SON DAKİKA
KİTAPLAR ARASINDA Pazartesi 19 Ağustos 2024 19:23

RESİM SANATI

Yazar: Şeref Bigalı Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

Resim Sanatı

Yaşantının her parçasına sanatçı gözüyle bakmak ve o anı içinden taşan yaratıcılıkla tuvalde görselleştirerek saptamak. Doğaya duyulan hayranlığı, doğanın küçücük dönemeçlerini, beklenmedik değişimlerini, yalın görünümlü derinliklerini resmetme sanatının ustalara sunduğu o özgün sezgiyle ifade etmek. Şeref Bigalı’yı böyle betimleyebiliriz. Resim sanatımız erken kuşaklara çok şey borçludur. Onlar etkileri halka halka genişleyecek yapıtlar ortaya koymuşlardır, sınırları zorlayarak, çeşitli güçlüklere karşı koyarak, sanatlarını uygulamakta ve yaygınlaştırmakta kararlılık örneği vererek… 1925 doğumlu Şeref Bigalı Bergama’dan; Antikitenin parlak mimari ve heykeltıraşlık eserlerinin yanı sıra Osmanlı’nın anıtsal yapılarıyla donanmış bu topraklardan çıkarak İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’ne gelmiş ve Cemal Tollu (1899-1968) atölyesinden mezun olmuştur. Resim öğretmenliği yapan, İzmir’de yolu “Yenilik sanatın öz sorunudur” diyen ressam Abidin Elderoğlu (1901-1974) ile kesişince yıllar boyu sürecek bir sanatsal esin alışverişiyle zenginleşen, 1960’lı yılların başında Paris’te Henri Goetz’den (1909-1989) eğitim aldığı sırada duygularını resme yükleyişindeki ustalığı Goetz tarafından övülen sanatçı, 1976’da sanat anlayışını ve resim tekniği bilgilerini bir araya getirdiği Resim Sanatı adlı kitapla sanat dünyasına katkıda bulunmuştur. Şeref Bigalı yaşamın görkemli yanlarından çok, sade, yapmacıksız, kolay anlaşılır, aynı zamanda da dimağa etkin iletiler yollayan capcanlı sahnelerinden ve ayrıntılarından alır esinlerini. Tekrar tekrar bakmaya değer, keşfedilmeyi bekleyen ayrıntılardır onlar. Öte yandan tuvallerinde öylesine zengin bir anlatım egemendir ki, kıvraklığıyla, geçişleriyle, renksel anlamlarıyla şaşırtır. Örneğin yağmurlu bir günde bir meydandan geçen kalabalık abartısız bir geometrinin ritmiyle, rengârenk şemsiyeleriyle, çoluk çocuk, etrafta koşuşan, sıçrayan kedilerle, uçuşan güvercinlerle, her bir figürün kendi yaşantısının uzantısı olan kaygısı ya da acelesiyle tam bir şehir senfonisi oluşturur tuvalde. Sanatçı kompozisyona belirli ölçüde bir ince espri katmayı da ihmal etmez. Ya da bir horoz kendine özgü duruşuyla, göz alıcı renklerini gururla sergileyerek, hatta o renklerin enerjisini çevresine yayarak yaşam buluverir ressamın fırçasında ve adeta taşındığı yüzeyde var olmanın tadını çıkarır, Bigalı’nın keskin gözlem yeteneğinin uzantısı olarak… Resmin önemine gönülden inanan ve bu inancı hep taptaze bir hevesle yansıtan sanatçının her yapıtı imgelemimizde yeni katmanlar açacaktır.

ABONE OL