SON DAKİKA
GÜNDEM Pazar 27 Şubat 2022 02:51

SAVAŞ ŞOKU SÜRÜYOR YENİ RİSK FED KARARI

Rusya'nın Ukrayna'yı askeri işgaliyle başlayan süreçte küresel piyasalar saldırı şokuyla sarsıldı. Çabuk toparlanan borsalar haftayı kayıplarını kapatarak tamamladı, ancak savaşın piyasalarda oluşturduğu belirsizlik devam ediyor. Piyasalar savaşla birlikte Mart'ta faiz artıracağı öngörülen FED'e odaklandı.

Savaş şoku sürüyor yeni risk FED kararı

Sedat YILMAZ

Rusya’nın Ukrayna’yı askeri işgaliyle başlayan 24 Şubat’tan bu yana başlayan piyasalardaki yüksek dalgalanmada, diplomatik temasların devreye girmesiyle tansiyon düştü. Hafta ortasından itibaren 2 – 3 günlük süreçte piyasalarda özellikle borsalarda sert düşüşten sonra agresif yükselişler, 105 dolara çıkan petrolün yeniden 95 dolar seviyelerine kadar gelmesi ve altın fiyatlarının onsta 1970 dolardan 1884 dolara düşmesi, yüzde 2’yi geçen ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin yeniden yüzde 1,9’lara dönmesi yurtdışı piyasalarda yumuşamanın bir belirtisi olarak öne çıktı.

Küresel piyasalarla birlikte hareket eden yurtiçi piyasalar da dalga boyu düşerek yerini normal seyre bıraktı. Rusya’nın Ukrayna’yı askeri işgaliyle başlayan süreçte küresel piyasalarla birlikte negatif yöne dönen Türkiye’de yatırım araçlarında toparlanma çabuk oldu. Piyasalar normale dönerken özellikle liraizasyona kurumsal katılımların artmasıyla birlikte bankalardaki döviz mevduatı hızla gerilemeye başladı.

Rusya’nın Ukrayna’yı askeri işgaliyle başlayan süreçte küresel piyasaların saldırı şokuyla sarsılmasından sonra çabuk toparlanan borsalar haftayı kayıplarını kapatarak tamamladı, ancak savaşın piyasalarda oluşturduğu belirsizlik devam ediyor. Piyasalar savaşla birlikte Mart’ta faiz artıracağı öngörülen FED’e odaklandı.

Dalgalanmanın ana sebebi

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı bu haftanın piyasalarda en belirleyici gelişmesi oldu. Piyasalardaki oynaklığın en büyük sebeplerinden başı çeken yatırımcının riskli varlıklardan kaçması, altın ve petrol gibi yatırım araçlarına yönelmesiyle başta ABD, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ve İngiltere olmak üzere birçok ülkenin Rusya’ya yaptırım kararı olması etkili oldu.

Küresel piyasalarda risk iştahı Rusya’nın Ukrayna'ya askeri operasyonuyla birlikte kötüleşti. Piyasalardaki iki günlük kriz, daha sonra borsalarda yükseliş, altın, petrol fiyatları ve tahvil oranlarında düşüşler olarak tersine döndü. Normalleşmede yeniden diplomasiye dönüleceği beklentileri piyasaların moral bulmasını sağladı.

Piyasalarda korku endeksi olarak bilinen Volatility Index (VIX) 37 seviyesine kadar çıktıktan sonra haftayı 27 seviyesinden kapattı. VIX endeksinin en önemli noktası 30. VIX endeksi 30’un üzerinde ise volitalite yüksek yani belirsizliklerin artışta olduğuna işaret ediliyor. Endeks 20’nin altındaysa risk oldukça düşük, dalgalanmalar az ifadesi ortaya çıkıyor. Korku endeksinde 20-30 arasındaki değerler normal değerler olarak kabul ediliyor. Vix endeksinde değerin 60’ların üzerinde çıkması piyasalarda büyük bir kargaşa olduğunu gösteriyor.

Avrupa borsalarında ortalama yüzde 3’ü aşan düşüşlerin ardından hafta sonu kayıpların tamamının telafi edildiği gözlendi. 24 Şubat’taki işgal gününde Rusya borsası RTS yüzde 39 değer kaybetti, ancak borsa toparlanarak günü yüzde 24 kazançla kapattı.

Piyasaları bekleyen 2. risk

Rusya – Ukrayna savaşıyla ilgili belirsizlikler henüz dalga boyunu istenen seviyeye çekemezken piyasalarda ikinci risk olarak ABD Merkez Bankası’nın (FED) Mart’tan itibaren gerçekleştireceği faiz kararı ile ilgili takvim öne çıkıyor.

