ŞİFA VEREN BAHARATLAR
Baharat yemeğe gerçek tadını veren son sihirli bir dokunuş gibidir. İşin püf noktası da denir belki, birçok usta veya aşçı söylemez yemeklerine hangi baharatları eklediğini. İşin sırrıdır bu o şef için. Baharat, dünya mutfaklarında ve özellikle Hint mutfağında ve benzeri birçok mutfak kültüründe yemeklerin olmazsa olmazıdır. Zencefil, tarçın, biber, karanfil gibi günlük hayatın içindeki bu baharatlar deyim yerindeyse renk katar lezzetli yemeklere. Adeta yemek baharatla derinleşir ve bütünleşerek lezzet kıvamına erişir.
Talip Bayram
Baharatların Tarihsel Yolculuğu
Binlerce yıldır var olan baharatların, günümüzün lezzet dünyasına büyük bir etkisi bulunmaktadır. Baharatların tarihi neredeyse insanlık tarihi kadar eskidir diyebiliriz. Çin, Hint, İran, Mezopotamya, Mısır, Anadolu, İbrani, Yunan, Roma, Osmanlı gibi eski medeniyetlerin birçoğunda kullanılmış üretilmiş ve ticareti yapılmıştır. Tarihi kaynaklardaki rivayetlere göre Hazreti Süleyman’ın muhteşem zenginliğinin kaynağının baharat ticareti olduğu ve Yemen melikesi Belkıs’ın Hazreti Süleyman’a en değerli hediye olarak baharatları götürdüğü anlatılmaktadır. Belki bunlar rivayet olsa bile ancak uzunca yıllardır dünyamızda bu baharatların kullanıldığını biliyoruz ve buna dair tarihi vesikalar da bulunmaktadır. Bu durumu tarihçi ve araştırmacılara havale edip biz yemeklere kattıkları lezzet açısından ve insan vücuduna verdikleri şifa yönleriyle baharatları ele alacağız.
Tropik Asya’dan göç yolları ve gemilerle Ortadoğu’ya oradan Batı’ya kadar getirilen baharatlar, tahmini yedi bin yıldır dünyanın değişik mutfak kültürlerinde kullanılmaktadır. Ülkemizde ise ta Osmanlı Dönemi’nden beri yaygın olarak kullanılan baharatlar, yemeklere ve hatta şerbetlerin içine bile konulmaktadır. Osmanlıda bazı baharatlar doktor ve eczacılar gözetiminde yapılır ve yetiştirilirdi. Halen bu şifalı ve iyileştirici özelliği olan şerbetlerden bir kısmı; Gaziantep sokaklarında yaşamaya devam etmektedir. Yüzyıllardır baharat ticaretinin önemli bir merkezi İstanbul olmuştur. İskenderun, Trabzon gibi limanlar, gemiler ve kervanlarla İstanbul’a taşınan baharatın naklinde rol oynamışlardır. Günümüzde ise Maraş, biber konusunda, Gaziantep, Hatay ve Şanlıurfa gibi illerimiz de diğer baharatlar konusunda en az İstanbul kadar etkilidirler. Halen normal bir Türk ailesinin evinde, baharatlar mutfakların başköşesini süslemeye devam etmektedir.
Şifa veren Baharatlar
Öncelikle aromaları ile yemeklere lezzet katan baharatlar, tat ve haz alma duygumuzda inanılmaz fırtınalar estirmektedir. Ancak farklı farklı yüzlerce faydası ve iyileştirici özellikleri ile sağlığımız içinde sayısız nimetleri bulunmakta ve dört mevsim boyunca lezzet ve şifa dağıtmaya devam etmektedir. Şifalı baharatlar ile hastalıklara karşı önlem alabilir, kendimizi koruyabilir ve iyileştirebiliriz. Peki, hangi baharatları kullanalım derseniz bunu söylemek için iyi baharat uzmanı olmak lazım. Ben öyle biri değilim. Sadece bu aralar faydasına ve şifa verdiğine inandığım baharatları incelemelerim sonucunda size aktarmaya çalışacağım. Hangi baharat hangi hastalıklara iyi gelir? Antioksidan özellikleri olan baharatlar nelerdir. Uzmanlara göre, mutfakta lezzetlere lezzet katan bu baharatlar, hücrelerimizin normalleşmesini sağladıkları gibi hücre yıkımını da azaltmaktadırlar. Bir çok vitamin içeren antioksidan baharatlar vücudumuzu kalp hastalıklarından kansere kadar birçok hastalığa karşı korumaktadır.
