SON DAKİKA
Halkbank
Umut ÇELİK | Kobi Salı 02 Temmuz 2024 07:41

SORUNLAR KOBİ'LERİN REKABETÇİLİĞİNİ ETKİLİYOR

TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, "Özellikle yüksek enflasyon, KOBİ'lerin finansmana erişimini ve rekabetçiliğini ciddi ölçüde etkiliyor. Bizim verimlilik ve katma değer sorunu, kayıt dışı ekonomi ve vergi adaletsizliği gibi sorunlara odaklanmamız gerekiyor" dedi

Sorunlar KOBİ'lerin rekabetçiliğini etkiliyor
Türkiye’deki toplam işletmelerin yüzde 99,7’sini oluştan KOBİ’ler ekonomik ve toplumsal kalkınmada önemli bir yere sahip. Öyle ki AB ülkelerindeki toplam 24,3 milyon KOBİ toplam istihdamın yüzde 64,4’ünü, Türkiye’deki yaklaşık 3,8 milyon KOBİ ise toplam istihdamın yüzde 70,6’sını sağlıyor. Ancak Türk KOBİ’leri sahip oldukları bu büyük sayısal güce rağmen verimlilik, katma değer ve yüksek teknoloji ihracatı gibi alanlarda AB ve OECD ülkeleri arasında son sıralarda yer aldıkları için potansiyellerini ortaya koyamıyor. Çatısı altında yaklaşık 100 bin şirket yer alan Türkiye’nin en büyük bağımsız iş dünyası örgütü Türk İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, 27 Haziran Dünya KOBİ Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada KOBİ’lerin sorunlarına dikkat çekerek çözüm önerilerini paylaştı.

Görünür ve hakiki sorunlar

Türkiye’nin ‘görünür’ sorunları ile arka plandaki ‘hakiki’ sorunlarının farklı olduğunu, bu durumun toplumun her kesimi gibi KOBİ’leri de derinden etkilediğini söyleyen Sönmez, “Ülkemizin görünürdeki en büyük sorunları ‘cari açık’, ‘yüksek enflasyon’ ve ‘kalkınma, kişi başı milli gelir gibi refah dinamiklerinde gösterdiğimiz olumsuz performans’ olarak sıralanıyor. Özellikle yüksek enflasyon KOBİ’lerin finansmana erişimini, rekabetçiliğini ciddi ölçüde etkiliyor, toplumu düşük gelir seviyesine hapsediyor. Ancak bu sorunlara çözüm üretmek için arka plandaki hakiki sorunlara odaklanmamız gerekiyor. Bizim gerçek sorunlarımız ‘verimlilik ve katma değer sorunu’, ‘kayıt dışı ekonomi ve vergi adaletsizliği’ ile ‘21. yüzyıl şartlarına uygun planlama eksikliği’. Tüm bunların neticesinde ülkemizdeki KOBİ’ler, verimlilik kıyaslamasında AB ve OECD ülkeleri içinde son sırada yer alıyor. Toplam faktör verimliliğinde de tarihsel olarak kötü bir performans sergiliyoruz. 1974’ten 2019’a kadar arada geçen 45 yılda toplam faktör verimliliğimiz yüzde 29 düştü. Bu oran aynı dönemde Güney Kore’de yüzde 81, Almanya’da ise yüzde 55 arttı. Ekonomik büyümemizin önündeki en büyük engellerden biri, üretimde verimlilik artışının sağlanamaması. Yüksek teknoloji ihracatında da OECD ülkeleri ortalaması yüzde 17-18 civarında seyrederken biz henüz yüzde 3,6 seviyesindeyiz” dedi.

Kalkınmanın yolu Anadolu’dan geçiyor

Bölgelerarası gelişmişlik farkına dikkat çeken Sönmez şöyle devam etti; “Türk KOBİ’leri yaşadıkları bu zorluklar nedeniyle global arenadaki rakipleri karşısında geride kalırken yurt içinde de bölgelerarası gelişmişlik farkı nedeniyle güçlerini kaybediyor. Geçtiğimiz Mayıs ayında yayımladığımız Türkiye için Bir Rekabetçilik Endeksi 2023 yılı raporuna göre ülkemizin batı kıyı bölgeleri ve Marmara-Ankara ekseni arasındaki rekabetçilik gücü en yüksek değerlerine ulaşırken rekabetçilik gücü batıdan doğuya gidildikçe zayıflıyor. Halbuki kalkınmanın yolu Anadolu’dan geçiyor. Ülkemizin kalkınması, bölgelerimizin kalkınması ile mümkün. Bölgesel kalkınma ise yerelde değer yaratan KOBİ’lerin yetenek ve kapasitelerin artırılması ile sağlanabilir” dedi.

Önceliğimiz kalkınma ve verimlilik

Sönmez, ekonomik iyileşme için para politikalarının tek başına yeterli olmadığını vurgulayarak, “Büyümeyi değil, kalkınmayı ve verimliliği artırmayı hedefleyen ekonomik politikaların ve yapısal reformların hayata geçirilmesi; enflasyonun kontrol altına alınması ve ekonomik istikrarın sağlanması için kritik önem taşıyor. Verimlilik sorununu aşmak için haksız rekabet ve kayıt dışı ekonomiyle etkin mücadele etmeli, öngörülebilirliği ve adalete güveni tesis etmeli, girişimcilik kültürünü desteklemeliyiz. Yüksek teknoloji ihracatı için öncelikle katma değeri yüksek ürünlere ve yeşil dönüşüme öncelik veren stratejik sanayi politikaları setine ihtiyacımız var. Bölgesel ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanabilmesi için 21 yüzyıl şartlarına uygun Devlet Planlama Teşkilatını, ayrı ve bağımsız bir kurum olarak yeniden kurmalıyız. Diğer taraftan büyük işletmeler rekabetçilik endeksinde öncü şehirlerde yoğunlaşırken Anadolu’da illerin ekonomik ekosisteminin yegane gücü KOBİ’ler. Bu anlamda KOBİ’lerin yeteneklerindeki gelişmeler ve verimlilik artışıyla gelen ölçek artırıcı adımlar, bölgesel kalkınma için vazgeçilmez bir unsurdur. Hedefimiz katma değerli üretim ve başta KOBİ’ler olmak üzere işletme verimliliğimizi artırmak olmalı. Cari açık ve yüksek enflasyon sorunlarını orta-uzun vadede ancak bu sayede aşabilir, ülkemizin yıllardır aşamadığı orta gelir tuzağından kurtulabiliriz” diye konuştu.