İSTANBUL Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekip Avdagiç, İTO olarak
Türkiye’nin yakın tarihli makro resmi için biz kara tablo çizenlerin
yanında olmadıklarını, Türkiye’nin bu yıl reel sektörüyle kaynaklarını
ihracata yönlendirerek, yumuşak bir geçişle daha güçlü bir büyüme
kuşağına gireceğini söyledi. Avdagiç, reel sektörün bugün en büyük
sorunun spekülatif kur ve faiz olduğunu söyledi.
Yeni yayın
hayatına başlayan ekonomi gazetesi Analiz’e özel açıklamalar yapan İTO
Başkanı Şekip Avdagiç, 2019 yılının ikinci çeyreğinden itibaren
ekonomide cari açık ve enflasyondaki düşüşlerin yansımalarının
görüleceğini belirtti. Avdagiç, “Nisan’dan itibaren seçimin olmadığı bir
4 yıl bizi bekliyor. Söz konusu süreci çok iyi değerlendirmek
gerekiyor. Yapısal reformları ve beklenen atakları yapmak için bu süre
iyi bir fırsat” dedi.
Küresel finansal krizinin üzerinden 10
yıl geçmesine rağmen dünya ekonomisinin makroekonomik göstergelerinde
henüz istenilen seviyeleri yakalamış olmadığını, 2016 yılının ikinci
yarısından sonra büyüme ivmesinin yukarı doğru gitmeye başladığını ancak
bu olumlu görünümde son yaşan gelişmelerden dolayı bozulmalar olduğunu
hatırlattı.
Küresel riskler ardı ardına geldi
2018
yılına daha dengesiz bir küresel büyüme, ticaret savaşları ve gelişmiş
ülkelerin merkez bankalarının uyguladıkları politikalar damgasını
vurduğunu belirten Avdagiç, dünya ekonomisinde adeta bir motor görevi
gören Çin’in yavaşlaması, buna Avrupa’nın eşlik etmesi ve küresel
düzeyde imalat sanayinin düşmesi, dünya ekonomisinde büyümeyi tehdit
ettiğini belirtti.
İTO Başkanı Avdagiç, uluslararası
kuruluşların söz konusu riskler sebebiyle dünya ekonomisinin büyüme
oranlarında aşağı yönlü revizyonlara gittiğini ve dünyadaki bu
gelişmeler yaşanırken elbette bizim için önemli olanın, Türkiye
ekonomisinin küresel ölçekte artan bu risklerden minimum düzeyde
etkilenip karşı koymasının önemli olduğunu kaydetti.
Yüzde 2,6’lık büyüme azımsanamaz
Türkiye
ekonomisinin 2017 yılında yüzde 7,4 büyüdüğünü belirten Avdagiç, 2018
yılında da yılın ikinci yarısında yaşanan ekonomik kıskaca rağmen
büyümenin, pozitif alanda kalmayı başardığını ve yıllık bazda yüzde 2,6
şeklinde gerçekleştiğini bildirdi. Söz konusu rakamın azımsanmayacak bir
rakam olduğunu, böylece daha kötü senaryolar yazanların da yanıldığını
ifade eden Avdagiç, Türkiye’nin ne 2001’deki gibi, ne de 2008’deki gibi
ekonomisinde bir etkilenme olmadığını, çünkü başarılı bir ekonomik
yönetimle hızlı ve etkili önlemlerin alındığını ve böylece kısa süre
içinde gidişin olumluya döndüğünü dile getirdi.
2018 yılı
tamamında kaydedilen yüzde 2,6’lık büyümenin her şeye rağmen moral
verici bir büyüme olarak algılanması gerektiğinin altını çizen Avdagiç,
ayrıca 2,6’lık büyümenin 2019 için kıymetli bir kalkış noktası
olacağını, türkiye’nin hükümetçe alınan önlemler ve iş dünyasının
temkinli duruşu sayesinde bu süreci ılımlı bir dengelenme sürecine
çevirmeyi başardığını kaydetti.
Gelecek 4 yıl büyük fırsat
İTO
Başkanı Şekip Avdagiç, Türkiye’nin 2018’in ikinci altı ayından çok daha
iyi olduğunu, faizde de, dövizde de diğer parametrelerde de bir
dengelenmenin sağlandığını, cari açık ve en
flasyonda düşüşlerin başladığını, ihracatta artışın devam ettiğini ve
turizm gelirlerinde de ciddi bir artış beklendiğini sözlerine ekledi.
Avdagiç,
özellikle 2019’un ikinci çeyreğinden itibaren ekonomide bunun olumlu
yansımalarının görüleceğini ifade ederek, “Nisan ayından itibaren
seçimin olmadığı bir 4 yıl bizi bekliyor. Bu süreci çok iyi
değerlendirmemiz gerekiyor. Hem yapısal reformları gerçekleştirmek, hem
de beklenen atakları yapmak için bu süre biçim için önemli bir fırsat”
dedi.
