SON DAKİKA
Turizm Pazar 14 Aralık 2025 02:07

RİO'NUN FAVELALARI

Bu hafta sizi farklı bir kıtaya götürmek ve oradaki hayatın değişik bir yüzünü anlatmak istiyorum. Gelin birlikte Güney Amerika kıtasının en güzel ülkelerinden biri olan Brezilya'nın harikulade başkenti Rio de Janeiro'ya gidelim.

Rio'nun Favelaları

Deniz DİKMEN

İstanbul’dan Güney Amerika’ya ulaşmak biraz zorlu bir yolculuk çünkü gerçek anlamda dünyanın ta öbür ucuna gitmiş oluyorsunuz. Bambaşka bir coğrafya, doğa, kültür ve diyar.

Önce, Paris’e uçup orda 5- 6 saat bekledikten sonra yaklaşık 12 saatlik bir yolculukla Brezilya’nın başkentine varıyoruz. Şunu söylemeliyim ki, Rio benim için kuşkusuz dünyada gördüğüm en güzel, en yeşil başkentlerden bir tanesi. O muazzam yağmur ormanların içinde konumlanan ve dantel gibi bembeyaz sahil şeritleriyle süslenmiş kent çok etkileyici. 

Dünyaca meşhur Ipanema Plajı, Copacabana Plajı, Flamengo ve Barra Plajı hepsı birbirinden muhteşem. Bu plajlardaki yerel halkın yaşam tarzı çok özgün ve çok keyifli. İşten çıkan veya ailesini alan plajlara koşuyor. Spor yapıyor, her yerde kızlı erkekli beach volleyball oynuyorlar, denize giriyorlar, güneşleniyor, ailece veya arkadaşlarıyla buluşup sosyalleşiyorlar. 

rio-4

Biz de Copacabana Plajın yakınındaki otelimize yerleşiyoruz ve öğleden sonra plaja iniyoruz. Hava mis gibi. Gökyüzü masmavi ve içinden çok tatlı bembeyaz bulutlar geçiyor. Plajda dalgalar çok yüksek ve güçlü bir şekilde karaya vuruyor. Copacabana Plajı’nda bulunan minik bir sahil restoranında kendimize güzel bir yer buluyoruz. Karnımız aç. Burada yerel deniz ürünleri, balık, patates, salata yemek çok nefis oluyor.

Rio de Janeiro ‘yu elbette hepimiz Sugarloaf Tepesi, büyük Kurtarıcı Isa heykeli, doğal lacivert rengindeki koyları, görkemli Maracana Futbol Stad’ı, Brezilya Futbolu ve her sene rengarenk, yerel samba dans grupların ortaya koyduğu dans gösterileriyle meşhur Rio Karnavalı ile tanıyoruz. Biz 4-5 gün Rio’da geçirip kentin bu ünlü destinasyonlarını geziyoruz ve çok beğeniyoruz. İnsanlar genel olarak çok sıcakkanlı. Brezilya Mutfağı damak tadımıza da çok uygun, çok keyifli.

Ancak, günümüzde yaklaşık 12,5 milyon insanın yaşadığı bu pırıl pırıl ve harikulade kentin farklı ve biraz zorlu bir yüzü de var.

Dünyanın bu muhteşem Güney Amerika kıtasının bazı kentlerini gezerken dikkat edilmesi gereken çok önemli bir husus var. O da Rio de Janeiro, Sao Paolo, Buenos Aires, Mexico City gibi büyük kentlerde turistleri çok ciddi bir güvenlik sorunun olması.

Örneğin, Rio de Janeiro’da kenar mahalleler, favelalar, oldukça tehlikeli yerler. Buralar suç çetelerin cirit attığı ve bir yabancının asla giremeyeceği mekanlar. Hatta polisi dahi sokmazlar bu özel mahalelere. Hatırlarsınız geçtiğimiz ay buyuk olaylar oldu. Polisle çatıştılar ölenler oldu. Bu nedenle kenti gezerken dikkatli olmak gerekiyor.  Yerel rehberimiz gittiğimiz bir çok yerde güvenlik konusunda bizi çok ciddi bir biçimde uyarıyor.

rio-5

Örneğin dünyaca meşhur Turistik Escadaria Selaron Merdivenleri’ni görmeye gittiğimizde çok deneyimli olan rehberimiz bize merdivenlerin sadece belli bir basamağına kadar çıkabileceğimizi bildiriyor. Bu bölgenin bize çizilen sınırın ötesinde favela bölgesi başlıyor. Bu uyarının şakasının olmadığının altını defalarca çizerek anlatıyor. Favelalar Brezilya’daki bir kaç yoksul mahalleden oluşan bir nevi gecekondu veya getto bölgeleri.

