SON DAKİKA
SAĞLIK Pazartesi 09 Haziran 2025 12:29

SAĞLIKLI KİLO VERMEK SOSYAL MEDYADA DEĞİL, BİLİMDE GİZLİ!

Günümüzde "3 günde 5 kilo verdiren diyet" gibi başlıklarla sosyal medyada hızla yayılan beslenme önerileri, özellikle gençler başta olmak üzere pek çok kişiyi etkisi altına alıyor. Ancak uzmanlar uyarıyor: Bu diyetlerin büyük çoğunluğu bilimsel temele dayanmıyor ve uzun vadede ciddi sağlık problemlerine yol açabiliyor.

Sağlıklı Kilo Vermek Sosyal Medyada Değil, Bilimde Gizli!

6 Haziran Diyetisyenler Günü vesilesiyle açıklamalarda bulunan Uzman Diyetisyen Esra Öztürk, bilgi kirliliğinin arttığı bu dönemde sağlığımızı korumanın en etkili yolunun uzman desteği almak olduğunu vurguluyor.

Popüler diyetlerin ardında yatan riskler

Uzman Diyetisyen Esra Öztürk, “3 günde 5 kilo verin” gibi sloganlarla yaygınlaşan diyetlerin genellikle çok düşük kalorili programlar olduğunu belirtiyor ve şunları ekliyor: “Bu tür programlar hızlı kilo kaybı vaadiyle pazarlanıyor ama aslında vücutta kas ve sıvı kaybına neden olabiliyor. Özellikle kronik hastalığı olanlar ya da hamile-emziren kadınlar için ciddi riskler taşıyor. Bu nedenle bu tarz programların beslenme uzmanı onayı olmadan uygulanması kesinlikle önerilmez. Kısa süreli olarak uygulanan bazı düşük kalorili programlar bir beslenme uzmanı tarafından doğru şekilde planlandığında metabolizmayı destekleyici etkiler sağlayabilir. Bu programlarda kilo kaybı hedefi gerçekçi ve ulaşılabilir olmalıdır ve yalnızca uzmanın gerekli gördüğü durumlarda uygulanmalıdır.”

Tek tip beslenme fiziksel sağlığı tehdit ediyor

Yumurta diyeti, lahana çorbası diyeti gibi “tek tip” diyetlerin uzun süreli uygulanmasının sakıncalı olduğunu söyleyen Öztürk, bu tür beslenme şekillerinin vitamin, mineral ve lif eksikliklerine, saç dökülmesi, cilt problemleri ve kabızlık gibi sorunlara yol açtığını belirtiyor. “Metabolizma yavaşlar, bağışıklık sistemi zayıflar. Verilen kilolar da kısa sürede geri alınır. Özetle, tek tip diyetler genellikle tek bir besin grubuna odaklandığı için diğer besin gruplarının sağladığı temel vitamin, mineral, protein, yağ ve karbonhidrat gibi besin ögeleri yetersiz alınır. Geçici kilo kaybı sağlasa da sürdürülebilir olmamasının yanı sıra bir süre sonra beslenme eksiklikleri nedeniyle sağlık açısından olumsuz sonuçlara sebep olabilmektedir” diyor.

Detoks içecekleri gerçekten işe yarıyor mu?

Son yıllarda sıkça karşılaşılan “yağ yakan kürler” ve “detoks içecekleri” konusuna da açıklık getiren Uzman Diyetisyen Esra Öztürk, bu uygulamaların uzun vadede etkili ve güvenilir bir yöntem olmadığını belirtiyor: “Vücudumuzun doğal detoks mekanizmaları zaten var. Bilinçsizce yapılan kürler vitamin-mineral kaybına ve sindirim sorunlarına yol açabilir.”

Ergenlerde kısıtlayıcı diyetler gelişimi olumsuz etkiliyor

Özellikle gençler üzerinde sosyal medyadaki diyet baskısının psikolojik etkilerine değinen Öztürk, “Bu yaş grubunda beden imajı sorunları ve yeme bozuklukları yaygınlaşıyor. Gelişim çağındaki bireylerin besin ihtiyacı göz ardı edilmemeli. Ergenlik çağındaki gençler hâlen büyüme ve gelişme sürecindedir; bu dönemde aşırı kısıtlayıcı diyetler uygun değildir ” uyarısında bulunuyor.

Bilimsel olmayan tariflere temkinli yaklaşın

“Sosyal medyada bir tarif popüler olabilir ama bu onu sağlıklı yapmaz,” diyen Uzman Diyetisyen Esra Öztürk, tariflerin arkasındaki kaynağın sorgulanması gerektiğini söylüyor. Kalorisi yüksek ya da bireyin ihtiyacına uygun olmayan tariflerin gelişigüzel uygulanmasının zararlı olabileceğini belirtiyor.

Standart diyetler bireyleri yanıltıyor

Yaş, cinsiyet, sağlık durumu gibi kriterler göz ardı edilerek verilen standart diyetlerin hem fiziksel hem psikolojik sağlık üzerinde olumsuz etkileri olduğunu vurgulayan Öztürk, kişiye özel planlamanın şart olduğunu söylüyor.

