SON DAKİKA
Turizm Pazar 24 Eylül 2023 09:40

SANATIN KENTİ MİLANO

İtalya'nın kalbimde daima çok ayrı bir yeri var. Çünkü, bu ülke kanımca her anlamda dünyanın en güzel köşelerinden biri. İtalya bütün ülke olarak adeta bir açık hava müzesi gibi. Nereye gitseniz buram buram tarih, kültür ve sanat ile iç içesiniz.

Sanatın Kenti Milano

Deniz DİKMEN

Burası, asırlardır dünyaca meşhur sanatçıların diyarı, modanın ve şıklığın merkezi olmuştur. Dünya müziklerinin, güzel lezzetlerin, estetiğin hüküm sürdüğü topraklardır.

Bu haftaki yazımda birlikte Milano sokaklarını gezelim. İtalyan kahvemizi yudumlayalım ve dilerseniz biraz bu güzel kenti tanıyalım.

İstanbul’dan iki saatlik kısa bir uçuşla İtalya’ya Milano’ya varabiliyorsunuz. Mesafe uzak değil ama havalimanına indiğinizde bambaşka bir dünya sizi bekliyor.

milano-1

Milano Lombardiya Bölgesi’nin başkenti ve 1,5 Milyon nüfusu ile İtalya’nın ikinci büyük kenti ve en güçlü ekonomik merkezi. Kent Alplerin güney ucunda Po Ovası’nda bulunuyor ve şehrin içinden Olona ve Lambro nehirleri geçiyor.

Milano’nun bulunduğu bölgede yerleşim Keltler tarafından yaklaşık milattan önce 400 yıllarında başlamış. Milattan önce 222 yılında ise bu bölge Roma İmparatorluğu tarafından feth edilmiş ve şehirin ismi o zamanlar  “Mediolanum” olarak geçiyormuş.

Dönem dönem bu bölge savaşlarla sürekli el değiştirmiş ve ara ara Fransa ve Avusturya’nın yönetimi altında da bulunmuş. 1167 yılında ise Milano Lombardiya Birliğin bir üyesi ve lideri olmuş.

1861 yılından sonra ise, Milano İtalya Krallığının ve 1946 dan sonra Italya Cumhuriyeti’nin bir parçası oluyor.

Elbette Milano deyince ilk akla gelen kentin simgesi haline gelmiş olan Milano Duomo’su... Ya da Katedrali de diyebiliriz. Katedralin yanı başında bulunan dünyanın belki de ilk üstü kapalı AVM lerinden biri olan Galleria Vittorio Emmanuelle II binası olur.

Bizde Piazza Di Duomo’ya gidiyoruz. Hava muhteşem.

milano-2

İster şehir meydanları olsun ister köy meydanları, bu tip mekanları hep çok sevmişimdir. Çünkü burası o dönemin sosyalleşme merkezi ve günümüzde de dünyanın bir çok yöresinden  insanın toplandığı yerdir. Ortam çok renkli ve hareketlidir. O lokasyonun kültürünü ve insanını yansıtır.

İşte o ünlü Katedral haşmetli muazzam yapısıyla karşımızda duruyor. Turistler önünde sıra olmuş katedrali ziyaret edebilmek için bekliyorlar.

Pandemide 12 Nisan 2020 de Paskalya Bayramı’nın kutlandığı bir pazar günü Andrea Bocelli bu katedralin heybetli duvarları arasında insanlığa umut olması adına çok etkileyici tek kişilik fakat dünyada milyonlar tarafından izlenen bir konser vermişti. 

Milano Katedrali gotik yapısı ve kapladığı 11.700 m2 alanı ile Avrupa’nın dördüncü büyük katedrali ve 45 m yüksekliği ile İtalya’nın Vatikan’daki Aziz Petrus Katedrali’nden sonra ikinci yüksek katedrali. Duomo’nun yapımı 1386 yılında başlamış ve 1965 yılında tamamlanmış. İnşaatı yaklaşık beş yüzyıl sürmüştür. Rakamla 500 yıl...

Biz de bu ünlü katedrali ve ardından yanı başındaki meşhur galeriyi geziyoruz.

Galleria Vittorio Emmauelle II de kafeler ,restoranlar ve dükkanlar güzel vitrinleri ile parlıyor.

milano-3

Milano, dünya kentleri Paris, New York ve Londra olduğu gibi dünya modasına yön veren Prada, Versace, Armani, Dolce&Gabbana, Gucci,Valentino gibi sayısız muhteşem İtalyan haute couture markalarına ev sahipliği yapıyor. Senede iki kez de önemli haute couture markaların koleksiyonlarını tanıttıkları moda fuarları Milano’da vukuu buluyor. İşte bütün bu markaların şahane dükkanlarını Galleria Vittorio Emmanuelle II de görebilirsiniz .

Diğer yandan Pirelli, Alfa Romeo gibi İtalyan araba markaların da merkezleri Milano’da yer alıyor.

Biz de diğer bazı gezginler gibi Galleria Vittorio Emmanuelle II yi gezdikten sonra yakında bulunan güzel bir restoranda yerimizi alıyoruz. Hem soluklanmak hem çevreyi biraz da oturarak özümsemek istiyoruz. İtalyan mutfağı zaten muazzam. Ne yeseniz tadı damağınızda kalıyor.

Lezziz yemeğimizi yedikten sonra Milano’nun ünlü Via Monte Napoleone Caddesi’ne meşhur Pasticceria Cova’ya gidiyoruz. Burası İtalya’nın 1817 yapımı ve Teatro Alla Scala’ ya yakın en eski ve en şık kafelerden bir tanesi. Burada bir İtalyan kahvesi içmek ne büyük bir keyif.