Favela terimi Brezilya’da ilk defa 19’uncu yüzyılda kullanılmaya başlanmış. O dönem Canudos Savaşı’ndan sonra yaşayacak yeri kalmamış askerler Bahia’da Brezilya’ya özgü bir ağaç tipi olan favela ağaçların altında bir mahalle kurarak burada yaşamaya başlamışlar. 

Bu bölgeye yerleştikten sonra bu tepelik alandaki favela ağaçlarına atıfta bulunarak Favela Tepesi olarak anmaya başlamışlar. Bu mahalleler daha sonra ‘Afrika mahalleleri’ olarak da anılmaya başlamış zira bir ara eski kölelik dönemini yaşamış Afrikalılar burayı mesken tutmuşlar. Favelalar ortaya çıkmadan önce de dönemin fakir insanları kentin dışında banliyölerde, gettolarda yaşamaya mahkum edilmişler.

rio-1

Yeni dönem favelalar ise 1970 li yıllarda kırsal bölgelerden büyük kentlere olan göçler sırasında ortaya çıkmış. Çünkü, buraya gelen bir çok insan yaşayabileceği bir alan bulamayınca kendini kentin bu kenar mahallelerinde, favelalarda bulmuşlar.

Günümüzde Brezilya’nın nüfusun yaklaşık 8% inin favelalarda yaşadığı tahmin ediliyor. Fakat, bu özel yerlerde nüfus sayımı biraz zor. Çünkü bölgeye giren çıkanların sayısını ölçmek, bölgenin sınırlarını belirlemek ve konutlardaki insan kayıtlarına ulaşmak bir sorun.

1970 li yıllarda ise, askeri diktatörlük döneminde favelalara baskınlar düzenlenip, favelalar boşaltılmaya çalışıldı. Yüzbinlerce insan faveladaki yaşam mahallelerini terk etmek zorunda kalmıştı. Buradaki hedef favelaları ortadan kaldırmaktı. Ancak bu baskılar sonucunda sorun çözülmüyor aksine farklı bölgelerde yeni favelalar ortaya çıkıyordu.

1980 li yıllarda ise insanların bu yok edilme endişeleriyle ve duygularıyla birlikte bölgelerde kriminel olaylar hızla yükselmeye başladı. Şiddet bölgede baş gösterip korku yarattı. Favelalar artık uyuşturucu tüccarların ve uluslararası suç örgütlerin cirit attığı mekanlar olmaya başlamıştı. Bölgede çeteler arası silahlı çatışmalar baş gösteriyordu.

rio-2

Günümüzde favelalarda hala temiz su, elektrik verme konuları problem. Sağlıksız koşullar, yetersiz beslenme ve kirlilik sorunları da yaşanıyor. Bu nedenle hastalıklar çok yaygın ve çocuk ölüm oranları oldukça yüksek seyrediyor. Favelaların genelde tepelik bölgelerde bulunması ile birlikte bu semtler aynı zamanda sel veya heyelan gibi doğal risklerle de karşı karşıya kalıyor. 

Ne yazık ki, günümüzde bu gettolar hala hastalık, suç ve antisosyal davranışların türediği ve kentlere korku saçmaya devam eden merkezler olmaya devam ediyor.

Biz de Selaron Escalarion’da rengarenk fayanslarla döşenmiş özgün ve sanatsal merdivenleri izlerken, fotoğraflarımızı çekerken ne yazık ki belli basamaklardan daha fazla yukarıya çıkamıyoruz. Sınır merdiven belli, aldığımız uyarı çok keskin. O sınırı aşan o favela mahallesinden artık canlı çıkamaz ve sizi hiç kimse gelip kurtaramaz deniyor. Bir favelaya girip canlı çıkmanın tek yolu ancak, favelada yaşayan bir arkadaşınızın olması ve bölgedeki çetelerden izin alarak arkadaşınız ile birlikte favelaya girip çıkmanız olabilir.