Baharatlar için, nerdeyse her derde devadır desek abartmış olmayız. Yemeklere aroma ve lezzet katmakla kalmaz aynı zamanda vücutta doğal bir ilaç etkisi gösterirler. Kilo kontrolünden sindirim sitemine, metabolizma hızından kolesterole kadar geniş bir etki alanı vardır. Baharatlar, şeker ve kolesterol düzenler, metabolizma güçlendirir, kanser hücrelerinin baskılanmasına yardımcı olur ve tümörün küçülmesine katkı sağlar. Kanın kirli olması ciddi sağlık problemlerine yol açmaktadır. İşte beslenme düzenine eklenecek bazı baharatlar kanın temizlenmesinde etkili olmaktadır.
Baharatlardan Yapılan Mesir Macunu
Şifalı otlar ve baharatlar ile hazırlanan Mesir macunu yine çok etkili Anadolu’muz tedavi kürlerinden biridir. Osmanlı'da önemli bir yere sahip olup geleneğimizin bir parçası olmuştur. Hatta Kanuni Sultan Süleyman’ın annesini bununla iyileştirmiş olduğu dahi söylenmektedir. İlk olarak o dönemin Manisa akıl hastalıkları hastanesinin ilk başhekimi Merkez Efendi tarafından 40-45 kadar baharatı karıştırarak elde ettiği bu macunu hastalarına ilaç olarak hazırlamıştır. 1539 yılından beri geleneksel olarak her yıl Manisa’da “15 Nisan günü Mesir Macunu Festivali” yapılarak bu macun halka dağıtılmaktadır. Mesir macunundaki baharatların her biri ayrı ayrı faydalıdır. İdrar yollarındaki sıkıntıyı giderir, kanı temizler, göğüs problemlerine iyi gelir, balgam sorununu çözmeye yardımcı olur, romatizma ve eklem ağrılarını hafifletir, hemoroide iyi gelir, egzemaların iyileşmesine yardımcı olur, sinir hastalıkları üzerinde etkili olur, mide, sindirim ve gaz problemlerini gidermede etkilidir.
Zararları, Mesir macunun aşırı tüketilmesi durumunda baharatların yan etkilerinden dolayı gastrit, ülser, basur gibi sorunlara sebep olabilir. Karaciğer, mide, mesane, şeker ve obezite hastalıklarına sahip olanlar mesir macununu dikkatli kullanmalılar.
Baharatların Zararları Var mıdır?
Elbette her şey gibi baharatlar da fazla kullanıldığında zararları bulunmaktadır. Kararında tüketmek sağlığımız için büyük önem taşıyor. Birçok farklı alanda fayda sağlayan baharatlar doğru kullanılmaz ise sağlığı ciddi tehdit edebiliyor. Belki bazı rahatsızlığı olan kişilerin baharatların bir kısmını kullanması sakıncalı olabilir. Özellikle Alerjisi ve kronik hastalığı olanların baharatları kullanırken doktorlarına danışmaları gerekir. Kişinin o baharatın hangi hastalıklara zararlı olduğunu bilmesi ve daha dikkatli kullanması gerekiyor.
Mutfağımızda En Sık Kullandığımız Baharatların Bir Kısmı Fayda Ve Zararları İle
Yemekleri eğer sos olmadan yemeyenlerdenseniz, içine hardal, çekilmiş karabiber ve çeşitli baharatlarla o sosu çeşnilendirdiğinizde işte gerçek lezzeti ve hazzı keşfetmiş olacaksınız
Zerdeçal
Şifalı baharatlardan olan Zerdeçal, kaynağı Hindistan’dandır ve Hint mutfağında ‘Mutfağın Kraliçesi’ olarak bilinir. Zencefil ailesinden olan ve Hindistan safranı olarak da bilinen zerdeçalın kullanımı safranla benzerlik göstermektedir.
