SON DAKİKA
Sürdürülebilirlik Cuma 26 Mayıs 2023 07:24

SÜRDÜRÜLEBİLİR MODA İÇİN ÇALIŞIYOR

Moda dünyasını akıllı teknolojiyle başarılı bir şekilde buluşturan ve sürdürülebilir bir moda için yıllardır çalışmalarını devam ettiren tasarımcı Arzu Kaprol, koleksiyonlarında sürdürülebilir kumaşlara, el emeği baskılara, Anadolu'nun en değerli kumaşlarına yer veriyor

Sürdürülebilir moda için çalışıyor

Çağlar ÇAĞATAY 

Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen tasarımcılarından olan Arzu Kaprol, 21 yaşında başladığı başarılı kariyerine devam ediyor. Kendi adını taşıyan markasını 1998 yılında moda tutkunlarıyla buluşturan Kaprol, 2011 yılında Paris Moda Haftası, Moda Federasyonu resmi takviminde defileler yapmaya başladı ve Paris’teki ofisini açtı. Moda ve teknoloji birlikteliğinin benzersiz örneklerini sunan tasarımcı, Türkiye’nin ilk hologram defilesini ve ilk dijital couture show’unu gerçekleştirdi. Akıllı giyimin ilk prototiplerinden biri olan; klima değişikliklerine göre fonksiyon değiştiren ‘Akıllı Ceket’le de yine sektörün öncülerinden oldu. Aynı zamanda Kaprol, sürdürülebilir modaya dair farkındalığı artırmak için de sivil toplum kuruluşlarıyla da projelere imza atıyor. Kaprol’ün son projeleriden biri de TÜBİTAK MAM/ Kutup Araştırmaları Enstitüsü, Bilişim Vadisi ve Sun Tekstil ile birlikte yürüttüğü Antarktika’da görev alan Türk bilim insanlarının koruyucu kıyafetleri oldu. Arzu Kaprol ile tasarım, moda ve sürdürebilirlik üzerine çok özel bir söyleşi gerçekleştirdik.

Arzu Kaprol olarak hikayenizi anlatır mısınız?

Anneannem çok başarılı ve yetenekli bir terziydi, annemin ise bir modaevi vardı. Aktif olarak proje geliştirdiğim, sürdürülebilir moda alanında çalışmalarıma her daim devam ediyor ve inovasyonu moda dünyasıyla buluşturmak adına farklı iş birliklerinde yer alıyorum. Teknoloji ise her daim tutkum oldu, mesleğim de bana bu alanda proje geliştirme fırsatı tanıdır. En büyük hayallerimden biri astronot kıyafeti tasarlamak, yaşamın sınırlarını zorlayan kıyafetlerle bu alanda çalışmalarımız devam ediyor. Bu alandaki en son projelerimizden biri; TÜBİTAK MAM/ Kutup Araştırmaları Enstitüsü, Bilişim Vadisi ve Sun Tekstil ile birlikte yürüttüğümüz Antarktika’da görev alan Türk bilim insanlarının koruyucu kıyafetleri oldu. 

Akıllı kıyafetler geliyor

Arzu Kaprol olarak, moda dünyasını teknolojiyle buluşturan ve sürdürülebilir bir moda dünyası için yaptığınız çalışmalar nelerdir? 

Moda ve teknoloji birlikteliği benim için her daim en önemli konulardan biri oldu. Tasarımın asli görevinin, bugünden daha iyi, güzel, faydalı bir gelecek tasarlamak olduğuna inanıyorum. Ve bu dünyada var oluşumuz olan biricik bedenlerimizi saran kıyafetlerimizi, yani bizim varoluşumuzu taşıyan kıyafetlerimizin niteliğini, estetiğini ve yaşama katkısını çok önemsiyorum. Değerli ekiplerle birlikte, Türkiye’nin ilk hologram defilesini ve ilk dijital couture show’unu gerçekleştirdik. Akıllı giyimin ilk prototiplerinden biri olan; klima değişikliklerine göre fonksiyon değiştiren “Akıllı Ceket” de sektöre değer katan projelerin arasında yerini aldı. Bugün Bilişim Vadisi Tasarım Kümelenmesi Giyilebilir Teknolojiler Koordinatörü görevimi heyecanla yürütmeye ve farklı projelerde yer almaya devam ediyorum. Sürdürülebilir moda alanında ise bir tasarım markası olarak, yaklaşık 10 yıldır bu prensipte üretim yapıyoruz. Son 5 yıldır, adının sürdürülebilirlik olarak tanımlanmadığı zamandan itibaren ise, sürdürülebilirliği merkeze koyduğumuz, yaşama, doğaya, insana saygı prensibi üzerine kurguladığımız bir tasarım felsefesini sahipleniyoruz. Üretimimiz de yine bu çerçevede şekilleniyor. Bu, üretimin, kullandığımız malzemelerin, doğal kaynaklar ve kendi coğrafi bölgemiz içerisinden temin edilerek minimum seyahat etmesi, düşük karbon ayak izine sahip ve tamamen döngüsel bir tasarım zincirinde yönetilmesi anlamına geliyor. 

Giyilebilir teknoloji alanında da öncülük edenlerdensiniz. Bu çalışmalardan da söz eder misiniz? Özellikle hangi ürünlerde bu çalışmalar yapılıyor ya da yapılacak?