Aynı uyarıları Maracana Stad’ın yakınında da alıyoruz. Rehberlerimiz sadece 1 hafta önce yaşanan olayları bizimle paylaşıyorlar. Turist otobüsünden inip sadece 30-40 metre uzaklaşıp stadın önünde fotograf çektirmeye çalışan bir turist grubu faveladan gelen bir çete ciddi biçimde hırpalıyor ve turistler zar zor otobüse tekrar binip bölgeden hızla uzaklaşıyorlar.

Günümüzde Rio de Janeiro kentinde yaklaşık 600 favela bulunuyor ve her geçen gün ne yazık ki yoksulluk ve favelaların sayısı hızla artıyor. Tahmin edeceğiniz gibi favela da yaşayan halk buralarda bir kısır döngünün içine girip bu ağın dışına çıkıp kendini kurtaramıyor. Favelada yaşayan insanlar iyi bir eğitim alamıyor ve iş bulmakta zorluk çekiyor.

Favelalarda aynı zamanda kendine has bir kültür, sanat ve müzik hayat buluyor. Genelde ilgi gören müzik türleri funk, hip hop, samba ve carioca.

rio-3

Ülkedeki yönetimler dönem dönem farklı yöntemlerle favela sorununa çözüm bulmaya çalışsada günümüze kadar bu denemeler pek başarılı olamadı. Bu sosyal problemlerin temelinde gitgide yükselen yoksulluk ve sosyo ekonomik olarak halk arasında bozulan gelir dengeleri gösteriliyor. 

Son yıllarda ise, gecekondu veya getto turizmi dediğimiz yeni bir yaklaşım ile Rio’nun örneğin en büyük favelası olan Rocinha’ya turistik tur düzenleyerek çözüm bulunmaya çalışılıyor. Bu turlar özellikle Hindistan ve Güney Afrika’daki getto turları örnek alınarak  deneyimleniyor.

Rio de Janeiro’da bulunduğumuz günlerde biz hiç tahin etmediğimiz bir çok sokakta ve mahallede bile dikkatli olmamız konusunda sürekli uyarıldık. 

Daha sonra Arjantin’de Buenos Aires kentinin ana caddesinde tam gözümüzün önünde sadece saniyeler içinde cereyan eden bir saldırı ve hırsızlık olayı ise bize suçluların ne denli profesyonel olduğunu ve rehberlerin ne kadar haklı olduğunu gösterdi.

Bu nedenle bu kentlere eğer bir gün seyahat ederseniz rehberlerin uyarılarını çok ciddiye almanızı öneririm. Hatta önlem olarak kesinlikle saat, takı, pahalı gözlük kullanmamanızı tavsiye ederim. Üstünüzde pasaportunuzu, nakit paranızı taşımayın. Mümkünse çanta bile taşımayın. Hatta giyiminizle kuşamınızla üstünüzde hiç bir kıymetli eşyanızın bulunmadığını gösterin aksi takdirde her zaman kendinizi hedef haline getirmiş olabiliyorsunuz.

Bu yazımda bu muhteşem kıtanın ve ülkenin ne yazık ki tehlikelerine de işaret etmek istedim zira kriminalite belki de size tahmin edebileceğinizden de yakın olabilir.

Umarım favelaların problemi günün birinde uygun politikalarla gerçekten çözülür. Orada yaşayan insanlar da sağlıklı koşullara, geçerli bir işe, iyi eğitime ve suç ortamından arınmış normal bir semtte yaşama hakkına ve bu zorlu kısır döngünün içinden kurtulma fırsatına kavuşurlar.

Güvenli bir ortamda yaşamanın ne denli bir lüks olduğunu bu kentlerde deneyimlemiş oluyorsunuz. Bu yazımda size gezmek aslında biraz da maceradır demek istedim. 

Her daim mutlu, güvenli seyahatler dilerim.

ABONE OL