Bu bağlamda Türkiye, yerli maden üretimini artırmayı ve dış ticaret verilerini analiz ederek stratejik bir yol haritası oluşturmayı hedefliyor.

Nihai puanlama sistemi, Türkiye’nin maden kaynaklarını daha etkin bir şekilde kullanması için önemli bir temel oluşturuyor. Bu sistemde, risk puanlaması, ihracat ve ithalat verileri dikkate alınarak madenler çeşitli kategorilere ayrılıyor. Hem Türkiye’nin iç pazarında hem de küresel ticaret arenasında daha güçlü bir konum elde edebilmesi için kritik madenler belirleniyor. Bu madenlerin doğru bir şekilde değerlendirilmesi, Türkiye’nin üretim kapasitesini artırarak dışa bağımlılığı azaltmasına olanak tanıyacak.

Nihai puanlama, madenlerin küresel rezerv durumları, fiyat dalgalanmaları, ithalat ve ihracat bedelleri gibi faktörleri göz önünde bulunduruyor. Türkiye, özellikle trona ve bor gibi alanlarda pazar tekelini elinde bulunduruyor. Bu nedenle, bu madenlerin stratejik önemi ve Türkiye’nin güçlü olduğu rezerv alanlarında daha fazla yatırım yapılması, ülkenin gelecekteki ekonomik büyümesine katkı sağlayacak. Ayrıca, yüksek öneme sahip kritik madenler arasında yer alan lityum, gümüş, titanyum, demir, manganez, çinko, bakır ve alüminyum gibi madenler, ülkenin sanayi üretiminin çeşitlendirilmesine olanak tanıyacak.

İhracat ve ithalat verileri, Türkiye’nin küresel ticaret stratejilerini belirlerken büyük bir rol oynuyor. İhracat değeri 10 milyon doların üzerindeki madenlere odaklanarak yapılan puanlamalar, dış ticaretin ülke ekonomisine olan katkısını net bir şekilde gösteriyor. Özellikle yüksek ihracat değerlerine sahip madenlerin, Türkiye’nin ekonomik büyümesine katkı sağlaması bekleniyor. Bu madenler, aynı zamanda küresel pazarda rekabet gücünü artırarak Türkiye’nin maden ticaretindeki payını genişletecek.

Stratejik madenlerin belirlenmesinde, yalnızca ekonomik faktörler değil, aynı zamanda savunma sanayi için kritik olan elementler de göz önünde bulunduruluyor. Türkiye, savunma sanayii için gerekli olan bazı nadir toprak elementleri ve diğer stratejik madenleri temin etmekte zorlanabiliyor. Bu nedenle, bu madenlerin üretim süreçlerine dair özel planlamalar yapılarak, gelecekteki güvenlik ihtiyaçları ve teknolojik gelişim için gerekli kaynakların sürdürülebilir bir şekilde sağlanması hedefleniyor.

Türkiye’nin yerli maden kaynaklarını daha etkin bir şekilde kullanması, sadece ekonomik anlamda değil, aynı zamanda sanayi üretiminde yüksek kalite ve sürdürülebilirlik açısından da büyük önem taşıyor. Bu stratejilerin hayata geçirilmesi, Türkiye’nin gelecekteki sanayi büyümesine katkı sağlarken, aynı zamanda dünya genelinde daha güçlü bir ekonomik konum elde etmesine olanak tanıyacak. Yüksek öneme sahip kritik madenlerin ve stratejik madenlerin doğru bir şekilde belirlenmesi, ülkenin ekonomik güvenliğini artıracak ve küresel pazarda rekabet gücünü pekiştirecek.