SON DAKİKA
Sigorta Perşembe 25 Nisan 2019 08:24

SANAYİYE SİGORTA ŞEMSİYESİ

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan: "Sigorta şirketlerinin yangın artışlarını gerekçe göstererek fabrikaları sigortalamaktan imtina ettiklerini duyuyoruz. Hepimizin arzusu, sanayicilerimizin tüm risklerinin sigorta şemsiyesi altında yer almasıdır". Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Yönetim Kurulu Başkanı Can Akın Çağlar: "Artık Türk sanayicisi sadece bankalardan teminat mektubu almak mecburiyetinde değil. Sigorta şirketleri de kefalet sigortası adı altında teminat mektubuna eş bir ürün çıkarma imkânına kavuşmuş oldu"

Sanayiye sigorta şemsiyesi

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, sigorta şirketlerinin yangın artışlarını gerekçe göstererek fabrikaları sigortalamaktan imtina ettiğini duyduklarını belirterek, "Hepimizin arzusu, sanayicilerimizin tüm risklerinin sigorta şemsiyesi altında yer almasıdır." dedi. 

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin nisan ayı olağan toplantısı, Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Yönetim Kurulu Başkanı Can Akın Çağlar'ın da katılımıyla, "Sigortacılık ve Riskleri Yönetebilmenin Sanayimiz ve Ekonomimiz Açısından Önemi" ana gündemiyle gerçekleştirildi. 

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, toplantının açılışındaki konuşmasında, sanayicilerin hammadde, enerji gibi üretimin doğasından kaynaklanan risklerin yanı sıra insan faktörüne bağlı muhtelif risklerle de karşı karşıya kaldıklarını vurguladı.

Yangın, sel ve doğal afetlerden kaynaklı riskler söz konusu olduğunda en büyük güvencelerinin sigorta olduğunun altını çizen Bahçıvan, "KOBİ ölçeğindeki firmalarımızın henüz sigorta konusunda gerekli bilinç seviyesinde olmadığını, sigorta müessesesini hiç kullanmadığını ya da eksik ve hatalı kullandığını görüyoruz. Reel sektör açısından sigortanın sadece risk oluşmadığında katlanılan bir masraf kalemi olarak değil, risk oluştuğunda işletmeyi yok olmaktan kurtaracak hayati bir kaynak olarak görülmesi gerekiyor. Hepimizin arzusu, sanayicilerimizin tüm risklerinin sigorta şemsiyesi altında yer alması." diye konuştu.

Bahçıvan, sanayicilerin risklerini sigorta ettirmede şirketler ve acentelerle önemli sorunlar yaşadığını belirterek, sigorta şirketlerinin hasarların arttığı durumlarda, özellikle belirli sektörlere yönelik sigortalarda çok ağır şartlar ortaya koyduğunu veya çok yüksek primler talep ettiğini savundu.

Bazı şirketlerinin kimya, boya, petrokimya gibi riskli görülen sektörlerden uzak durduğunu veya belli konularda teminat vermekten çekindiğini dile getiren Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sigorta şirketlerinin yangın artışlarını gerekçe göstererek fabrikaları sigortalamaktan imtina ettiklerini duyuyoruz. Hiç şüphesiz bu yaklaşımlar, üretmenin çok zor şartlar altında yapıldığı bir ortamda sanayiciyi ek zorluklarla karşı karşıya bırakmakta ve sigorta bilincinin gelişimini de aksatmaktadır. Sektör ayrımı olmaksızın tüm sanayi kuruluşlarımızın sigorta kapsamı alanına girmesi ve makul risk primleri ile sigortalanabilmesi için düzenlemeler yapılmalıdır.

Bu kapsamda, ülke genelinde teminat bulunamayan riskleri kapsayacak olan Türkiye Reasürans Havuzunun Yeni Ekonomi Programı’nda yerini almış olması, bu tür sorunların giderilmesi için umut verici. Yine vadeli satışlardan doğan alacakların ödenmeme riskini teminat altına almayı amaçlayan, ticari alacak sigortasının hayata geçirilmesi de değerli."