Faydaları, Sarıçiçekleri ve köklerinden faydalanılan Zerdeçal, pilav, yahni veya mercimek gibi yemeklere efsane tatlar ekler. Unutkanlık problemi olanlar için faydalı bir baharattır. Köri’nin içinde bulunan 10 baharattan biri olan ve aynı zamanda ona rengini veren zerdeçal, yemeklere lezzet katıcı olarak kullanılsa da, genel olarak birçok iyileştirici özelliği ile bilinir. Ana özelliklerinden birisi kanserle savaş gücüdür. Kolon, prostat, pankreas, meme kanserlerinde tedaviye ek olarak doktora danışarak kullanılabilir. Aynı zamanda DNA hasarının tamirine yardım eden Zerdeçalın iltihap önleyici özelliği de vardır. Kan basıncını düzenleyerek kan pıhtılaşmasını engellemeye yardımcı olur. Kalp hastalıkları ekseninde plakların atardamarlarda birikmesini engeller ve kötü kolesterolü düşürür. Zerdeçal Alzheimer gibi hastalıklarda yine doktora danışılarak kullanılmaktadır. Safra taşına karşı doğal bir koruyucudur. Aynı zamanda iltihap giderici olan zerdeçal, karaciğeri kuvvetlendirir, beyin sağlığı ve yaşlanmaya karşı etkili olduğu söylenmektedir.
Zararları, Fazla miktarda zerdeçal tüketilmesi kan hücrelerine zarar verebilir. Gaz sancısına neden olabilir. Kanı sıvılaştırma özelliği vardır. Hassas bünyelerde alerjik reaksiyonlara neden olabilir.
Zencefil
Zencefil, zencefilgiller bitki ailesinden olup bir metreye kadar boyu uzayan, ince-uzun yapraklı, sarı-kırmızı renklerde çiçekler açan, kök yumruları baharat ve ilaç olarak kullanılan, uzun yıllar yaşayan bir bitkidir. Başta Çin olmak üzere, Hindistan, Endonezya, Vietnam, Japonya gibi tropik ya da yarı tropik iklimlerde yetişir.
Faydaları, Aromatik tadı ve yemeklere kattığı lezzeti ile dünya üzerinde en çok tercih edilen baharatlar arasındadır. Hint mutfak kültüründe oldukça yoğun kullanılmasına rağmen kökeni Güney Asya’dır. Zencefilin, sağlık ve diyet konularında inanılmaz faydaları bulunmaktadır. İçeriğinde birçok B,C,E vitamini, Kalsiyum, Bakır, Demir, Manganez, Fosfor, Potasyum, Selenyum, Sodyum, Çinko, Proteinler ve aminoasitler bulunmaktadır. Proteinler, karbonhidratlar ve kolesterolü düşüren manganez zencefil de fazlasıyla bulunmaktadır. Zencefil solunum yolu hastalıklarında, öksürük, grip ve soğuk algınlığına birebirdir. Zencefil içerisinde yer alan antioksidanlar ve anti-kanser bileşikleri sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirmektedir. Kanserde tümörün küçülmesine yardımcı olmaktadır. Hamilelik dönemi bulantılarında en güvenilir olarak Zencefilin Çay’ı tavsiye edilmektedir. Zencefil çayı aynı zamanda uzun yolda ortaya çıkan mide bulantılarında da etkilidir.
Zararları, Fakat kan basıncı ve şeker ile ilgili ilaç kullananlar için sakıncalı olabileceği unutulmamalıdır.
Tarçın
Tarçın, defnegiller bitki ailesinden olup anavatanı Güney ve Güneydoğu Asya olan, yaprak dökmeyen aromatik kokulu ağaç cinsidir.
