"RUS RULETİ" ENERJİDE DÜNYAYI KRİZE BOĞDU
Ukrayna'nın işgali sonrasında ABD ve Avrupa'nın Rusya'ya uyguladığı ekonomik ambargo tersine döndü. Elinde doğalgaz ve petrol silahını tutan Rusya'nın enerjiyi yerel parası Ruble ile satacağını açıklamasından sonra başta Avrupa tüm dünya enerji krizine bağlı yüksek enflasyonla boğuşuyor.

Sedat YILMAZ
Rusya’nın elinde bulunan petrol ve doğalgaz kaynaklarına yönelik batı ambargosu tersine dönerek “Rus ruleti” haline dönüştü. Ekonomik ve siyasi ambargolarla Rusya’nın enerji ihracatına engel olmaya çalışan ABD, Avrupa ve müttefikleri, sanki Ukrayna savaşının bitmesini istemez politikalar yürüterek Rusya’nın elini kolunu bağlamaya çalışırken dünyada enflasyonlar adeta patladı.
Elinde doğalgaz ve petrol silahını tutan Rusya’nın enerjiyi yerel parası Ruble ile satacağını açıklamasından sonra Rusya’nın enerji kaynaklarına muhtaç, enerji bağımlısı başta Avrupa tüm dünya enerji krizine bağlı yüksek enflasyona boğuldu.
Avrupa son NATO – G7 zirvesinde ABD ile enerji anlaşması yapmasına karşılık sorunun çözüleceğine inanmaması fiyat artışlarının altında yanan bir ateş görüntüsü veriyor. Çünkü Avrupa ABD’nin kendisine yönlendirmek istediği petrol ve gaz potansiyeli yetersiz ve tedarik noktasında oldukça sıkıntılı olacağını düşünüyor.
ABD’nin enerji kartını oynayarak Rusya’nın enerji ihracatını önleme çalışmaları, diğer yandan hinterlandındaki OPEC ülkelerine daha fazla petrol ürettirmek, gaz sevkiyatını arttırmak ve kendi petrolünü satmak için uyguladığı siyasi baskılar, ülkelerde enflasyonları tarihi seviyelere doğru sürüklüyor. Dünyayı küresel ekonomik krize götüren diğer gelişme olan Rusya’nın bölge ülkeleriyle yaptığı siyasi ittifak ve dengeler özellikle Batı dünyasında endişe kaynaklı enflasyonları körüklüyor.
Ambargoya karşı hamleler
Rusya’nın 24 Şubat’ta Ukrayna’yı işgal etmesiyle çöp seviyesine inen Rus parası Ruble, dolar karşısında Kremlin’in Batı ambargosuna karşı yaptığı hamlelerle bugün işgal öncesi seviyesine geldi. Dolar-Ruble 85,42 seviyesinden işlem görüyor. Kur işgal öncesinde “80” seviyesinde bulunuyordu. Dolar/Ruble paritesi 7 Mart’ta 139 seviyesine yükselmişti.
Ruble’nin değer kazanmasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in tüm enerji kaynaklarını Ruble ile satacağını açıklaması etkili oldu. Ardından Rusya Merkez Bankası’nın faizleri 28 Şubat’ta yüzde 9,5’tan yüzde 20’ye çıkarması, diğer yandan döviz alımları ve Ruble satışlarını engelleyen yüzde 30’un üzerinde yüksek vergiler getirmesi Ruble’nin değerlenmesini sağladı.
Şu anda döviz alımında yüzde 12’lik bir vergi yükü oluşturulmuş durumda. Putin ayrıca petrol ve gaz ihracatçı şirketlerin döviz gelirlerinin yüzde 80’ini Ruble’ye çevirmelerini şart koşması ve zaman zaman piyasaya enjekte edilen satış yönündeki dövizler Ruble’yi bugünkü seviyesine getirdi.
Uzmanlara göre, Batı’nın kuşatıcı sert ambargosuna karşılık Rusya’dan gelen katı sermaye kontrolleri ülkedeki finansal sistemin çökmesini önledi. Ekonomik daralma yaşasa da Rusya’nın elinde bulundurduğu enerji ve döviz kaynaklarıyla müeyyidelere uzun süre dayanabilecek güçte olduğunu gösterdi.
Rusya kapsam genişletiyor
Çin başta birçok ülke ile birlikteliğini güçlendiren Rusya’nın Batı ambargosuna karşı bölgede oynadığı oyunla gerginleşen ortam ülkelerde fiyat artışlarını belirsiz hale getiriyor. Batının ambargosuyla çöp para haline gelen Ruble’nin Rusya’nın enerji kozuyla yeniden eski gücüne kavuşması, diğer yandan Rusya’nın para politikası ve diğer uygulamalarıyla ekonomisini dengeye getirmesi ABD ve Avrupa yanlısı ülkelerin hem moralini hem de ekonomilerini bozuyor.