Standart diyetler vitamin ve mineral eksikliklerine, bağışıklık sisteminde zayıflamaya ve sindirim problemlerine de yol açabilir. Bu nedenle sağlıklı kilo verme ya da genel sağlık hedefleri için mutlaka diyetisyenler tarafından kişisel ihtiyaçlara uygun, dengeli ve sürdürülebilir beslenme planları oluşturulmalıdır. Böylece hem fiziksel hem de psikolojik açıdan daha sağlıklı ve kalıcı sonuçlar elde etmek mümkün olur.

Hızlı kilo kaybı yerine sürdürülebilir yaşam tarzı

Başlangıçta cazip gelse de uzun vadede sürdürülememesinin en büyük nedeni, bu diyetlerin genellikle çok kısıtlayıcı olması ve vücudun dengeli çalışması için gereken besinleri yeterince sağlamamasıdır. Hızlı kilo vermeyi vaat eden diyetler kısa sürede tartıda gözle görülür düşüşler yaşatsa da sürdürülebilirlik açısından ciddi zayıflıklara sahip. Diyetisyen Öztürk, bu diyetlerin kas kaybı, bağışıklık zayıflığı gibi olumsuzluklara yol açabileceğine dikkat çekiyor ve gerçekçi hedefler ve sağlıklı alışkanlıklarla ilerlemenin daha faydalı olduğunu vurguluyor.

Diyetisyenler planlama yaparken neye dikkat eder?

Diyetisyenler, bireylere özgü beslenme planı oluştururken birçok faktörü bir arada değerlendirir. Yaş, sağlık durumu, fiziksel aktivite düzeyi, yaşam tarzı ve yeme davranışlarını dikkate alarak bireye özel planlama yapıldığını belirten Diyetisyen Esra Öztürk, “Amacımız sadece kilo vermek değil; sağlığı koruyan, sürdürülebilir bir yaşam tarzı oluşturmak” diyor.

Kilo verme sürecinde egzersiz ve psikoloji de önemli

“Sağlıklı kilo kaybı yalnızca diyetle değil, fiziksel aktivite ve psikolojik iyi oluşla desteklenmeli,” diyen Öztürk, bu sürecin sabır ve tutarlılıkla yürütülmesi gerektiğini söylüyor. Haftanın belirli günlerinde düzenli yürüyüş, koşu gibi kardiyo egzersizleriyle birlikte kasları güçlendiren ağırlık çalışmaları yapmak metabolizmayı hızlandırır ve yağ yakımını destekler.

Zihinsel sağlık ve yaşam tarzı faktörleri bu sürecin başarısını doğrudan etkiler. Yeterli ve kaliteli uyku almak, stresle başa çıkma yollarını öğrenmek ve küçük adımlarla gerçekçi hedefler belirlemek motivasyonu yüksek tutar. Sağlıklı diyet, tek bir mucize yiyecek yerine doğru besin kombinasyonları ve sürdürülebilir davranış değişiklikleri ile oluşur.

Sosyal medyada bilgi ararken dikkat!

Uzman Diyetisyen Esra Öztürk, internetten veya sosyal medyadan beslenme-diyet ile ilgili bilgi arayan kişilerin kaynağın güvenirliğine çok dikkat etmesi gerektiğinin altını çiziyor. Öztürk, bu konuda sadece Dünya Sağlık Örgütü ve resmi sağlık kurumlarından gelen bilgilerin tercih edilmesi gerektiğini söylüyor. 

Resmi sağlık kuruluşlarının (WHO, NIH, CDC, Sağlık Bakanlığı vb.) sosyal medya hesapları ve web siteleri güvenilir bilgi kaynakları arasında yer alıyor. Sosyal medyadaki her başlık veya şaşırtıcı iddia doğru olmayabilir. Dikkatli olmak ve gerekli kontrolleri sağlamak sizi yanıltıcı bilgilerden korur.

Takviye ürünler bilinçsizce kullanılmamalı

Günümüzde birçok ürün, uzmanlık alanı beslenme veya sağlık olmayan kişiler tarafından sosyal medya üzerinden "mucize" etiketiyle tanıtılıyor. Bu tür içeriklere temkinli yaklaşmak son derece önemli. Çünkü sağlığımız, bilimsel bilgiye ve uzman desteğine dayanmalı; reklam ve popülerlik uğruna riske atılmamalı… 

Vitamin-mineral takviyelerinin gerekli olduğu durumlar olduğunu belirten Diyetisyen Öztürk, bu ürünlerin ancak bir sağlık profesyonelinin önerisiyle kullanılmasının önemine dikkat çekiyor. “Bir ürün ne kadar popüler olursa olsun etkili ve güvenli olup olmadığı ancak uzman değerlendirmesiyle anlaşılır. Herhangi bir takviye ya da ürün kullanmadan önce mutlaka bir sağlık profesyoneline danışılmalı, kişisel ihtiyaçlara göre hareket edilmelidir” diyor.

6 Haziran Diyetisyenler Günü’nde Toplum Bilinçlenmeli

Çakmak Erdem Hastanesi’nde görev yapan Uzman Diyetisyen Esra Öztürk sözlerini şöyle tamamlıyor: “Diyetisyenler olarak bilimsel verilere dayalı çözümlerle toplum sağlığını destekliyoruz. 6 Haziran Diyetisyenler Günü’nde bireylerin sağlıklı yaşam için doğru bilgiye ulaşmalarını ve bu yolda diyetisyen desteği almalarını öneriyorum.”

ABONE OL

EN ÇOK OKUNANLAR