Via Monte Napoleone Caddesi önde gelen markaların dükkanlarının bulunduğu ve II Dünya Savaşından bu yana Paris’teki Rue du Faubour Saint Honore, Roma’daki Via Condotti, Londra’nın Bond Caddesi ve Oxford Caddesi, New York’taki Fifth Avenue gibi moda dünyasının önemli caddelerinden bir tanesi.

milano-4

Via Monte Napoleone Caddesi’nde 19uncu yüzyıldan kalma neoklasik tarzda görebileceğiniz en önemli binalardan bazıları ise Palazzo Melzi di Cusano, Pallazo Gavazzi, Palazzo Carcassola Grandi ve Palazetto Taverna. Bu güzide binalarda bir dönem bölgenin en üst düzey aristokratları yaşardı.

Köşe başında ise, La Scala binasını görüyoruz. Burada olmak çok heyecan verici zira burası Avusturya Kraliçesi Maria Theresa’nın katkısı ile 1778 yılında açılışı yapılmış ve o tarihten bu yana faaliyet gösteren dünyanın en önemli ve en eski opera binalarından bir tanesi. 

Milano Giuseppe Verdi ve Giuseppe Caimo gibi bestecilerin doğum yeri ve örneğin Verdi’ye, Puccini ‘ye ve Ponchielli’ ye ait bir çok ünlü operanın galası La Scala’da yapılmıştır.

Türk operacı ve gurur kaynağımız Leyla Gencer’de La Scala ‘da sahne almıştır. Bu güzel ve önemli binanın önünden de bu çok kıymetli sanatçıyı anarak geçiyoruz.

Eğer müzeleri gezmeye severseniz Milano’da Pinacoteca di Brera’yı ziyaret edebilirsiniz. Milano’nun en büyük resim koleksiyonu işte tam da burada sergilenmektedir.

Castello Sforzesco’da ise, Milanonun dokuz müzesini bir arada bulabilirsiniz. Büyük bir komplekstir ve müzelerinde Michelangelo, Canaletto, Foppa, Tiziano, Tintoretto, Da Vinci gibi bir çok İtalyan ressamın eserlerini görebilirsiniz.

Ayrıca, Museo d’Arte Antica (Antik döneme ait eserler ), Museo della Preistoria ( Arkeoloji Müzesi), Mısır Müzesi, Müzik aletleri Müzesi ve Mobilya Müzesi de bulunuyor. Eğer çağdaş sanatı seviyorsanız 1921 yapımı neoklasik döneme ait Museo del Novecento’yu görmenizde fayda var.

Parco Sempione’de ise, yine büyük bir sanat ve kültür merkezi bulunuyor. Çağdaş mimarlık, müzik, sanat, şehir planlaması ve medya konularında sergiler ve fuarlar yapılmakta.

Kentin en önemli müzelerinden bir tanesi ise 1838 yılında yapılmış olan Doğa Tarihi Müzesi ve 25.000 m2 sergi alanı ile Leonardo Da Vinci Ulusal Doğa Bilimleri ve Teknoloji Müzesidir. Bu müzede Rönesans döneminde yaşamış önemli İtalyan filozof astronom, mimar, mühendis, mucid, matematikçi, anatomist müzisyen, heykeltıraş, botanist, jeolog, kartograf, yazar ve ressam olan deha Leonardo Da Vinci’nin eserlerine özel bir bölüm ayrılmıştır.

Leonardo da Vinci’nin bu kent ile bağlantısı çok özeldir. Bu nedenle kendisinin heykelini de Scala Operası’nın karşısında da görebilirsiniz.

Santa Maria delle Grazie Manastırı’nda örneğin Da Vinci’nin meşhur ‘Son Akşam Yemeği’ adlı eseri bulunmaktadır. ‘Son Akşam Yemeği’ 15. yüzyılda Milano'da Leonardo da Vinci tarafından Dük Sforza'nın talebi üzerine yapılmış olan bir fresktir. Hristiyan inanışına göre İsa Peygamberin çarmıha gerilmeden bir gün önce oniki havarisi ile yediği son akşam yemeğini resmeder. 

Bu ünlü eseri görmek için önceden rezervasyon yapmanızda veya bilet almanızda fayda var zira manastıra talep çok yoğun oluyor. Bu manastır ve meşhur fresk 1980 yılında UNESCO Dünya Mirası olarak kabul edilmiştir .

Milano ayrıca iki büyük bulvar olan Porta Ticinese ve Porta Nuova ve bu bulvarlarda bulunan 14’üncü yüzyıla ait kalıntıları ile, Torre Filarete, Castello Sforzesco, Sant Ambrogio, Colonne di San Lorenzo ve tarihi kent surları ile görsel olarak çok keyifli ve gezmesi çok güzel bir kenttir.

1950-60 yıllarda yapılan daha modern binalar ise Naviglio Grande Bölgesinde bulunur. I ve II Dünya Savaşı’ndan sonra Milano çok büyük bir ekonomik büyüme yaşamıştır. Bu bölgedeki binalar savaş sonrası büyümenin eserleridir. Örneğin Pirelli ve Velasca binaları buradadır ve dünyada İtalyan mimarisin önünü açmıştır. Ayrıca Zaha Hadid , İsozaki Arati ve Daniel Liebeskind adındaki çağdaş mimarların eserleri de bu bölgede bulunmaktadır.

Milano tarihi, kültürü, sanat eserleri, modası ve markaları ile her zaman ziyaret edilecek ve çok şey öğrenilecek keyifli bir lokasyondur.

Kuzey İtalya’ya yolunuz düşerse bu İtalya’nın şık kentine de muhakkak uğramanızı ve bir İtalyan keyif kahvesi içmenizi tavsiye ederim.