Piyasa uzmanlarına göre, küresel bazda savaş algısı oluştuğunda FED gibi piyasalara yön verme gücü olan kurumların faiz ve parasal genişleme politikalarına yönelik ayarlamaları önem kazanıyor. Uzmanlar, “Rusya-Ukrayna savaşı, FED’in faizleri artırmak için takvim verdiği ve parasal daralma sürecini başlattığı döneme denk geldi. Bu da tüm önceki örnekler karşısında risk olarak duruyor. Şimdi önümüzde çok önemli iki olasılık duruyor. İlki FED’in mevcut durumu göz önüne alarak takviminde bir güncelleme yapması. Bu başta borsalar, tahvil piyasaları ve kripto paralar için sert bir toparlanma getirebilecek bir durum. İkinci olasılık ise FED’in takvimine bağlı kalması. Eğer Rusya ve NATO ülkeleri arasındaki gerilim daha da tırmanırsa bu piyasaların daha önce hiç test etmediği bir psikolojiyi beraberinde getirebilecek. Savaş gerçeğini bu defa iliklerine kadar hissedecek bir piyasanın aşağı yönlü reaksiyonunun boyutunu tahmin etmek zor” yorumu yapılıyor.

Ekonomistler, Ukrayna’nın bağımsızlığından çok dünya ekonomisinin gidişatına vurgu yapıyor. Ekonomik sorunların enflasyon merkezli yoğunlaştığına vurgu yapan ekonomistler malum süreçte hammadde fiyatları ve tedarik zinciri kaynaklı etkilerin siyasi sorunları da beraberinde getirebileceğini vurguluyor. Ekonomistler aynı paralelde merkez bankalarının işinin giderek zorlaştığını, söz konusu çerçevede piyasalardaki belirsizliğinin nasıl azaltabileceğine dair politikaların önemli olduğunu dile getiriyorlar.

Faiz kararı zora girebilir

Konuyu değerlendiren Tera Başekonomisti Enver Erkan da, FED’in Mart ayı toplantısında 50 baz puan faiz artırımı öngörüldüğünü, ancak kararın ucu açık bir noktada olduğunu bildiriyor. Enflasyon endişesiyle faiz artırımının mümkün olabileceğini belirten Erkan, “Ancak jeopolitik risklerin uzaması ekseninde bir süre daha gündemde olacak sıkıntılar var. Enerji darboğazının enflasyon ve büyüme etkilerini bir arada değerlendirmek durumundalar. Eğer, büyüme riskleri uzayan siyasi sıkıntıdan dolayı da artacaksa sert bir faiz artırımını sağlayan dinamikler zora girecek demektir. Diğer taraftan, enflasyonla alakalı durumun Rusya krizinde sadece enerji üzerinden değil, aynı zamanda gıda üzerinden de geleceğini hesaba katmakta fayda var. Çünkü buğday gibi çok önemli bir gıda göstergesi açısından da arz sıkıntısı baş gösterecek ve fiyatlara yansıyacak” değerlendirmesini yapıyor.

Rusya’ya özellikle dünya çapındaki finans kuruluşlarının finansal işlemlerle ilgili bilgileri güvenli, standartlaştırılmış ve güvenilir bir ortamda gönderip almasını sağlayan SWIFT ambargosu uygulanacağına dair açıklamaları yorumlayan Erkan, “Olay yeni bir finansal sistem hareketi veya birçok ülkeyi içine alacak bir finansal sistem krizi olarak tezahür edebilir. Bence tüm ödeme sistemlerini ayırmak keskin bir bıçak gibi olur. Küresel finans sistemi yeterince entegredir ve böyle bir yaptırım sadece Rus bankalarının değil, Batılı finansal sistem oyuncularının da iş ve ticaret ilişkilerini zorlaştıracak, aynı zamanda doların dolaşımını azaltarak yerel para birimlerinin dolara çevrilmesini de azaltacak. Bu nedenle SWIFT olayının, Çin dominasyonunu artırması ve Çin güdümünde bir Rusya-Çin siyasi ve ekonomik ittifakı şeklinde oluşması muhtemel. Çin de birkaç yıl içinde Tayvan’a girmeyi planlıyor ve ABD çoklu bir savunma cephesi oluşturmak zorunda kalabilir” dedi.