Türkiye’nin yolu açık
Şekiç Avdagiç, özetle,
Türkiye’nin dünya ekonomisindeki gelişmeleri dikkatle takip ederek
hükümetin reel sektörü destekleyen, teşvik eden ve koruyan ön açıcı
politika ve tedbirleriyle ama mutlaka özel sektörün kararlı, rekabetçi,
üretken ve ihracatçı yaklaşımlarıyla ekonomik yürüyüşünü sürdürdüğünü
dile getirdi. Avdagiç, siyasi erkin çabası, diş dünyasının dinamizmi ve
dış dünyadaki düzelmelerin bir araya geldiğinde dünya ekonomisiyle
entegre olan Türkiye’nin yolunun açık olduğunu söyledi.
İTO
Başkanı Şekip Avdagiç, geçen yılki Ağustos’ta gerçekleşen dövizin
yükselmesinden sonra durumun değişim trendine girdiğini, ithal malın
pahalı hale geldiğini, bunun üzerine tüccarın uzun süredir ihmal ettiği
daha ucuz diye yurt dışına
sipariş verdiği ürünlerin üretimi için yerli imalatçıya dönmeye
başladığını ve bunun ekonominin düzlüğe çıkmasında önemli bir ışık
olduğunu kaydetti.
Yerli üretim kalıcı olmalı
Söz
konusu ithal ikame durumun kalıcı hale getirilmesi ve desteklenmesi
gerektiğinin altını çizen İ TO Başkanı Avdagiç şöyle konuştu: “Yüzlerce,
Dolayısıyla kalıcı hale getirmeliyiz. Yüzlerce, binlerce çeşit ara
mamülü ve son ürünü ülkemizde üretip ithalatı azaltmalıyız. Böylece
üretimden vazgeçmeden cari açığı düşürmeliyiz. Yeri gelmişken ifade
edeyim, dış ticaret dengesi için adil döviz kurunun muhafazası da önemli
ve gereklidir. Enflasyonun gerisinde kalmayan bir kur dengesi, reel ekonominin doğru ve ülke yararına vaziyet almasını kolaylaştıracaktır.”
İTO
olarak Türkiye’nin yakın tarihli makro resmi için biz kara tablo
çizenlerin yanında değiliz” diyen Avdagiç, reel sektörün bu yıl
kaynaklarını ihracata yönlendirerek, yumuşak bir geçişle daha güçlü bir
büyüme kuşağına gireceğini vurguladı.
Maliyet yükseltiyor
Türkiye’nin
şu anda ekonomideki en önemli mes’elesinin kur ve faizde yaşayan
spekülatif hareketler olduğunu ifade eden İTO Başkanı Şekip Avdagiç,
“Biraz önceki sorunuza cevap verirken çizdiğim dünya ve Türkiye
gerçeklerini unutmadan şunu söyleyebilirim: Temel makroekonomik
göstergelerin iyileştirilmesine yönelik politikaların uygulanması son
derece önemlidir. Ayrıca kur ve faiz tarafında yaşanan spekülatif
hareketler nedeniyle maliyetlerimizin yükseldiğini de unutamamalıyız”
dedi. Spekülatif kur ve faiz sebebiyle maliyetlerdeki yüksekliğin,
önemli kısmı ithal girdilerden olan sanayi üretimini olumsuz
etkilediğinin altını çizen Şekip Avdagiç, “Bunun faydalı yansıması, uzun
süre ihmal ettiğimiz yerli ara malına yönelmemizi sağladı. Bu olumlu
sonuçları. Ama kısa dönemde baktığımızda bu sebepten dolayı, 2018
yılının başından beri sanayi üretiminde düşüş eğilimi gözlendiğini de
görüyoruz. Bununla birlikte imalatta kapasite kullanım oranında sınırlı
bir artış gözlenmesine rağmen yurt içi talep düşük seviyelerde
seyrediyor” ifadelerini kullandı.
Söz konusu menfi durumlara
karşı her zaman söyledikleri gibi özel sektörün, ihracata yönelmesini ve
mevcut dış pazarlardaki azalma ihtimaline karşı yeni pazarlar
bulunmasını istediklerini belirten İTO Başkanı Avdagiç, “Çünkü ülkemizin
büyümesi ve kalkınması için, üretmesi ve yeni ihracat pazarları
oluşturması elzemdir. Bana göre son ÖTV-KDV indiriminin uzatılması,
üretimi de içi tüketimi de artıracaktır. Bu ise yatırımların devam
etmesi ve ülkemiz ekonomisinin büyümesi açısından önem taşıyor” dedi.
Alternatif pazarlar bulmalıyız
Söz
konusu menfi durumlara karşı her zaman söyledikleri gibi özel sektörün,
ihracata yönelmesini ve mevcut dış pazarlardaki azalma ihtimaline karşı
yeni pazarlar bulunmasını istediklerini belirten İTO Başkanı Avdagiç,
“Çünkü ülkemizin büyümesi ve kalkınması için, üretmesi ve yeni ihracat
pazarları oluşturması elzemdir. Bana göre son ÖTV-KDV indiriminin
uzatılması, üretimi de içi tüketimi de artıracaktır. Bu ise yatırımların
devam etmesi ve ülkemiz ekonomisinin büyümesi açısından önem taşıyor”
şeklinde konuştu.
