversitesi’nden Araştırma Görevlisi Ali Mamouri, Suriye'deki yeniden inşa sürecinin yakın gelecekte sorunsuz bir şekilde yaşanmasının olası olmadığını söylemişti.
On yıl süren iç savaş, yaptırımlar ve altyapının yok edilmesi nedeniyle Suriye ekonomisinin harabeye döndüğünü anlatan Mamouri, “Yeni hükümetin halkın güvenini yeniden tesis etmek, yabancı yatırımları çekmek ve temel altyapıyı yeniden inşa etmek için istikrar çabalarına öncelik vermesi gerekecek. Ancak toparlanma büyük ölçüde iç siyasi bütünlüğe, uluslararası aktörlerin desteğine ve bölgenin tepkisine bağlı olacaktır” demişti.
Mamouri, yeni hükümetin aynı anda çok katmanlı bir plan üzerinde çalışması gerektiğine işaret ederek, Suriye’de öncelikle ülkenin para birimine yönelik güvenin artırılmasına ihtiyaç bulunduğunu ifade etmişti.
Altyapı tahrip edildi
Bunun da mali açıkların giderilmesi, enflasyonun kontrol edilmesi ve para birimi reformlarının uygulanması anlamına geldiğini anlatan Mamouri, “Altyapının tahrip edilmesi ekonomiyi ciddi şekilde etkiledi. Yolları, enerji santrallerini ve iletişim ağlarını yeniden inşa etmek, ekonomik faaliyeti canlandırmak ve iş yaratmak için gerekli olacaktır” değerlendirmesinde bulunmuştu.
Suriye’nin petrol ve doğal gaz rezervlerine sahip olduğunu ve yeniden inşa sürecinde bu rezervlerin önemli rol oynayabileceğine işaret eden Mamouri, “Üretim çatışmadan önemli ölçüde etkilendi ve petrol ve doğal gaz endüstrisinin yeniden inşası önemli yatırım ve istikrar gerektirecektir” demişti.
Tarım sektörünün geçmişte Suriye ekonomisinin omurgasını oluşturduğunu anımsatan Mamouri, özellikle Fırat Nehri çevresindeki verimli bölgelerde bu sektörün yeniden inşa edilmesi gerektiğini söyledi.
Zengin bir kültürel mirasa sahip Suriye için turizm sektörünün de bir başka gelir kaynağı yaratabileceğini anlatan Mamouri, “Suriye'nin sanayi sektörü, özellikle tekstil ve gıda işlemede önemli bir gelir kaynağıydı. Bu sektörü canlandırmak istihdam sağlarken ve ihracatı teşvik edebilir.” ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin rolünün önemi
Suriye’de devlet bütçesinin mevcut durumuna ilişkin Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) raporuna atıfta bulunan Mamouri, “2023 bütçesi 2011 seviyesinin dörtte birinden daha az ve yaklaşık 5,88 milyar dolar veya kişi başına 256 dolara eşittir. Suriye'nin bütçesi şu anda devam eden çatışmalar, ekonomik yaptırımlar ve altyapının yaygın şekilde tahrip edilmesi nedeniyle sınırlı gelir elde etme kapasitesi sonucunda korkunç bir durumda” diye konuşmuştu.
Mamouri, Suriye’nin yeniden inşa sürecinde Türkiye’nin önemli bir rol oynayabileceğinin altını çizerek, şunları söylemişti
“Türkiye, Suriye'nin yeniden inşasında, inşaat hizmetleri, altyapı uzmanlığı ve yatırım fırsatları sunan kilit bir oyuncu olarak rol oynayabilir. Türk şirketleri, enerji, ulaşım ve telekomünikasyon dahil olmak üzere Suriye'nin altyapısının yeniden inşasına dahil olabilir. Ayrıca, Suriye, Türkiye'nin Katar'dan Avrupa'ya bölgesel enerji geçişi planlarına potansiyel olarak katılabilir ve örneğin Türkiye, bölgesel enerji kaynakları için bir kapı sağlayarak artan ticaret ve enerji iş birliğinden yararlanabilir.”
Kasiyun Dağı'nda acı kahve
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Suriye lideri Ahmed El Şara, düzenledikleri ortak basın toplantısının ardından Şam'daki Kasiyun Dağı'na gitti. İkili burada acı kahve içerek Şam'ı seyretti. Kasiyun'dan servis edilen görüntüler akıllara 2015 tarihli bir X paylaşımını getirdi.
Kasiyun Dağı'nı konu alan bahse konu paylaşımda "Bir gün Kasiyun Dağı'nda acı kahveyi yudumlayıp Şam-ı şerifi seyrederken hey gidi Beşar diyeceğiz, ne dişli domuzdun sen" ifadeleri yer alıyor.
Şam'ın merkezine hakim olan ve kentin büyük kısmını görebilen Kasyun Dağı, 2011 yılında Suriye'de özgürlük talepleriyle başlayan halk hareketlerinin, rejim tarafından şiddet yoluyla bastırılmaya çalışılmasıyla patlak veren iç savaşta önemli bir rol oynamıştı.
Devrik rejim, sivil halkın Kasyiyun Dağı'na çıkmasını yasaklarken, Beşar Esad'ın kardeşi Mahir Esed'e bağlı 4. Tümen birlikleri başta olmak üzere, dağa yoğun bir askeri konuşlanma gerçekleştirmişti.
Ayrıca, Şam'ın en iyi manzarasının görülebileceği noktalardan biri olan Kasyun Dağı, başkentin savunulmasında hâlâ stratejik bir öneme sahip.
Kasiyun Dağı, Suriye Şam’da bulunuyor. Yeryüzünde ilk kanın aktığı yer olduğu söylenir. Adem'in oğlu Kabil'in kardeşi Habil'i öldürdüğü dağdır. Habil'in türbesi, ünlü sufiler Mevlana Halid-i Bağdadi ve Ibni Arabi'nin türbeleri bu dağda bulunmaktadır. Beşşar Esed’e bağlı güçlerce 21 Ağustos 2013 tarihinde Gota'ya Sarin Gazı füzelerinin atıldığı yerdir.