"Toplam prim büyüklüğü dünya ortalamasının altında"

 İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Türkiye’de sigortacılık sektörünün dinamik ve güçlü mali yapısı, sahip olduğu nitelikli iş gücü ve uzun yıllara dayanan deneyimiyle yeni oyuncuları çekmeye ve ürün yelpazesini genişletmeye devam ettiğini belirtti.

Bahçıvan, Türkiye’de toplam prim büyüklüğünün ülke gayrisafi hasılasının yüzde 1,5 olduğunu ve dünya ortalamalarının oldukça altında kaldığını söyledi. 

Sigorta işlevinin yaygınlaştırılması ve sanayi firmalarında sigorta konusunda farkındalığın arttırılması için iş yeri açma ve çalıştırmanın sigorta yaptırma koşuluna bağlanması gerektiğine dikkati çeken Bahçıvan, sigortası olmayan firmalara iş yeri ruhsatı verilmemesi gerektiğini ifade etti.

"Belirsizliğin gündemden kalkması gerek"

Sanayiciler ve iş insanları için karar alma mekanizmalarını tıkayan en önemli faktörün belirsizlikler olduğunu vurgulayan Bahçıvan, şunları kaydetti:

"Geldiğimiz noktada, hala netleşmeyen ve o belirsizliği körükleyen seçim atmosferinden kurtulamamış bir süreci maalesef yaşamaya devam ediyoruz. Ekonomide bizi zor bir dönemin beklediğini ve bu dönemi de belirsizliklerle yönetemeyeceğimizi anlamamız gerekiyor. Sanayimiz şu anda hak etmiş olduğu hızından ve dinamizminden uzakta. Başta otomotiv, elektronik ve inşaata bağlı sanayi kollarımız olmak üzere, bunlara bağlı olan tüm sektörlerde bu durağanlık açık bir şekilde hissediliyor.

Türkiye’nin bir an evvel PMI endeksini 50’nin üzerine çıkarması gerekiyor. Finans maliyetlerinde üç dört puanlık artışları şu anda sanayiciler olarak maalesef tekrar yaşıyoruz. Kurdaki volatilite hafif bir zıplamaya başladığı zaman tekrar güven tedirginliği başlıyor ki nitekim şu anda da onu tekrar yaşıyoruz. Bizim bugünlerde asla ve asla ekonominin üstüne yeni bir tortu getirme lüksümüz yok. Bu belirsizlik döneminin en hızlı şekilde Türkiye'nin gündeminden kalkmasını umuyoruz"

"ABD'de kullanılan teminat mektuplarının tamamını sigorta şirketleri veriyor"

Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Yönetim Kurulu Başkanı Can Akın Çağlar da Türkiye'deki yeni sigorta anlayışının, bir finansal ürün çeşitliliği olarak da sanayici tarafından iyi algılanması gerektiğini söyledi.

Türkiye'de bütün büyük yatırımların finansmanı için sigortanın çok büyük önem taşıdığının altını çizen Çağlar, sigorta sektörünün risk yönetim tecrübesinden bütün sektörlerin istifade etmesi gerektiğini vurguladı.

Çağlar, dünyada doğal afetlerin artış gösterdiğine işaret ederek, sanayicilerin doğal afetlere karşı da yatırımlarını sigortalatması gerektiğini anlattı.

Bugün artık Türk sanayicisinin sadece bankalardan teminat mektubu almak zorunda ve mecburiyetinde olmadığını belirten Çağlar, şunları kaydetti:

"Artık sigorta şirketleri de kefalet sigortası adı altında teminat mektubuna eş bir ürün çıkarma imkanına kavuşmuş oldu. Yani kısaca söylemek gerekirse; kefalet sigortası eşittir teminat mektubu. Bütün yasal mevzuatlar, bütün çerçeveler hazırlandı. Sektör olarak bunun birazcık bilinmesi ve anlatılmasına ihtiyacımız var.

Önümüzdeki 3-5 yılda hızlı bir ivme kazanacağımızı düşünüyorum. ABD'de kullanılan teminat mektuplarının tamamını sigorta şirketleri veriyor. Avrupa'da ise bu oran yüzde 25 civarında. Şu anda Türkiye'de 580 milyar liralık teminat mektubu var. Bu sigortacılar için bir fırsat olmakla beraber sanayicilere alternatif bir ürüne erişebilme kapısı açması açısından da önemli bir üründür."

 

ABONE OL