Faydaları; Hafızayı güçlendirir ve Kan şekerini dengelemesiyle bilinir. Kolesterol üstünde de dengeleyici etkisi olan tarçının antioksidan, antiseptik ve antibakteriyel özellikleri de vardır. Kanın pıhtılaşmasını önlemeye yardımcı olan tarçın zengin lif içeriği sayesinde sindirimi kolaylaştırır. Lösemide kanser hücrelerinin çoğalma riskini düşürür. Tarçın sakızı çiğnemek veya koklamak hafızayı güçlendirir. Alzheimer gibi hastalıklarda yardımcı olarak kullanılabilir. Adeta bir mikropsavar olan tarçın, soğuk algınlığına, bağırsak problemlerine, el ve ayak titremelerine iyi gelir. Kalp atışını artırarak vücut sıcaklığını yükseltir ve yorgunluğu da giderir. Tarçın sabah-akşam yiyeceklere eklenerek tüketilebilir, tazelik hissi verir.
Zararları, Uzmanlar bu özelliği ile diyabetik hastalara önerilen tarçının bazı diyabet ilaçları ile etkileşime girebilmesi nedeniyle, diyabet hastalarının tarçın kullanımı ile ilgili doktorlarına danışması gereklidir. Uzun süre kullanımı kabızlığa neden olur. Bazı bünyelerde fazla kullanımı karaciğeri zorlayabilir. Bazı ciltlerde kaşıntı ve kızarıklığa neden olur.
Kimyon
Kimyon, maydanozgiller bitki ailesinden olup Mayıs-Haziran ayları arasında, beyaz ve pembemsi renkli çiçekleri açan, 40–60 cm boyunda, bir yıllık otsu bir bitki türüdür. Anavatanı Doğu Akdeniz ve Orta Doğu'dur.
Faydaları, Egzotik lezzetler elde etmek için pilav, tahıl, salatalara ekleyebilir, et yemeklerini marine edebilirsiniz. Yağlı etlerinizi kalp sağlığını koruyan mükemmel baharat kimyonla pişirebilirsiniz. Kimyon, cildi düzenler, siyah nokta, sivilce, yaşlılık kırışıklıklarının tedavisinde yardımcıdır. Kan şekerini dengeler. Yüksek demir içeriği sebebiyle kansızlık tedavisinde oldukça etkili olan kimyon, astımla savaşır ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Çok sık kullanılan baharatlardan biri olan kimyon, tam bir kanser savaşçısıdır. Safra salgısının uyarılmasına da yardımcı olan kimyon, bağırsak gazlarının kolaylıkla çıkarılmasını sağlar. Vücuda enerji verir. Astım, bronşit gibi solunum yolu hastalıklarının iyileşmesine de destek olan kimyon, unutkanlık ve dikkat dağınıklığına da iyi gelir.
Zararları, Aşırı tüketimi karaciğer ve böbreklere zarar verebilen kimyonun hamilelik döneminde de düşüklere neden olabileceği için kullanılmaması önerilir. Fazla kimyon tüketimi kan şekerini düşürebilir. Yine mide rahatsızlıkları olanlar fazla kimyon tüketiminden kaçınmalıdır.
Kırmızı Pul Biber
Bir veya daha fazla acı biber çeşidinin kurutulmuş, toz haline getirilmiş meyvesidir. Daha çok kurutulmuş biber ve acı kırmızıbiberden yapılır. Mutfak yemeklerine keskinlik ve lezzet katmak için baharat olarak kullanılır.
Faydaları, Yemeklere benzersiz bir tat katmaktadır. Mutfakta birçok yemeğe, balık, tavuk veya etin marine edilmesinde enfes aromasından faydalanmak için kullanılır. Kırmızıbibere acılık veren içerisinde bulunan capsaicin maddesidir ve bu madde metabolizmayı hızlandırarak kilo kaybına yardımcı olur. Pul biber bağışıklık sistemi ve metabolizmayı güçlendirir. Gaz giderici olarak da kullanılan pul biber içindeki bileşikler sayesinde birlikte yenilen diğer besinlerin vitamin ve mineraller emilimini de arttırır. Yüksek miktarda C vitamini içerdiğinden doğal antibiyotik olarak tanınan pul biberin vücut için mucizevi bir besin olduğunu söyleyebiliriz. Bağışıklık sistemi ve metabolizmayı güçlendiren pul biber antidepresan olarak kullanılabilir. Bu acı baharat, tokluk oluşturur, ishali keser ve soğuk algınlığına iyi gelir. Grip ve soğuk algınlığı semptomlarını azaltmak içinde yardımcı bir baharattır. İngiltere’de yapılmış olan çalışmalar sonucunda kırmızıbiberin kanser hücreleri üzerinde de olumlu etkiye sahip olduğunu söylemek mümkün.
