SARAY KAPILARININ ARKASINDAKİ GİZEM LONDRA
Windsor belki çok göz önünde olan bir destinasyon değil ama aslında dünyada en güçlü ailelerden birisinin çıkış noktası ve ikametgahı. Gelin sizi bu hafta Windsor Sarayı'na ve dünyaya hükümdar olmuş varislerine götüreyim.

Deniz DİKMEN
Londra’da muhteşem güneşli bir bahar günü yaşıyoruz. Trene binip Londra’nın yaklaşık 40 kilometre batısında bulunan, çok merak ettiğim Windsor’a gidiyorum.
Windsor belki çok göz önünde olan bir destinasyon değil ama aslında dünyada en güçlü ailelerden birisinin çıkış noktası ve ikametgahı. Gelin sizi bu hafta Windsor Sarayı’na ve dünyaya hükümdar olmuş varislerine götüreyim.
Windsor Kalesi 1070 yılında Thames Nehri kıyısında küçük bir tepeciğin üstüne William the Conquerer tarafından bir kale olarak inşa edilmiştir.
William Britanya’nın ilk Anglo-Norman krallığını kurup, Kral olarak 1066 yılında tahta çıkar. Önce bir kale olarak inşa edilen bu yapı daha sonra VIII Henry döneminde bir saraya dönüşür. Günümüzde ise Windsor Sarayı İngiltere III Kral Charles’ın mülküdür ve geçmişte 2022 senesinde vefat eden annesi Kraliçe II Elizabeth’in en sevdiği ve hafta sonlarını geçirdiği bir ikametgahdır. Ayrıca, Windsor Sarayı dünyada en uzun süre aralıksız kullanılan saray unvanına sahiptir. Kral William’den bu yana 40 İngiliz hükümdar bu sarayda yaşamıştır. Hala da Kraliyet ailesinindir.
Hanedan Alman kökenli
Günümüzdeki İngiliz Kraliyet Hanedanı Birleşik Krallığın ve Milletler Topluluk Krallıkların hükümdarıdır ve ismini Windsor Sarayı’ndan alır.
Kral V George (1865-1936) Alman soyundan, Saxe-Coburg ve Gotha Hanedanı’ndan gelir ancak I Dünya Savaşı dolayısı ile Almanlara karşı doğan küresel olumsuz duygular nedeniyle 1917 yılında kral soyadını ‘Windsor’ olarak değiştirmeye karar verir. Aslen Alman kökenli olan İngiliz hanedanın ismi günümüze kadar ‘Windsor’ olarak devam eder.
Böylece en uzun süre tahtta kalan ve 2022 yılında vefat eden Kraliçe II Elizabeth’in aslında Alman kökenli olduğunu anlarız. Windsor Sarayı aynı zamanda İngiliz Kraliyet Ailesi’nin çok sıkı bağlı olduğu gelenekleri ile de özdeşleşir.
Windsor neden önemlidir çünkü günümüzde İngiliz Kraliyet Ailesi hala dünyadaki en güçlü ve varlıklı ailelerden bir tanesidir ve asırlardır kraliyet geleneklerini yaşatmaya devam etmektedir. Kendileri aynı zamanda İngiliz Kilisesi’nin de başı sayılır.
İngiltere anayasal monarşi ile yönetilmekte olsa da ve kraliyetin ülke yönetiminde sadece sembolik bir görevi olduğu söylense de kraliyet uluslararası anlamda hala büyük bir güce sahiptir.
İngiliz kralı İngiltere’nin yanı sıra Antigua ve Barbuda, Avustralya, Bahamalar, Belize, Kanada, Grenada, Jamaica, Yeni Zelanda, Papua Yeni Gine, Saint Kitts ve Nevis, Santa Lucia, Saint Vincent, Solomon Adaları ve Tuvalu’nun da toplam 15 ülkenin hükümdarı ve toprak sahibidir.
Kraliyet ailesinin İngiltere topraklarında 106.000 hektar arazi, 26.900 hektar ortak arazi ve 115.500 hektarlık alanda mineral çıkarma izinleri bulunuyor.