Kovid öncesi dönemde ABD ile ticaret savaşlarına giren Çin’in yanında duran Rusya bugün politikalarının semerini alıyor. Rusya, Çin ile şu anda belki de tarihinin en iyi ilişkilerini yaşıyor. Resmi alanda olmasa da prensipte iki ülke ABD’ye karşı iyi bir ittifak kurmuş durumda.
Uzmanlara göre, Batı’nın Polonya’daki Baltık Denizi sahilinde Rusya toprağı Kaliningrad bölgesine yakın su yolunu Ukrayna üzerindeki Dinyeper Irmağı ile birleştirip Karadeniz’e ulaşma hedefli yaklaşımına karşı Rusya, Ukrayna’yı işgal etti. İşgalde Rusya’nın daha önce Doğu Avrupa’da kaybettiği ülkeler de işgalin diğer sebepleri arasında. Şayet böyle bir su yolunun açılması durumunda Rusya’nın kendi toprakları da tehdit altına giriyor. Bunun yanında Rusya’nın ekonomik avantajları Batı’nın eline geçiyor. Batı’nın hamlesini gören Rusya, karşı hamleyle savunmasını tahkim ediyor. Dolayısıyla Rusya’nın agresifleşmesi ve buna karşı NATO ile istenmeyen bir çatışmanın ortaya çıkması Avrupa başta küresel anlamda öncelikli emtia olmak üzere tüm fiyatları yukarı çekiyor.
Tarafsızlar kararsız kalacak mı?
Batı ambargosuna karşı, Rusya’nın elindeki avantajlarla yaptığı hamleler, dünyada yükselen enflasyonlar ve beraberinde gelen refah seviyelerinin düşmesi, fakirlik ülkeleri kara kara düşündürürken Rusya – ABD arasında tarafsız kalan ülkeler dahi hangi yönde olacağına dair politikalar geliştirmeye başladı.
Avrupa’nın reisi Almanya ve yanındaki Fransa ile İtalya NATO ittifakı içerisinde ABD’nin yayılmacı politikalarına alet olmak istemezken İsveç ve İsviçre gibi ülkeler de tarafsızlıkları konusunda zorlanıyor. Rusya’ya yönelik ekonomik izolasyonun kendilerine de zarar verdiğini düşünen ülke yönetimlerinin, ABD’nin istememesine rağmen barış için ciddi çabalar sarfedeceği ve anti-Amerikan baskısından kurtulmayı tercih edeceği düşünülüyor.
Rusya’ya karşı enerji kartını gören özellikle Avrupa, ABD’nin fiyat açısından düşük petrolünü ihraç etme arzusuna ve tedarikine soğuk bakıyor. Uzmanlar, Avrupa’nın şu anda karar verme noktasında olduğunu, enerji bağımlısı AB’nin enerji krizinden hemen kurtulabilmesi için Rusya kaynaklarını kullanmada daha yakın bir tavır sergilediğine dair yorumlar yapıyor. Uzmanlara göre, Avrupa ucuz olmasına karşılık uzakta, tedarik sıkıntısı olan petrol ve doğalgaz için ABD’ye bağımlı olacağına, komşusu Rusya’ya bağımlı olmayı tercih edecek.
Acil durum rezervler devrede
Rusya’nın hamlelerinden sonra enerjide sıkışan ülkeler acil durum petrol rezervlerini açmak zorunda kaldı. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) 31 üye ülke, acil durum petrol rezervlerinden belli miktar petrolü kullanıma sunmak için anlaştığını açıkladı. Söz konusu son gelişme de piyasalarda olumlu karşılanmasına karşılık tedirginliği artırdı. IEA’nın söz konusu kullanım miktarını önümüzdeki hafta açıklaması bekleniyor.
Bu kararla elinde acil durum rezervi 1,5 milyar varil seviyesinde olan IEA, savaşın başından beri acil durum petrol rezervlerini ikinci kez devreye almış olacak. Küresel piyasalarda arz ve talep dengesizliği nedeniyle oluşabilecek bir kısıtlamanın fiyat artışına dönüşmemesi için geçen ay da IEA'nın 31 üye ülkesi toplamda 62,7 milyon varil acil durum petrol rezervini kullanıma açmak üzere anlaşmıştı. Bu kararla, IEA üye ülkeleri tarihinde beşinci kez acil durum petrol rezervlerini kullanıma açıyor.
Acil durum rezervlerinin açılması planının arkasında olan ABD Başkanı Jeo Biden’ın Rusya’ya karşı hamlesinin nasıl sonuçlar vereceği önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak. ABD piyasaya 6 ay boyunca stratejik rezervlerden günlük 1 milyon varil ekstra petrol sürecek. ABD rezerv satışından elde ettiği para ile yeniden stoklama işlemlerine girişecek.