Giyilebilir teknoloji benim uzun zamandır üzerine çalıştığım, yatırım yaptığım ve farklı projelerle işbirlikleri gerçekleştirdiğim bir alan. Özellikle pandemi sonrası artan hassasiyetlerimiz bu alana yapılan ve yapılacak yatırımları da kökten etkiledi. Örneğin uzaktan yaşamsal verileri takip edebilme ihtiyacını giyilebilir teknolojilerle cevaplandırabiliyoruz. Vücudun farklı alanlarından bilgi toplayabilen akıllı kıyafetler bizim yaşamsal verilerimizi analiz edip, belki bize diyecek ki ‘bu ay daha stresli bir dönem geçirdin acaba tatil yapmak ister misin’. Bunu anlamlandırıp bir filtre sistemi üzerinden başka bir bakış açısıyla söyleyecek. Uzakta olduğumuz bir büyüğümüzün sağlık bilgileri yanında biz olmadığımızda takip edilebilecek. Birçok kapsamı var ve giyilebilir teknolojiler bunu yapabilecek nitelik sunuyor. Artık sürdürülebilir ölçekte ve akıllı teknolojiler odaklarıyla hareket ediyorum. Sadece bu prensipte olacağız. Doğaya insana canlıya fayda sağlayan bir sistemde kalmak ve bu prensiplerde katkı sağlamak istiyoruz.

Dünyaya ve yaşama saygı

Sürdürülebilir modaya dair farkındalığı artırmak için STK ve kurumlarla bir araya geliyorsunuz? Bu projelerden söz eder misiniz?

Tüm tasarım bakış açım, yaşama faydalı ve uyumlu değer yaratma üzerine kurulu. Bu çerçevede WWF, TGSD, Bilişim Vadisi ve TÜBİTAK ve YASTED iş birliği yaptığımız kurum ve STK’ların arasında. Bunların yanı sıra kurumsal markalaşmış firmalarla da yaptığımız iş birliklerinde bizim için en önemli konulardan biri dünyaya ve yaşama saygı çerçevesinde, doğru bir sistemde çalışmak. 

Tüketici adı değişmeli

Sorumlu tüketime dikkat çeken özel koleksiyonlarınız hakkında neler söylemek istersiniz?

Bu konuda öncelikle bizim müşterilerimize ve daha doğrusu şu anda dünya üzerinde yaşayan insan ırkına verdiğimiz isim olan “tüketici” adını değiştirerek başlamamız gerekiyor. Bir toplumu nasıl tanımlar ve adlandırırsak, o toplum da kendine biçilen sıfat doğrultusunda yaşıyor ve var oluyor. Bu yüzden, var oluşunun özünde tüketmek değil ama türetmek, paylaşmak, geliştirmek olan yeni bir bilinç ve sıfat ile yola koyulmak ve bu bilinci tüm yaşam alanlarımıza yaymak gerekiyor. Sürdürülebilirlik, ustam Tülin Bilen’in de dediği gibi, özünde, sağlıklı düşünce yollarına sahip olmak demek. Sürdürülebilirliğin öncelikle; bir sistem çerçevesinde algılanabilir, eğitilebilir ve paylaşılabilir hale gelmesi gerekiyor. Bu sistemi, iplik ya da elyaftan başlayan, üretim hammaddesi ve sistemini konu yapan, kullanıcı ve kullanıcı da ömrünü tamamladıktan sonra o tasarıma ne olacağının da düşünüldüğü bir döngüsellikte yaygınlaştırabildiğimiz ölçüde başarılı olacağız. Bu şekilde, sürdürülebilir bir moda dünyası büyüyecek ve genç kitleler tarafından sahiplenilecektir diye düşünüyorum. Biz de tüm projelerimizi bu prensipler ışığında oluşturmaya ve sergilemeye gayret ediyoruz. 

Anadolu kumaşları kullanıyoruz

Tasarımlarda kullanılan kumaşlar hakkında bilgi verebilir misiniz?

Ben tasarımlarımda hem teknoloji hem de geleneksel kumaşı farklı alanlarda ve aynı düşünce matematiğinde kullanmayı çok seviyorum. Arzu Kaprol koleksiyonlarında da yaz, kış ve tüm alt gruplar için %100 Anadolu’da üretilen kumaşları kullanmaya özen gösteriyoruz. El dokuması kumaşlar, ipekler ve özel baskılar, bizim için değerli noktalar. İpek, cupro, şifon gibi kumaş kullanımları ise özellikle yaz koleksiyonlarında vaz geçemediklerimizden. Aynı zamanda teknolojik imkanlarla bu doğal elyafların faydalı malzemelerle bir araya geldiği yeni teknolojik kumaşları geliştirmekten heyecan duyuyoruz. 

Hatay’daki barış ipeğini dünyaya açmak istiyoruz 

 

Deprem bölgesi olan Hatay’daki projeniz noktasında da neler söylemek istersiniz? Şu an çalışmalar ne durumda?

Hatay’da yer alan Apollon İpekçilik sarı ipek ve barış ipeğini dünyaya açmaya hazırlanıyor. Bu değerli projede ben de gönüllü olarak yer alıyorum. Apollon İpekçilik’in de parçası olduğu EkoDoku Sürdürülebilir Yaşam Kooperatifi adına Emel Duman ile birlikte ilk hedefimiz bir yıl içerisinde bu nitelik ve kalitede ipeği kullanan dünya markalarına ulaşmak. Bu süreçte, Şebnem Yüceer’in de aralarında olduğu, projeye gönül veren çok kıymetli dostlarla birlikte ilerliyoruz.