Sanayiciler, Türkiye’deki mevcut yatırım teşvik sisteminin yavaş işlediğini vurgulayarak, diğer ülkelerle aradaki farkın giderek açıldığını belirtiyor. Özellikle Çin’i örnek gösteren bir sanayici şu değerlendirmede bulundu:

“Çin’de bir girişimci iş kurmaya karar verdiğinde, devlet anında teşvik kredisini sağlıyor. Bu sayede üretim hemen başlıyor ve ihracat potansiyeli hızla büyüyor. Aynı yılda kurulan bir Çin firması 1 milyar dolarlık ihracat hacmine ulaşabiliyorken, Türkiye’de aynı şartlarda bir firma ancak 100 milyon dolarlık ihracat yapabiliyor.”

Yüzde 60 faiz oranı ile üretim yapılmaz

Sanayi temsilcileri, finansman maliyetlerinin sanayi yatırımlarını imkânsız hale getirdiğini belirterek, yüksek faiz oranlarının üretimi baskıladığını ifade ediyor.

“Şirketler şu anda yüzde 60 faiz oranı ile kredi kullanıyor. Bu koşullarda yatırım yapmak bir yana, mevcut işletmeyi ayakta tutmak bile çok zor. Üretici sürekli küçülüyor, personel azaltıyor. Sanayi, ülke ekonomisinin omurgası ama şu anda nefes almakta zorlanıyor.”

Destek mekanizması işlemiyor

Sanayiciler, devletin üretim ekonomisine yönelik destek mekanizmalarının etkili şekilde işlemediğini de savunuyor.

“Teşvik paketleri açıklanıyor ama uygulamaya geçmesi çok uzun sürüyor. Bürokratik süreçler yatırım iştahını kırıyor. Sanayiye destek vermeyen bir ekonomi uzun vadede sürdürülemez. Üretim olmadan ihracat da olmaz.”

Küresel rekabette geri kalıyoruz

İş dünyası temsilcileri, Türkiye’nin üretim gücünü koruyabilmesi için acil yapısal adımlar atılması gerektiğini vurguluyor.

“Küresel rekabette geri kalıyoruz. Çin, Hindistan, Vietnam gibi ülkeler üretimi devlet politikası haline getirmiş durumda. Biz ise sanayiciyi kredi yükü altında eziliyoruz. Eğer bu tablo değişmezse, Türkiye sanayi üretiminde ciddi bir küçülme sürecine girebilir.”

Çözüm: Üretimi yeniden cazip hale getirmek

Uzmanlara göre, Türkiye’nin üretim gücünü koruyabilmesi için faiz politikasından yatırım teşviklerine kadar kapsamlı bir yeniden yapılanma gerekiyor. Sanayiciler, kısa vadeli finansal istikrarın ötesine geçilmesi ve üretimi destekleyen uzun vadeli bir sanayi stratejisinin oluşturulması gerektiğini savunuyor.

“Türkiye’nin kalkınması için üretimin yeniden cazip hale getirilmesi şart. Sanayiciye hızlı kredi, düşük faiz ve etkin teşvik sağlanmazsa üretim azalır, işsizlik artar. Bu gidişle Türkiye’nin üretim gücü kaybolur.”