Jeopolitik riskler fiyatlanıyor

Rusya – Ukrayna savaşında diplomatik girişimlerin oluşmasıyla risklerin nispeten azaldığı küresel piyasalardaki fotoğraf yurtiçine de yansıyor. ABD ve Avrupa tarafından Rusya'ya karşı yaptırım açıklamaları, jeopolitik risklerin sınırlı kalabileceği ve kısa süre içinde tekrar diplomasiye dönülebileceği beklentileri piyasalara moral olabileceği düşünülüyor.

Halen jeopolitik risklerin fiyatlandığı piyasalarda yurtiçinde 14,50 liraya kadar çıkan doların yeniden 14 liranın altına gerilemesi, beraberinde 105 dolardan 97 dolar seviyesine kadar düşen petrol fiyatlarının etkisinin de öne çıktığı Borsa İstanbul’daki yukarı yönlü yükseliş kısa vadede de olsa Ukrayna krizinin şimdilik tavsadığına ilişkin kanaatleri ortaya koyuyor. Dünya piyasalarındaki iyileşmeyi 37’den 27 seviyesine düşen VIX endeksi de gösteriyor.

Dolardan TL’ye geçiş hızlandı

Yurtdışındaki piyasalara yönelik olumlu gelişmeler yurtiçine yansıyor. Liraizasyonun da olumlu etkisinin olduğu piyasalarda haftanın son günü Borsa İstanbul yüzde 5,5 değer kazanırken TL karşısında dolar yüzde 1,5, euro yüzde 1 değer kaybetti. Tahvil faizi yüzde 0,6 gerilemeyle yüzde 22,87’den haftayı kapattı. Altın yüzde 7,5 değer kaybederek 850 liraya geriledi.

Türkiye para politikasının önemli omurgası sayılabilecek liraizasyonun etkisiyle 18 Şubat haftasında bankalardaki döviz mevduatı 7,8 milyar dolar azaldı. 18 Şubat haftasında bankalardaki döviz mevduatı 7,8 milyar dolar azaldı ve toplamda 223 milyar dolardan 215,9 milyar dolara geriledi. Döviz mevduatı 20 Aralık 2021 tarihinde 234 milyar dolar seviyesindeydi. Verilere göre, kurumsal döviz mevduatları söz konusu dönemde  82 milyar dolardan 74,9 milyar dolara düşerken, bireysel mevduatlar 141 milyar dolar olduğu açıklandı.

Türkiye’de finansal dolarizasyon oranı 18 Şubat haftası itibariyle yüzde 58,7’den yüzde 56,9’a indi. Bu oran geçen yılın benzer döneminde yüzde 54,7 seviyesinde hesaplanmıştı.

Ukrayna işgali dünya piyasalarını allak bullak etti

Rusya’nın Ukrayna’ya askeri harekatı piyasalar açısından birinci gündem maddesi oldu. 24 Şubat Perşembe günü başlayan işgal ile birlikte küresel borsalar ortalama yüzde 3’ler civarında kayıplar yaşadı. Söz konusu gelişmelerle ABD’li S&P 500 endeksi haftalık bazda yüzde 0,82 ve Nasdaq endeksi yüzde 1,08 değer kazanırken, Dow Jones endeksi yüzde 1,90 değer kaybetti.

İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 0,32, Almanya’da DAX endeksi yüzde 3,16, Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 2,56 ve İtalya’da MIB 30 endeksi ise yüzde 2,77 değer kaybetti. Haftalık bazda Çin’de Şangay bileşik endeksi yüzde 1,13, Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 2,38, Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 6,41 ve Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 2,48 değer kaybetti. Rusya’da RTS endeksi cuma günü yüzde 26,1 değer kazansa da, haftayı yüzde 32,7 azalışla tamamladı.

Birçok emtia, dolar, altın ve petrol fiyatları arttı. Değerli metaller küresel risk iştahının düştüğü haftada kuvvetli bir performans sergilediler. Altın Perşembe günü gün içerisinde 1970 seviyesine kadar çıkarken haftayı geçen haftaki seviyesinin altından 1884’ten tamamladı.

Gümüş’te 200 günlük ortalamasının üzerine çıkarak 24,4’ten işlem gördükten sonra 23,90 dolar seviyesine kadar düştü. Ancak asıl ve kalıcı yükselişi petrol fiyatlarında gözlemledik. Enerji arzında aksama endişeleriyle birlikte 105 dolara kadar çıktı. Daha sonra piyasalardaki rahatlamayla beraber 97 seviyesine geriledi.

Avrupa'da artan jeopolitik gerilimle birlikte nisan vadeli doğal gaz kontratı haftalık bazda yüzde 27,8 artışla 93,1 euroya çıkarken, hafta içinde 143 euroyu test etti.