Zararları, Kanser hücrelerinin bastırılmasında da yardımcı olan biberin bazı ilaçlarla etkileşime girebileceği unutulmamalıdır. Biberin cilde uygulanıp uygulanmaması konusunda tartışmalar hala devam etmektedir. Biberi cilde uygulamak bazı bünyelerde hassasiyete yol açabilir. Egzama ve basur rahatsızlığı olanlar biber tüketmemelidir. Kanamayı artırıcı özelliği olduğu için damar kalp rahatsızlığı olanlarında dikkatli tüketmesi gerekir.
Karabiber
Karabiber, çiçekli bitkilerden Piperaceae bitki ailesinden olup ait bitkilerin meyvelerinin kurutulup, baharat şeklinde kullanılmasıyla elde edilen toz şeklidir. Kökeni Hindistan olmasına karşılık, tüm sıcak iklimlerde yetiştirilebilir.
Faydaları; Sofraların vazgeçilmezi olan karabiber, hazma hizmet eden bütün salgı bezlerini çalıştırır. Özellikle pankreas bezine etki ederek, yağlı ve nişastalı yiyeceklerin hazmını ve vücuttaki miktarının ayarlanmasını sağlar. Pankreasın körelmesini önleyerek, şeker hastalığının ilerlemesini durdurur, hatta zamanla normale döndürür. Mideyi ısıtan karabiber, iştah açar, yemeklerin tadını ve kokusunu hoş hale getirir.
Zararları; Gastrit, reflü gibi sindirim sistemi rahatsızlığı olanlarda mideyi rahatsız eder. Cilde direkt uygulandığında ciltte yanma ve kızarıklığa yol açabilir. Yakıcı etkisinden dolayı fazla terlemenize neden olur.
Kekik
Kekik, ballıbabagiller bitki ailesinden olup Thymus, Thymbra, Origanum, Coridothymus, Satureja, cinslerinin genel adı olan, kendine özgü kokusu ile tanınan çimenlik, tarla, orman kıyılarında ve çayırlarda görülen bitki türlerinin ortak adıdır.
Faydaları; Hemen her yemeğe lezzet katmak için kullandığımız kekik, birçok sağlık uzmanının listesinde kanserden koruyucu baharat olarak yer alır. Ayrıca hazmı kolaylaştırır, böbrek ve bağırsak mikroplarını öldürür, solunum yolu hastalıklarına iyi gelir ve kan şekerini düşürür. Izgarada pişireceğiniz tavuk, balık veya eti kekikle marine ettiğinizde mentollü ve biraz ekşimsi tadı mükemmel bir lezzet verir. Kekik, birçok sağlık uzmanının listesinde kanserden koruyucu olarak yer alır. Ayrıca, uzun zamandan beri antiseptik olarak da kullanılır.
Zararları; Yüksek tansiyonu tetikleyebilir. Çok hassas ciltlerde alerjiye sebep olabilir. Fazla kullanımı mukus tabakasına zarar verebilir.
Nane
Nane, ballıbabagiller bitki ailesinden olup Mentha cinsini oluşturan bütün Dünya'da görülebilen 25-30 türün ortak adıdır. Genellikle temmuz ve ağustos ayları arasında açarlar. Bu bitki uçucu yağ bakımından zengindir.
Faydaları, Mis kokusuyla mutfaklarda sıklıkla kullanılan nane; hazımsızlığın, mide bulantısının ve midedeki gazın azalmasına yardımcı olur. Aynı zamanda stres gideren, soğuk algınlığına ve öksürüğe de iyi gelen nane, diş ağrısını dindirir ve kötü ağız kokusunu azaltır. Nane suyu ile gargara yapmak ise soğuk havalarda boğaz ağrınızın dinmesine yardımcı olur.
Zararları, Hamileler, Kronik mide rahatsızlığı olanlar ve Safra kesesinde taş olanlar hekim kontrolünde kullanmalıdır. Nane yağının yüksek dozlarda kullanılması zehir etkisi ve bazen düşük dozları bile bazen alerjik reaksiyonlara veya mide ekşimelerine yol açabilir.