Kraliyet ailesinin konutu
Kraliyet Ailesi’nin resmi konutu Kraliçe Victorya döneminden bu yana (1837) Londra’nın merkezinde bulunan Buckingham Sarayı olmuştur.
Buckingham Sarayı’na (108m x 24 m) yaklaşık 5 milyar pound değer biçilir ve bu yapı dünyanın en pahalı emlağı olarak kabul edilir.
Kraliyet Ailesi’nin üyelerinin doğum ve ölüm duyuruları geleneksel olarak Buckingham Sarayı’nın ön balkonundan yapılır. Hükümdarın yurtdışından gelen devlet misafirleri Buckingham Sarayı’nda veya Windsor Sarayı’nda ağırlanır.
Buckingham Sarayı’nın 772 odası, 19 devlet salonu, 52 adet Kraliyet Ailesi’nin kullandığı yatak odası, 188 görevlilerin kullandığı yatak odası, 78 banyosu, 92 çalışma ofisi, 1 balo salonu, 1 sinema salonu, 1 postanesi ve dev bir bahçesi bulunur. Buckingham Sarayı’nın arka bahçesi Londra’nın en büyük (17 hektar) özel mülke ait bahçesidir.
Her yıl ziyarete açılıyor
Her yıl temmuz ile ekim ayları arasında sarayın bir bölümü ve saray bahçesi ziyarete açılır ve halk kapıların arkasındaki zenginlikleri keşfetmeye gider.
Sarayda çok kıymetli Faberge Yumurta koleksiyonu, bir pul koleksiyonu, yaklaşık 1 milyon parçadan oluşan dünyanın en kıymetli özel sanat koleksiyonu 7000 resim, 30.000 sulu boya eser, 450.000 fotoğraf, saat, kitap, mobilya, silah bulunuyor.
Sanat koleksiyonunda Leonardo da Vinci, Vermeer, Canaletta, Rembrandt, Warhol, Kapoor gibi ünlü sanatçılara ait eserler bulunmaktadır. Dönem dönem bu eserler dünyanın birçok müzesinde turne sergisi olarak yer alırlar.
Elbette kraliyet ailesinin çok geniş ve kıymetli bir mücevher koleksiyonu da bulunur.
İngiliz tacına ait mücevherlerin değerinin yaklaşık 4 ile 6 milyar dolar arasında olduğu tahmin edilir.
Buckingham Sarayı’nın yanı sıra kraliyete ait Londra’da Clarence House, St James Palace, Kensington Palace, Balmoral Castle, Sandringham House, Thatched House Lodge, Adelaide Cottage, Windsor Home Park, Wren House, Frogmore Cottage, Royal Lodge Windsor Great Park, Bagshot Park gibi sayısız saray bulunur ve kraliyet ailesinin üyeleri tarafından kullanılır.
Örneğin Galler Prensi ve Prensesi resmi konut olarak daima Kensington Sarayı’nı kullanırlar. Bir dönem Kral Charles ve Prenses Diana tarafından kullanılan Kensington Sarayı günümüzde veliyaht Prens William ve eşi Prenses Catherine tarafından kullanılmaktadır.
İngiliz Kraliyet Ailesi ayrıca 3000 civarında vakfın sahibidir ve kendileri sene boyunca bu vakıfların etkinliklerine katılırlar.
Kuşkusuz İngiliz Kraliyet Ailesi’nin fertleri birer ikondur ve hanedanın geleneksel taç giyme, düğün ve cenaze törenleri dünyanın her köşesinden milyonlarca kişi tarafından izlenir. Bu törenler böylece İngiltere için inanılmaz bir reklam aracı olur ve devlete bir yandan mali bir yük getirse de diğer yandan çok büyük bir gelir elde eder.
Örneğin 1981 yılında Prens Charles ve Prenses Diana’nın St Paul Katedral’inde yapılan düğün merasimini dünya çapında televizyonlardan 74 ülkede 750 milyon izleyici ve Londra sokaklarında 660.000 kişi izlemiştir.