Analistler, Rusya ile Ukrayna arasındaki gelişmelerin varlık fiyatlarını etkilemeyi sürdürmesinin beklendiğini kaydederek, özellikle emtia fiyatlarındaki oynaklığın riskli varlıklar üzerindeki satış baskısını güçlendirebileceğini ifade ediyor.

Gelecek hafta  gündemin odağında Rusya ile Ukrayna arasındaki gelişmelerin yanı sıra, FED Başkanı Jerome Powell’ın Çarşamba ve Perşembe günleri yapacağı açıklamalar ile Cuma günü açıklanacak tarım dışı istihdam verileri bulunuyor.

Ekonomistler, Powell’ın açıklamalarında yükselen jeopolitik risklerin para politikasına olası etkilerine ilişkin ipuçlarının aranacağını kaydederek, yoğun makro ekonomik veri gündeminin de piyasalarda oynaklığı artırabileceğini yorumluyor.

28 Şubat ile başlayan haftanın veri takviminde, pazartesi toptan stoklar ve Dallas Fed imalat aktivite endeksi, salı imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI, inşaat harcamaları ve ISM imalat sanayi PMI, çarşamba ADP istihdam raporu ve FED’in Bej Kitap, perşembe hizmet sektörü PMI, fabrika siparişleri ve dayanaklı mal siparişleri takip edilecek.

Söz konusu gelişmelerle Borsa İstanbul’da işlem gören hisse senetleri haftalık bazda ortalama yüzde 3,94 değer kaybetti, altının gram satış fiyatı yüzde 1,40, dolar/TL yüzde 1,71 ve euro/TL yüzde 0,70 değer kazandı. 1000 TL’lik yatırım borsada 960,6 lira, altında 1014 lira, dolarda 1017,1 lira, euroda 1007 lira oldu. Gelecek hafta Türkiye’de Pazartesi dış ticaret dengesi, Salı imalat sanayi PMI ve Cuma TÜFE bazlı reel efektif döviz kuru verileri takip edilecek.

Yatırım araçlarında performans şöyle oluştu:

BIST 100… Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, haftayı gün bazında yüzde 5,46 değer kazanarak 1.952,40 puandan tamamladı. BIST 100 endeksi, en düşük 1.826,83, en yüksek 2.060,69 puanı  gördü. Analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 1.830 seviyesinin destek, 2.000 puanın direnç konumunda bulunduğunu öngörüyor.

DOLAR/TL… Ukrayna kriziyle 14,50 liraya kadar çıkan kur haftalık bazda yüzde 1,71 değer kazanarak 13,8820 liradan kapandı. Kurda 14 lira direnç, 13,5 lira destek konumunda görünüyor.

EURO/TL…  Avrupa Birliği parası hafta için 16 lirayı geçmesine karşılık yüzde 0,70 primle haftayı 15,6030 liradan tamamladı. Kurda 16 lira direnç, 15,5 destek görünümü veriyor.

ALTIN… Ukrayna krizinden en fazla etkilenen altın oldu. Hafta için 1970 dolara kadar çıkan ons altın hafta sonu 1884 dolara kadar çekildi. Kapalıçarşı’da işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı bu hafta yüzde 1,40 kazançla 842,20 liraya, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 1,38 artışla 5.570,00 liraya yükseldi. Geçen hafta sonu 1.342,00 lira olan çeyrek altının satış fiyatı da 1.361,00 liraya çıktı. Altın fiyatları Rusya – Ukrayna krizi çerçevesinde hareket edeceği gözleniyor. Ons altında direnç 1920, destek ise 1870 dolarda görülüyor.

PETROL… Altın gibi krizlerin yatırım aracı petrol hafta içinde 105 doları aştı. Ancak Rusya – Ukrayna krizinde yaptırımların ortaya çıkması, diplomatik girişimler petrolde ateşi düşürdü. 97 dolar seviyesine inen brent petrolde 90 doların destek 100 doların direnç olacağı öngörülüyor.

KRİPTO PARA… Ukrayna krizi sebebiyle kripto paralarda yükseliş hızı kesilirken agresif düşüşler de görünmedi. Haftalık bazda 39 bin dolar seviyesinde hareket eden Bitcoin’de yüzde 2’lik bir kayıp gözlenirken 2 bin 700 dolardan işlem gören Ethereum’da yüzde 1,4’lük kazanç oluştu. Pazarda en fazla değer kaybeden paralar, yüzde 9,1 ile Cardano, yüzde 7,1 ile Ripple, yüzde 5,9 ile BNB, en fazla değer kazanan para yüzde 46 ile Terra oldu.

ABONE OL

EN ÇOK OKUNANLAR

garanti sol
garanti sağ