Biberiye
Biberiye, ballıbabagiller bitki ailesinden olup iğneye benzeyen ince yapraklı, daima yeşil kalan bir bitki türüdür. Mor çiçekli ve çalı görünümlü bitkidir. Akdeniz çevresinde yaygın olarak yetişir.
Faydaları, saymakla bitmeyecek baharatlardan biri olan biberiye, içerdiği bileşenlerle vücut iltihaplarının iyileşmesine yardımcı olur ve birçok kronik hastalık riskini azaltır. Kalp sağlığı için de faydalı olan biberiye aynı zamanda konsantrasyonun artmasına yardımcı olur. Özellikle baş ağrısı için bir çay kaşığı kuru biberiyeyi ayırın ve içmeden önce sıcak suyun içinde beş dakika boyunca demleyin. Ağrılarınıza iyi gelecektir.
Zararları, Biberiye çayı günde 1 fincandan fazla tüketilmemelidir. En fazla bir hafta boyunca düzenli tüketilmeli, ardından bir hafta ara verilmelidir. Fazla kullanımında akciğer ödemi, spazm, kusma ve koma görülebilir.
Sumak
Sumak, çalı görünümünde bir bitki cinsidir. Sumak bitkisinin meyvesi küre biçiminde, kırmızımsı, ekşi lezzette olur. Uygun yöntemlerle kurutulduktan sonra, sofra tuzuyla karıştırılıp öğütülür ve baharat olarak kullanılan "sumak" elde edilir.
Faydaları, yaşlı ve hastalarda hazımsızlık ve iştahsızlığı gideren sumak, bağırsak bozukluğuna ve ishale iyi gelir. Deri iltihabı, bronşit, soğuk algınlığı ve solunum problemlerinin giderilmesine ve kan şekerinin düşmesinde de yardımcı olan sumak, aynı zamanda güçlü bir antioksidandır. Anne sütünün artırılmasına da katkı sağlar.
Zararları, Bazı çeşitleri zehirli olduğu için deriye zarar verebilir. Tansiyon hastalarında tansiyonu yükselttiği görülmüştür. Bağırsaklara etki ederek, kabızlığa yol açabilir.
Karanfil
Karanfil baharatı Syzygium aromaticum ağacından elde edilirken, Karanfil çiçekleri de Dianthus petraeus bitkisinden elde edilirler. İlk olarak Moluk adalarında bulunmuştur. Karanfil ağacı dört mevsim yeşil kalır ve 10–20 m uzunluğa erişebilir.
Faydaları, karanfil şişkinliği önler, En çok diş ve diş eti hastalıklarına önerilen karanfil, lokal anestezik olarak da kullanılabilir. Ağız kokusu için de etkili olan karanfil, su ve çayda tüketildiğinde şişkinliğe iyi gelir. Bitkilerde çok nadir görülen omega-3 ve omega-6 barındırmasıyla dikkat çeken zencefil, soğuk algınlığı, öksürük gibi bağışıklık sistemi hastalıklarında da kullanılabilir. Siyah noktalar, sivilceler, cilt lekeleri için tavsiye edilmektedir.
Zararları, Baharat ve çay olarak tüketilmesi önerilen karanfil, yağ olarak tüketildiğinde yarardan çok zarara neden olan bir ürüne dönüşebilir. Mutlaka bir uzmana danışılarak kullanılması gereken karanfil yağı; direkt olarak içilmemeli, cilde sürülmemeli ve seyrelterek kullanılmalıdır. Çocukların kesinlikle kullanmaması gereken karanfil yağı mide ve bağırsakta dönüşü olmayan ciddi yan ektilere neden olup vücutta tahribat yapabilir.
Muskat
Muskat, portakal ağacına benzer, anavatanı Banda Adaları olan bir tropik ağaç cinsidir. Karayipler bölgesinde ve özellikle de Grenada'da yetişir. Bu bitkinin meyvesi baharat olarak kullanılır.
