SON DAKİKA
GÜNDEM Pazartesi 26 Nisan 2021 02:20

REEL FAİZ VE TAHVİL GETİRİSİ HALA CAZİP

Şahap Kavcıoğlu'nun TCMB Başkanı olmasından sonra yeniden güvercin politikalara dönüldüğünü gören yatırımcı, CDS'leri 425'lerde olsa da OECD, G-20 ve gelişen ülkeler arasında reel faizi en yüksek olan Türkiye'den çıkmayıp tahvil ve faiz yatırımlarına ağırlık vermek için fırsat kolluyor.

Reel faiz ve tahvil  getirisi hala cazip

Sedat YILMAZ

Türkiye piyasalarında reel getiriye odaklanan yabancı yatırımcı, Şahap Kavcıoğlu’nun TCMB Başkanı olarak atanması ve buna paralel eşgüdümle oluşturulacak yeni politikaların seyrine göre hareket etmeyi önceliyor. Sıkı para politikasından ziyade büyüme ve istihdamı artırma odaklı bir politika oluşturulacağını, kısa vadede olmasa da yılın son çeyreğine doğru TCMB’nin faiz indirimlerine başlayacağına yönelik tahminler yerli ve yabancı yatırımcıyı Türkiye’de reel faiz ve tahvile yönlendiriyor.

Halen 400’lerin üzerinde yüksek risk primi CDS’lere sahip olmasına karşılık Türkiye’de portföy yatırımı açısından kazancın devam ettiğini gören yatırımcının Türkiye’de faiz indirimlerinin 3’üncü çeyrek sonu veya 4’üncü çeyrek başı itibariyle başlayabileceğine yönelik pozisyon oluşturduğu görülüyor. Küresel finans çevreleri de, Türkiye’nin büyüme üzerine odaklandığını, bunun için de faiz indirimlerine ilk fırsatta başlayacağını raporluyor.

Yüksek faizde başı çekiyoruz

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ülkeleri arasında politika faizi yüzde 19 ile en yüksek seviyede bulunan Türkiye, Avrupa’da da yine politika faizi açısından ilk sırada bulunuyor. Türkiye dünyada ise politika faizindeki yükseklikle yedinci sırada yer alıyor. Yüksek faizde Venezuela yüzde 45 ile birinci olurken Venezuela’yı yüzde 40 ile Zimbabve ve yüzde 38 ile Arjantin takip ediyor. Gelişmekte olan ülkeler arasında da yüksek faizde liste başı olan Türkiye’yi Rusya gibi yüzde 5 seviyesinde politika faizi olan ülkeler izliyor.

Yüzde 19 politika faizine sahip Türkiye’de reel faiz ise gerçekleşen Mart ayı enflasyonuna göre yüzde 3’e yakın bir seviyede. Beklenen enflasyona göre ise reel faiz söz konusu orandan daha yüksek. Söz konusu oranlar dengi olan ülkelere göre en iyi oranlar olmakla birlikte ters dolarizasyon ve enflasyonda kalıcı düşüşün başlaması açısından önemli bir hareket alanı sağlıyor.

G-20 ülkeleri arasında en yüksek reel faizi yüzde 4 ile Çin, ikinci sırada yüzde 3 ile Türkiye veriyor. Endonezya ve Malezya yüzde 2, Tayland yüzde 1,7, Yunanistan yüzde 1,3, Japonya yüzde 0,3 ve İsrail yüzde 0,1 reel faize sahip bulunuyor.

Fırsatı kaçırmak istemiyor

Türkiye’nin Şahap Kavcıoğlu ile birlikte büyüme odaklı bir politika çizeceğini düşünen yatırımcı, faiz indirimiyle başlayacak kazanç hareketini kaçırmaktan yana görünmüyor. Türkiye’de kısa vadede faiz indirmeyi engelleyen etkenleri, ABD tahvil faizindeki yükseliş, TL’deki değer kaybı, yükselen enflasyon ve artan petrol fiyatları olarak sıralayan yatırımcı, TL’yi uzun zamandan beri zayıf düşüren TCMB rezervleriyle ilgili spekülasyonun tavsadığını, dış politikada siyasi gerginliklerin azaldığını, yerli üretimin artırılmasıyla ithalatın baskılanması ve ihracatın artmasıyla kurda görülecek dengelenme sonucu enflasyonun yılın sonuna doğru düşüş trendine gireceğine inanıyor.

TL’nin döviz karşısındaki durumunu ve bu yılın 3’üncü çeyrek sonu itibariyle başlaması muhtemel faiz indirimlerini beklentiye alan yatırımcı, piyasalarda 8,40 liraya kadar dayanan dolar kurundaki zirvenin netleştiğini gördükten sonra stratejisini portföy artırma yönünde geliştireceği öngörüleri yapılıyor.

İsviçre merkezli finans kuruluşu USB’nin dolar kuru yılsonu hedefini 8,60 liradan 9 liraya çıkarmasına rağmen Türkiye’nin büyüme odaklı politikalarıyla hareket etmesini beklediklerini ifade eden analistler de yatırımcıları doğruluyor ve TCMB’deki rezervlerle ilgili spekülasyonların giderek aydınlandığını ve TL’nin yakın dönemde daha güçleneceğini haber veriyorlar.

Türkiye’nin her dönemde reel getiriyle dikkat çektiğini ve yatırımcısı memnun ettiğini belirten analistler, ülkede enflasyonun üzerinde gerçekleşen faizin reel getiriye en önemli örnek olduğuna dikkat çekiyorlar.

En az 300 baz puan indirim

Türkiye ile ilgili yatırımcı stratejisini ölçen Bloomberg ekonomistleri de aynı kanaati taşıyor. Bölgesinde bu yıl faiz indirimi beklenen tek ülke olarak Türkiye’yi gördüklerini dile getiren ekonomistler, TCMB’den bu yıl için en az 300 baz puan faiz indirimi bekliyorlar.

Türk ekonomisinin her zaman büyüme odaklı hareket ettiğini, büyüme ve sanayi üretiminde dünyada Çin ile yarıştığına dikkat çeken ekonomistler, Türkiye’den 2021 yılında da yüksek bir büyüme beklediklerini ifade ediyorlar. Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) yüzde 6, OECD’nin yüzde 5’in üzerinde büyüme beklentisindeki Türkiye’nin faiz indirimi yapmadan da bu beklentileri karşılayamayacağını dile getiriyorlar.

Pandemi ortamında ABD Merkez Bankası (FED) ile Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) ve diğer küresel merkez bankalarının faiz indirme imkânlarının olmadığını belirten Bloomberg ekonomistleri, büyüme şampiyonu Çin’den bile bir faiz indirimi beklemediklerini öngörüyorlar.

İsviçre merkezli finansal kuruluş UBS de salgın şartlarının ağırlaşması, cari açıkla ilgili olumsuzlukların bariz şekilde ortaya çıktığı 2021 yılında geçen yıl olduğu gibi ülkeler büyüme noktasında sıkıntı yaşayacaklarını, ancak Türkiye’nin Çin ile birlikte büyümede yarış halinde olacağını raporluyor.

İlk etapta TL’nin değer kaybı ve enflasyonun yükselmesiyle TCMB’nin faiz artışlarına gidebileceğini ifade eden UBS, pandemi, enerji fiyatlarının artışı, cari açığın yükselmesine rağmen Türkiye’nin büyüme çizgisinden ayrılmayacağına dikkat çekiyor.