Geleneklerine bağlı
Kraliyet Ailesi asırlardır devam eden geleneklerine çok sıkı sıkıya bağlıdır ve çok disiplinli bir şekilde saray protokolünü uygular. İşte birkaç protokol kuralı. Kral veya kraliçe sofraya oturmadan sofraya oturulmaz. Kral veya kraliçe yemeği sonlandırdığında yemeğe devam edilmez. Kral veya kraliçe bir misafire elini uzatıp tokalaşmak istemedikçe tokalaşma olmaz.
Kraliçe II Elizabeth daima yanında taşıdığı Launer London markalı klasik çantası sayesinde ekibi ile iletişim kurardı. Örneğin çantasını olduğu yerden masanın üstüne koyduğunda, kraliçe beş dakika içinde mekandan ayrılmak istediğini, veya çantasını bir kolundan diğerine aldığında muhabbeti sonlandıracağının sinyalini verirdi. Kraliçenin çantasını yerde konumlandırması ise ortamdan sıkıldığını ve ortamdan ayrılmak istediğini ifade ederdi. Bu nedenle kraliçenin çantası salt bir aksesuardan öte kendisinin hizmetlileriyle iletişim kurduğu bir araçtı.
Kraliyet Ailesinin gelenekleri dünya kültürlerini de etkilemiştir. Zira Kraliçe Viktorya beyaz gelinlik giydiğinden (1840) bu yana beyaz gelinlik sadeliğin ve temizliğin sembolü olarak bir çok dünya ülkesinde kabul görmüştür. Günümüzdegelinlikler ağırlıklı olaraka beyaz renk olarak tercih edilir.
Bende Londra sokaklarında gezerken sadece Windsor Sarayı’nı değil kentte ve hatta İngiltere’de denk geldiğim kraliyetin izlerini sürmüştüm. Buckingham Sarayı, St James, en büyük kraliyet bahçesi Hyde Park, Kensington Sarayı, kraliyet ailesinin 750 yıllık av alanı olan Richmond, Kew Gardens ve benzeri her yerde kraliyet ailesinin mülküne, tarihine, heykellerine ve geleneklerine denk gelirsiniz.
Örneğin Hyde Park’ta ve Kensington Sarayı’nın bahçesinde genç yaşta bir trafik kazasında hayatını kaybeden ve tüm dünya ve İngiliz halkı tarafından çok sevilen Prenses Diana’nın anısına yapılan anıtları görebilirsiniz.
Güç ve zenginlik anlatılıyor
St Pauls Cathedral, Westminster Abbey, St George Chapel gibi tarihi kiliseler ise ailenin taç giyme, düğün ve cenaze törenlerinin yapıldığı ve mozolelerin bulunduğu mekanlardır.
Örneğin Windsor Sarayı’nda bulunan St George Chapel’inde Kral Edward IV, Henry VI, Henry VIII, Jane Seymour, Charles I, Edward VII ve Kraliçe Alexandria, George V ve Kraliçe Mary, George VI ve Kraliçe Elizabeth, Prenses Margaret ve 2022 yılında vefat eden son II Kraliçe Elizabeth ve eşi Prens Philip’in son istiratgahları bulunur.
Diğer ülkelerde genelde bunları tarihi eser olarak incelerken İngiltere’de kraliyete ait olan eserler ve mekanlar geçmişi değil bugünü de temsil eder. Dünyaya yeryüzündeki asırlardır devam eden gücü ve zenginliklerini anlatır.
Bu nedenle Londra’da gezerken kendimi canlı bir tarihin içinde geziyormuşum gibi hissederim. Ne zaman kraliyete ait bir tören olsa törende kullanılan renkleri ve sembolleri detaylı bir şekilde izlerim. Zira hepsinin bir anlam ve önemi var ve tarihi bir dokuya işaret ederler.
Umarım sizin de bir nebze ilginizi uyandırabilmişimdir. Bu konuda yazılacak çok şey var ama, belki siz de araştırırsanız çok kıymetli bilgilere ulaşırsınız.