Bu konuda uzmanlar, enerji ticaretinin Ruble üzerinden yapılıp yapılmaması tartışmasının Avrupa’nın enerji güvenliğini tehdit ettiğini, bu süreçte ABD’nin tehdidi avantaja çevirip Avrupa’da bir enerji üssü kurma hamleleri yaşanacağını dile getiriyor.
Rekor seviyede artan enerji fiyatları can yakıyor
Küresel enerji fiyatlarındaki artışlar sebebiyle doğalgaz ve diğer enerji kaynaklı ürünlere gelen zamlar dünyayı tedirgin ediyor. Ülke enflasyonları bilinmez bir trend izlerken alınan önlemler ise riskler karşısında etkisiz kalıyor. Türkiye’de de en son hanehalkı doğalgaz fiyatlarına yüzde 35, sanayiye yüzde 50, şeker fiyatlarına yüzde 31 oranında zam yapıldı.
Diğer taraftan küresel petrol üreticisi Saudi Aramco, halen 105 dolar civarında seyreden petrol fiyatına 5 dolar daha zam yapacağını açıkladı. Avrupa’ya enerji satmak isteyen ABD ekonomisinde ise resesyon sinyalleri oluşurken Avrupa ekonomisinde ise enflasyonlar rekor kırdı. Euro Bölgesi enflasyonu yüzde 5,9’dan yüzde 7,5’e çıktı. Almanya'da Mart ayında yıllık enflasyon %5.1 seviyesinden %7.3 seviyesine yükseldi.
Yurtiçinde enflasyondaki yükselişin temizlik dahil temel ürünlerde KDV indirimleriyle hafifletilmeye çalışılsa da Rusya’nın enerjiyi Ruble ile yapacağını açıklamasından bu yana fiyat artışları hız kesmiyor. Yurtdışında hafta içinde en önemli gelişme ise ABD’nin acil durum petrol rezervlerini satışa çıkarması oldu. İTO verilerine göre İstanbul’da aylık enflasyon yüzde 6,9, yıllık enflasyon yüzde 63,25 şeklinde oluştu. TÜİK’in açıklayacağı Mart ayı enflasyonun yüzde 60’ın üzerinde çıkacağı tahmin ediliyor.
Asgari ücretin yeniden belirlenmesiyle ilgili bir çalışmanın olmadığını bildiren hükümete karşı, birçok ekonomist ve yorumcu fiyat artışlarının böyle devam etmesi durumunda asgari ücretin enflasyon oranında belli bir seviyeye getirileceğini söylüyor.
Enerji fiyatlarındaki artışlar yurtiçinde PMI verilerindeki gerilemeleri öne çıkardı. Söz konusu etkiyle Şubat’ta yüzde 135,5 artışla 7,88 milyar dolar dış ticaret açığı verildi. Ocak-Şubat dönemindeki açık, 6,4 milyar dolar ve yıllık açık 18,2 milyar dolar olarak ölçüldü.
Türkiye’de İmalat sanayi PMI verisi de Rusya-Ukrayna savaşının etkisiyle 10 ay sonra ilk kez eşik değer olan 50’nin altında kaydedildi. 50,4’ten 49,4’e gerileyen veride hem dış talepteki düşüş hem de enflasyonist baskılar hissedildi. Yeni siparişlerde yavaşlama eğilimi 6 aya ulaştı.
Vladimir Putin’in hamlesiyle Ruble bu hafta yüzde 23 değer kazandı ve diğer para birimlerinden pozitif ayrıştı. Hafta boyunca zayıf seyreden dolar hafta sonu toparlandı ve dolar endeksi (DXY) 98,57’den kapandı. Euro da haftalık bazda pozitif tarafta kaldı. Euro tarafında Rusya-Ukrayna bazlı haber akışları fiyatlamalar üzerinde etkili olurken Rusya’nın doğalgaz alımı için Ruble ile ödeme koşulu sunması para birimine satış getirdi.
Emtia tarafından küresel risk iştahı artarak sürüyor. Petrolde acil durum rezervlerinin devreye gireceği açıklamalarıyla 99 dolara çekilen brent petrol daha sonra durumun uzun vadeli olacağı beklentisiyle yeniden 105 doları test etti. Aramco’nun gelecek hafta yapacağı 5 dolar zamla birlikte brentin yeniden 110 dolarların üzerine yükselmesi bekleniyor. Altının onsu 1925 dolarda aşağı yönlü bir hareket gözleniyor.