Sektörlerle durum muhakemesi yapıyoruz
Son
dönemde İTO üyelerinin yoğun olarak bulunduğu merkezleri ziyaret ederek
meseleleri çözmeye çalıştıklarını, söz konusu durumu masaya
yatırdıklarını hatırlatan Şekip Avdagiç şöyle dedi:
“Meselâ en
son İSTOÇ temsilcileriyle toplantılar gerçekleştirdik. Plastik,
züccaciye, oyuncak ve 2. el otomotiv... Bu sektör temsilcilerinin son
dönemdeki gelişmeler karşısında yaşadıklarını onlardan dinledik. Bana
göre çok önemli bir sonuç çıkmış bulunuyor: Türk insanı, her
olumsuzluktan bir olumlu sonuç çıkarmayı başarıyor. Sözgelimi oyuncak
sektörü, ara mamul siparişlerini ağırlıkla yurtdışına, özellikle Çin’e
veriyordu. Ancak dövizin yükselmesinden sonra durum, değişim trendine
girmiş. İthal mal pahalı hale gelmiş. Bunun üzerine tüccarımız, uzun
süredir ihmal ettiği, daha ucuz diye yurtdışına sipariş verdiği
ürünlerin üretimi için yerli imalatçıya dönmeye başlamış.”
“Analiz Gazetesi” ekonomi basınına güçlü bir soluk getirecek
İTO
Başkanı Şekip Avdagiç, ekonomi gazetelerinin iş dünyasının eli ve kolu
gibi olduğunu belirterek, “Çünkü ekonomi gazeteleri ve gazetecileri
toplum ile ekonominin aktörler arasında önemli bir köprü vazifesi görür.
Halk sanayi, ticaret, üretim ve ihracattaki gelişmeleri ekonomi
gazetecilerinden öğrenir. Toplumun en önemli haber kaynağı ekonomi
gazeteleridir. Dolayısıyla bizim en büyük yardımcımızdır, ekonominin
vazgeçilmez unsurları” dedi. Yeni yayın hayatına başlayan ekonomi
gazetesi Analiz hakkında da görüşlerini belirten İTO Başkanı Avdagiç,
“Ben inanıyorum ki, Analizde, derin ve yeni bir analizle, ekonomi
basınına güçlü bir soluk getirecektir. Reel sektörün sorunlarına çözüm
önerilerinin dile getirilmesi anlamında önemli bir görev üstleneceğine
inanıyorum. Bu önemli ekonomi nöbetinde Analiz’e başarılar diliyorum”
diye konuştu.
410 bin üyemizle istihdama odaklandık
İTO
Başkanı Avdagiç, istihdamın bir ekonomi için en önemli unsur olduğunu,
işsizliğin azaltılması için istihdam oluşturmanın ekonomik ve sosyal
kalkınma açısından değişmez bir faktör olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2017 yılında başlatılan
“istihdam seferberliği” ile birçok önemli mesafelerin kat edildiğini,
aynı dönemde işsizlik oranında belirli düzelmeler gördüklerini ifade
eden Avdagiç şöyle konuştu: “Hükümetimiz açıkladığı İstihdam
Seferberliği programı kapsamında birçok teşvikler getirdi. Bu teşvikleri
iş dünyası olarak iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Bu teşvikleri İTO
olarak 410 bin üyemize anlattık. İlk hedefimiz, üye sayımız kadar
istihdamın gerçekleşmesini sağlamaktır.”
Yerel üretime dönülüyor
Türkiye’nin
ucuz dövizden darbe yiyen birçok sektörü yeniden tırmanışa geçiyor.
2018’in ikinci yarısında döviz artışından sonra ithalatın azaldığını,
yurt içinde üretimin artmasıyla ihracatın daha öncelikli hale geldiğini
belirten İTO Başkanı Avdagiç, “İthalatta yaşadığımız kur kaynaklı düşüş,
KOBİ’lere yerli ara mamul üretiminin değerini bizzat yaşayarak
hatırlattı. Ekonomide dengelemenin meyvesini, ara mamulde ithalat yapmak
yerine yurtiçinde üretime geçerek aldığımız görmekten büyük memnuniyet
duyduk. Bu olması gereken bir yöneliş” ifadesini kullandı. Söz konusu
durumun kalıcı hale gelmesi için çalışmalar yapılması gerektiğini
belirten Avdagiç, yüzlerce, binlerce çeşit ara mamulu ve son ürünü
Türkiye’de üretip ithalatın azaltılması gerektiğini söyledi. Avdagiç,
“Böylece üretimden vazgeçmeden cari açığı düşürmeliyiz. Yeri gelmişken
ifade edeyim, dış ticaret dengesi için adil döviz kurunun muhafazası da
önemli ve gereklidir. Enflasyonun gerisinde kalmayan bir kur dengesi,
reel ekonominin doğru ve ülke yararına vaziyet almasını
kolaylaştıracaktır” dedi.