Faydaları; Muskat, küçük Hindistan cevizi olarak da bilinen tropik bir ağaç türüdür. Muskat hoş kokusuyla bilindiği gibi birçok yemeklerin içine katılarak yemeklere aroma katar ve tat verir. Aynı zamanda Muskat, uykusuzluktan cilt sağlığına kadar birçok probleme şifa verir.
Zararları, Sürekli ve fazla muskat tüketmek; kalp çarpıntısı, mide bulantısı ve halüsinasyonlara neden olabilir. Hamileler ve emziren annelerin muskat kullanılması önerilmez.
Safran
Safran, süsengiller bitki ailesinden olup, sonbaharda çiçek açar, 20–30 cm boyundadır. Bitkinin yaprakları şeridimsi, mor çiçekli ve üç tepeciklidir. Safran, işte bu çiğdem cinsi soğanlı kültür bitkisinden elde edilen baharattır.
Faydaları, kramplardan kurtulmaya, kaşıntıya ve iltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olur. Genellikle renklendirici ve tat verici olarak kullanılır. Keskin ve acımsı bir tada sahip olan safran, endüstriyel kullanımları dışında şifa verici bitki olarak tüketilir. Safranın kanser bastırıcı, mutasyon önleyici, ve antioksidan benzeri özellikleri olduğu modern tıp tarafından bulunmuştur. Safran özellikle Çin ve Hindistan’da kumaş boyası olarak ve parfümeride kullanılır. Anti kanserojen maddeler sayesinde bağışıklık ve sinir sistemini güçlendirir. Karaciğeri temizlediği gibi kandaki zararlı hücreleri de temizleyerek damar tıkanıklığı riskini azaltır. Safran çiçeği kalp kaslarını kuvvetlendirerek kalp hastalıklarına yakalanma oranını da düşürür.
Zararları, Fazla tüketilmesi böbreklere zarar verebilir. Zehirleyici etkisi vardır. Kanamaya sebep olabileceği için hamilelerde tüketilmesi düşük riskine neden olabilir.
Karahindiba
Karahindiba, papatyagiller bitki ailesinden olup yaygın bir bitki türüdür. Çiçekleri sarı, yaprakları yeşil olsa da bitkinin adına "karahindiba" denilmiştir. Mısır ve Kıpçak Türklerinin "katagan", Çağatay Türklerinin "saçratku" olarak bildikleri bu bitki günümüze "karahindiba" olarak gelmiştir.
Faydaları, Karahindiba sindirim sistemini toksinlerden temizleyen yüksek miktarda antioksidan ve çok sayıda besleyici öge içerir. Ayrıca karaciğer sorunlarının tedavisine yardım eder ve kandaki toksinleri yok eder. Bu bitki doğada ve bahçelerde yabani olarak büyür. Kendine özgü sarıçiçekleri ve dişli yaprakları vardır. Karahindibanın en kolay tüketimi yapraklarını kaynatarak diğer herhangi bir çay gibi içmektir.
Zararları, Aşırı dozda kullanılması, mide ekşimesine, mide iltihabına, hafif ishal, kan şekeri düşüklüğüne ve cilt alerjisine neden olabilir. Karahindiba, çocuklarda önemli bir alerji etkiye sahiptir.
Kişniş
Kişniş, kinzi ya da aşotu, maydanozgiller bitki ailesinden olup, yaprakları maydanozu andıran, 20-60 santimetre yüksekliğinde, tüysüz, bir yıllık ve otsu bir bitkidir. Bu bitkinin kurutulmuş meyvesi baharat olarak kullanılır ve tohumuna da kişniş adı verilir.
Faydaları, Kişniş özellikle kandaki cıva ve diğer zararlı mineralleri atmaya yardımcı olan bir kan temizleyici bitkidir. Kanda fazla cıva olması düşündüğünüzden daha yaygın bir sorundur. Sonuç olarak cıva diş dolgularından bazı balık türlerine kadar her şeyde bulunur.
Zararları, mide asidi sorunları yaşayanların kişnişten kesinlikle uzak durması gerekiyor. Ayrıca, karaciğeriyle ilgili sorunu olan, ciddi herhangi bir rahatsızlığı olan ile hamilelerin uzak durması lazım.