Yükselen küresel enflasyon ve faiz artışı beklentileriyle ABD 10 yıllık faizi yüzde 2,38’i geçti. Avrupa tarafında 10 yıllık tahvil getirileri bir hafta daha artış kaydetti. Almanya 10 yıllık tahvil faizi yüzde 0.55 olurken Euro bölgesinde 10 yıllık tahvil faizlerinde en düşük ülke İsviçre (yüzde 0.54) en yükseği ise Yunanistan (yüzde 2.63) oldu.
Aynı ortamda Türkiye’de 10 yıllık tahvil faizi yüzde 25,25, iki yıllık tahvil yüzde 24,95 seviyesinden haftayı tamamladı. Enflasyon dinamiklerinde hem yayılım hem de trend olarak negatif yönlü risklerin arttığını gözlemliyoruz. Bu da önümüzdeki dönem faizlerin yukarı yönde baskı altında kalabileceğine işaret ediyor. Tahvilden net çıkışlar sürüyor.
Mevcut gelişmelerle yurtiçinde yatırım araçlarından Borsa İstanbul’da işlem gören hisse senetleri haftalık bazda ortalama yüzde 3,50 değer kazandı. Altının gram satış fiyatı yüzde 2,36, dolar/TL yüzde 1,08, euro/TL yüzde 0,81 değer kaybetti. Buna göre piyasada 1000 TL’lik yatırım borsada 1035 lira, altında 977,4 lira, dolarda 989,2 lira, euroda 991,9 lira oldu.
Yatırım araçlarında haftalık performans şöyle gerçekleşti:
BIST 100… Borsa İstanbul (BIST) Bileşik Endeksi, en düşük 2.170,24, en yüksek 2.255,14 puanı gördükten sonra haftayı önceki hafta kapanışına göre yüzde 3,50 artarak 2.251,68 puandan tamamladı. BİST100 endeksi haftayı aralıksız değer kazancı ile geçirirken küresel risk iştahındaki pozitiflikten de destek gördü. Dolar cinsinden bakıldığında da 10 Mart’tan bu yana yükseliş seyri sürüyor. 200 günlük hareketli ortalamanın geçilmesi durumunda yukarı yönlü hareketi sürecek tahmini yapılıyor. Analistler, BIST 100 endeksinde teknik açıdan 2.250 puanın üzerinde kalıcılık sağlanması halinde 2.300 puanın direnç, 2.150 puanın ise destek konumunda olduğunu öngörüyor.
DOLAR/TL… Kur dolar endeksindeki hafta sonu toparlanmasına rağmen bu hafta yüzde 1,08 oranında değer kaybederek haftayı 14,6920 liradan kapattı. Kurda 15 lira direnç, 14,50 lira destek konumunda.
EURO/TL… Euro-dolar paritesinde dolar lehine gelişmeler, euronun değer kaybını sürdürüyor. Euro bu hafta TL’ye karşı yüzde 0,81 oranında geriledi ve haftayı 16,2070 liradan kapattı. Kurda 16,50 lira direnç, 16 lira destek görünümünde.
ALTIN… Uluslararası piyasalarda altın enerji ve tahvil cephesindeki volatilite sebebiyle gerçek çizgisini bulamadı ve ons 1925 dolar kanalında kaldı. Küresel risklerin artması sarı metali yukarı çekeceği öngörülse de şu anda satış yönünde bir eğilim var. Kapalıçarşı’da işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı bu hafta yüzde 2,36 kayıpla 910,00 liraya, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 2,31 azalışla 6.100,00 liraya geriledi. Geçen hafta sonu 1.528,00 lira olan çeyrek altının satış fiyatı da 1.498,00 liraya düştü.
PETROL… Haftanın, hatta haftaların en fazla üzerinde durulan yatırım aracı petrol. Doğalgaz ile birlikte fiyatları yüksek dalgalanan enerji emtiasında yön yukarı olmakla birlikte şiddetinin ne olacağı henüz belli değil. 100 doları destek yapan ve kısa vadede 120 dolara kadar çıkma ihtimali bulunan brent petrolde orta ve uzun vadede söylentiler 200 – 300 dolar arasında dolaşıyor. Petrol haftayı 105 dolarla kaparken hafta başı itibariyle 110 dolarlı yolculuğuna başlayacağı düşünülüyor.
KRİPTO PARA… ABD yönetiminin kripto paraların daha fazla öne çıkarılmasıyla ilgili açıklamalarından güç bulan kripto para pazarı olumlu seyirde. Ancak yasa dışı girişimler pazarı olumsuz etkiliyor. Bu hafta çıkışıyla 2022 yılındaki kayıplarını silen Bitcoin (46.650 $) haftalık yüzde 5,6, Ethereum (3.490 $) da yüzde 12,3 değer kazandı. Pazarda yüzde 40,4 getiri sağlayan Solana dikkat çekti. Ripple yüzde 1,78 getiride kalırken Terra’nın yüzde 25,1, Avalanche’in yüzde 19,4’lık kârı gözlerden kaçmadı.